Bedenleri ölümden sonra korumak birçok toplumda yaygın bir uygulama olmuştur. Konu mumyalama olduğunda antik Mısırlılar bu işlemde özellikle bilinirliğe sahip. Uygulamaları o denli başarılıydı ki bugün mumyalanmış bir Mısırlının cesedi ölümünden 3000 yıl sonra hala tek parça bulunup, yüz ve beden özellikleri seçilebiliyor. Deri gibi yumuşak dokular genelde yerli yerindedir ve bazen organ ve kaslara rastlanır. Mumyalama insan eliyle olduğu gibi kendiliğinde de olur. Bakteri veya mantarla temas etmeyen beden çok az çürür.
Doğal mumyalanma
Bedenin hızla kuruması tarihsel olarak en yaygın doğal mumyalanma yöntemidir. Bakteri ve mantar suyun olmadığı yerde büyümez. Bir ceset güneşle, ateşle, dumanla veya kimyasalla kuruyabilir. Çoğu bakteri ve mantar donma noktasının altındaki sıcaklıkta yaşayamadığından aşırı soğuk da cesedi mumyalar. Bir vücudun turba bataklığı gibi oksijensiz bir ortamda bulunması yine mumyalaşmaya neden olur çünkü mikroorganizmalar oksijen olmadan yaşayamaz. Mumyalamanın bir diğer yolu da bedenin, bakteri ve mantarı öldüren kimyasallar içeren toprağa batması oluyor.
Çoğu en bilinen mumyalar doğal ortamda kendiliğinden oluşanlardır. Ancak antik Mısırlılar mumyalama yapan tek kültür değildi. Dünyanın birçok yerinde mumyalamaya inanan birçok kültür oldu.
Antik Mısır'da mumyalamanın doğuşu
Bu işlem en iyi Antik Mısırlılar ile biliniyor. Mumyalamayı keşfetmeleri başta doğal yollarla olmuştur. Kurak çöl rüzgarı ve yüksek sıcaklıktaki kum, cesetleri hızla kurutarak mumyalıyordu. Hatta MÖ 3500 dolayına tarihlenen bilinen en eski Mısır mumyasının bu şekilde oluştuğuna inanılır.
İlk "yapay" Mısır mumyaları MÖ 3000 civarında ortaya çıktı. Mumyalamaya yönelik bu ilk çabalar henüz kabaydı ancak kültürün ölümsüz yaşama dair yükselen inancını yansıtıyordu. Antik Mısırlılarda ölüm anında kişinin Ka (yaşam gücü) ve Ba (kişilik) enerjilerinin bedeni terk ettiğine inanıldı. Ancak vücut yeterince iyi korunursa Ka ve Ba'nın sonraki yaşamda bedene döneceği düşünüldü.
Mumyalama başta firavunlara özeldi. Çünkü sıradan halk nasıl olsa değersizdi. Ancak MÖ 2000'de bu tutum yavaşça değişti ve parası olan herkes mumyalanmaya başlandı. Daha sonra yoksullara dek inildi ve hepsi geniş toplu mezar olan nekropollere gömüldüler.
Mısır'da Mumyalamanın Amacı Neydi?
Antik Mısırlılar hem yaşamı sevdi hem de ölümsüzlüğe inandı. Bu yüzden ölümlerini önceden planladılar. Ölümden sonra yaşamın devam edeceğine ve fiziksel bedenlerine ihtiyaçları olacağını düşündüler. Bu yüzden mumyalamanın amacı yaşamın devamlılığı için bedeni olabildiğince iyi biçimde korumaktı.
Mısırlılar, kişinin mumyalanmış bedende barındığına inanıyordu. Beden yok edilirse, ruh kaybolabilir ve diğer dünyaya giriş yapamazdı. Antik Mısır'da mezarların büyük özenle hazırlanmasının nedeni budur. Mezar hazırlığı kişinin ölümünden çok önce başlar ve mobilya, giysi, yiyecek ve değerli eşyalar gibi öbür dünyada ihtiyaç duyacağı her şey depolanırdı.
Roma'nın Mısır'a hükmetmesi ve birçok Mısırlının Hıristiyan olmasıyla birlikte Mısır'da mumyalama sanatı MS 4. yüzyıl ile 7. yüzyıl arasında bitti. Ancak Mısırlılar 3000 yıllık dönemde tahminen 70 milyon mumya yaptılar. Bugün Mısır'da hala yeni mumyalar keşfediliyor ve bize Mısırlıların insan biyolojisi üzerine ne denli usta olduklarını gösteriyor. Dünyada mumyalama üzerine bilgi sahibi daha eski kültürler de var.
Mumyalama Nasıl Yapıldı?
Antik Mısır'daki mumyalama işleminde kullanılan malzemelere dair araştırmalar işlemin 70 günde yapıldığını gösteriyor. Bunun ilk 40 günü mumyanın kuruması içindi. Mumyalama işlemini rahipler yaptı ve vücudu sarmanın yanı sıra ritüeller uygulayıp dua ettiler.
Önce çürüyebilecek iç vücut parçaları çıkarılır. Karnın sol kısmından açılan kesikle akciğer, mide, karaciğer ve bağırsak organları alınır. Kalp düşünmeyi sağladığından vücutta bırakılır. Pek bir işe yaradığı düşünülmeyen beyin ise kanca yardımıyla burundan çıkarılır. Rahipler sonra cesedi koruması ve kurutması için doğal natron tuzu ile kapladılar. Natron vücuttaki tüm nemi emer. Cesedi sarmak mumyalamanın son adımıdır. Bunun için reçineyle kaplanmış yüzlerce uzunlukta keten bez kullandılar.
Bunlar mumyalama işleminin standart adımlarıydı ancak pahalı bir işlem olduğundan adımlar kişiye göre değişiyordu. Yoksullara daha ucuz alternatifler sunuldu. Antik Yunan tarihçisi Herodot antik Mısırlı mumyacıların sosyal sınıfa göre üç farklı mumyalama yöntemi geliştirdiğini bulmuştur:
Zengin ve elitin mumyalanması:
- Beyin, demirden eğri bir parça ile burun deliğinden dışarı çekilir.
- Organlar çıkarılır ve bakterileri öldürmek için vücut palmiye şarabı ve aromatikler ile yıkanır.
- Mide saf mür ve Çin tarçını gibi baharatlarla doldurulur ve dikilir.
- Ceset 70 gün natronla kaplı bırakılır.
- Ardından yıkanıp, reçine kaplı ince ketene sarılır.
- Mumyalanan ceset aile üyelerine teslim edilmeye hazırdır.
Orta sınıfın mumyalanması:
- Sedir ağacından alınan yağ şırıngaya doldurulur ve karna enjekte edilir. Bu işlem bağırsak ve iç organları eritir.
- Ceset 70 gün boyunca natronla kaplanır, ardından sedir yağı temizlenir ve vücut bir deri bir kemik kalır.
- Ceset, sarılmamış biçimde yakınlarına verilir.
Fakirlerin mumyalanması:
- Karın, yağlı lavman ile temizlenir.
- Beden 70 gün boyunca natron tuzuyla kaplanır ve ardından sarılmadan yakınlarına teslim edilir.