Her hapşırdığınızda, ağzınızdan ve burnunuzdan damlacıklar ve diğer mukus sıvılarıyla birlikte yüksek basınçlı havanın dışarı çıktığı bir patlama gibi olur. Yüzünüzdeki kaslar siz farkında olmadan sertleşir ve kendinizi göz kapaklarınızı geçici olarak kapatırken bulursunuz. Peki hapşırdığınızda gözlerinizi hangi amaçla kapatıyorsunuz?
Belki de hapşırma sırasında açığa çıkan bakteri ve mukozadan korunmak içindir. Ya da gözlerinizi kapatmak, gözlerinizi iç basınçtan koruyarak şişmesine ve kalıcı hasar görmesine neden olabilir mi? Bu yorumların her ikisi de internette yaygın olarak paylaşılmaktadır. Bir refleks olduğu için hapşırırken gözlerinizi açık tutamayacağınız yaygın olarak bilinmektedir. Peki bu doğru mu?
Gerçek Bir Refleks Değil
Hapşırma eylemi gerçek bir refleks teşkil etmez. Hapşırma tepkisi daha nüanslıdır ve tamamen omurilik kontrolü altında değildir. Burundaki yabancı cisimler, enfeksiyonlar ve alerjiler hapşırmanın birçok nedeninden sadece birkaçıdır.
Burun mukozasındaki bu sinir bozucu tahriş edici maddeler, havanın yaklaşık 150 km/s hızla serbest bırakılması, başın öne doğru sarsılması ve "patlama" seslerinin duyulmasıyla birlikte dışarı atılır. Ancak hapşırık sonucu gözlerin kapanması her zaman bir refleks değildir. Aslında gözleri açık hapşıran kişilerin kayıtları vardır.
Bu Nasıl Gerçekleşiyor?
İnsanların hapşırdıklarında neden otomatik olarak gözlerini kapatmak zorunda kaldıklarına dair yaygın olarak paylaşılan iki teori vardır. Öncelikle, hapşırdığınızda sadece göğüs ve nefes kaslarınız değil, tüm vücudunuz gerilir. Bu nedenle hapşırma sırasında bir damla idrar veya gaz açığa çıkabilir.
Hapşırma sırasında özellikle yüz ve gözler gerilir. Gerginleştiğinizde, gözlerinizin etrafındaki kaslar kapaklarınızı kapatır.
Ancak bu tepkinin gözleri ortaya çıkan yüksek basınçtan korumak için olduğu fikri saçmadır.
Burun ve Gözleri Birleştiren Sinir Ağı
Bununla birlikte, gözler ve burun arasında çalışan bir sinir vardır. Nazosiliyer sinir iki dala ayrılır; bunlardan biri burnun üst kısmına, diğeri ise göz kapaklarına ve skleraya (göz akı) gider. Bunun nedeni burun ve göz arasında sıkı bir ilişki olmasıdır. Hapşırma, göz bölgesindeki iltihabi tepkinin bir örneğidir ve buruna giden sinir dalındaki tahrişten de kaynaklanabilir.
Örneğin bazı bireyler çok parlak ışığa tepki olarak hapşırabilir ve bu da göz ile burun arasındaki yakın ilişkiyi gösterir. Bunun nedeni optik sinirin nazosiliyer sinirin bir dalına olan yakınlığıdır. Güneş ışınları optik siniri uyararak bir elektrik akımı üretir. Bu akım sinir lifinden aşağı inip bir sonraki sinire geçtiğinde hapşırmanıza neden olur.
Her halükarda, hapşırırken gözlerinizi kapatmak biyolojik olarak mantıklıdır. Kendini savunmanın ilk biçimlerinden biri gözlerinizi kapatmak gibi basit bir eylemdir. Tüm acı verici uyaranlar gözlerinizi otomatik olarak kapatmanıza neden olur. Atalarımız bu organın varoluşları için kritik olduğunu biliyorlardı; bu nedenle içgüdüsel olarak onu korudular.