Araştırmacılar, alkol kullanım bozukluğu (AUD) olan bireylerin 7,3 aylık yoksunluktan sonra kortikal hacimlerinin sağlıklı bireylerinkine benzer şekilde iyileştiğini keşfetmiştir. Bu iyileşme, özellikle eş zamanlı olarak sigarayı bırakmış olanlar arasında, yoksunluğun ilk ayında önemli ölçüde hızlanmaktadır. Bu bulgular, yoksunluğun faydalı etkilerine ilişkin kanıtları güçlendirmekte ve bu yöndeki terapötik destek çabalarını savunmaktadır.
Dünya Sağlık Örgütü'ne (WHO) göre, zarar verici alkol kullanımı dünya genelinde yılda yaklaşık 3 milyon kişinin ölümüne yol açmakta ve tüm ölümlerin %5,3'ünü oluşturmaktadır. Kronik ve kötü niyetli alkol tüketimi genellikle, zararlı sonuçlarının farkında olunmasına rağmen alkol tüketimini durdurma veya kontrol etme yeteneğinin bozulmasıyla karakterize nöropsikolojik bir durum olarak kabul edilen AUD'ye yol açar.
Beyinde meydana gelen kalıcı değişiklikler alkol bağımlılığının sürmesine katkıda bulunmakta ve kişileri alkol bağımlılığının nüksetmesine karşı savunmasız hale getirmektedir. Bu değişiklikler, nöronların sayısı ve yoğunluğunun yanı sıra bağlantı ve miyelinleşme seviyelerinde bir azalmayı yansıtan yaygın kortikal incelmeyi içermektedir. Etkilenen alt bölgelerden biri, bozulması planlama ve karar verme işlevlerini engelleyen prefrontal kortekstir.
Önceki araştırmalar, yoksunluğun birkaç kortikal alt bölgede hacim artışı ile ilişkili olduğunu ortaya koymuştur. Ancak, bu çalışmalar genellikle ayıklığın ilk üç ayına odaklanmış ve uzun vadeli iyileşmenin hızını ve kapsamını yeterince ortaya koymamıştır. Uzmanlaşmış bir dergi olan Alcohol'de ayrıntıları verilen yeni çalışma, yaklaşık 7,3 aylık sürekli yoksunluk süresince kortikal kalınlıktaki bölgesel değişikliklerin boyutunu belirlemeyi amaçlıyor.
Stanford Üniversitesi'nden bir ekip tarafından yürütülen çalışmaya 45 sağlıklı kontrol grubu ve AUD hastası 88 kişi katılmıştır. Alkol bağımlılığı olan grup için kortikal kalınlığı değerlendiren beyin taramaları 1 hafta, 1 ay ve 7,3 aylık yoksunluktan sonra gerçekleştirilmiştir. Çeşitli üst düzey bilişsel işlevleri destekleyen 34 "bilateral ilgi" kortikal alt bölge için ölçümler yapılmıştır. Bazı katılımcılar bir ay sonra çalışmadan ayrılmış ve sadece 40'ı çalışmanın sonuna kadar alkolden uzak kalmıştır. Kontrol grubuyla ilgili olarak, istikrarlı ölçümleri doğrulamak için çalışmanın başında ve 9 ay sonra taramalar yapıldı.
Araştırma Sonuçları
Analiz sonucunda araştırmacılar, alkol bağımlılığı olan katılımcıların 7,3 aylık yoksunluktan sonra kortikal hacimde genel bir artış sergilediklerini tespit etmişlerdir. Hacim, incelenen 34 bölgenin 25'inde istatistiksel olarak anlamlıydı ve 24'ünde sağlıklı kontrollerinkiyle karşılaştırılabilirdi. Ayrıca, bu iyileşme özellikle yoksunluğun ilk ayında hızlanmıştır.
Uzmanlar ayrıca altta yatan sağlık sorunlarının iyileşme düzeyini nasıl etkileyebileceğini de değerlendirdi. Önceki araştırmalar, iyileşme oranlarının sadece yaş ve cinsiyetten değil, aynı zamanda tıbbi, psikiyatrik, madde kullanımıyla ilgili bozukluklar ve kronik sigara kullanımından da etkilendiğini göstermiştir. Alkol ve madde kullanımına bağlı rahatsızlıkları (hipertansiyon, tip 2 diyabet, hepatit C seropozitifliği ve/veya hiperlipidemi) olan bireylerde kortikal incelmenin daha fazla olması, bu durumların iyileşmeyi engelleyebileceğini göstermektedir.
Çalışma, sigara içen katılımcılar sigarayı bıraktığında kortikal bölgelerin daha hızlı kalınlaştığını ve alkol yoksunluğunun bir haftası kadar erken bir sürede önemli düzeyde iyileşme olduğunu ortaya koymuştur. Buna karşılık, sigara içmeye devam eden ya da yüksek tansiyon veya hiperkolesterolemisi olan alkol kullanan bireylerde iyileşme yavaşlamıştır. Bununla birlikte, psikiyatrik bozuklukları veya sigara içme öyküsü olanlarda kayda değer bir etki gözlenmemiştir.
Bununla birlikte, bu sonuçlar küçük örneklem büyüklüğü nedeniyle evrensel olarak geçerli olmayabilir ve analizlerde yaş ve cinsiyet gibi faktörler dikkate alınmamıştır. Genetik, fiziksel aktivite ve karaciğer ve akciğer sağlığı da sonuçları etkileyebilir ancak çalışmada ele alınmamıştır.
Ayrıca, bu değişikliklerin beyin fonksiyonları üzerindeki kesin etkileri belirtilmemiştir. Bununla birlikte, uzmanlara göre bu veriler, sürekli ayıklığın insan beyni morfolojisi üzerindeki yararlı etkileri hakkında klinik açıdan önemli bilgiler sunmakta ve AUD'de yoksunluğa dayalı iyileşmenin uyarlanabilir etkilerini güçlendirmektedir.