Gondvana, yaklaşık 550 milyon yıl önce başladı ve 180 milyon yıl öncesine kadar Lavrasya ile birlikte bir süper kıtaydı. Gondvana kıtası günümüz Güney Amerika, Afrika, Arabistan, Madagaskar, Hindistan, Avustralya ve Antarktika'yı içine alıyordu. Peki Gondvana (Gondwana) hakkında bilinmesi gerekenler nedir?
Gondvana nedir?
Dünya, yaşayan bir gezegen. Bu gerçek kimseyi şaşırtmamalı. Zira gezegenimiz, yüzeyinde yaşamla dolup taşmaktadır. Yüzeyin altında bu yaşamın devam etmesini sağlayan bazı mekanikler var. Atmosfer yani Güneş'in radyasyonunun bizi canlı canlı kızartmasını engelleyen manyetik alan dahi yeraltında gerçekleşen bu canlı olaylar sayesinde bir arada duruyor.
Çoğu insan için çevremizdeki dünya fazlasıyla durağan görünür. Ancak bugün bildiğimiz kıtalar dahi geçici bir dizilime sahipler. Bu kara kütleleri Dünya'nın önceki tarihinde çok farklı görünüyorlardı. Gezegenin her yeri an ve an hareket eder, parçalanır ve yeni kara kütleleri oluşur. İşte Gondvana tüm süper kıtalar arasında türünün son örneği olan bir devdi.
Gondvana süper kıtası ne zaman ve nasıl oluştu?
Yaklaşık 500 milyon yıl önceki Geç Ediacaran dönemindeki tektonik hareketler ile bugünün Afrika'sı, Güney Amerika'sı, Avustralya, Antarktika, Hindistan, Arap Yarımadası ve Madagaskar tek, büyük bir kara parçası halinde yükseldi. Bu kıta, Ekvator'dan neredeyse güney kutbuna kadar uzanan Gondvana'nın ilk halindi.
Ancak o zamanlar Dünya daha sıcak bir yer olduğundan iklim ılımandı. İlkel çok hücreli organizmalar bu zamanlarda doğdu. Bu döneme ait olduğu görülen birkaç fosil arasında parçalı solucanlar, modern denizanasına benzeyen yuvarlak canlılar ve yaprak benzeri organizmalardan oluşan bir biota var.
Yaklaşık 300 milyon yıl önce zamanla daha fazla kıta Gondvana ile çarpışarak o ünlü Pangea'yı oluşturmaya başladı. Hayal gücünün dahi sınırlarını zorlayan bu olayda, gezegenin tüm kara kütlesi güney yarımkürede tek blok halinde birleşmiş ve tarihteki en büyük okyanusla çevrilmişti. 20 ila 70 milyon yıl sonra, Dünya'nın çekirdeğinden çıkan magma sıvısı bir kaynak makinesi gibi kabuğu delmeye başladı ve oluşturduğu yarıkla bugün bilinen Afrika, Güney Amerika ve Kuzey Amerika meydana geldi.
Bu magma akıntılarına bağlı konveksiyonlar, çatlağı genişleterek tam teşekküllü Tetis Denizi'ni oluşturdu. İkiye ayrılan kara kütlesi artık kuzeyde Lavrasya (bugünün Kuzey Amerika, Avrupa ve Asyası) ve güneyde ise Gondvana adı verilen süper kıtaları oluşturdu.
Gondvana, Florida ve Georgia'nın bazı bölgeleri gibi kimi orijinal parçalarını Lavrasya'ya kaptırmıştır. Ancak bugün güney yarımkürede gördüğümüz tüm kara kütleleri hala Gondvana'dan kalma.
Gondvana'nın günümüzdeki etkileri
- Avustralya, Yeni Kaledonya ve Yeni Zelanda'da görülen defne ormanlarındaki birçok bitki türü Antarktika florasına aittir ve içlerinde hala Gondvana'dan günümüze gelenler bulunuyor.
- Dünya'daki hayatın 4'te 3'ünü bitiren meteor çarpması Gondvana'daki bitki evrimini neredeyse etkilemedi.
- Bugün Avustralya hala yılda 3 cm kuzeye hareket ediyor.
Canlı yaşamı
- Gondvana'da yetişmiş ve bugün soyu tükenmiş birçok ilkel bitki arasında odunsu gövdeli dev yosunlar, progymnosperms ve bilinen ilk büyük ağaç olan Archaeopteris var.
- Gondvana'nın iklimi bol sulu, ılıman ve tropikal olmasıyla günümüz tropikal yağmur ormanlarına benzer.
- Gondvana'da yaşamış Megalanya, dünyanın en büyük kertenkelesidir. Zehirli bir etoburdu ve Avustralya'da yaşadı. Kemik yapısının yalnızca %20'si keşfedilebildi.
- Mükemmel görüş kabiliyeti ve uzun, ince kuyruğuyla Leaellynasaura bu karada yaşamış küçük bir dinozordu.
Şimdi Jura dönemine geçelim. Artık Dünya'da dinozorlar dolaşıyor. Dünya'nın çoğu yemyeşil yağmur ormanlarıyla kaplı ve kalan son süper kıtalar da parçalanmaya hazır.
Gondvana ve tektonikler
Kıtaların birbirinden ayrılması hemen olmadı. Gondwana veya Gondvana aşamalar halinde parçalandı. 170 milyon ila 180 milyon yıl önce, modern Afrika ve Güney Amerika, Gondvana'nın geri kalanından ayrılmaya başladı. Güney Atlantik Yarığı'nın kara kütlelerini ayırıp aralarındaki okyanusu (Güney Atlantik) tümüyle açana dek 30 ila 40 milyon yıl geçti.
Bu nedenle bugün Güney Amerika'nın doğu kıyısı ve Afrika'nın batı kıyısı birbirine uyan yapboz parçaları gibi görünür.
Güney Atlantik Yarığı açılırken, kıtanın en doğusundaki Madagaskar ve Hindistan diğerlerinden ayrılarak merkezi Hint Okyanusu'nu oluşturmaya başladı. İkili, Geç Kretase dönemine kadar bir arada kaldılar ve ardından 50 milyon yıl önce Hindistan, Avrasya'ya giden kestirme bir yol açtı. İkili arasındaki çarpışma o kadar şiddetliydi ki Himalayalar yükseldi.
Bu noktada eski Gondvana'dan geriye kalan tek şey Avustralya ve Antarktika'ydı; yani süper kıta olmayacak kadar küçük şeyler. 45 milyon yıl öncesine kadar bir arada kaldılar. Ayrılmadan sonra Antarktika güneye hareket etti ve buz tuttu (iklimin soğuması ve yeni kara kütleleri etrafındaki okyanus akıntılarının değişmesi nedeniyle). Avustralya ise kuzeye doğru sürüklenerek Güney Asya ile çarpıştı.
Avustralya levhası yılda yaklaşık 3 santimetre hızla kuzeye ilerlediğinden çarpışmanın etkisi bugün hala devam ediyor.
Kıtanın parçalanmasına neyin sebep olduğu hâlâ tam olarak bilinmiyor. Bir teoride, süper kıtanın altında oluşan sıcak noktaların yarıklar oluşturduğu ve süper kıtayı ayırdığı belirtilir. Bununla birlikte, Londra Üniversitesi araştırmacıları 2008'de, Gondvana'nın aslında iki tektonik plakaya bölündüğünü ve parçalanmanın daha sonra olduğunu öne sürdüler.
Tüm bunlar nasıl biliniyor?
Batı Afrika ve doğu Güney Amerika arasındaki tekinsiz benzerlik iki kıtanın doğru haritalarının elde edilmesiyle ilk kez 1620'de Sir Francis Bacon tarafından resmen fark edildi. Çok sonradan 1912'de Alman meteorolog Alfred Wegener iki kıtanın bir dönem yekpare olduğunu öne sürmüştür. Ardından "büyük süper kıta" Pangea fikrini ortaya atan ilk kişi oldu. Bununla birlikte, o zamanki jeologların saha eğitimi eksikliği, teorinin şiddetle eleştirilmesine neden oldu. Jeologlar kıta kadar büyük bir şeyin hareket edebileceğine inanamıyordu; aslında sadece bunun nasıl olabileceğini açıklayan sistemin bilgisine sahip değillerdi; zaten hareketleri isabetli şekilde canlandırmanın yolu da yoktu.
Güney Afrikalı jeolog Alexander Du Toit, 1937 tarihli Our Wandering Continents adlı kitabında bu teoriyi daha da ayrıntılı ele aldı. Wegener'in teorisinin karşılaştığı tepkiyi görünce, iki kıtanın geçmişte bağlantılı olduğuna dair dikkatli kanıtlar topladı. Atlantik'in her iki tarafında aynı buzul çökeltilerinin ve kaya tabakalarının olduğunu gördü. Ayrıca yalnızca güneye özgü olmasıyla bilinen flora ve fauna fosillerine kuzeyde de rastladı; özellikle de Glossopteris eğrelti otu türleri.
Teorisi güney yarımküreden bilim adamlarının ilgisini çekerken kuzey yarımküredeki jeologlar tarafından hala geniş ölçüde eleştirildi. Özel bir türün nasıl bir okyanusun her iki tarafında birden bulunabileceğini açıklamak için kıtalar arasında uzanan kara köprüleri olduğunu iddia ettiler. Hatta bu köprülerin tüm kıtaları çevrelediğini ileri sürecek kadar abarttılar.
Ancak okyanus tabanının paleomanyetizma (veya fosil manyetizması) ölçümleri ile oluşturulan Vine-Matthews-Morley hipotezinin ardından levha tektoniği teorisi 1960'larda geniş ölçüde benimsendi. Bu ölçümler, okyanus tabanındaki şerit kayalara zamanla depolanan manyetik özellikleri ele almıştır. Bu da, yarık alanlardan okyanus plakalarına taşınan malzemenin kıtaları birbirinden ayırdığını kanıtlamıştır.
Ölçüm, tektonik plakalar teorisini pekiştirdi ve bu uçsuz bucaksız kara kütlelerinin geçmişte nasıl hareket ettiğini anlamamıza yardımcı oldu. Gondvana'nın nasıl oluştuğu ve nasıl dağıldığı da açıklandı.
Gondvana, Dünya'nın gördüğü son süper kıtaydı — şimdiye kadar. Tıpkı Dünya'nın kabuğunun soğuyup katı hale gelmesinden beri, bugün de yeni plakalar oluşmaya devam ediyor. Gondvana'yı ve ondan önceki süper kıtaları oluşturan ve paramparça eden tektonik süreçler, Dünya'nın derinliklerinde hapsolmuş muazzam miktardaki ısıdan güç alan hareketlerdir. Bu güç kıtaları bir araya getirmeye devam edecek. Yani gelecekte yeni bir süper kıtanın oluşacağı neredeyse garantidir.
Ancak jeolojinin zaman dönemleri göz önüne alındığında, yeni bir süper kıta oluştuğunda insanlık çoktan bitmiş olacak.