Tıbbın Gelişim Hikayesi

Tıpkı Mısır'da olduğu gibi belli başlı tedaviler bazı hastalıklara neden oluyordu ve tıp büyüler ve ayinlerle karışmıştı.

Tıbbın gelişim hikayesi

Tıbbın gelişim hikayesi tarihin sisleri arasında yitirilmiş de olsa, arkeolojik kanıtlar Taş Devri insanının sağaltıcı şifalı otlar ve bitkilere aşina olduğunu, çatlak ve kırık kemikleri iyileştirebildiklerini ortaya çıkarmıştır. Antik Mısır ve Mezopotamya'da din ve büyü ile iç içe geçmiş karmaşık bir tıp uygulanıyordu. MÖ 2000'e gelindiğinde Mısır'da tıp üç ana dala ayrılıyordu; doktorlar ilaç, merhem ve şuruplar kullanıyor; cerrahlar yaralanmaları ve vücudun yüzeyini, nadiren de iç organları tedavi ediyor; büyücü rakipler kötü ruhlar ve doğaüstü güçlerle ilgileniyordu.

Tıbbın Gelişim Tarihi: Başlangıç

Bir avuç Mısır belgesinde fasulye, pırasa, incir, hurma ve benzeri bitkilerden, bakır ve antimon da içeren minerallerden ve hipopotam yağından öküz dışkısına kadar değişen hayvansal ürünlerden yapılan ve belli hastalıklar için kullanılan ilaçları anlatır. Bilinen ilk doktor Mısırlı İmhotep'tir (MÖ 2686-2613 civarı). Mezopotamya'da Sümerler, Amurlular, Babilliler ve Asurlar da kendi tıplarını geliştirdi. Ameliyatlar yaptılar, yaraları temizleyip sardılar ve kuru erikten kertenkele pisliğine kadar yüzlerce çeşit çareye başvurdular. Tıpkı Mısır'da olduğu gibi belli başlı tedaviler bazı hastalıklara neden oluyordu ve tıp büyüler ve ayinlerle karışmıştı. 

Tıbbın gelişim hikayesi
Yaklaşık 4000 senelik, delinmiş kafatası.

Kafadaki Delikler

Korunmuş kafataslarına bakarak eskiden kafatası kemiklerinde delik açıldığını görüyoruz. Amaç beyinden veya zihinden, akıl sağlığıyla ilgili sorunlara veya migren, epilepsi ve benzeri hastalıklara sebep olan kötü ruhları ve şeytanları çıkarmak olabilir. Avrupa'da bu uygulama 16. yüzyılda da sürdü. Kuzey Afrika'da, Asya'nın kimi yerlerinde, Yeni Zelanda'da, bazı Pasifik Adaları'nda ve Güney Amerika'da da uygulanmaktaydı.

Kafatasında delik açma aletleri düzgün sopalar ve kemiği olabildiğince düzgün bir şekilde kesecek çok sert maddelerden oluşuyordu. Taş Devri'nden kalma en eski delikli kafataslarının yaşı yaklaşık 20.000'dir. Kemik delikleri burgulu delgeçle açılmamış; keskin kenarlı çakmaktaşı kazıyıcılar veya bıçaklarla derinleştirerek kesilmiştir. Eskiden Peru'da bronzdan veya siyah cama benzeyen obsidyen taşından bıçaklar kullanılırdı. Kimi zaman yaranın üstü deniz kabuğu, su kabağı ve hatta bir parça gümüş ya da altınla örtülürdü.

Eriha'daki Kafatası

Üstte paylaştığımız 4000 yıllık kafatası Eriha'da bulunmuştur. Üç tane deliği vardır. Burgu ile delinenler kabaca yuvarlaktır oysa bıçakla yapılanlar daha köşelidir. Birkaç tane kafatasında en büyükleri beş santim çapında olan beş delik bulunmuştur. Kimileri, üstteki kişi gibi bu işlemlere dayanabilmiştir. Bunu kemiklerin kenarlarındaki iyileşme izlerinden anlıyoruz. Avrupa'da bıçakla kesilen kemik, kötülükleri uzak tutmak için muska gibi boyunda taşınıyordu. Bugün de modern ameliyathanelerdeki beyin ameliyatlarında hassas elektrikli aletler ve testerelerle kafatasında delik açılıyor. 

Hammurabi Yasaları

Hammurabi Yasaları
Hammurabi Yasaları

Babil'de MÖ 1792 ile 1750 arasında Kral Hammurabi taş bir tablet üzerine günümüze dek kalmış olan bir dizi yasalar yazdı. Tıpla ilgili olarak doktorları tedavilerinin sonucuna göre ödüllendirmek veya cezalandırmak da dahil 17 madde vardı. Örneğin, "soylu bir adamın gözündeki apseyi yaran ama gözün yitimine sebep olan" doktorun eli kesilirdi. 

Asurlulardan Kalma Taş

Tıbbın gelişim hikayesi
Asurluların tıpla ilgili tableti.

Tıbbın gelişim hikayesi Asurlularla beraber bir adım ilerlemiş görünüyor. Bu görsel "Eğer bir adam öksürüyorsa…" diye başlayan tıbbi bir tezin ikinci tabletidir. Ninova'da bulunmuştur ve MÖ 700 tarihlidir. Pek çok mide rahatsızlığını ayrıntılarıyla tarif eder ve çeşitli tedaviler salık verir. Asur hükümdarı Asurbanipal'in adının verildiği şehir kütüphanesindeki binlerce yazılı kil tabletten sanatlarını öğrenmiş olan rahipler sağaltım işini yapıyordu.

Sağaltıcı Bitkiler

Sedef Otu.
Sedef Otu.

Sağaltıcı özellikleri olduğu bilinen bitkilerin korunmuş polen taneciklerinin rastlandığı insan yaşam alanlarına ve mezarlarına arkeolojik kanıtlarla ulaşılmıştır. Bunlar 50.000 yıldan bile eskidir. Kedi otu sindirim sisteminde yatıştırıcı etkiye sahip olduğu için kedi otuna değer verilir ve sedef otunun sedatif özellikleri bulunduğundan ülser için sedef otu yara lapası uygulanırdı (büyük dozlarda öldürücü olsa bile.)

Tıbbın Gelişim Tarihi: Ruhlar ve Sağaltım

Bazı tıp ürünlerinde asıl sağaltıcı güçler şifalı otlar, ameliyat ve benzeri tedavilerde değil, insanların kimi zaman büyücü doktor ya da kabile büyücüsü diye adlandırılan şamanın doğaüstü güçlerine inanmasında yatardı. Hastalığa kötü ruhların varlığının sebep olduğuna inanılan toplumlarda şaman, ruh dünyası ile çoğunlukla trans halindeyken veya kendinden geçmiş bir haldeyken ilişki kurar ve ruhtan hastanın bedenini terk etmesini ister. Kimi şamanlar örneğin bazı Kuzey Amerika Yerlilerinin "büyücü doktorları" aynı zamanda şifalı otlar ve mineraller üstüne özel bilgiye de sahiptir. 

Bazıları da hava koşullarını etkilemek ve av hayvanlarını çekmek gibi genel ayinleri yerine getirirler. Törenlerde çoğunlukla maskeler ve benzer nesneler kullanılır. Günümüz araştırmaları, şamanın görüntüsünün, dans edip şarkı söylemesinin ve ayindeki davranışlarının zihinde güçlü bir etki yaparak vücutta maddi etkiler yaratabildiğini ve belki de iyileşmeye yardımcı olduğunu gösterir. 

Tıbbın gelişim hikayesi
Modern büyücülerin tipik görüntüsü.

Eski ve Yeni

Afrika'nın pek çok yerinde bugün hâlâ şamanlara inanılır ve törenler yapılır. Kimi tahminlere göre Güney Amerika'da 200.000'den fazla "kabile büyücüsü" veya yerel ismiyle sangoma mevcuttur. Tedaviler ve uygulamalar Afrika'nın değişik bölgelerinde farklılıklar gösterse de esas olarak şamanlar ruhani bir öğretmenden sanatlarını öğrenirler ve kendilerinden insanları kötülükten korumaları, bozulan sağlığı iyileştirmeleri, gönül işlerine yardım etmeleri beklenir. 

Ifa Kehanet Sistemi

Bilicilikle Tanı Koyma

Şamanlar ve diğer sağaltıcılar sık sık gizemli belirtilerle hastalığın nedenini tanılamaya yardım eden nesneler kullanırlar. Buna bilicilik denir. Yani kehanet. Nijerya'da Yoruba kabilesinin çanağı İfa kültüne aittir ve bilicilikte kullanılan çam fıstıklarını saklamada kullanılır. Bilici özel bir tahtanın üstüne toz serper. Sonra iki eline sekizer fıstık alır ve ellerini birbirine vururken olabildiğince çok fıstığı sol elinden sağ eline geçirmeye çalışır. Son elinde bir iki fıstık kalınca tahtaya işaret koyar. Tahtadaki işaretler sekizi bulunca yorumunu yapar. 

Tıbbın gelişim hikayesi
Garayaka

Arındırma

Asya'nın Sri Lanka Adası'ndan bu tahta maskenin, arındırma iblisi Garayaka'yı temsil ettiği sanılıyor. Sri Lanka tıbbında, kötü ruhların Ayurveda doğasının dengesini bozduğuna inanılır. Onları temsil eden maskeler takmış kişiler "Tovil" ayini ile bu dengeyi düzeltirler.

Törenler ve Sağaltma

İlaçlar yalnızca hastalıkla veya kazayla yaralanmalarda kullanılmaz. Avustralya Aborjin grupları özellikle genç erkekler için kabul törenleri yaparlar. Bunlara kan akıtma, vücudu yakma ya da çizme ve diş çekme dahildir. Törenden sonra şifalı otlardan yapılan yağ, merhem ya da diğer maddeler uygulanır. 

Tipik şaman maskesi
Tipik şaman maskesi.

Maskeler

Maskeler törenlerde sık sık kullanılır çünkü inanç korku da verir. Bu maske Kuzey Amerika'da İrokua Yerlilerinin büyücü doktoru tarafından takılırdı, Hastalık yapan kötü bir ruhu temsil ediyor olabilir. Güneydoğu Asya, Afrika ve Amerika'nın çeşitli yerlerinde şamancı topluluklar gelenekseldir. Şamanlar topluluklarında güç sahibidirler, çünkü ruhlarla iletişim kurabilme gücüne sahiptirler.

Takılar

Pazubantların ve vücuda takılan diğer süslerin geleneksel olarak sihirli güçleri olduğuna inanılır ve takanı kötülüklerden ve hastalıklardan korur. Cam boncuklardan ve insan dişlerinden yapılmış bir muskalı kolyenin Kuzey Amerika yerlilerinden Apaçilerin büyücü doktoruna ait olduğu düşünülmüştür.

Tıbbın gelişim hikayesi Blackfoot
Blackfoot

Şamancı Gelenekler

Bütün dünyada şamancı gelenekler hızla yok olmakta, hatta hemen hemen hiç kalmadı. 1830'ların Montana bölgesinden bir Karaayak sağaltıcısının resminde olduğu gibi, Amerikalı ressam ve yazar George Catlin (1796-1872), Kuzey Amerika Yerli halklarının geleneklerini, giysilerini ve araçlarını uzun yıllar çalışarak kaydetmiştir.

Tıbbın Gelişim Tarihi: Bitkiler ve Sağaltım

Bitkilerle hastalıkları tedavi etme, tıbbın en eski biçimi olabilir. İlk insanlar bunu içgüdüleriyle ve hasta hayvanların yediği bitkileri görerek, deneme ve yanılma yoluyla öğrenmişlerdir. Mısır'ın, Babil'in ve Çin'in en eski tıbbi metinlerinde yüzlerce şifalı bitki sıralanmıştır. Ancak gerçek hayatta seçenekler sınırlıydı. Kimi bitkiler ender bulunur ya da yılın çok kısa bir döneminde yetişirdi. Kimi bitkilerin ise yalnızca belli kısımları, örneğin genç yaprakları ve taze kökleri işe yarardı. Kurutulduktan ya da toz haline getirildikten sonra hepsi aynı etkiyi yapmıyordu. 

Tıbbın gelişim hikayesi
Şifalı bitkiler uzak doğu bölgesinde hala kullanılıyor.

Şifalı bitkiler pişirilerek veya taze olarak yenebilir, çay olarak içilebilir, buharı koklanabilir, deriye merhem olarak uygulanabilirdi. Günümüzdeki incelemeler pek çok eski şifalı bitkinin tıbben etken maddeler içerdiğini göstermiştir. Bugün de ilaçların kaynağını bitkiler oluşturur. 

Tıbbın gelişim hikayesi
Kara Kohoş

Çok Amaçlı Bitkiler

Kara Kohoş, Kuzey Amerika Yerlilerinin geleneksel ilacıdır. Acıyı, özellikle sinir ve kas ağrısı ile artrit ve baş ağrılarını dindirir. Kramplara, diğer kas kasılmalarına ve astıma yararlıdır, ayrıca öksürük, boğaz ağrısı ve batmayı azaltır. Avrupa'ya 19. yüzyılda getirilmiş ve tıbbi şifalı otlar arasında yer alarak önemli doğal eczalardan olmuştur. Hazır ilaçların bir çoğunun yapımında kurutulmuş kökleri ve yer altındaki sapları kullanılır. 

Tıbbın gelişim hikayesi
Peyote

Şaman ilaçları

Şaman ve diğer büyücü doktorlar sıklıkla halüsinojen özellikleri olan bitkileri sağaltım törenlerinde kullanırlardı. Bitkinin etkisiyle girilen trans benzeri bu durumda şamanın hastalığa neden olan veya hastanın iyileşmesine yardım eden tanrılar ve ruhlarla iletişim kurabildiğine inanılırdı. Yaygın olarak peyote denilen bu dikensiz kaktüs Meksika'da ve ABD'nin güneybatısında yetişir. Bazı Kuzey Amerika Yerlileri ve Aztekler tarafından kullanılan ve zihinde değişiklik yapan kimyasal meskalin ilacının kaynağıdır. Pek çok ülkede bu bitkiyi bulundurmak yasaklanmıştır. 

Doğal Pansumanlar

Emici yapraklar ve yosunlar tarih öncesi çağlardan beri yaraları örtmekte ve lapa yapmakta kullanılmıştır. Papaya bitkisel ilaç karıştırılır ve emdirilir, daha sonra gerekli yere konurdu. Günümüzde Meksika diye bilinen Aztek bölgesinde 1570'lerde dahi sağaltıcılar vücuttan zehirleri ve kötü ruhları çıkarmak için bacağa lapa koyuyordu.

Doğal İğneler

Bitkilerin hem ilaçla ilgili hem de fiziksel kullanımları olabilir. Bazı Avustralya Aborijin ve Afrika kültürlerinde sivri dikenler, geniş ucuna asma veya sarmaşık iplikleri sıkıştırılarak yaraları dikmekte kullanılırdı. Kenya'ya ait olan bazı dikenler ise köze konularak daha da sertleştiriliyordu. Böylece üzerlerindeki mikroplar da öldürülmüş olurdu. 

Hamamelis Virginiana
Hamamelis Virginiana

Yaralar İçin Güvercin Ağacı

Çalı boyundaki bu ağaççık Kuzey Amerika Yerlileri tarafından yüzyıllar boyunca kanamayı, bereleri ve yanıkları tedavi etmede kullanılmıştır. 18. yüzyıldan başlayarak kullanımı Avrupa'da ve başka yerlerde yaygınlaşmıştır. Günümüzde yapraklarından ve kabuğundan elde edilen öz, yaralar, varis ve hemoroid için ticari kremlerde ve pomatlarda kullanılmaktadır. Güvercinağacı dokuları "kurutarak" büzülmesine sebep olan ve kanamayı durduran bir doku ve damar sıkıştırıcıdır. 

Eucalyptus Globulus
Eucalyptus Globulus

Her Derde Deva Okaliptüs

Okaliptüs (sıtma ağacı) yaprakları Avustralya yerlilerinin geleneksel ilacıdır. Ateş düşürmek için kullanılır; ezilen yaprakların buharı solunum yolları enfeksiyonunda mukusun tıkadığı burnu, boğazı ve diğer yerleri açmak için koklanır; yaralar ve iltihaplar için antiseptik lapa yapmada kullanılır; kaynatılarak, çeşitli yutulabilecek karışımlar da yapılır. Okaliptüs ağaçları Batı'ya 19. yüzyılda gelmiştir. Rus araştırmaları, bazı türlerinin grip virüslerine ve sıtmaya, bazılarının ise bakterilere karşı etkili olduğunu göstermiştir.

Koka ağacı
Koka ağacı

Koka Çiğnemek

Peru'da bulunan gümüş bir figürde Güney Amerika'da koka yaprağı çiğnemek açlığı ve yorgunluğu gidermede, acıyı ve bitkinliği dindirmede geleneksel bir yöntemdir. Koka çalısı olan Erythroxylon coca günümüzde yapraklarındaki tıbbi kimyasal uyuşturucu alkaloitler için Afrika, Güney Doğu Asya ve Avustralya'da yetiştirilmektedir. Uyuşturucu kokain kaynağı olarak yasa dışı şekilde yetiştirilse de yasal kısıtlamalarla da yetiştirilir, işlenir ve reçetelenir. 

İnkalar da tıbbi dinsel törenlerde zihni etkileyen maddeler kullanmışlardır.

Kola yemişi.
Kola yemişi.

Kola Kabuklu Yemişi

Batı Afrika kökenlidir. Afrika, Asya ve Güney Amerika'da yaygın olarak iştah açıcı ve yorgunluk giderici olarak kullanılırlar. Genellikle bütün olarak çiğnenir veya toz haline getirilip çay olarak içilir. Bu yemişlerde kahvedeki uyarıcı, yani kafein bulunur.

Mochica doktoru
Mochica doktoru

Bitki Seçimi

Sağaltıcı törenin en önemli bölümü hangi şifalı bitkinin seçileceğiydi. Yukarıda Güney Amerika yerlilerinden Mochica uygarlığından bir sihirbaz doktorun tedavi için gerekli olan bitkileri seçmeden önce hastasını muayene edişi bir seramik kapla gösteriliyor. Sağaltıcı veya şamanlar, hangi tıbbi bitkilerle nasıl ilaç hazırladıklarını ve nasıl kullandıklarını sır gibi özenle saklarlardı çünkü bu bilgisi köydeki gücü ve mevkisine katkıda bulunuyordu.