Fransa'nın Versay (Versailles) şehrinde bulunan Versay Sarayı ile ilgili en ilgi çekici konulardan biri neden tuvalet ya da banyo olmadığıdır. Binlerce kişinin yaşadığı bir sarayda bunun nasıl bir faciaya dönüştüğünü tahmin etmek zor değil. Ülkelerinin yöneticilerini görmek için gelen hizmetçiler, halktan kimseler ve hatta aristokratlar tuvalet ihtiyaçlarını sarayın köşelerinde ve avlularda giderirdi. Ne var ki bu olay bugün anlatıldığı kadar sık değildi.
Yine de ziyaretçilerden sanat tarihçisi Horace Walpole saraydaki her şeyin üzerine sinmiş "korkunç kokudan" bahsetmiş ve bunun bahçelerde dahi devam ettiğini söylemiştir. Yabancı ziyaretçiler ve elçilerden gelen raporlarda Versay'ın dünyadaki en pis saraylardan biri olduğu belirtiliyordu.
Versay Sarayı ve tuvalet
Olayın kontrolden çıktığını gören XIV. Louis dışkıların her hafta temizlenmesini ve bahçedeki portakal ağaçlarının kokuyu bastırması için vazolara konulmasını emretmiştir. Tuvalet ihtiyacını ortalıkta gidermek sanılanın aksine o dönem sosyal olarak hoş görülen bir durum değildi. Bu nedenle sarayda yapılan sayısız partide ziyaretçiler hizmetçilerden ya efendilerinin portatif lazımlıklarını, eğer bu yoksa lazımlık iskemlelerini istemiştir. En azından bir tür çözüm geliştirilmişti ancak söylendiği gibi, ateş olmayan yerden duman çıkmaz.
Versay Sarayı'nda yaşayan nedimlerin kendi lazımlık iskemlesi (commode) olurdu; altında haznesi olan bir sandalyeydi. Versay Sarayı'nda bunlardan 300 kadar bulunduğu tahmin edilmiştir. Lakin asla yeterli olmazlardı. Açık sözlülüğü ile bilinen filozof Duc de Saint-Simon bir keresinde Prenses d'Harcourt'nun idrarını sık sık yürürken yaptığını ve bu nedenle de arkasını temizlemek zorunda kalan hizmetçileri tarafından nefret edildiğini söylemiştir. XIV. Louis'in dahi hareket halindeki faytonunda tuvaletini yaptığı halk arasında yayılmıştı. Saray sakinleri genelde kendilerini akşam karanlığına kadar tutar ve ardından çimenliğe koşarak işlerini burada bitirirlerdi.
Çeşmeler için 30 kilometrelik su ağı
Ne var ki saraydaki evcil köpeklere de kimse tuvalet eğitimi vermemişti. Hal böyle olunca sarayın içine pisleyen köpekler genel kokuya tatlı bir katkıda bulunurlardı. Tıpkı şehirde olduğu gibi, atıklar geceleri hizmetçiler tarafından iç avlulara fırlatılırdı. Hikayeye göre Döfen Marie Antoinette ve baldızı Marie Joséphine bir keresinde Prenses Victoire'nın dairelerine doğru giderken iç avluda bir süre durmuşlardır. Tam o sırada hizmetçilerden biri atığı dışarıya öyle fırlatmıştır ki neredeyse iki prensese çarpmıştır. Bazıları bunun kasıtlı yapıldığını düşünür çünkü hizmetçi Madame du Barry'nin hizmetçisidir. Madame du Barry, Kral XV. Louis'in son metresi ve Marie Antoinette'in düşmanıydı.
Yalnızca kralın, kraliçenin ve döfenin tuvaletleri vardı ancak bunlar 1768'e dek kurulmadı. Kral Louis ile sarayın genişletilmesi üzerine çalışan peyzaj mimarı Andre Le Notre, 30 kilometre boyunca uzanan bir yapay göl ve su kanalı ağı oluşturmuştu. Dünyanın 8. harikası olduğu düşünülen bu devasa pompalama makinesi Sen Nehri'nden saraya su getiriyordu. Bahçedeki çeşmelere su sağlamak için demir borular yerleştirilmesine rağmen, atıkların uzaklaştırılması için bir şey düşünülmemiş olması gariptir. 17. yüzyılın Versay Sarayı "soyluları" şüphesiz sıra dışıydı.