Doğal afetler dünyada neredeyse herkes için hayatın bir gerçeği. Bazen kasırga, deprem, hortum ve benzeri doğal olaylar en güzel ülkeleri dahi harap edebilir. Dünya'da birçok insan bu yıkıcı afetler tarafından etkilenen bölgelerin en az birinde yaşıyor. Aşağıda dünyada doğal afete en yatkın olan en harika ülkeleri sıraladık. Sadece kısa süreliğine bu ülkelerden birinde bulunacak biri dahi doğal afetin gerçekleşme olasılığını iyi değerlendirmek zorunda.
Sık Sık Doğal Afet Yaşayan En Güzel Ülkeler
Bazı insanlar Karayipler'de tatile çıkmayı hedeflerken yaz sonu ya da sonbahar başlarını (otel ücretleri ve uçak biletleri taban yaptığında) seçer. Ancak kasırga ihtimaline dikkat ederek tatiline iptal sigortası da yaptırır. Aynı şekilde yazı ABD'nin Merkez Ovalar'ında geçirecek olanlar en yakın hortum sığınağının nerede olduğunu bilmek isteyebilir.
Bununla birlikte birden fazla doğal afete karşı risk altında olan popüler seyahat noktaları da var. Bu popüler yerler nereleridir? Neden tüm tehlikelere rağmen ziyaret edilmeye değerler? Öyleyse bir göz atalım.
Japonya
Sigorta firması Swiss Re tarafından yapılan yakın tarihli bir ankette Tokyo şehri doğal afetlere en yatkın kent seçildi. Japonya geçtiğimiz yüzyılda güçlü depremlerden ağır hasarlar gördü. Ayrıca ülkenin doğu kıyı şeridine aşırı hasar veren ve birçok can kaybına sebep olan tsunamiden de sert şekilde etkilendi.
Toplamda Japonya'daki 3 bölge Swiss Re şirketinin "ilk 10" listesine girdi. Milyonlarca nüfusa sahip Osaka/Kobe ve Nagoya şehirleri de dünyanın doğal afetlere en yatkın yerleri arasında sayılmakta. İyi yanından bakacak olursak Japonya'daki yapıların çoğu güçlü sarsıntılara dayanacak şekilde inşa edilmiştir.
Depremler çok yaygın olduğundan neredeyse herkes hayatta kalma şansını en üst düzeye çıkarmak için ne yapması gerektiğini çok iyi biliyor. Hatta uzmanlar, Japonya'nın depreme karşı hazırlıklı olmasının 2011 felaketinde on binlerce canı kurtardığını düşünüyor. Yani depremlerden endişe ediyorsanız, derin tarihe ve eşsiz egzotik kültüre sahip bu ülke sizin için muhtemelen en güvenli turistik yerlerden biri olacaktır.
Filipinler
Pasifik Okyanusu'ndaki meşhur "Pasifik Ateş Çemberi"nde yer alan hiçbir yer Filipin Adaları kadar doğal afete maruz kalmaz.
Depremler her ne kadar yaygın olsa da, Filipinler, Japonya ve Tayvan'ın aksine bunlarla başa çıkabilecek altyapıya sahip değil. Adalar kendilerini genellikle okyanusa doğru esen güçlü tayfunlarla karşı karşıya bulmakta. Time Dergisi yakın zamanda Filipinler'i fırtınaya en çok maruz kalan ülke olarak adlandırdı. Rüzgarlar ve fırtınalar kıyı şeridi boyunca tehlike oluşturmakta ancak ülkenin her yanı sele karşı savunmasız. Filipinler'in kalabalık başkenti Manila dahi kendini zaman zaman sular altında buluyor.
Filipin adaları dünyanın en güzel plajlarına sahiptir. Ayrıca sokakta yürürken karşılaşabileceğiniz çoğu Filipinli çok iyi İngilizce bilir. Bu da Asya kıtasındaki herhangi bir yere kıyasla seyahati daha kolay kılar.
Bangladeş
Bangladeş doğal afetler için yaratılmış bir yer gibi görünüyor. Ganj Nehri Deltası yoluyla kesişen ve tamamı düz bir ülke olan Bangladeş muson ve kasırga mevsimlerinde ciddi risk altına girer. Her yıl ülkenin geniş bir kısmının sel altında kalması neredeyse kesindir. 1998 yılında 150 milyondan fazla kişinin yaşadığı Bangladeş'in yarısından fazlası kendini su altında buldu.
Güney Asya'nın az gelişmiş bu ülkesi kuşkusuz listedeki diğer ülkeler kadar ulaşılabilir değil. Ancak seyahat edenlere sağladığı benzersiz manzaralar ve misafirperver insanları ile kesinlikle çekici bir yer. Ayrıca kültürü ve tarihi ile büyük ilgi odağı.
Karayipler
Karayipler'in büyük bir kısmı Kasırga Geçidi (Hurricane Alley) içerisinde yer alıyor. Güçlü tropik fırtınalar adaları her yıl hırpalar. Bazı tehlikeli derecede kuvvetli rüzgarlar, fırtına dalgaları, sele dönüşebilecek yağmurlar ve ölümcül toprak kaymaları çok sık görülür ve kimi zaman manşetlere dahi düşmez. Kasırga mevsimi boyunca düşen fiyatlar sebebiyle Jamaika, Barbados ve Porto Riko gibi yerlere çok sayıda insan seyahat ediyor. Kasırgalar Atlantik Okyanusu'nun dört bir yanından geldiğinden Karayipler'de nerenin güvenli olacağını belirlemek zordur.
2010 yılında Haiti'deki yıkımdan da anlaşılabileceği üzere, depremler de Batı Hint Adaları'na felaket getiriyor. ABD Virjin Adaları ve Porto Riko, sarsıntılara ve özellikle deprem sonucu oluşabilecek tsunamilere karşı savunmasız. Amerika'nın aktif volkanlarından bazıları da Karayipler'de bulunuyor.
Fransız Martinik Adası, Amerika'daki en kötü yanardağ felaketlerinden birine sahne oldu. Pele dağı 1902'de patladığında 28.000'den fazla insan öldü. O zamandan bu yana çok az aktivite olmuş olsa da bu yanardağ devamlı yakından takip ediliyor. Daha yakın zamanlara gelecek olursak, 1995'te Soufriere Tepeleri patlaması başkenti resmen yok etmiştir ve Martinik'in büyük kısmını yaşanamaz hale getirmiştir. Bu yanardağ halen aktif ve 90'lardaki patlamanın ardından adayı terk edenler hala geri dönemedi.
Endonezya
Geniş bir ada ülkesi olan Endonezya doğal afetlerden derinden etkilenmekte. Ünlü yanardağ Karakatau 19. yüzyılın sonunda ülkeye büyük yıkım getirirken, daha yakın tarihli 2004 Hint Okyanusu depremi ve tsunamisi tarihteki en ölümcül doğal afetlerden biri oldu (Endonezya'nın Açe Bölgesi'nde 100.000'den fazla insan bu dalga yüzünden öldü.)
Endonezya'nın yoğun nüfuslu Java Adası'nda yanardağlar ve güçlü sarsıntılar halen manşet olmaya devam etmekte. Sumatra'da yer alan Sinabung Yanardağ'ı son zamanlarda fazlasıyla aktifken, dünyadaki en verimli yanardağlarından biri olan Merapi Yanardağı Cava şehri Yagyakarta'ya yakın mesafede yer alıyor. Yine Cava'da bulunan ve bir metropol olan Cakarta ciddi sellere meyillidir ve deprem bölgesindedir.
Afet tehlikeleri bir yana, Endonezya seyahat etmek için muazzam bir yer. Aralarından seçim yapabileceğiniz on binlerce adaya ve renkli bir nüfusa sahip olan bu ülke Asya'nın hak ettiği değeri görmemiş en ilginç yerlerinden biri. Bu takımadaların güçlü albenisini en çok yansıtan bölge ülkenin turist merkezi olan Bali'dir.
ABD'de Merkez Ovalar
ABD'nin Central Plains bölgesi hortumları ile ünlü. Tıpkı ünlü roman kahramanı Dorothy'yi Oz'a götüren hortum gibi, buradaki hortumlar da Kansas, Oklahoma ve diğer eyaletlerden geçiyor. Hortumların bu bölgede sıklıkla görülmesi alana Hortumlar Geçidi (Tornado Alley) adını kazandırdı.
Bu eyaletlerde genelde bir tip doğal afet görülse de şiddetli fırtınalar oldukça yaygındır. Bu ovalarda yaşayan ABD'lilerin doğal afetlere karşı hazırlılık düzeyi fazlasıyla yüksek. İnşaat kanunları çok katı ve sığınaklar sıkça görülür. Çevreye en çok zarar veren hortumlar ise genelde hazırlık düzeyinin düşük ve sığınaklara erişimin zor olduğu doğuda ve güneyde gerçekleşir.
Şili
Şili sismik ve volkanik anlamda aktif bir bölgede bulunmakta. Bununla birlikte Pasifik fay hattı boyunca yer alan birçok yerden daha seyrek nüfuslu olduğundan, doğal afetler fazla ölüm getirmez. 2010 yılında yaşanan deprem Şili'nin doğal afet geçmişinin en kötü örneklerinden biri. Şimdiye kadarki en güçlü depremlerden birisiydi ve bu olay uzun ince Güney Amerika ülkesinin her noktasında hissedildi. Depremin merkez üssü olan açık denizde tsunami başlattı ve dalgalar birkaç sahil kasabasını birden süpürdü. Yaşanılan sarsıntı o kadar güçlüydü ki ilk depremin ardından meydana gelen artçılar bir yıldan uzun süre hissedildi.
Şili'de yanardağ patlamaları da görülüyor. 2011 yılında Puyehue-Cordon Caulle yanardağının patlaması sonucunda geniş çaplı tahliyeler yapılmıştır. Olay, bir kül bulutunun kıtanın güney kesimindeki Arjantin ve Uruguay'a ulaşmasına sebep oldu. Turizmden bahsedecek olursak, Şili çok popüler bir macera ülkesi. Vahşi yaşam açısından zengin uzun kıyı şeridi, neredeyse el değmemiş vadileri, dağları ve çok az insanın ayak bastığı buzulları var. Bu anlamda benzersiz bir doğal güzelliğe sahip.
Çin
Tarihin en kötü doğal afetlerinden bazıları Çin'de yaşanmıştır. 1931'deki Sarı Nehir seli şimdiye kadarki en ölümcül doğal afetlerden biridir. Afetin 4 milyon insanı öldürdüğü düşünülmekte (Çin hükümetinin verdiği resmi rakamlar çok daha düşük olduğunu söyler). Aynı dönemde meydana gelen diğer Sarı Irmak selleri de şaşırtıcı kayıplara yol açtı. Bugün bile seller Orta Krallık'ın güney ve orta kesimdeki nehir vadilerinde her sene gerçekleşiyor. Neyse ki daha iyi hazırlıklar ve altyapılar sayesinde ölüm sayıları artık daha az.
Fay hattının üzerinde bulunan ve 2008 depreminde önemli ölçüde hasar gören Siçuan Bölgesi yaban hayatı ve benzersiz kültürüyle turistler için popüler bir rota. Çin'in merkezindeki bir başka doğa zengini bölge olan Yünnan da depremlere karşı savunmasız.
Fakat çeşitli manzaraları, batı dışı kültürü ve derin tarihi ile bu izole ülke birçok insan için nihai seyahat noktası olmaktadır.
Sık sık doğal afetlerle dövülse de, neredeyse sınırsız sayıda merak uyandırıcı mekanı ile Çin, turistlerin bir ömürlerini geçirebileceği bir yer. Bu yüzden her şeye rağmen insanlara hala buraya akın ediyor.