Teknolojinin ilerlediği ve yeni icatların anında piyasaya sürüldüğü 1950'ler heyecan verici bir dönemdi. Gerçekte, yüzyılın başından önce insanlar teknolojinin getirdiği olanaklar hakkında hayaller kurmaya başlamıştı çünkü pek çok yeni teknik fikrin patenti alınıyordu (bunların çoğu şu anda onsuz yaşayamayacağımız şeyler).
İlk olarak 1928 yılında çıkan ve 2001 yılına kadar yayınlanan resimli bir dergi olan Mechanix Illustrated, en son haberleri ve yenilikleri arayan teknoloji meraklılarının başvurduğu bir kaynaktı.
Bilim kurgu filmlerinin birçok senaristi ve yönetmeni buradan ilham almıştır. Geleceğe Dönüş (1985-1990) filmleri, birçoğu çalışmalarını bu dergide yayınlayacak olan modern mühendislerin konsept ve grafiklerine çok şey borçludur.
Başka bir deyişle, mühendislerin fikir ve düşünceleri zamanlarının ötesindeydi ve teknoloji ya henüz mevcut değildi ya da geliştirilmesi çok maliyetliydi. Geleceğin tamamen elektrikli araçları ve oturma odaları için katlanabilir ekranlar, bu yaratıcı zihinlerin üretebileceği birçok icattan yalnızca iki örneğidir.
Özellikle büyüleyici olan, bu fikirlerden bazılarının bugün sahip olduğumuz teknolojiyle ne kadar benzer olduğudur; örneğin, 1956 baskısında bir akıllı telefon önerilmiştir. Üst kısmındaki resimde, telefonun kolayca taşınabilecek kadar küçük olduğu ve aynı zamanda bir dokunmatik ekrana ve bir kameraya sahip olduğu görülüyor.
Kronometre tasarımı ve buna bağlı kolyesi, telefonun boyna takılması şeklindeki orjinal konseptten esinlenmiştir.
Geleceği tahmin etmek
İletişim alanındaki gelişmeler sayesinde 21. yüzyılda telefonlarımıza saplanıp kalacağımızı daha 1950'lerde öngörmüşlerdi. Bu eski kehanetin doğruluğu tüyler ürpertici; yazarlar teknolojinin daha iyiye hükmedeceği (daha kolay bir yaşam sunacağı) bir geleceği açıkça tahmin etmişler.
Geleceğin bu varsayımsal telefonunu sunan makalenin arkasındaki isim olan Robert Beanson, telefonun ses tanıma ve renkli ekran gibi devrim niteliğinde özelliklere sahip olacağını iddia etmiştir.
Bu tasarım için Beanson'a ilham veren, geleceğin telefonlarının neye benzeyebileceğine dair bazı tahminlerde bulunan Amerikan Telefon ve Telgraf mühendisi Harold Osbourne ile yaptığı konuşmaydı. Osbourne, herkese doğduğunda, hayatlarının geri kalanında iletişim aracı olarak hizmet edecek ve aynı zamanda numaranın sahibinin hala hayatta olup olmadığını gösterecek kalıcı bir telefon numarası tahsis edileceği gibi büyüleyici bir iddiada bulunmuştu.