Bağımsız Güney Amerika ülkeleri sürekli olarak toprak anlaşmazlığı yaşayarak çatışmaya giriyordu. Bu kaosun ortasında Paraguay Devlet Başkanı Francisco Solano Lopez kıtanın kaderini belirledi. 1860'tan önce Portekiz ve İspanya'nın bıraktığı net bir toprak sınırının olmaması ve Güney Amerikalı yetkililerin yeni sınırları tespit edememesi, kıtayı yıllarca parçalayan büyük çatışmaları başlatacaktı.
Güney Amerika'da bağımsızlığını kazanan ilk ülkeler, büyük komutan Simon Bolivar'ın liderliğinde Venezuela, Kolombiya, Peru ve Bolivya oldu. Güney bölümündeki İspanyol Rio de la Plata Genel Valiliği 1810'larda yıkılarak Arjantin ve Paraguay'ın doğmasına neden oldu. Şili devleti de 1810'larda bağımsızlığını ilan ederek Peru İspanyol Genel Valiliği'ne son verecekti. Son olarak Brezilya da aynı yöntemi uyguladı. Mayıs 1822'de, Brezilya İmparatoru I. Pedro liderliğinde bağımsızlık ilan edilecekti. İmparator soyu Portekizli Braganza hanedanından geliyordu.
Arjantin ve Brezilya arasında, alt kıtadaki büyük gücü tespit etmeye yönelik şiddetli bir çatışma ortamı oluştu. Bu iki ülke Cisplatine Savaşı'nda (1825-1828) "Banda Oriental" topraklarını elde etmek birbirleriyle ölümüne çarpıştı. Savaş sonucunda, Arjantin'den bağımsızlığını kazanan Uruguay ortaya çıktı. Fakat yeni oluşan bu devlet, kararlı bir merkezi hükümet kurma becerisine sahip değildi. Dolayısıyla, yakınlarındaki güçlü ülkelerin aralıksız müdahalesinden kaçamayarak hızla iç savaşa itilecekti.
1851 yılına geldiğimizde, Brezilya'nın arkasında durduğu bir fraksiyon olan Colorados, azılı düşmanları ve Arjantin'in desteklediği Blancos'u yendi. Bu galibiyet, Arjantin ve Brezilya'nın Platine Savaşı'nda karşı karşıya gelmelerini sağladı. Bu savaş 1862 yılına kadar sürecekti. Çarpışmanın sonucunda Brezilya, Uruguay'u tamamen ele geçirmişti. Yenilen Arjantin, Buenos Aires'in diğer eyaletler üstündeki egemenliğini öne sürerek yönetimini tek noktada toplama imkanı buldu.
Paraguay: Lopez Ailesinin ve Francisco Solano Lopez'in Yükselişi
İspanyol Rio de la Plata'nın yıkılmasının ardından Paraguay 1811 yılında bağımsızlığını ilan etti. Danışmanlardan bir ara getirilen bir askeri cunta, Buenos Aires'in idaresi altında olmayı kabul etmedi ve askerleri alanda yenilgiye uğrattı.
Paraguay Kongresi üç yılın ardından, tüm gücü tek konsül olarak José Gaspar Rodriguez de Francia'ya vermeyi tercih etti. Özellikle komşu ülkelere büyük hasarlar veren farklı karışıklardan daima uzak duracaktı. Bunun yanında, Paraguay'ın yalıtılmış coğrafi pozisyonu, kendisini bölgedeki büyük güçler için pek değerli olmayan bir noktaya düşürmüştü.
De Francia'nın ilk icraatı, milli ekonomi modeliyle ekonomiyi geliştirmesi oldu. Devamında ise eğitim reformu gerçekleştirdi. İlerici politikalardan hiçbir zaman vazgeçmeyerek halkın refahına dikkat etti. Fakat, tüm tek adamlar gibi ne yazık ki rejimi bir diktatörlüğe evrilmişti ve hiçbir şekilde muhalif düşüncelere özgürlük alanı sağlamadı.
De Franca 1840 yılında öldüğünde, arkasında bir yönetim boşluğu bırakacaktı. Bu durum askerlerin yönetimi ele geçirmesine neden oldu. Böylece 1841 yılında toplanan Kongre, tüm gücü asker Mariano Roque Alonso ve Carlos Antonio Lopez'e bırakacaktı. Zaman içinde Lopez'in siyasi desteği büyümüştü. 1844 yılında diğer eş lider Alonso'yu sürgün ederek, siyasi gücün tamamını eline aldı.
Konsül unvanını bırakarak Başkan'lık unvanına geçiş yaptı. 1862 yılında ölene kadar demir yumruk tarzından ödün vermeyecekti. Lopez'in yönetimindeki Paraguay, kıtada olan bitenlerden tamamen soyutlanmış olarak ekonomik zenginliğini artırmıştı. Carlos Antonio Lopez bununla da yetinmeyerek, savunma bütçesini büyük oranda artırmıştı. Dolayısıyla Paraguay'ın askeri gücü görmezden gelinemez durumdaydı. Başkan, 1857'de Francisco Solano Lopez'i kendi yardımcısı olarak yanına aldı. 10 Eylül 1862'de Carlon Antonio öldüğünde, oğul Lopez'e modern bir ordu ve ekonomisi işleyen bir ülke kalmıştı. Francisco Solana Lopez'in yönetim tarzı Paraguay dışında, Güney Amerika'nın tamamını etkileyecek sonuçlara neden olacaktı.
Francisco Solano Lopez ve "Üçüncü Kuvvet"
Francisco Solano Lopez cumhurbaşkanlığı sorumluluğnu almadan önce orduda görevliydi. 1853'te diplomatik amaçlarla Avrupa'ya gönderildi ve burada birinci ve ikinci Fransa İmparatorluklarına ve haklı olarak Napolyon Bonapart'a yönelik bir ilgi geliştirdi. 1855'te Paraguay'a döndüğünde Savaş Bakanı olarak görevlendirildi ve Paraguay ordusunun Prusya tarzı modernleşmesine doğrudan destek verdi.
Babası ölürken Başkan Yardımcısı olan Lopez, Kongre'nin onayıyla, kimse karşı çıkmadan başkanlık görevine getirildi. Francisco Solano Lopez ekonomik olarak "yalnızlık" politikası dizayn etmişti. Paraguay'ı Brezilya ve Arjantin'in karşısına çıkabilecek, dev bir güce ulaştırmayı hayal etti. Bir şekilde kıyı şeridinde toprak kazanmak ve Paraguay'a dış ticaret imkanlarını getirmek istiyordu. Bu hedefe yönelik Blanco Partisi'nden Uruguay Devlet Başkanı Bernardo Berro ile bir ittifak inşa etti. Lopez, bölgedeki küçük ülkeleri kıta düzeyinde bir "Üçüncü Güç" olarak bir araya getirmeyi ve River Plate Havzası'na doğrudan nüfuz etmeyi istiyordu.
Bu hamleler Brezilya'nın dikkatini çekti ve 1863'te Uruguay'daki Colorado Partisi'nin ayaklanmasının açık olarak arkasında durdu. Paraguay'ın askeri tehditlerine karşın Brezilya 1864 yılında Uruguay'ı ele geçirdi. Francisco Solano Lopez de fazla beklemeden Aralık 1864'te savaş ilan etti ve Mato Grosso eyaletini işgal etti.
Paraguay orduları üstün kalitede savaşsa da, Brezilya birliklerinin Uruguay'ın Montevideo bölgesini ele geçirmesini engelleyemedi. Brezilya ardından Colorado'daki ortakları Venancio Flores'i başkan olarak başa getirmişti. Dolayısıyla Başkan Lopez'in yardıma gidebilmek için elindeki tek yol Arjantin üstünden geçmesiydi. Fakat orada bir sorun vardı: Lopez bu geçişi Arjantin başkanı Bartolome Mitre'den habersiz olarak yapacaktı. Nisan 1865'te Paraguay Arjantin'e savaş açtı. Paraguay askerleri önce Corrientes bölgesini ele geçirerek ilk zaferlerini elde ettiler.
Üçlü İttifak Savaşı: Koalisyon Karşı Saldırıya Geçiyor
Üçlü İttifak Savaşı'nın ilk hassas hedefi Paraguay'ı Brezilya ve Arjantin'de ele geçirdiği bölgelerden geri çıkarmaktı. Bu hedefle Brezilya savunma kademesi, Albay Manuel Pedro Drago'yu Mato Grosso'ya yolladı. Fakat Albay Drago her seferinde engellendi. Savunmaları o kadar güçlüydü ki, Paraguay birlikleri 1869 yılına kadar bölgeyi elinde tutabilmişti.
Paraguay'ın bu kadar etki göstermesi, General Estigarribia'nın Rio Grande do Sul eyaletine saldırarak, 1865 başlarında Uruguaiana kentini işgal etmesiyle mümkün olmuştu. Fakat 1865'in Eylül ayında Brezilya ordusu Paraguay'ı kentten çıkmalarına zorlayarak Lopez'in ordusunu kovmayı başarmıştı. Bu zaferin en beklenmedik yönü, artık Paraguay'ın işgale açık hale gelmiş olmasıdır.
Paraguay'ın Corrientes'i ele geçirmesi Arjantin'de büyük bir karışıklık başlattı ve Arjantin başkanı, müttefik ordularının Yüksek Komutanı olarak belirlendi. Bartolomé Mitre'nin karşı saldırısı kötü sonuçlandı. Çünkü Paraguay askerleri Brezilya, Arjantin ve Paraguay'dan geçen Parana Nehri üzerindeki ikmal hatlarını elinde tutuyordu.
11 Haziran 1865'te Brezilya donanması amirali Francisco Manuel Barroso da Silva, Parana Nehri'nde konumlanan Pedro Ignacio Meza komutasındaki Paraguay donanmasına ani bir saldırı gerçekleştirdi. Riachuelo Muharebesi olarak adlandırılan bu çarpışmada Paraguay donanması kesin olarak yok edildi. Bu galibiyet, Arjantin'deki Paraguay birliklerinin anavatanlarıyla olan yolunu keseceği için kesinlikle belirleyici etkisi vardı. Böylece Üçlü İttifak Savaşı'nın hikayesi değişecek ve müttefik birliklerin hep beraber saldırı pozisyonu almasını sağlayacaktı.
Üçlü İttifak Savaşı: Paraguay'ın İşgali
Riachuelo'daki hezimetten sonra Lopez, Corrientes'ten ayrılarak, savunma pozisyonu almak zorunda kaldı. Ardından müttefikler 42.000 piyade ve 15.000 süvariyi Paraguay'ı baştan sona ele geçirmeleri için bölgeye sevk etti. Paraguay etkili bir savunma gösterdi ve Corrales ve Itati Muharebeleri'nde küçük zaferler elde edebildi. Fakat ordu, kendi topraklarında adım adım geri çekilmek zorunda kalıyordu.
Nisan 1866'da Paraguay topraklarına giren müttefikler, 2 Mayıs'ta Estero Blanco Muharebesi'nde vahşi bir şekilde pusuya düşürüldüğünde, Lopez'in orduları ciddi sayıda top ve mühimmat elde edecekti. Bu sonuçla savaşın kesinlikle kazanılacağına inanan Başkan Lopez, 24 Mayıs'ta Tuyuti Muharebesi'nde koalisyona karşı büyük bir karşı atak organize etti.
Müttefiklerin kabiliyetçi topçuları Paraguay askerlerine büyük kayıplar yaşattı. 13,000 askerini kaybeden Paraguay'ın geri çekilmekten başka bir düşüncesi olamazdı. Bu ağır yenilgiye rağmen Paraguay, Üçlü İttifak'ın ağır kayıplar yaşamasını sağlamıştı. Yani onlarda kendi mevzilerini tutmak durumundaydı.
Temmuz ayında Albay Elizardo Aquino liderliğindeki Paraguay ordusu Boqueron ve Sauce Muharebeleri'nde Arjantin ve Uruguay birliklerinin büyük bir yenilgi yaşamasını sağladı. Fakat bu zaferin etkileri, Eylül 1866'da Curuzu Muharebesi'nde Brezilya'nın olağanüstü hamleleriyle anlamsız bırakıldı. Kont Manuel Marquez de Sousa, donanma desteğini aldığında işler değişti. Çünkü bu sayede Paraguay kuvvetlerini aşarak, Paraguay Nehri'nin tek başına kontrolünü ele geçirmişti. Bu taktiği Solano Lopez'in birliklerini yarıya düşürdü.
Kesin ve ağır bir yenilgiden sonra Lopez, Arjantin ve Uruguay ile ayrı ayrı barış görüşmeleri başlatmak için çabaladı fakat dikkate alınmadı. Yine de, iki başkan Mitre ve Flores'in başını çektiği Arjantinli ve Uruguaylı diplomatlar Asuncion'da bu hükümetin baştan sona değişmesi şartını getireceklerdi. Elbette bu şartı Lopez gibi ihtiraslı birisinin kabul etmesi imkansızdı. Sonuç olarak Üçlü İttifak Savaşı sürdürüldü.
Curupaity Muharebesi ve Çıkmazlar
Başkanlıktan feragat etmeyi kabul etmeyen Francisco Solano Lopez, en güvendiği generali José Eduvigis Diaz Vera'dan Curupaity'de bir savunma hattı kurmasını istedi. 22 Eylül'de Arjantin Devlet Başkanı Bartolomé Mitre ve Brezilyalı Amiral Joaquim Marquez Lisboa komutanlığındaki müttefik orduları Paraguay mevzilerini yoğun ateş altına aldı.
Denizden yapılan bombardımanlar Paraguay savunmasının çözülmesini sağlayamamış olsa da bir "mucize" yaşandı. Başkan Mitre düşmanın Brezilya bombardımanıyla etkisiz hale geldiğini düşünmüştü. Adeta oluşan toz bulutuna aldanmıştı. Hemen ordularını hücuma kaldıran Mitre, tuzağa düşürüldü ve kesin biçimde yok edildi.
Paraguay zafer kazansa da yaşancak son değişmeyecekti; bu süreçte 10 ay sürecek bir çıkmaz dönemi başladı ve müttefik ordusunun komuta kademesi artık işlemiyordu. Brezilya ordusu, ittifak yetkililerine giderek, Bartolomé Mitre'den komutanın alınmasını istedi. Bunu öğrenmesi Mitre'yi kızdırdı ve Buenos Aires'e döndü. Ayrıca Venancio Flores de cepheyi terk ederek Uruguay'a döndü ve 1868'de görevden alınması istendi. Uruguay artık bu savaşla en alt düzeyde ilgilenecekti.
Bunlar yaşanırken Arjantinli ve Brezilyalı askeri komutanlar mağlubiyete yönelik birbirlerine suçu atıyordu. Uzun değerlendirmelerin ardından, tüm komutayı yetenekli ve deneyimli Caxias Dükü ve Brezilyalı general Luis Alves de Lima e Silva'nın önüne getirdiler. Silva zeki bir adamdı; müttefiklerin komutasını yaşamlarındaki nüfuza göre değil, yeteneklerine göre baştan belirledi. Fakat, müttefik ordularında kolera salgını ortaya çıkınca saldırı Temmuz 1867'ye ertelendi.
Çok açık görünüyordu ki, Francisco Solano Lopez, Curupaity'deki zaferin kazandırdığı avantajlardan yararlanamadı. Paraguay'ın savaş gücü gözle görülür ölçüde azaldı. Diğer yandan, bir Brezilya mermisi General Diaz'ı ağır biçimde yaralamıştı. Tüm bunlar düşünüldüğünde, Asuncion kenti artık üstün komutanından yoksundu ve sayıları önemli şekilde azalmış olarak, belki de sadece bir müttefik saldırısını karşılayabilirdi.
Asuncion'a Yürüyüş
Temmuz 1867'de müttefikler Humaita şehrini izole ederek saldırıları tekrar başlattı. Kasım ayına gelindiğinde kent tamamen sarılmıştı. Başkan Lopez, ikinci Tuyuti Muharebesi'nde müttefiklerin arka birliklerini hedef alarak düşmanın çözülmesini sağlamaya çalıştı. Paraguay ordusu birçok noktayı ele geçirmeyi başarmasına rağmen müttefiklerin saldıları hala devam ediyordu.
Humaita kuşatması Temmuz 1868'de sona erdi. Bu arada Francisco Solano Lopez, Üçlü İttifak'ın hızlanmasını kesmek için birçok manevra girişimi denedi. Mart 1868'de Paraguay Nehri'nde, Humaita kıyılarında kanlı bir çarpışma yaşandığında, etrafı sarılmış olan kuvvetler yok edilecekti.
Kuzeydeki büyük kentin ele geçirilmesiyle Asuncion'a giden yol artık rahatlamıştı. Aralık 1868'de ittifak ordusu Pikysyry manevrası olarak isimlendirdikleri bir harekâtla 12.000 Paraguay askerine atak yaptı. Taktiksel zekasını kullanan Caxias Dükü, başkenti koruyan tüm Paraguay tümenlerini kısa sürede yolundan kaldırdı. 1 Ocak 1869'da Asuncion işgal edilmişti. Hala yenildiğini kabul etmeyen Francisco Solano Lopez, orta ve kuzey Paraguay yüksek bölgelerine doğru geri çekilecekti.
Asuncion kentindeki müttefikler, Paraguay siyasetinin çeşitli ideolojilerden toplanan bir ekiple, dostluk temelli bir yeni hükümet kurdular. Bu hükümetin başında Carlos Loizaga, Jose Diaz de Bedoya ve Cirilo Antonio Rivarola yer aldı. Fakat, çok şekilde görünüyordu ki, bu hükümetin asıl motivasyonu koalisyonun çıkarlarına uygun kararlar almaktı. Çünkü Francisco Solano Lopez'e karşı sürdürülen Üçlü İttifak Savaşı hala devam ediyordu.
Tepeler Seferi ve Üçlü İttifak Savaşı'nın Sonu
Asuncion'un işgal edilmesiyle Francisco Solano Lopez şehrin kuzeybatısına kadar çekildi ve buradan yalnızca kan dökmeden ibaret, sonuçsuz bir gerilla savaşı planladı. Koalisyon, Paraguay başkanını öldürmesi için komutayı Brezilya İmparatorunun damadı olan Eu Kontu Luis Filipe Gastao de Orléans'a teslim etti.
Fransizco Solano Lopez, Üçlü İttifak'ı topraklarından kovmak için son derece tehlikeli taktikler çiziyordu. Çocukları dahi kullandı. Hatta teslim olmayı isteyenleri derhal idam ettirdi. Hükümetten ve ordudan kalanları Piribebuy'da tutan Lopez, 12 Ağustos 1869'da açık bir yenilgi aldıktan sonra şehri artık terk etmesi gerektiğini anladı. Bu büyük yenilginin devamında, Acosta Nu Muharebesi'nde Paraguay ordusunun tamamen yok edilmesi geldi. Ne acıdır ki, birçok çocuk asker, Brezilyalı süvarilerin atlarının altında ezilerek can verdi.
Bu yaşananlardan sonra Eu Kontu'nun büyük travma yaşadığı ve hiçbir şekilde ittifak ordusunun komutasında yer alamadığı anlatılır. Bundan sonra ordu komutası, Asuncion'un ele geçmesinden beri Paraguay'da olan Brezilya diplomatik heyetinin lideri Rio Branco Vikontu José Maria de Silva Paranhos'a aktarıldı.
Aldığı son yenilgiyle Lopez paranoya içine düşerek, askerlerine ve subaylarına yönelik merhametsiz davranışlarını arttı. Ordudan kaçışlar çoğaldı ve mevcut birliklerin sayısı artık çok azdı. 1 Mart 1870'te Paraguay ordusunun son kamp bölgesi olan Cerro Cora Muharebesi'nde pusuya yakalandı. Fakat Francisco Solano Lopez adamlarıyla birlikte savaşmayı sürdürdü. Ölümcül olarak yaralandıktan sonra yanındaki yardımcılarıyla birlikte Aquibadan-nigui Nehri kıyılarına çekilecekti. Burada general José Antonio Correia da Camara'nın askerleri tarafından ele geçirildi. Bu durumda dahi teslim olmayı reddeden Lopez, Brezilyalı askerler tarafından ateş altına alındı ve yaşamını yitirene kadar bağırdı: "Vatanımla birlikte öleceğim!"
Francisco Solano Lopez'den Geride Kalanlar
Francisco Solano Lopez kesinlikle çok tartışmalı bir tarihi kişiliktir. Kimileri tarafından emperyalizm için bir düşman, kimileri tarafından ise merhametsiz bir diktatör olarak analiz edilen Lopez, Güney Amerika tarihine ve kimliğine etkisini yansıtmıştır.
Evet, Lopez ve askerleri yenilmişti. Fakat askeri dehası kesinlikle inkar edilmedi. Savaş sürerken Paraguay başkanı çılgın düşünceler içine girmişti. Emirlerini bir an bile sorgulayan herkesin canını aldı. Savaşın son günlerinde orduya çocukları ve yaşlıları almak zorunda kalmıştı. Acosta Nu Savaşı, bu acı dolu çarpışmada ölen çocukları anmak için, her yıl "Çocuk Günü" olarak hatırlanmaktadır.
Paraguay, Brezilya ve Arjantin sınırındaki topraklara dair tüm hak iddialarından vazgeçmek ve Uruguay'daki herhangi bir etki bölgesinden feragat etmek durumunda kaldığı için, savaşın siyasi etkileri kesinlikle en az düzeyde kalmıştı. Asıl felaket, insani kayıplarda yaşandı.
Üçlü İttifak Savaşı, 15 Kasım 1889 darbesine kadar Brezilya'nın Güney Amerika kıtasında karşı konulmaz bir egemenlik kurmasını sağladı. Söz konusu darbede İmparator II. Pedro devrilecek ve Brezilya'da Cumhuriyet kurulacaktı. Bu savaştan en çok fayda sağlayan ülke olan Brezilya, 1876'ya kadar Paraguay topraklarında kalırken, 1943'e kadar tazminat aldı.
Uruguay tarafında ise başka bir etkisi oldu. Colorado hükümeti 1958'e kadar hükümdarlığını sürdürecekti. Fakat her zaman etrafındaki iki büyük komşusunun gözetimindeydi. Arjantin ise en şanssız ülke. Savaş devlet hazinesine büyük zararlar verdi. Dolayısıyla Mitre'nin hükümeti sorgu altındaydı.