Tarihçiler Adolf Hitler'in kokain bağımlısı olduğunu ve 80 kadar farklı uyuşturucuyla yüklüyken Sovyet Rusya'nın işgalini yönettiğini yazarlar. Bulgular Hitler'in testosteron, afyon, yatıştırıcı ve müshil gibi ilaçlara bağımlılığını açıkça gösterir. Enjeksiyonlar kahvaltıdan kısa süre sonra başlardı. Hitler yulaf ezmesi ve keten tohumu yağı kasesini bitirir bitirmez kişisel doktoru Theodor Morell'i çağırırdı. Doktor bugünlerde çoğu tehlikeli, bağımlılık yapıcı ve yasa dışı olarak sınıflandırılan olağanüstü bir uyuşturucu kokteylini enjekte etmek üzere hastasının kolunu sıvardı.
Hitler'e verilen sıra dışı ilaçlar
Morell neredeyse on yıl boyunca her gün Hitler'e o kadar çok miktarda amfetamin, barbitürat ve opiyat verdi ki Enjeksiyonların Reichsminister'ı olarak anıldı. Hitler'in yakın çevresinden bazıları onun Führer'i öldürmek isteyip istemediğini bile sorguladı.
Ama Theodor Morell aslında Hitler'i öldüremeyecek kadar ona bağlıydı. Keskin ağız kokusu ve tüyler ürpertici vücut kokusu olan aşırı obez bir şarlatan doktordu, Führer'le ilk kez Berghof'taki bir partide tanışmıştı. Hitler uzun süredir mide krampları, ishal ve her yemekten sonra yellenmek için masadan ayrılmak zorunda kaldığı kronik şişkinlik gibi rahatsızlıklardan muzdaripti.
Alışılmadık diyeti hastalığını daha da kötüleştirmişti. Jambon yemeyi ceset yemeye benzettiği 1931'de et yemeyi bıraktı. Püre haline getirilmiş ya da ezilmiş sulu sebzeler yemeye başladı. Dr. Morell, sonuçları analiz etmeden önce Führer'in böyle bir akşam yemeği yediğini gözlemledi: "Daha önce nadiren tanık olduğum büyüklükte devasa gaz ve kabızlıklar meydana geldi". Hitler'e tüm sorunlarını çözebilecek mucize ilaçları olduğu sözünü verdi.
Hitler'e Dr. Küster'in Anti Gaz hapları denen küçük siyah tabletler vererek başladı. Hitler, günde on altı tane alırdı ve görünüşe göre zehirli striknin içerdiğinden habersizdi. Yellenmesini – geçici olarak – hafifletmiş olsa da, son yıllarına damgasını vuracak olan dikkat kaybı ve solgun cilde neden olacaktı.
Morell daha sonra Führer'in bağırsak problemlerini daha da stabilize eden Mutaflor adlı bir tür hidrolize E. coli bakterisi reçete etti. Gerçekten de Hitler, doktorun çalışmasından o kadar memnun kaldı ki, onu Nazi seçkinlerinin yakın çevresine katılmaya davet etti. Morell bundan sonra bir daha yanından ayrılmadı.
Mide kramplarının yanı sıra Hitler uyku sersemliğinden de muzdaripti. Bunu hafifletmek için Morell ona altın folyo paketlerde, tozdan yaptığı sulu bir sıvı enjekte etti. Vitamultin adlı bu ilacın etken maddesini asla açıklamadı, ancak uygulandığı her durumda harikalar yarattı. Hitler birkaç dakika içinde koltuğundan canlanmış ve enerji dolu halde kalkardı.
Bir SS doktoru olan Ernst-Günther Schenck, Theodor Morell'in mucizevi tedavilerinden şüphelendi ve paketlerden birini gizlice almayı başardı. Bir laboratuvarda test ettiğinde içeriğinin amfetamin olduğunu buldu.
İlaçlar işe yaradığı sürece Hitler kendisine verilenlerden rahatsız değildi. Morell'in "tedavilerine" o kadar bağımlı hale geldi ki, tüm sağlık sorunlarını tamamen doktorun ellerine bıraktı ve sonuçları uzun vadede feci olacaktı. Hitler Sovyet Rusya'nın işgalini yönetirken testosteron, afyon, yatıştırıcı ve müshil dahil 80 kadar farklı ilaçla pompalanıyordu. Doktorun tıbbi defterlerine göre barbitürat, morfin, boğa sperması ve probiyotikler de verilmişti.
Kokain ilacı
Kokain de Hitler tarafından kullanılan bir maddeydi. O zamanlar tıbbi durumları tedavi etmek için kullanılıyordu, ancak yalnızca 100'e 1 dozaj oranında. Morell, göz damlası kullanarak Hitler'e kokain vermeye başladı. Doktor karışıma 10 kat daha fazla kokain ekledi çünkü Hitler'in uyuşturucuyu kullandıktan sonra kendini daha güçlü hissettiğini biliyordu. Hitler'in daha sonra sergileyeceği psikotik davranışlar belki de bu güçlü dozajdan kaynaklanıyordu. (Psikoz, kişiyi dış dünyadan koparan davranış bozuklukları)
Adolf Hitler kokaini son derece etkili buldu. 2012'de Amerika'da gün ışığına çıkan tıbbi belgelere göre (Morell ve Führer'e katılmış diğer doktorlar tarafından yazılan kitap büyüklüğünde rapor dahil) Hitler kısa süre sonra ilaca yoksunluk çekmeye başladı. Ciddi bir bağımlılık geliştirdiğinin açık işaretiydi. Göz damlalarının yanı sıra artık "sinüslerini temizlemek ve boğazını yatıştırmak için" de toz kokain çekmeye başladı.
Kokain esenlik duygusu uyandırmış olabilirdi ancak Führer'in cinsel dürtü eksikliğini artırmamıştı. Bu utanç verici durumun üstesinden gelmek için Morell ona erkeklik aşıları yapmaya başladı. Bunlar, genç boğaların prostat bezlerinden elde edilen özlerdi. Morell ayrıca testosterondan türetilen Testoviron adlı bir ilaç da reçete etti. Hitler, geceyi Eva Braun'la geçirmeden önce kendisine enjeksiyon yaptırırdı.
Uyuşturucuların etkisi
Amfetaminler gibi bu tür ilaçları uzun süre almak, öngörülemeyen şeylerle sonuçlandı. Bu durum en açık şekilde Hitler ve Benito Mussolini'nin buluşmasında görülmüştür. Hitler, Mussolini'yi savaşta aynı grupta kalmaya ikna etmeye çalışırken çılgınca duygusallaşmıştı. Morell'in toplantı sırasında Hitler'e bazı haplar verdiği açıktı çünkü Hitler tamamen manikti, durmadan konuşuyor ve hareket ediyordu.
Savaş sona ermeye yaklaşırken Hitler'in sağlığı giderek kötüleşti. Kolları o kadar çok delinmişti ki deri altı izleriyle kaplıydı ve Eva Braun bu yüzden Morell'i "enjeksiyon şarlatanı" olmakla suçladı. Hitler'i bir bağımlıya dönüştürmüştü. Yine de doktor sevgili Führer'e kahramanca tapmaya devam etti ve neredeyse sonuna kadar Berlin'deki sığınağında kaldı.
Theodor Morell Nazi yönetiminin düşüşünden sonra Amerikalılar tarafından yakalandı ve birkaç yıl sorgulandı. Morell'i sorgulayan memurlar onun kişisel hijyen eksikliğinden çok şikayet ettiler.
Morell hiçbir zaman savaş suçuyla yargılanmadı ve 1948'de hapisten çıktıktan kısa süre sonra felç geçirerek öldü. Geride en sevdiği hastasının olağanüstü uyuşturucu bağımlılığını ortaya çıkaran tıbbi defterler bıraktı.
Hitler'i sağlığına kavuşturmakla görevlendirilen adam, onun yıkılışına herkesten fazla katkıda bulunmuştu.