Bu yazıdaki araştırma, manyetik foraminiferleri (delikliler) daha derinden gözlemlemek, manyetik yaşamın evrimi hakkında yeni fikirlere yol açabilir. Yang Hao 2018 yılında, Mariana Çukuru'ndan alınan deniz tabanı çökeltilerinin içinde kozmik toz bulmaya çalışan bir yüksek lisans öğrencisiydi. Okyanusun en derin kısmında dolaşırken, gezegenimizdeki yaşamın kökeni ve yıldızlar arası maddeler hakkında daha fazla şey öğrenmek konusunda heyecanlıydı. Fakat bir gün işler tamamen ilginç bir hal aldı.
Yang, yeryüzüne düşmüş meteorların kalıntılarını tespit etmek için kullanılan manyetik bir iğneyle, deniz tabanından bir miktar toz çıkarıyordu. Fakat o sırada aletine yapışan küçük bir kabuklu organizmayı görünce her şey değişti. Bu canlı -yaratık- Resigella bilocularis isimli bir foraminifer yani delikliydi. Diğer foraminiferler gibi, Resigella bilocularis de tek hücreli bir kabuk oluşturucudur. Ancak okyanusun dibinde tespit edilen birçok foraminiferin aksine, bu türün akıllarda olmayan bir yeteneği var; manyetik olması. Gördüklerinin etkisi altına giren Yang, doktora araştırmasına yeni bir yön verdi. Artık bu meraklı yaratık hakkında öğrenebileceği her şeyi öğrenmeliydi.
Bazı bakteriler, tek hücreli algler, böcekler, yumuşakçalar, balıklar, kuşlar ve hatta memeliler dahil olmak üzere birçok organizmanın belli oranlarda manyetik çekim özelliği (afinite) vardır. Birçoğunun bu özelliklerini, bedenlerine yön vermek ve Dünya'nın manyetik alanına göre ayarlamak için kullandığı mineral olan manyetitten elde ettiği düşünülüyor. Hatta kimi organizmalar, bulundukları çevredeki demiri kullanarak kendileri manyetit üretebilirler. Ancak foraminiferler ve diğer ökaryotlar gibi birçok organizma için manyetitin kökeni tamamen sır olarak kalmıştı.
Yang ve ekibi kesin olarak konuşmak için daha fazla araştırmaya ihtiyaçları olduğunu özellikle belirtiyor. Fakat R. bilocularis'in kendi manyetitini ürettiğinden şüpheleniyorlar. Eğer bu doğruysa, R. bilocularis manyetizması hakkında daha fazla şey bilmek, araştırmacıları bu özelliğin evrimsel tarihini çözmeye yaklaştırabilir. Çünkü bu yaratık okyanusta bu kadar derinde ve karanlıkta bulunan ilk manyetik tek hücreli ökaryottur.
Bilim insanları, 2016 ve 2019 yılları arasında Mariana Çukuru'na keşif gezileri düzenlediler ve buradan topladıkları 1000 foraminifer örneğini analiz ettikten sonra fikir olarak bu noktaya geldiler. Araştırma sonucuna göre R. bilocularis'teki manyetitin kimyasal ve fiziksel yapısının, kendisini saran tortudaki manyetitten ve bakterilerin ürettiğinden farklı olduğunu gösteriyor. Dolayısıyla bu durum foraminiferin kendi kendine oluştuğuna bir kanıttır.
Yang ve ekibi hipotezlerini kanıtlayabilirlerse, R. bilocularis'in şans eseri manyetik olup olmadığını veya foraminiferin derin ve karanlık derinliklerde dolaşmasına yardımcı olmak için manyetit kullanmak gibi kendine özgü bir yeteneğe sahip olup olmadığını tespit etmeye yardımcı olacaktır. Şu ana kadar, ölmüş bir R. bilocularis'in bile manyetik alanlara karşı kendisini yönlendirebildiğini biliyorlar. Videoyu izleyebilirsiniz:
Tek hücreli organizmaları deniz yüksekliğinden 1000 kat daha fazla basınca maruz bırakmak için dizayn edilmiş bir laboratuvarda foraminiferleri incelemek kolay olmasa da Yang bunu başarmak istiyor. Şu anda laboratuvarda foraminiferi canlı tutmak ve genomlarını dizmek için çalışıyor. Eğer başarı elde ederse, sonuçları bu küçük organizmadan elde edileceklerin bile üstüne çıkabilir.
Hawaii Üniversitesi'nde evrimsel biyolog olan ve çalışmada yer almayan M. Renee Bellinger'e göre canlılar arasında manyetit ürettiği bilinen pek fazla tür yok. Antik zamana dayanan bir karanlık derin deniz ortamında çalışmak, canlılarda manyetit üretme özelliğinin ilk aşamada nasıl geliştiğini anlamayı sağlayabilir.
Bilim insanları henüz Dünya'daki yaşamın kozmik kökenini çözmemiş olsa da, manyetik yaşamın kökenlerini öğrenmeye yaklaşıyor
Kaynak:
https://hakaimagazine.com/news/magnetic-microbes-are-thriving-in-the-mariana-trench/