Sağlık Sigortası Hangi Ülke Tarafından Getirildi?

Devletin ilk defa sağlık sektörüne el atması, 1848'de kabul edilen ve Sağlık Genel Kurulu gibi merkezi bir otoritenin ortaya çıkmasını sağlayan ilk İngiliz Halk Sağlığı Yasası ile olmuştur.

cropped Anenurin Bevan Minister of Health on the first day of the National Health Service 5 July 1948 at Park Hospital Davyhulme near Manchester 14465908720 min

21. yüzyılda sağlık hizmetleri, ABD dışında, "insani bir hak" olarak görülmektedir. Bu nedenle, medeni toplumlardaki her vatandaşın sağlık hizmetlerine ulaşma ve bunlardan yararlanma hakkına sahip olması gerekir. Sağlık hizmetlerinin ve tıbbi prosedürlerin tümüyle serbest piyasaya terk edilmesini amaçlayan kimi girişimler, sağlık sektöründe sistematik ve felaket dolu hatalara neden olduğundan, bu konuda olumlu bir gelişme yaşanmış ve geriye doğru adım atılmıştır.

Tarihte İlk Hekimler ve İşlem Ücretleri

Tarihte bilinen ilk şifacılar, sundukları şifalarla 4000 yılı aşkın süredir dünyadaki çeşitli kültürler tarafından yere göğe sığdırılamayan, çoğu kadın olan şamanlardır. Cambridge Ansiklopedisi'ndeki tanıma göre, "şaman, ruhlarla insanlar arasında aracılık yapan kişi"dir. "Bu ruhlar, şamanlara insanların hastalıklarını iyileştirme gücü verirler." Şamanlar, şifa verdikleri insanlardan hiçbir şekilde hediye ya da para kabul etmezlerdi. Çünkü ödeme zaten ruhlar tarafından yapılıyordu.

Toplumlar geliştikçe takas usulü alışveriş, yerini paranın kullanıldığı sisteme bırakmış, sağlık hizmetleri de bundan nasibini almıştır. Tıp tarihinde kayıtlı ilk tedavi uygulamalarına Antik Mısır'da ve Hammurabi Kanunları'nda rastlanmaktadır. Taş sütunlar üzerine yazılan bu derleme kanunlar, hekimlerin davranışlarından yaptıkları iş hatalarında verilecek cezalara kadar birçok konuya düzenlemeler getiriyordu.

Bu kanunların arasında muayene ücretlerine ilişkin düzenlemeler de mevcuttu. Örneğin 215 no'lu yasaya göre, "Bir doktor, operatör bıçağıyla derin bir yarık açarsa ve onu tedavi ederse ya da bir operatör bıçağıyla (gözün üstünde) bir tümörü açarsa ve gözü kurtarırsa on şikel alır." Yasa 221'e göre, "Eğer bir doktor, kırık bir kemiği ya da insanların hastalıklı kısımlarını iyileştirirse hastalar ona nakit olarak beş sikel verirler."

İbrani medeniyetinde de, hemen hemen aynı tarihlerde, Tevrat'ın ve Talmud'da kanun halinde derlenmiş Hz. Musa tarafından buyrulan benzer düzenlemeler bulunmaktadır.

Batı Ülkelerindeki Sağlık Gelişmeleri

Batı medeniyetinde, hekimliğin bir meslek olarak yerleşmesi, ancak Orta Çağ'ın sonlarında gerçekleşmeye başlamıştır. Avrupa'da tıp loncaları kurulmuş ve ilk defa, kişilerin hangi tıbbi uygulamaları daha iyi yapabildikleri tespit edilmiştir; örneğin berberler insan vücudunda kesi yapmak ve kan akıtmakta ustaydılar. Cellatlar kırık çıkık konusunda iyiydiler ve dünyanın ilk şifacıları olan kadınlar ise çocuk doğurtmanın da ötesinde işler yapabiliyorlardı.

Kurulan loncaların koruması altında olan hekimler, artık dış dünyanın tepkilerinden korkmadan, tedavi etme sanatını icra ediyorlardı. Bunun yanınca loncalar, birçok durumda zengin, fakir ve başka ayrımlar yapmadan tüm hastaları tedavi etmek için hekimleri teşvik ediyordu. Bu hizmetlerinin karşılığında ise hastanın gönlünden kopan ücreti alıyorlardı, başka bir deyişle hastanın verebileceği parayı.

14. yüzyılda meslekte profesyonelleşme devam etti. Fransa ve Almanya'nın kasabalarındaki loncalar, hekimler için lisans belgesi almaya başlamıştı. Fakat bu işlem o kadar yavaş ilerliyordu ki, 14. yüzyılın sonlarına gelindiğinde, Paris'te sadece lisanslı 10 hekim bulunuyordu.

Bundan sonraki birkaç yüzyıl içinde sağlık hizmetleri, dernekler, vakıflar ve muayenehane hekimliği olmak üzere birbirinden farklı üç ana yola ayrıldı. Bunlardan her birinin diğerine üstünlüğü Avrupa'da çeşitlilik gösterse de, genel olarak hastaların muayene olmak istedikleri hekimleri özgürce seçip, piyasa tarafından belirlenen bir ücret karşılığında muayene olduğu muayenehane hekimliği en çok kabul gören seçenek oldu.

İngiltere'nin Başlattığı Sağlık Hizmetleri

Hastalara hekimi seçme özgürlüğü veren bu uygulama, tatmin edeceğiniz gibi birçok sorunu beraberinde getirmiştir. Bunlardan en göze çarpanı, başta en iyi gibi görünen bu seçin özgürlüğünün, aslında farklı ekonomik güce sahip insanlar arasında verilen hizmetler konusunda eşitsizlik yaratmasıdır. Buna rağmen, bu eşitsizlik durumu 19. yüzyılın sonlarına kadar çok büyük bir sorun yaramamıştı. Asıl eşitsizlik bundan sonra, teşhis ve tedavide meydana gelen ilerlemelerle kendini belli etmeye başlamıştı.

İnsanlar, özellikle o tarihlerde sağlık hizmetlerinden eşit şekilde yararlanma konusunda ısrar etmeye başlamışlardı. İngiltere'de Ulusal Sağlık Hizmetleri'nin temelleri, Kay-Shuttlesworth'un The Moral and Physical Condition of the Working Classes in the Cotton Manufacture (Pamuk Üretiminde Çalışan İşçi Sınıfının Ruhsal ve Bedensel Durumu – 1832) ve Chadwick'in Report on the Sanitary Condition of the Labouring Population of Great Britain (İngiltere'deki İşçi Nüfusunun Sağlık Durumu Üzerine Bir Rapor – 1842) gibi eserlerle atılmıştır. Bu raporda, Londra'daki işçiler arasındaki ortalama ölüm yaşı 16 iken, ekonomik düzeyi yüksek sınırın ortalama ölüm yaşı 40'tır. Bu koşullar, büyük usta Charles Dickens'in kitaplarında en ince ayrıntılarıyla tasvir edilmiştir.

Devletin ilk defa sağlık sektörüne el atması, 1848'de kabul edilen ve Sağlık Genel Kurulu gibi merkezi bir otoritenin ortaya çıkmasını sağlayan ilk İngiliz Halk Sağlığı Yasası ile olmuştur. II. Dünya Savaşı boyunca, devletin yürüttüğü Acil Sağlık Hizmetleri, İngiltere'deki birçok hastanenin yönetimini de devralmıştı ve hizmetlerin hızlı ve verimli olmaya başlaması, sağlık sektöründe devletin sürekli kontrolünü gerektirmiş ve devlet bu konuda yetkili kurum olmuştur. 1948 yılında İngiltere'nin sosyal güvenlik sistemi olarak kurulan Ulusal Sağlık Hizmetleri Teşkilatı daha sonra birçok ülkenin sosyal güvenlik sistemine örnek oluşturmuştur.

Sağlık sigortası ne zaman ortaya çıkmıştır? Binlerce yıllık hikaye yazımız burada son buldu. Kategorideki diğer yazılar için: https://evrenatlasi.com/k/tarih-kultur/