İnsanlık tarih boyunca savaşa giderken genelde elle tutulur nedenler buldu. Soykırımları durdurmak veya önlemek, mazlum insanlara yurtlarını vermek, bağımsızlık ilan etmek ve elbette yurdu işgalcilerden savunmak iyi nedenler arasındadır. Ancak bunların hiçbirine uymayan savaşlar da oldu. Tarihte en akıl almaz nedenlerle ortaya çıkmış çatışmalara göz atın.
Domuz Savaşı
Domuz Savaşı çok daha büyük bir çatışmaya dönüşebilecek bir savaş olmasıyla daha da aptalcadır. Amerika Birleşik Devletleri ile Kanada'nın Vancouver Adası arasındaki San Juan Adası hem Amerikalı yerleşimciler hem de Hudson Bay Company'nin İngiliz çalışanlarına ev sahipliği yapıyordu.
Ada paylaşılmıştı ancak her iki ülke de kuzeybatıdaki ada üzerinde hak iddia ederek bölgede büyük gerilime yol açıyordu. 1859 Haziran'ında Amerikalı bir çiftçinin, patates mahsulünü dağıtan İngiliz bir domuzu vurmasıyla bu gerilimler tavan yaptı. Tartışmalar başladı ve çiftçi neredeyse İngilizler tarafından tutuklandı.
ABD Ordusu durumun haberini alınca Kaptan George Pickett'i asker bölüğüyle alana gönderdi ve bu askerler derhal adanın Amerikan mülkü olduğunu ilan ettiler. Elbette İngilizler bu duruma Kraliyet Donanması'nı göndererek karşılık verdi ve ağır silahlı gemilerini kıyı şeridine yerleştirdi. Her şey büyük bir savaşın habercisiydi ancak soğukkanlılar galip geldi ve taraflar San Juan Adası'na ortak sahip olmaya karar verdiler. Şanssız bir domuz hariç savaş kansız sonuçlanmıştı ve bu çatışmaya uygun biçimde Domuz Savaşı adı verildi.
Nika Ayaklanması
MS 532'de Konstantinopolis'in sokaklarını dolduran geniş kalabalıklar kentin büyük bölümünü yakarak İmparator Justinianus'u neredeyse taht bırakma noktasına getirdiler. Hepsi bir araba yarışı içindi. Konstantinopolis'in hipodromunda düzenlenen yarışlar 6. yüzyılda popülaritesini artırmıştı ve taraftarlar kendilerini katı gruplar halinde örgütlüyordu. Bu antik holiganlar sporseverden çok sokak çetesi gibiydiler ve Maviler ve Yeşiller olarak bilinen en güçlü iki grup barbarlığıyla biliniyordu.
Ocak 532'de Maviler ve Yeşiller'den iki üye idam cezasına çarptırılmıştı ve İmparator Justinianus'un ölüme mahkum edilen bu üyeleri serbest bırakmayı kabul etmemesiyle çatışma patlak verdi. İki karşıt grup bir araya gelip bir ayaklanma başlattılar. Birkaç gün içinde kent valisinin binasını yakıp imparatorluk muhafızlarıyla çatıştılar ve hatta yeni birini imparator ilan etmeye çalıştılar. Gerçek bir devrimle yüz yüze olan Justinianus bu çıkmazı ikili bir taktikle çözdü: Aynı zamanda favori takımı olan Maviler'i rüşvet vererek sokaktan çektikten sonra, kalan holiganlara saldırı başlattı. Saldırının ardından yaklaşık 30.000 kişi hipodromun çevresinde ölü yatıyordu.
Kova Savaşı
Kova Savaşı bugünkü İtalya'da rakip kent devletleri Modena ve Bologna arasında 1325'te yaşandı ve nedeni bir meşe kovanın çalınmasıydı. Çatışma bir grup Modenalı askerin gizlice Bologna'ya girip kent merkezindeki kuyudan su çekerken kullanılan meşe kovayı çalmasıyla başladı.
Kovanın kendisi tarihi veya duygusal bir değer taşımamasına karşın olay Bologna'nın gururunu incitmişti ve aşağılanmış hisseden Bolognalılar kovanın iade edilmesini talep ettiler. Modenalılar talebi reddedince savaş ilan edildi. Çatışmayı kazanan Modenalılar kovayı savaş ganimeti olarak tuttu ve kova bugün hala Modena Katedrali'ndeki çan kulesinde görülür.
Bolognalılar 30.000 piyade ve 2.000 süvariden oluşan devasa bir ordu toplamıştı ve karşılarında 5.000 piyade ve 2.000 süvarilik Modena ordusunu buldular. Modenalılar hem alçakta olmasına hem de altıya bir sayı dezavantajına rağmen cesurca savaşıp kazanmasını bildiler. Ordu Modena'ya dönerken kentin dışındaki bir kuyudan bir kova daha çaldı. Savaştan sonra iki taraf barış ilan etti ve Modena ele geçirdiği birçok eşyayı iyi niyet göstergesi olarak iade etti. Kovayı mı? O kaldı.
Sokak Köpeği Savaşı
Bir sokak köpeği 20.000 Yunan'ın ve 10.000 Bulgar'ın 1925'te ölmesine neden olacaktı. Savaşın nedeni bir Yunan askerinden kaçan köpekti. Köpek Yunanistan'ın Bulgaristan sınırından geçmesine rağmen asker peşini bırakmadı. Bulgar sınır muhafızları topraklarından geçen Yunan askerini görünce elbette onu vurdular.
Yunanlılar bunun üzerine Bulgaristan'ı işgal etmeye başladı, sınır kasabalarını işgal ettiler ve Petriç kentini bombalamaya ve ele geçirmeye hazırlandılar. Neyse ki Milletler Cemiyeti müdahale ederek iki ülke arasında ateşkes müzakere etti. 20. yüzyılın en tuhaf çatışmalarından biri bir köpek nedeniyle yaşanmıştı ve 50 kişinin ölümüyle sonuçlandı.
Jenkins'in Kulağı Savaşı
1731'de Robert Jenkins adlı bir İngiliz tüccar İspanyol yetkililer tarafından durduruldu ve kaçakçılıkla suçlandı. İspanyolların İngiliz gemilerini tacizi yaygındı. İspanyollar tüccarın tüm yüküne el koydu ve dahası hiçbir neden yokken kulağını da kesti.
Yedi yıl sonra İngilizler İspanya'yı Karayipler ve Güney Amerika'dan çıkarmak için bahane ararken Jenkins adlı bu adam parlamento önüne çıka geldi ve onlara yedi yıl önce İspanyollar tarafından kesilmiş çürüyen kulağını gösterdi. Olayın coşkulu tanıklığıyla harekete geçen İngilizler o şehit kulağın intikamını almak için İspanyollara savaş ilan etti ve böylece Jenkins'in Kulağı Savaşı başlamış oldu.
Yaklaşık 5.000 geminin batacağı ve 25.000 ölü ve yaralıya neden olacak savaşta kaybın büyük nedeni çatışmadan çok hastalıktı. İngilizler tropikal hastalıklar nedeniyle neredeyse her saldırıyı kaybetti. İspanyollar da karşı saldırılarda aynı düzeyde kötü sonuç verdi. 1739'un sonunda başlayan savaş iki yıl sürdü ve daha sonra 1748'e dek sürecek Avusturya Veraset Savaşı'yla birleşti. İngilizler Almanları Avusturya'dan atmak için İspanyollar ve Fransızlarla savaşmaya başlayınca herkes Jenkins'in kulağını unuttu.
Pastane Savaşı
Mexico City'deki bir pastane 1828'de bir mafya tarafından tahrip edilince Remontel adlı Fransız şef Meksika hükümetinden tazminat istedi. Talep elbette göz ardı edildi. Bunun üzerine şef Fransız hükümetinden yardım istedi ancak talep kısa sürede unutuldu. Olay tam on yıl sonra Kral Louis-Philippe'in dikkatini çekti ve Meksikalılardan %90 faiz oranıyla Remontel'e 600.000 peso ödeme yapmalarını talep etti. Reddedilmesiyle Fransa Meksika'ya savaş ilan edip Veracruz kentini işgal etti. Gemiler San Juan de Ulua kalesini bombaladılar.
Pastane Savaşı'nın ardındaki en üzücü gerçek kimsenin (Remontel dışında) pastaneyi umursamadığıydı. Sadece parayı istediler. Meksikalı General Antonio Lopez de Santa Anna, Fransızlarla savaşmak için emeklilikten bile dönmüştü ve misket topuyla ayağını kaybetti. Fransızlar, Meksika ödemeyi kabul edene dek ülkede kaldı. Savaşı durduran aracı İngilizler oldu ve yaklaşık 250 kişinin öldüğü savaşta Meksika ödemesini yaptı. Tabii Fransa'nın çekilmesiyle hamur hemen mayalanmadı ve 1861'de başka bir Fransız işgali daha yapıldı. Ancak Fransız İmparatorluğu'nun yıkılmasıyla herkes yaşananları unuttu (Remontel hariç).