Alexander Pohle liderliğindeki bir araştırma ekibi Queensland, Avustralya'daki Black Mountain'da bulunan antik fosillerden oluşan bir hazineyi gün ışığına çıkardı. PeerJ'de yayınlanan bulgular, en son Kambriyen dönemine ait önemli bir yumuşakça grubu olan Plectronoceratids'in karmaşık üç boyutlu sifinkül morfolojisine yeni bir ışık tutuyor.
Çalışma, 200'den fazla iyi korunmuş örnek sunarak daha önce belgelenmiş Plectronoceratid fosillerinin tamamını aşıyor. Merhum Mary Wade ve ekibi tarafından 1970'ler ve 1980'lerde titizlikle toplanan bu fosiller, bu eski canlıların karmaşık yapılarına dair eşi benzeri görülmemiş bilgiler sunuyor.
Pohle'nin ekibi, Black Mountain'daki alt Ninmaroo Formasyonu'ndan örneklere odaklanarak sifonkülün üç boyutlu morfolojisini titizlikle inceledi. Bu kapsamlı analiz, uzunlamasına kesitlere dayanan önceki yorumlara meydan okuyan ve Plectronoceratida takımı içindeki taksonomik sınıflandırmanın büyük ölçüde revize edilmesine yol açan oldukça karmaşık bir sifunküler yapıyı ortaya çıkardı.
Mary Wade'in onuruna isimlendirilen yeni bir tür olan Sinoeremoceras marywadeae sp. nov. keşfi özellikle dikkat çekicidir. Oldukça eğik sifunküler segmentleri ve uzun septal boynu ile karakterize edilen bu tür, kafadanbacaklı evrim ağacına önemli bir katkı sağlamaktadır. Ayrıca çalışma, birden fazla türü, cinsi, familyayı ve hatta bir takımı Plectronoceratida altında birleştiren revize edilmiş bir taksonomiyi savunmaktadır.
Pohle, numune toplama ve hazırlama konusundaki özverisiyle bu çığır açan araştırmanın önünü açan Mary Wade'e minnettarlığını ifade etti. Pohle, "O olmasaydı, bu faunalar hala büyük ölçüde bilinmiyor olacaktı" dedi. Ekip, çalışmalarının Wade'in mirasını onurlandırmasını ve paleontoloji bilimine yaptığı paha biçilmez katkıları kabul etmesini umuyor.
Bilim camiası kafadan bacaklıların kökenlerini daha derinlemesine araştırırken, Pohle'nin ekibi daha fazla keşif ve gelişmiş görüntüleme tekniklerinin önemini vurguluyor. Paleozoik kafadan bacaklılarla ilgili araştırmalarda yeni anlayış boyutlarını ortaya çıkarmak için µCT taramaları veya seri taşlama tomografisi gibi 3D rekonstrüksiyonların kullanılmasını savunuyorlar.
Bu çalışmanın yayınlanması, antik deniz yaşamının gizemlerini çözme arayışımızda çok önemli bir ana işaret ediyor. Ortaya çıkarılan her fosille birlikte, Dünya'nın tarih öncesi geçmişine dair kapsamlı bir anlayışa biraz daha yaklaşıyoruz.