Kristof Kolomb Amerika'yı nasıl keşfetti? Avrupalıları "Yeni Dünya"ya ulaştıran Kristof Kolomb, bulduğu toprakların aradığı kıyılar olmadığını bilmeden öldü. Yalnızca 55 yaşına kadar sürdürdüğü yaşantısında büyük oranda yıpratılmış halde İspanya'da hayata gözlerini yumdu. Şimdi daha sonradan Amerika olarak bilinecek olan "Yeni Dünya" dönemlerini anlatalım.
Kristof Kolomb'un Amerika'yı Keşfi
Kolomb 1493'te Avrupa'ya döndüğünde getirdiği haberler Portekiz ile İspanya arasında gerilime neden oldu. O güne kadar, Afrika'ya yeni ticaret yolları açılmasına Portekiz öncülük etmekteydi. 1481'de Papalık, Kanarya Adaları'nın güneyindeki bütün toprakların Portekiz'e ait olduğunu teyit eden buyruğuyla, bu ülkenin toprak kazançlarını resmen kabul etmişti.
Ama şimdi İspanya, kuzey-güney ayrımına karşı çıkıyordu. Fernando ve Isabel batıdaki bütün yeni keşiflerde hakları olduğunu iddia ederek, adalet için Papa VI. Alexander'a başvurdu. 1493'te papa, Azor Adaları'nın 600 km batısından dik bir çizgi çekilmesini, bunun doğusunda kalan toprakların Portekiz'e, batısında kalanların ise İspanya'ya ait olmasına karar verdi.
Portekiz Kralı Joao bu karara karşı çıktı, çünkü çekilen çizgi gemilerini güneye doğu taşıyan elverişli rüzgarları kesiyordu. 1494'te iki elçi sorunu çözmek üzere Tordesillas'ta (bkz: Tordesillas Antlaşması) buluştu. Gemilerinin İspanyol haklarını ihlal etmeden güneye ve doğuya gidebilmesi için çizgi yaklaşık 1600 km batıya kaydırılacaktı.
O sırada kimsenin bilmediği şey, çizginin Güney Amerika'nın doğu kıyısını kestiğiydi. Portekizli denizci Pedro Cabral 1500'de Hindistan'a giderken, çizginin doğusunda büyük bir kara parçasıyla karşılaştı ve ülkesi adına tescil etti. Bu nedenle, bugün Brezilya diye bildiğimiz topraklar, Portekiz'e ait oldu.
Keşiflerin Yeni Dünya Üzerindeki Etkisi
15. yüzyıl başlarına kadar Avrupa'nın Afrika ve Doğu'yla tek ilişkisi karayolu üzerindendi ve bu, zor ve yavaş ilerleyen bir ilişkiydi. Oysa Kolomb'un yolculuklarından sonra, denizler engel değil bağlantı imkanı haline dönüştü.
Bu gelişme, Avrupalıların etkisini tam olarak hisseden ilk kıta olan Amerika halkları üzerinde felaket sonuçlar doğurdu. O güne kadar Güney ve Orta Amerika'da birçok kültür yükselmiş, savaşlara girmiş ve gerilemişti. Aztek ve İnkalar gibi bazı halklar büyük imparatorluklar yaratmıştı. Peru'nun Moçikaları ve Orta Amerika'nın Mayaları gibi diğerleri ise, Kolomb öncesi diye adlandırılacak olan sanatın en güzel örneklerini yaratmıştı.
Avrupalıların gelmesiyle bu kültürler ölmeye mahkum oldu. Gemiler, silahlar ve atlarla desteklenmiş olan Avrupalılar yenilmezdi. Diğer yandan Amerikalıların dirençsiz olduğu hastalıkların yok edici etkileri, yabancıların gelişini izleyen 100 yıl içinde yerli halkın büyük bir çoğunluğunun ölümüne neden oldu. Meksika'dan güneyde Peru'ya ve doğuda Amazonlara kadar bütün yerel kültürler yok oldu. Tonlarca el yapımı nesne, özellikle de altın olanlar çalındı.
Buna rağmen, Kolomb öncesi kültürün gölgesi yaşamaya devam etmiştir. Mimaride, görsel sanatlarda, dinde, dilde ve teknolojide Avrupa etkisiyle harmanlanan bu kültürler, beraberlerinde bambaşka bir kültürü taşıyacak Afrikalı kölelerin gelişiyle daha da karmaşık bir hale gelecekti.
Keşiflerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Yeni Dünya'nın Avrupa'ya ilk etkisi, değerli maden akını olmuştur. Amerika'nın keşfini izleyen 50 yıl içinde İspanya, çoğunlukla sanat eseri değerinde ve neredeyse hepsi eritilmiş halde yaklaşık 180 ton altına el koymuştur. Bu yağma, en büyük servet transferlerinden biri ve tüm zamanların en büyük sanat hırsızlığı sayılır. İspanya bu arada, madenlerden 16.000 ton gümüş çıkarıp ülkesine göndermiştir.
Bu durum dünyayı bu özgün sanatsal mirastan sonsuza dek mahrum ettiği gibi, Avrupa'da tartışmalı bir müsrifliğe yol açmış, bu servet çoğunlukla savaşlarda harcanmış ve fiyatların aşırı derecede artmasına neden olmuştur. Diğer yandan Yeni Dünya'yla ilişkinin hiç akla gelmeyen başka sonuçları da olmuştur. Yüksek And Dağları'nın tepelerinde Avrupa'da bilinmeyen birçok bitki yetişmekteydi; patates, domates ve mısır Eski Dünya için tamamen yeni lezzetlerdi. İspanyollar, Hintlilerin tıbbi amaçlar için ve dini törenlerde içtiklerini görene kadar tütün de bilinmiyordu.
Yüzyıllar boyunca, Güney Amerika'daki kaynaklardan binlerce ilaç üretilmiştir. Örneğin, Amazon yerlilerinin zehirli oklarında kullandıkları ve sinirleri etkileyen bir zehir olan kürar bitkisi, ameliyatlar sırasında kas gevşetici olarak kullanılmaktadır.
Kristof Kolomb'u Kimler İzledi?
İspanya Kolomb'un başarıları üzerinden sermaye sağlamaya çalışırken, Portekiz güneye ve doğuya yolculuklar düzenlemeye devam ediyordu. 1497'de Vasco da Gama, Ümit Burnu'nu dolaştı, Doğu Afrika kıyılarını keşfetti, sonra da Hindistan ticaretindeki Arap tekelini kırma niyetiyle Hindistan'a doğru yola çıktı. Bu üzücü bir yolculuk oldu, çünkü malları oralarda alıcı bulamadı ve iskorbüt salgını üç aylık dönüş yolculuğunu cehenneme çevirdi. Ancak bu yolun kullanılabilir olduğu kanıtlanmıştı. Sonraki on yılda Portekiz, da Gama'nın başarısını hem Hindistan'la ticaretini geliştirmek, hem de Güneydoğu Asya'daki Baharat Adaları'na doğru hamle yapmak için bir basamak olarak kullanacaktı. 1509 yılında bir ticaret filosu Malezya'ya vardı. 1520 yılından itibaren Portekiz, Güneydoğu Asya ticaretine hakim oldu.
Atılması gereken son bir adım kalmıştı: Büyük Okyanus'u geçmek. Amerika'nın devasa bir kara parçası olduğu ve bu karanın arkasında bir başka okyanusun varlığı, 1513'te Vasco Nunez de Balboa'nın Panama Kanalı'ndan geçerek Büyük Okyanus kıyılarına ayak basmasıyla anlaşılmıştı. 1519-1522 arasında yapılan dünya çevresindeki ilk yolculuk kıtanın güney ucu hakkındaki bilgileri tamamlayacaktı.
Amerika'ya İsmini Veren Kişi
Kıtaya "Amerika" ismi, 1501-1502 arasında Güney Amerika'nın doğu kıyısından aşağıya, muhtemelen Patagonya'ya kadar inen kaşif Amerigo Vespucci'ye istinaden verilmiştir. Vespucci buranın Uzakdoğu olamayacağını fark etmiş ve bu karanın, ister bir burunla sonlansın, ister Güney Kutbu'na kadar uzansın, Avrupa ile Çin arasında olması gerektiği sonucuna varmıştır. Bu yüzden 1504'te, buraya "Yeni Dünya" demenin daha uygun olacağını yazmıştır. Alman harita yayımcısı Martin Waldseemüller de 1507 yılında hazırladığı bir atlasa da bu toprakları Vespucci'nin adıyla kaydetmiştir. Amerigo Vespucci dünyanın çevresini, gerçek uzunluğundan yalnızca 80 km eksik olarak hesaplamıştır.
Kolomb'dan Önce Vikingler
Aslında Amerika'yı Kolomb "keşfetmemişti". Milyonlarca Amerika yerlisi, on binlerce yıldan beri orada yaşamaktaydı. Kolomb, oraya giden ilk ziyaretçi de değildi. Newfoundland'daki son keşifler, burada Vikinglerin bir nesilden fazla yaşamış oldukları anlaşılan bir yerleşim bölgesine işaret etmektedir. İzlanda destanlarına göre, Kuzey Atlantik rüzgarlarının daha yumuşak estiği 1000'li yıllarda, Grönlandlı bir Viking olan Bjarni Herjolfsson, gemisiyle rotasından çıkmış ve muhtemelen bugünkü Newfoundland kıyısı olan ılıman, ormanlık bir karaya varmıştı.
O topraklarda bir kış geçiren ve yerli halkın saldırıları ve yiyecek kıtlığı neticesinde bölgeyi terk eden Bjarni'yi bir başka Viking Leif Erikson izlemişti. Vikingler, asma yetiştiği için "Vinland" adını verdikleri bir yerde kısa bir süre kaldıklarını da not etmişlerdi.
10. yüzyıla ait bir Latin el yazmasına göre, 6. yüzyılda yaşamış İrlandalı rahip Aziz Brendan, ahşap bir iskelet üzerine gerilmiş deri bir tekneyle Atlas Okyanusu'nda dolaşıyordu. İzlanda'nın volkanları ve buz dağlarına göndermeler varsa da, Brendan'ın Amerika'ya ulaştığına dair hiçbir kanıt yoktur.
Kristof Kolomb Hakkında Sık Sorulanlar
Kristof Kolomb ne ile tanınır?
-Kristof Kolomb, İspanya bayrağı altında Amerika kıtasını keşfeden bir denizciydi.
-Bazı insanlar onu Amerika'nın "kaşifi" olarak düşünür, ancak bu tam olarak doğru değildir.
-Atlantik boyunca yaptığı yolculuklar, Avrupa'nın Amerika'yı sömürgeleştirmesinin ve sömürmesinin önünü açmıştır.
Kristof Kolomb ne arıyordu?
Kolomb, Avrupa'da çok aranan altın ve baharatları geri getirmek için Cathay (Çin) ve Hindistan'a giden bir rota arayışıyla denize açıldı. Hamileri İspanya Kralı II. Ferdinand ve I. Isabella, Kolomb'un başarısının kendilerine daha büyük bir statü kazandıracağını umuyorlardı.
Kristof Kolomb nereye gitti?
Kolomb dört transatlantik yolculuğu yaptı: 1492-93, 1493-96, 1498-1500 ve 1502-04. Öncelikle Bahamalar, Küba, Santo Domingo ve Jamaika dahil olmak üzere Karayipler'e seyahat etti ve son iki yolculuğunda Orta Amerika'nın doğusu ve Güney Amerika'nın kuzey kıyılarına gitti.
Kristof Kolomb Amerika'yı keşfetti mi?
Bazı insanlar Amerika'yı ya da "Yeni Dünya"yı Kolomb'un keşfettiğini söyler, ancak Leif Erikson gibi Vikingler yüzyıllar önce Kuzey Amerika'yı ziyaret etmişti ve Amerikan yerlileri ne Kolomb ne de Vikingler gelmeden önce yüzyıllarca Amerika'da yaşamıştı.
Kolomb'un seyahatlerinin etkisi ne oldu?
-Kolomb'un Amerika kıtasına yaptığı yolculuklar, Avrupa ülkelerine bu toprakları ve halklarını sömürme ve kolonileştirme yolunu açtı.
-Avrupa ile Amerika kıtası arasında kısa sürede ticaret kuruldu. Amerika'ya özgü bitkiler (patates, domates ve tütün gibi) Avrupa'ya ithal edildi.
-Bu ticaret yolu aynı zamanda Avrupa, Afrika ve Amerika kıtaları arasında köle ticaretinin de önünü açtı.
-Kaşifler ve yerleşimciler beraberlerinde Amerikan yerlileri üzerinde yıkıcı etkileri olan hastalıkları da getirdiler. Birçok yerli halk yok oldu ya da sömürgeciler tarafından evlerinden sürüldü.
Kaynaklar:
- "The Diario of Christopher Columbus's First Voyage to America 1492-1493" – Kristof Kolomb tarafından yazılan ve gittiği yerleri ve gördüklerini anlattığı günlüğü.
- "The Life of the Admiral Christopher Columbus by his son Ferdinand" – Christopher Columbus'un oğlu Ferdinand tarafından yazılan biyografi.