Ağaçlar soğuk kışları nasıl atlatır? Bazıları yapraklarını döker; diğerleri ise soğuk aylarda hayatta kalmak için damarlarındaki (veya çam iğnelerindeki) antifrizlere güvenir. Ne var ki, kışın kuşlar ile ağaçlar arasındaki o özel ilişki olmasaydı, ağaçlar bugün yeryüzünden büyük ölçüde yok olmuştu. Peki bu ilişki nedir ve ağaçların bugün hala var olmalarını sağlayan büyük sistem nasıl çalışır?
Kuşlar ile ağaçlar arasındaki ilişki
Kışın ağaçlar dinlenmeye geçer. Bu yüzden bahçeye dikilmek veya taşınmak için en iyi zaman gelmiş olur. Kışın daha sıcak günlerinden birini seçerseniz toprak yumuşak olur. Ardından toprağı köklerin donmasını önlemeye yetecek kadar derin kazarsınız. Yeni dikilen bir ağacın yavaşça nasıl büyüdüğünü ve geliştiğini gözlemlemek bahçecilikteki en tatmin edici süreçlerden biridir.
Ağaçlar üremek için de kışı kullanıyorlar. Bu sürecin büyük kısmı sonbaharda tohum ve meyve üretimi ile başlar. Meşe buna mükemmel bir örnek. Meşe palamudu eylül ayından itibaren aç kuşlar ve memeliler için şeker ve protein bakımından zengin bir yiyecek olur. Sincaplar, kemirgenler ve çeşitli karga türleri bu fındıkları daha soğuk aylarda tüketmek üzere saklar. Ancak hiçbir türün, William Henry Hudson'ın "İngiliz cennet kuşu" olarak adlandırdığı canlıdan daha önce planlama yapma kapasitesi yoktur: Bayağı alakarga veya orijinal ismiyle European jay.
Sonbaharın sonlarına doğru bu görkemli pembe-mavi kuşun meşe palamudu üreten ağaçlar arasında gidip geldiğini görürsünüz. Alakarga topladığı palamutları gömer ve bazen bunun için ağaçtan birkaç kilometre öteye uçar. Sonbahar süresince ortalama bir kuş yaklaşık 5.000 meşe palamudunu gizlemiş olur. İngiltere ve İrlanda genelindeki alakarga nüfusunun tamamı o mevsim 1.7 milyar meşe palamudunu toprağa gömer.
Gömülen ve unutulan tohumlar
Kuşlar, erzaklarını sakladıkları yerleri hatırlayabilecek kadar olağanüstü hafızaya sahipler ve buna rağmen – işte zekice planlanmış kısım burası – belirli bir kısmını hatırlamazlar. Unutulan meşe palamudu yalnızca ertesi bahar meşe fidanlarına dönüşmez, alakargalar ayrıca depolama alanlarının seçiminde açık zeminleri tercih eder. Başka bir deyişle, meşe palamutlarını tam olarak en iyi büyüyebilecekleri yerlere yerleştirirler.
Bu meşe palamudu depolama sistemi alakargaya iki fayda sağlar. Hem kış için yiyecek sağlar hem de kendisinden sonraki nesiller için taze yaşam alanları oluşturur. Bu kuşlar meşe ormanlarının koruyucularıdır.
Tohumların gömüldüğü kısımlar aslında kışın ormanlık alanın önemli bir bölümünü oluşturur. Alıç, çobanpüskülü, yaygın porsuk, üvez, yengeç elması, karaçam ve yalancı iğde – ökse otu ve sarmaşık gibi ormanlık çalıları da unutmamak gerek veya dağ muşmulası ve ateş dikeni gibi bahçe bitkilerini – hepsi kuşların sevdiği meyveleri üretir.
Karatavukgiller özellikle bu ağaçlara gelir ve meyvelerini tüketir. Bu cömertliğin karşılığı olarak geceleri yüksek bir tepeden meyve tohumlarını dışkılarlar. Her tohumun birbirinden yeteri kadar ayrı düştüğünden emin olurlar.
İşte kuşlar ve ormanlar üremede böylesine müthiş bir tür ortaklık içindeler. Her kış gününde, dağların tepelerinden deniz kıyısına kadar çalışkan işçiler gibi ağaç dallarına konup dururlar. İnsanlar toprakların "yasal sahibi" olduklarını düşünebilir, ancak ormanların kaderini şekillendiren daha büyük bir güç var.