E-posta yazmak, sayısız telefon araması yapmak ve Zoom toplantılarına katılmakla geçen yorucu bir gün, gününüzün büyük bir kısmını ofis koltuğunda oturarak geçirmiş olsanız bile, kendinizi kanepeye bırakıp yorgunluktan gözlerinizi kapatmanıza neden olabilir. Zihin yorgunluğu oldukça yaygın bir durumdur, fakat bilim insanları bilişsel görevlerden bazılarının neden bu kadar yorucu olduğundan tamamen emin değiller.
Bilim insanları uzun zamandır söz konusu tükenmişliğin nedenini araştırıyor. Scientific American'dan Diana Kwon'a göre, 2000'li yılların başında yapılan çalışmalar, zihinsel eforun beynin enerji yakıtı olan glikoz rezervini tükettiğini ileri sürmüş, yapılan diğer çalışmalar ise bu bulguları tekrarlayamamıştır.
Current Biology'de geçtiğimiz hafta yayınlanan yeni bir makalede araştırmacılar, nöronların birbirlerine mesaj iletmek için kullandıkları bir kimyasal olan glutamat seviyesinin artmasının da buna neden olan bir faktör olabileceğini öne sürüyor.
Münih Ludwig-Maximilians Üniversitesi'nde karar verme ve özdenetim üzerine çalışan Alexander Soutschek, "Asıl kafa karıştırıcı olan, neden bazı zihinsel faaliyetlerin tamamen zorlu olarak algılandığı ve bitkinliğe yol açtığı, bazılarının ise neredeyse kendiliğinden gerçekleştiği ve yorgunluğa yol açmadığıdır (görme gibi)" olarak bir görüş bildirdi. Yeni çalışmaya Alexander Soutschek katkıda bulunmamıştır ama Vice'a konuyla ilgili röportaj vermiştir.
Son yapılan deneyde araştırmacılar 40 ücretli katılımcıyı iki farklı gruba ayırdı. Science'tan Emily Underwood'un haberine göre, bir grupta katılımcılar gördükleri bir sayının daha önce gördükleri bir sayıyla eşleşip eşleşmediğini hatırlamak gibi bilişsel açıdan zorlu görevler yürütürken, ikinci grup daha kolay işler yaptı. Deneyin süresi iki on dakikalık arayla yaklaşık altı saat sürdü; yani bir iş gününe yakın bir süre.
Katılımcılar çalışırken, beynin lateral prefrontal korteks adı verilen ve dürtüleri baskılamak için kullanılan bir bölümünde araştırmacılar glutamat düzeylerini ölçtüler. Önceki bir çalışmada araştırmacılar, bilişsel görevleri gerçekleştirdikten sonra beynin bu bölümünde etkinliğin azaldığını tespit etmişlerdi.
Nature News'ten Heidi Ledford'un haberine göre, bu kez araştırmacılar zorlu görevleri yerine getiren katılımcılarda, daha basit görevleri yerine getirenlere kıyasla daha fazla glutamat birikimi saptadı. İki grup arasında kontrol görevi gören görsel korteksteki glutamat seviyeleri açısından bir fark bulunmadı.
Ayrıca bilişsel görevleri yerine getirmenin dürtü kontrolü üzerinde de etkisi var gibi görünüyordu. Nature News'e göre, deney öncesine kıyasla, zorlu gruptaki katılımcıların gelecekteki bir maddi ödülü, daha ufak olsa da anında bir nakit ödül lehine reddetme ihtimali daha yüksekti.
Vice, bu araştırmanın aşırı glutamatın spesifik olarak zihinsel yorgunluğa neden olduğu sonucuna varmadığını belirtiyor. Ayrıca düşünmenin glutamat seviyelerini artırdığını da kanıtlamıyor. Yeni makalenin ilk yazarı ve Le Groupe Hospitalier Universitaire Paris'te bilişimsel psikiyatrist olan Antonius Wiehler, Science'a "Zihinsel olarak çok çalışmanın beyinde toksik bir glutamat birikimine neden olduğunu söyleyebileceğimiz noktanın hala uzağındayız" yorumunda bulundu.
Araştırmanın yazarları, zorlayıcı görevleri yerine getiren katılımcıların beyinlerinde glutamat birikmesini istemedikleri için fevri seçimler yaptıklarını varsayıyor. Wiehler Vice'a şunları söyledi: "Beyin [glutamat seviyelerini] izliyor ve beyinde glutamat birikmesini önlemek için beyin faaliyetini azaltıyor ve katılımcılar tercihleri sırasında kontrolü daha az ellerinde tutuyor ve bu nedenle tercihleri değişiyor."
Öte yandan diğer bilim insanları glutamatın zihinsel yorgunluğun birincil nedeni olduğuna kani değil. Araştırmada yer almayan Princeton Üniversitesi'nden sinirbilimci Jonathan Cohen, Science'a beynin birçok zorlu görevi yerine getirmek için daha karmaşık bir sisteme sahip olması gerektiğini söylüyor. " Her şey bu kadar kolay olamaz" diyor.