Martin Luther 1483'te Saksonya'da Eisleben'de bir madencinin oğlu olarak dünyaya geldi. Daha çocuk yaştayken açıkça anlaşılan üstün yetenekleri, babasının ona iyi eğitim aldırmasını sağladı. Babası başlangıçta onun Roma hukuku okumasını istiyordu ama Luther Erfurt Üniversitesi'nde teolojiye ilgi duymaya başladı. Master derecesini 1505 yılında aldı ve aynı Erfurt'taki Augustinusçu rahiplere katıldı. 1508'de 25 yaşındayken Erfurt'ta teoloji profesörü olmuştu.
Martin Luther Kimdir?
Akademik hayat Luther'in reformist düşüncelerle tanışmasını ve Avrupa'nın üniversite çevrelerine girmesini sağladı. Hümanistlerle ve özellikle de Rotterdamlı bilgin Eramus'la dost oldu. Martin Luther 10 yıl kadar düşüncelerini kendisine sakladı. Halka açıklamaya karar verdiğinde ise kanun karşıtı ilan edilmesi onu susturmadı. Saksonya Elektörü III. Friedrich'in Wartburg'daki şatosunda kısa bir süre kaldıktan sonra hayatının tehlikede olduğunu bilmesine rağmen Wittenberg'e dönmüştür.
Martin Luther 1525'te, kendisinin öğretilerinden aldıkları gerekçeler ile haklılık iddia eden ve bir ayaklanma başlatan köylüleri karşısına almış ve ayaklanmanın bastırılmasından yana olduğunu açıklamıştır. Bunun ardından Martin Luther'in güncel olaylar üzerindeki kişisel etkisi zayıfladı. Son yıllarında hastalıkları iyice ilerlemiş olan Luther 1546'da Eisleben'de öldü.
Martin Luther'in Doksan Beş Tez'i Yayımlaması
Endüljans satıcısı Dominiken rahibi Johann Tetzel, 1517 baharında Kutsal Roma Germen İmparatorluğu sınırları içinde bulunan Alman vilayeti Saksonya'ya ayak bastı. Endüljans, Papalık tarafından verilen ve günah çıkartan günahkara papazın verdiği cezanın bağışlandığına ilişkin bir kağıttı. Yalnızca para için satılmaları gibi endüljansların kötüye kullanımı XV. yüzyılın başlarında iyice yaygınlaşmıştı. Tetzel'in, edebi hayatı seyyar satıcı gibi kapı kapı dolaşarak satması Augustinusçu rahip Martin Luther'i öfkelendiriyordu.
- Konuyla ilgili: Protestan Reformu ile modern eğitim sisteminin ortaya çıkışı
Endüljanslar, Kilise'deki sorunlardan sadece bir tanesiydi. Yüzyıllardır ruhani bir güç olduğu kadar dünyevi bir güç de olan Papalık diplomasi, devlet işleri ve mali konulara karışmaktaydı. Ahlaksızlık ve yozlaşmayla suçlanıyordu. Luther gözlemlerine dayanarak Kilise işlerini yürütülmesine ilişkin bir tartışma başlatmaya karar verdi. Wittenberg Üniversitesi'nde teoloji profesörüydü ve Ortaçağ akademik camiasında geleneksel olan bir yöntem seçmişti. 31 Ekim 1517'de Wittenberg'deki kilisenin kapısına halkın tartışması için ünlü "Doksan Beş Tez"ini astı. Kendisini bir anda bütün Avrupa'yı kasıp kavuracak ve Protestan reformunu başlatacak olan bir fırtınanın ortasında bulacaktı.
Martin Luther, papa tarafından verilen endüljansa saldırmakla Papalığın otoritesine meydan okumuş oluyordu. Ortodoksluğun baş savunucusu olma sıfatıyla övünen Dominiken tarikatı Luther'e savaş açmaya karar verdi. 1518'de en iyi yetişmiş öğrencilerinden Johann von Eck, halka Luther'in sapkın olduğunu açıkladı. Kilise'yi suistimalden arındırmaya çalışan Luther, Kilise düşmanı olarak damgalandığına çok şaşırmıştı. "Bu şarkı" demişti, "benim sesim için fazla ince bir tonda." Bu mesele Almanya'da 20 ay boyunca konuşuldu. Luther'e desteğin arttığını gören Kilise konuyu kapatmaya çalışıyordu.
Ağustos 1518 tarihinde düşüncelerini açıklaması için Roma'ya resmen çağrılan Martin Luther, geri adım atmayı reddetti. Papalığın otoritesiyle ilgili aldığı soruya karşılık vererek inancından dönmedi; tarihsel mantığa bağlı kalarak otoritenin papada değil Kilise konseyinde olduğunu söyledi. Luther'in başkaldırısına rağmen Papa X. Leo hiçbir şey yapmadı. Luther sonradan kendisine papaya olan saygısını ve Kilise'ye karşı devam eden bağlılığını dile getiren bir mektup gönderecekti.
Gazabım, Tanrı'nın gazabıdır. Tanrı, düşmanlarımı, sesimi daha yüksek çıkmaya zorlamak için kullanıyor. Onlar yeter diyene kadar konuşmalı, bağırmalı, çığlıklar atmalıyım.
Martin Luther
Martin Luther'in Kilise'ye Açtığı Savaş ve Aforoz Edilişi
Luther 1519'un haziran ayında Bohemya sınırındaki Leipzig'de halka açık bir tartışma için Eck ile buluştu ve tartışma geri dönülmez bir noktaya vardı. Eck, Luther'e bilerek tuzak kurmuştu. Luther'e, yüz yıl önceki heretiklik suçundan idama mahkum edilerek yakılan Çek reformcu Jan Hus'u destekleyip desteklemediğini sordu. Cevap geldi: "Evet." O zaman Kilise konseyinin Hus'u suçlamasını bir hata olarak mı görüyordu? Yine aynı cevap geldi ve Luther tuzaktaydı. O halde eğer yetki Papalık'ta ya da Kilise konseyinde değilse, kimdeydi?
Martin Luther sonunda uzun zamandır düşündüğü şeyi halkın önünde kabul etmek zorunda kaldı: Yetki yalnızca İncil'deydi. Geniş toprakları ve gösterişli makamıyla, ritüelleri ve inançlarıyla Papalık, insanlığı gerçeğe ve selamete yönlendiremezdi. O zaman kardinal, başpiskopos ve piskopos hiyerarşisi de gereksizdi. Luther'in "tüm inananların din adamlığı" diye adlandırdığı şeye göre herkes kendi rahibi olabilir ve kutsal metinleri kendine göre yorumlayabilirdi.
Akıbet uzak değildi, 1520'de yayımlanan bir dizi risalede Luther daha da rahatsız edici bir tonda söz alıyor, zamanın saldırgan polemik diliyle Papalığa saldırıyor ve radikal bir dini duruş sergiliyordu. Kilise'nin yaptığı bazı dini törenlerin ve kefaret ritüellerinin lağvedilmesini talep eden Luther, Kilise'yi bölmek istediğini ilan etti. Bunun üzerine X. Leo Luther'i geri adım atmaya çağıran resmi bir mektup yayımladı. Luther bu öneriyi reddetti ve 3 Ocak 1521'de usule uygun olarak Kilise'de aforoz edildi.
Martin Luther Tehditlere Aldırmıyor
Ancak iş burada bitmedi. 1519'da yeni bir hükümdar, V. Karl Kutsal Roma-Cermen İmparatorluğu'nun başına getirildi. V. Karl aynı zamanda 1282'den beri Avusturya'yı yöneten ve imparatorluk tacını 1438'den beri taşıyan Habsburg Hanedanı'nın gururlu bir temsilcisiydi. Luther'in başkaldırısı Karl'a göre bir lanetti, çünkü eğer onun fikirleri yayılır ve imparatorluğu oluşturan 230 eyaletin liderlerinin önemli bir bölümü onu desteklerse, Kutsal Roma-Germen İmparatorluğu dağılabilirdi.
Martin Luther'in cevabı, Kutsal İmparatorluğu liderlerinin güçlerini bir Kilise konseyi toplama yönünde kullanmaları ve bu konuyu tartışmaları yönünde oldu. Ancak o sıralarda yayımlanan bir risalesinde Luther, eyaletlerin ayrılıkçı duygularına seslenmiş ve onları papanın hükümlerini dikkate almamaya ve kendi kiliselerini düzene sokmaya çağırmıştı.
V. Karl yasalara uymadığı için cezalandırılacak olan Martin Luther'i, geri adım atması için Worms'taki imparatorluk meclisine çağırdı. Luther bunu reddedince imparatorluk sınırları içinde yaşaması yasaklandı. Ancak o vaazlarına devam ediyor, risaleleri baskı üstüne baskı yapıyordu. Luther'in attığı tohumlardan Avrupa'nın bazı en büyük Protestan kiliseleri doğdu.
Endüljans Nedir?
Roma Katolik Kilisesi'nin ilk zamanlarında endüljans, günah çıkarma ayiniyle edebi cezaları bağışlanan günahkarların dünyada ve arafta ödemeleri gereken cezalarının, onların işleyecekleri bir sevap karşılığında bağışlanması için verilen bir belgeydi. Bu dünyadaki ve araftaki bütün cezaların affedilmesini sağlayan ilk sınırsız endüljanslar, 1095'teki Birinci Haçlı Seferi'ne katılanlar için Papa II. Urbanus tarafından verilmiştir.
Endüljans alabilmek için gerekli "iyi işler", dualar ve oruçlar giderek bağış vermeyi kapsayacak şekilde genişletildi. Böylece artık yalnızca bağış karşılığı endüljans verilir hale gelindi. Birçok katedralin ve üniversitenin yapımı nihayetinde "endüljans satışı"na dönen işlemler sayesinde finanse edilmiştir. Ancak papalar endüljans satın almanın günahlardan gerçekten pişmanlık duymadan yaramayacağını vurgulamaya devam ediyordu.
Orta Çağ'ın sonlarına doğru endüljans satışının getirisi giderek daha cazip hale geldi. Luther'in karşı çıktığı yıllarda endüljans satışı sıradan insanların selamete ulaşma çırpınışlarının kaba şekilde sömürülmesine dönüşmüştü. Endüljans satışlarındaki suistimaller reformcuların 1562'deki uyarılarından sonra Trento Konsili tarafından önlendi. 1567 yılındaysa Papa V. Pius, bağış karşılığında verilen tüm endüljansları iptal etti.
Almanya'da Lutherciliğin Yayılması
Avrupa'da Martin Luther'in düşüncelerinin öncülleri vardı. 14. yüzyılın sonlarında İngiltere'den John Wycliffe, tıpkı Bohemya'daki Jan Hus gibi Papalığın gücüne ve yozlaşmasına karşı çıkmıştı. İkisinin de takipçileri olmuş ancak hiçbiri Kilise'de devrim yaratmakta başarılı olamamıştır. 16. yüzyılın başlarından itibaren Luther'in mesajı matbaanın varlığı sayesinde daha çok insana ulaştı ve bu şekilde yepyeni bir güç kazandı. Luther'in Doksan Beş Tez'inin orijinal dili Latince'ydi, ancak metinler kısa sürede Almanca ve diğer Avrupa dillerine çevrilip basıldı ve Kutsal Roma-Germen İmparatorluğu içinde dağıtılmaya başlandı. 1520'de basılan risaleler ilk yıl içinde birçok baskı yaptı.
Martin Luther'in eserleri hayatı boyunca toplam 4.000 baskıya ulaşmıştır. Papalık müessesindeki yozlaşmalara karşı verdiği mesaj duymaya istekli tüm kulaklara ulaştı. Hızla düşen fiyatlar nedeniyle o yıllarda çok zor durumda olan Alman tarımı derin bir bunalımdaydı. Çiftçiler ve küçük toprak sahipleri kızgınlıklarını toprak sahibi asillere yönelttiler ve Kilise de zengin toprak sahibi olduğundan bu kızgınlıktan en büyük payını aldı.
Gene o yılların siyasi şartları gereği hakim prenslerin ve elektörlerin çoğu hem Papalık'tan hem de imparatorluktan bağımsız olmaya istekliydi. Ayrıca Papalığa yaptıkları zorunlu ödemelere son vermek için de yollar arıyorlardı. Bu yüzden, her iki konuda da onları amaçlarına götürebileceğini düşündükleri Lutherci Kilise'yi benimsediler. Lutherci Kilise piskoposluğa benzer bir örgütlenmeydi: artık denetmen diye adlandırılan piskoposlar, disiplin kurulu tarafından atanıyordu. Lutherci kilise var olduğu her yerde laik gücün bir uzantısı oluyor ve bir devlet kilisesine dönüşüyordu. Bu gelişme, mallarına el konulan ve hızla ortadan kaybolan manastırların olduğu İngiltere'de her yerde olduğundan daha hızlı yaşanacaktı.
Reform Hareketinin Avrupa'da Yayılması
Luther'in Doksan Beş Tez'ini ortaya koymasından sonraki kırk yıl içinde Avrupa, Roman Katolik ve Protestan olarak ikiye bölündü. Bir yüzyıl sonra aynı kıta din savaşlarıyla yakılıp yıkılır oldu. Avrupa'daki reform hareketinin izlediği yol bölgesel koşullara göre farklılık gösteriyordu. İngiltere'de yaşanan Roma'dan kopuşun ve başında kralın bulunduğu milli bir kilisenin kurulmasının en önemli nedenlerinden biri, Papa'nın 1529'da Aragonlu Catherine'den boşanması için VIII. Henry'ye izin vermesi olmuştu. Kutsal Roma-Germen imparatorları V. Karl ve halefi II. Felipe'nin yönetimindeki İspanya'ya karşı bağımsızlık mücadelesi veren vatansever Hollandalılar da bu yeni reform hareketini cazip bulmuş ve böylece yeni Avrupa dini giderek güç kazanmaktaydı.
Papa III. Paulus Kilise'yi etkileyecek açık bir bölünmeyi engelleme çabasındaydı. Bu amaçla 1545'te Trento Konsili'ni topladı ve Kilise'nin önde gelenlerinin Karşı-Reform olarak adlandırdığı Roman Katolik Reformu'nun yol haritasını çizmeye başladı. Katoliklik ve Protestanlık arasındaki farklılıkları belirleyen Trento Konsili, Papalığın üstünlüğünü bir kere daha tescil etti; Protestanların küçük gördüğü şeylerin hepsini yani azizlere tapınılmasını, endüljansları ve rahiplerin bekaret yemini etmelerini savundu.
Karşı-Reform'un elindeki en önemli silahlardan biri de 1480'den itibaren reform hareketinin İspanya'ya uğramamasını garanti altına alan Engizisyon'du. Ne papadan ne de imparatordan korkan güçlü bir merkezi krallığa sahip olan Fransa resmen Katolik kaldı, ama ne din savaşlarına, ne de 1572'de Aziz Bartolomeus Yortusu Kıyımı'nda Huguenot'ların katledilmesine engel olamadı.
Luthercilik, Protestan Avrupa'da egemen tek öğreti değildi. Bazı püriten Reform Kiliseleri Fransız Jean Calvin'in izinden gidiyordu. Bunlar özellikle, reformun başını John Knox'un çektiği İsviçre, Hollanda ve İskoçya kiliseleriydi. Luther, Kitabı Mukaddes'e aykırı olmadığı sürece kilise hayatının yapısını ve ibadetin büyük kısmını olduğu gibi kabul ediyordu. Calvin ise, öğreti, ibaret ve Kilise düzeninin doğrudan Kitabı Mukaddes'ten çıkarılması gerektiğinde ısrar ediyordu.
Bir kuşak boyu süren çekişmeden sonra 1555'te yapılan Augsburg İtikatnamesi'ne göre hükümdarlar kendi topraklarında bu iki inançtan birisini seçmekte özgür olacak ve imparatorluğun bağımsız kentlerinde her iki inanç da varlığını sürdürebilecekti. Antlaşma Kutsal Roma-Germen İmparatorluğu'nun egemenlik iddialarına son verdiği gibi, Papalığın gücünü de azalttı ve Avrupa'nın dini açıdan bölünmüşlüğünü tescil etti.
Martin Luther Hakkında Sık Sorulanlar
Martin Luther kimdir?
Martin Luther, 16. yüzyılda yaşamış bir Alman ilahiyatçı, profesör ve dini reformcuydu. En çok, Hristiyanlıkta önemli değişikliklere ve yeni Protestan mezheplerinin oluşumuna yol açan Protestan Reformu'nun başlatılmasındaki rolüyle tanınır.
Protestan Reformu neydi?
Protestan Reformu, 16. yüzyılda Avrupa'da Martin Luther ve diğer reformcuların öncülüğünde gerçekleşen dini bir harekettir. Roma Katolik Kilisesi'nin bazı uygulamalarına ve doktrinlerine meydan okumuş ve Protestan kiliselerinin kurulmasına ve Hristiyanlığın Katoliklik ve çeşitli Protestan mezhepleri olarak bölünmesine yol açmıştır.
Doksan Beş Tez neydi?
Doksan Beş Tez, Martin Luther tarafından yazılan ve 1517'de Almanya'nın Wittenberg kentindeki All Saints Kilisesi'nin kapısına çivilediği ünlü ifadelerin bir listesiydi. Tezler, başta endüljans satışı olmak üzere Katolik Kilisesi'nin bazı uygulamalarını eleştiriyor ve Kilise içinde reform çağrısında bulunuyordu.
Wittenberg nerededir ve neden önemlidir?
Wittenberg Almanya'da Martin Luther'in yaşadığı ve ders verdiği bir kasabadır. Luther'in Protestan Reformu'nu ateşleyen ve Avrupa çapında dini ve sosyal değişim için bir katalizör görevi gören Doksan Beş Tez'ini yayınladığı yer olması nedeniyle önemlidir.
Luther'in Katolik Kilisesi'ne yönelik temel eleştirileri nelerdi?
Martin Luther, Katolik Kilisesi'nin endüljans satışı, kurtuluş için iyi işlere yapılan vurgu ve Papa'nın otoritesi gibi çeşitli uygulamalarını eleştirmiştir. Yalnızca iman yoluyla kurtuluşa ve inanç konularında kutsal metinlerin önceliğine inanıyordu.
Lüteryanizm nedir?
Luthercilik, Martin Luther'in öğretilerinden ortaya çıkan Protestan Hristiyanlığın bir koludur. Yalnızca iman yoluyla kurtuluşu, kutsal metinlerin otoritesini ve tüm inananların rahipliğini vurgular. Luthercilik, özellikle Almanya ve İskandinavya'da başlıca Protestan mezheplerinden biri haline gelmiştir.
Endüljans nedir?
Endüljans, Katolik Kilisesi'nde bireylerin günahlarının geçici cezasından muafiyet satın alabildikleri bir uygulamaydı. Martin Luther bu uygulamayı şiddetle eleştirmiş, kurtuluş ve bağışlanmanın parasal işlemlerle değil, gerçek inanç ve tövbe yoluyla elde edilmesi gerektiğini savunmuştur.
Luther'in iman ve vahiy hakkındaki görüşü neydi?
Martin Luther öğretilerinde iman ve vahiy kavramlarını vurgulamıştır. Kurtuluşun Tanrı'nın lütfunun bir sonucu olduğuna ve İsa Mesih'e iman yoluyla elde edildiğine inanıyordu. Luther, bireylerin iyi işler yaparak kurtuluşu kazanabileceği fikrini reddetmiş ve Tanrı ile kişisel bir ilişkinin önemini vurgulamıştır.
Martin Luther'in fikirleri dini reformu nasıl etkiledi?
Martin Luther'in fikirlerinin dini reform ve toplumun geneli üzerinde derin bir etkisi olmuştur. Katolik Kilisesi'ne yönelik eleştirileri ve reform çağrısı birçok kişide yankı uyandırmış, Protestanlığın yayılmasına ve yeni kiliselerin kurulmasına yol açmıştır. Bireysel inanca, kutsal kitaplara ve tüm inananların rahipliğine yaptığı vurgu, dini uygulamaların demokratikleşmesine katkıda bulunmuştur.
Martin Luther'in mirası nedir?
Martin Luther'in mirası çok geniş kapsamlıdır. Kendisi yaygın olarak Batı tarihinin en etkili figürlerinden biri olarak kabul edilmektedir. Fikirleri ve öğretileri, önemli sosyal, dini ve siyasi sonuçları olan Protestan Reformu'nun şekillenmesinde çok önemli bir rol oynamıştır. Luther'in bireysel inanç, kutsal kitap ve din özgürlüğüne yaptığı vurgu, Hristiyanlığı ve dini düşünceyi bugün de etkilemeye devam etmektedir.