Midemiz normal rutininde çalışırken onu hiç düşünmeyiz. Ama bir kez harekete geçmeye başladığında onu görmezden gelemeyiz. Midemizi bu kadar özel yapan şey mide asididir. Peki mide asidi olmasa ne olurdu? Midemiz oldukça güçlü. Ve ürettiği tüm sindirim suları arasında hidroklorik asit en uç noktada olanı. Hidrojen klorürün bu sıvı formu gübrelerde, havai fişeklerde, kauçukta veya çelikte kullanılıyor.
Mide Asidinin İçeriği
Hidroklorik asit o kadar güçlü ki solursanız burun ve solunum sorunları yaşarsınız. Ancak ironik bir şekilde vücudumuz bu tehlikeli asit sayesinde sağlıklı kalıyor. Mide sıvısının normal hacmi 20 ila 100 mL arasında ve pH olarak asidiktir (1,5 ila 3,5). Bu pH seviyesi kemik veya diş gibi en güçlü maddelere büyük hasar vermek için yeterlidir.
Ancak midemiz hidroklorik asitle dolu olmasaydı başımız büyük belada olurdu. Bunu anlamak için bir parça yiyeceğin asitsiz bir mideden nasıl sindirim sistemine geçeceğine göz atmak yeterlidir.
Mide Asidinin Çalışma Şekli
Ama önce normal bir midede yemek yerken ne olduğuna bakalım. Lezzetli bir simidi ısırdığınızda mideniz derhal mide suyu üretmeye başlar. Bu asidik karışım, mide zarında bulunan üç bezden geliyor. Çiğnenip yutulan yemek yutaktan geçtiğinde yumuşamış olur ve buna bolus deniyor. Bolus yemek borusundan aşağı ilerler ve mide sıvısıyla karıştığı mideye düşer. Bu sıvı son derece güçlü olduğundan mide zarımızda epitel hücrelerden (virüs ve bakteriyi önleyen aynı hücreler) oluşan koruyucu bir kalkan bulunuyor. Epitel hücreler olmadan mide sıvısı mide zarımızı yiyip bitirirdi.
Mide Asidinin Görevi
Mide asidi vücutta dört önemli şey yapıyor. Önce besindeki proteini parçalıyor. Buna proteoliz denir. Ardından proteini sindirmeye yardımcı olan pepsini aktive ediyor. Üçüncü olaraksa yemekteki zararlı bakterileri öldürüyor. Bunların ardından mide asidi, yiyeceğin ince bağırsağa taşınması için mideye kimyasal bir sinyal gönderir.
Yiyecekler ince bağırsaktan geçtikten sonra kalın bağırsağa gider. Ve sonra, peki, sonra ne olacağını biliyorsunuz. Ağızdan anüse kadar tüm sindirim sistemi yiyecekleri parçalamada hayati öneme sahip ancak mide gerçekten de sindirim sisteminin yıldızı. Peki mide asidi olmasa ne olur?
Mide Asidi Olmasaydı?
Yine o lezzetli simitten bir ısırık alır, sonra çiğner ve yutarsınız. Ancak yemek bu kez düşerek midenize çarpar ve sonra… hiçbir şey olmaz. Onu parçalamayı bekleyen bir mide asidi yoktur. Yiyecek orada öylece durur ve üstündeki bakteriler üreyerek sizi kötü bir enfeksiyona yakalatır. Proteinler ve diğer yapı maddeleri emilmez ve beslenme yetersizlikleri yaşanmaya başlanır.
Dahası yiyecek bağırsağa çok hızlı geçebilir ve diğer taraftan bütün olarak çıkabilir, Dumping sendromu denilen bir durumdur. Dumping bugün insanlarda düşük mide asidinin bir sonucu. Kısacası, mide asidinin yokluğunda vücudunuz besinleri ememediği için birçok sağlık sorunundan muzdarip oluyorsunuz.
Korkunç gaz problemleri, mide ekşimesi, gastrointestinal enfeksiyon ve nihayetinde nörolojik problemler ilk akla gelenler arasında. Mide asidi olmadan her iki veya üç saatte bir yemek yemeniz gerekir. Ve vücudunuzun besini biraz sindirmesine yardımcı olmak için çok küçük ısırıklar almanız ve yemeğini iyice çiğnemeniz gerekir.
Ya da tüm yemeklerinizi bir karıştırıcıya koyabilirsiniz. Akşam yemeğini içmek eğlenceli olmaz ancak harap olmuş sindirim sistemi için daha kolaydır. Ayrıca ne yediğinize çok dikkat etmeniz ve iltihaplanmayı azaltmak için işlenmiş gıdalardan uzak durmanız gerekir. Ve midenizi bulandırabilecek olsa da, bir ton takviye almanız şart olur. Ancak bu adımlar bile insanı normale döndürmez.
Neyse ki, mide asidi öylece kaybolmaz. Ancak insanlarda yeterli mide asidi veya hipoklorhidri olmaması yaygın bir sağlık sorunu. Sadece ABD nüfusunun %22'si bundan muzdarip. Yaş, stres, işlenmiş gıdalar ve aşırı antasit kullanımı mide için sorunlara neden olabiliyor.
İşin iyi yanıysa her zaman biraz zencefil, fermente sebze yiyebilir veya biraz elma sirkesi içebilirsiniz. Bunlar enflamasyonu azaltıyor, yiyecekleri parçalayabiliyor ve mide asidini artırarak size daha mutlu bir sindirim sistemi verebiliyor. Vücudu dışarıdan hafife almak kolaydır. Ama kendisi çok çalışıyor ve hepimiz ona güzel ve karmaşık bir enstrüman gibi incelikli davranmalıyız.
Mide Asidi Hakkında Sık Sorulanlar
Mide asidi nedir ve sindirim sürecindeki rolü nedir?
Mide asidi olarak da bilinen gastrik asit, midenin iç yüzeyindeki hücreler tarafından üretilen bir sindirim sıvısıdır. Ana rolü, midedeki yiyecekleri, özellikle de proteinleri ince bağırsak tarafından emilebilecek daha küçük moleküllere parçalamaktır.
Mide asidinin pH değeri nedir ve nasıl düzenlenir?
Mide asidinin pH'ı tipik olarak 1-2 civarındadır ve oldukça asidiktir. Mide bu düşük pH değerini, parietal hücreler adı verilen özelleşmiş hücreler tarafından mideye pompalanan hidrojen iyonlarının salgılanması yoluyla korur. Bu süreç, midede yiyecek bulunması, gastrin gibi hormonlar ve sinir sisteminin aktivitesi dahil olmak üzere bir dizi faktör tarafından düzenlenir.
Mide asidi üretimini etkileyebilecek bazı faktörler nelerdir?
Mide asidi üretimi, stres, antiasitler ve proton pompası inhibitörleri gibi ilaçlar, sigara, alkol tüketimi ve gastrit ve ülser gibi bazı tıbbi durumlar dahil olmak üzere çeşitli faktörlerden etkilenebilir.
Mide asidindeki dengesizliklerin neden olduğu sağlık sorunları nelerdir?
Mide asidi seviyelerindeki dengesizlikler asit reflüsü, mide ekşimesi, peptik ülserler ve ciddi vakalarda gastrit ve hatta mide kanseri dahil olmak üzere bir dizi sağlık sorununa yol açabilir.
Mide asidi dengesizliklerini yönetmek için stratejiler nelerdir?
Mide asidi dengesizliklerini yönetme stratejileri arasında diyet değişiklikleri yapmak (tetikleyici gıdalardan kaçınmak ve daha küçük, daha sık öğünler yemek gibi), antiasitler ve proton pompası inhibitörleri gibi ilaçlar almak ve bazı durumlarda yemek borusu veya midedeki hasarlı dokuları onarmak için ameliyat olmak yer alır. Bireysel ihtiyaçlara ve tıbbi geçmişe dayalı uygun bir tedavi planı geliştirmek için bir sağlık uzmanıyla birlikte çalışmak önemlidir.