Dinin Olmadığı Bir Dünya Nasıl Olurdu?

Din, korkudan doğuyor ve insanlar bir süre daha bilinmezlikten korkmaya devam edecek. Ancak bu doğruyu bulmaya engel olmamalı.

dinler
(Görsel: Pew Araştırma Merkezi)

Dindar mısınız? Eğer öyleyseniz, hayatınızın büyük bir kısmı muhtemelen inançlarınız ve dindar çevreniz tarafından şekillendirildi. Eğer değilseniz, dini uygulamalara ve ritüellere şaşkınlıkla bakıyor olabilirsiniz. Her iki durumda da din, insanlık tarihi ile iç içe olmuştur. Şiddet dolu haçlı seferleri, cömert hayırseverlikler, ilerleme ve gerilemeler, din hepsinin bir parçasıydı. Peki ya din en başından var olmasaydı? Savaşlar olur muydu? Ahlak nasıl değişirdi? Bilimsel olarak daha mı gelişmiş olurduk?

Dinin Olmadığı Bir Dünya

Bu alternatif gerçekliği keşfetmeden önce bir şeyi açıklığa kavuşturmak gerek. Dinden bahsederken yüksek bir güce inanıp inanmamayı değil yalnızca insanları örgütleyen bir araca inanmaktan bahsediyoruz.

Din olmasaydı inanç ve maneviyat hala olurdu, sadece bunun etrafında yaratılan dış kurumlar bulunmazdı. "Dini" tanımladığımıza göre, dinsiz bir dünyadan bahsedelim.

Din, insan ırkı var olduğu sürece vardı. Felsefi uygulamalar dahil dünyada 4.300 farklı din bulunuyor. Bu kadar çok farklı inanç daima yan yana barış içinde var olmadı.

Savaşlar

Dini farklılıklar tarih boyunca nefret ve çatışmanın yakıtı olarak kullanılmıştır. Haçlı seferlerinden, Salem cadı mahkemelerine kadar çeşitli dini inançlar altında korkunç eylemler gerçekleştirildi. O halde din olmasaydı savaş olmazdı değil mi? Tam olarak öyle olmayabilir.

"Encyclopedia of Wars"a göre dünyada açıkça dini sebeplerle yapılmış 123 savaş var. Bu kaynakta toplamda 1.763 savaş listeleniyor. Bu da dini güdümlü savaşların kaydedilen tüm çatışmaların %7'sinden az olduğunu gösteriyor. Yani din olsun ya da olmasın hala çok kan dökülürdü.

Ancak şu var ki çoğu toplumda din ulus bilinciyle iç içedir. Savaşlar siyasi kararlar olabilir ancak din iki taraf arasındaki nefreti yaratan araç olmuştur.

Ahlak

"Medeniyetin emir ve talep ettiğini yapmak insan olmak için yeterlidir."

Mustafa Kemal Atatürk

Peki ahlak ve etiğe ne olurdu? Farklı olur muydu? Bazıları evet diyebilir. Din, büyük bir organizasyon ve eğitim aracı. Yargıları ve standartları şekillendiren öyküleri ve kuralları var.

Ancak bu durum, din olmadan ahlaktan yoksun olacağımız anlamına gelmiyor. İnsanlar ahlaki davranışlar geliştirdiler çünkü tür olarak hayatta kalmamızın önemli bir yolu buydu.

Çoğu insan nezaket ve dürüstlük gibi şeyleri uygulamak için dini bir öğretiye ihtiyaç duymaz. Bu nitelikleri genellikle yaşamdaki durumlarla etkileşime girerken kendimizde buluruz.

Dinin olmadığı alternatif dünya gerçekliği buraya kadar böyle görünüyor. Daha az savaş olurdu ve hayatta kalmak için birlikte çalışma ihtiyacından yine ahlakımız doğardı. Peki ya bilimsel ilerleme?

Bilimsel İlerleme

Bilim ve dini birbirine düşürmek kolaydır. Çünkü biri sorgusuz olarak inanır ve diğeri sorgulayarak doğru cevaba ulaşır. İkili, şimdiye dek tarihsel olarak el ele oldu. 12. yüzyılın ortaçağ bilginleri bir kilise, cami veya sinagoga üyeydiler. Tabii politik düzen bunu gerekli koşuyordu.

Francis Bacon, Isaac Newton ve Robert Boyle gibi bilimsel öncüler teoloji ve dini inançla motive oldu. Onların bakış açısına göre bilim, daha yüksek güç tarafından şekillendirilen dünyayı anlama yoluydu.

Bugün de din ve bilimi bir arada yürüten bilim adamları var. Büyük araştırma üniversitelerinden bilim adamları arasında yapılan bir ankette %15'i din ve bilimi her zaman karşıt olarak görmüştür. Ancak bu uyumlu oldukları anlamına gelmiyor: Ezici bir %70 ikisinin çelişkili olduğunu düşünüyor. Dahası bu bilim adamlarının %50'si bir tür kişisel dini kimlik taşıyorlar.

Din hiç var olmasaydı henüz yeni keşfedilen bazı ilkeler daha önceden kabul edilebilirdi. Örneğin, Galileo Galilei, Nikolas Kopernik'in Teorisi olarak da bilinen Dünya'nın Güneş'in etrafında döndüğü teorisine inandığını söylediğinde sapkınlıkla suçlanmıştır.

Bu süre zarfında Katolik Kilisesi, Güneş'in Dünya'nın etrafında döndüğünün tartışılmaz bir kutsal gerçeklik olduğuna inandı. Galileo, bilimsel düşünceye olan inancı nedeniyle Kilise tarafından cezalandırıldı. İslam dehalarından İbn-i Sina kafir ilan edilirken Hac yolculuğunda Müslümanlar Hayyam'ın mezarına tükürmeyi seçmiştir.

Din hiç var olmamış olsaydı, o zaman Kopernik'in Teorisi geniş çapta daha hızlı kabul edilecekti. Bilimsel evren anlayışımız daha hızlı ilerleyecek ve belki de halihazırda Ay'da yaşıyor olacaktık.

Bununla birlikte kesinlik belirtmek kolay değil. Bilimin ilk zamanlarındaki deneyler ve keşifler genellikle dinden ilham aldı. Dini motivasyon olmadan evreni anlamakta bu kadar istekli olur muyduk? Din, korkudan doğuyor ve insanlar bir süre daha bilinmezlikten korkmaya devam edecek. Ancak bu doğruyu bulmaya engel olmamalı.