Hinduizm nedir ve nasıl gelişmiştir? Neye inanıldığını, dinin Arilik ile bağlantısını ve tarihini ele alacağız. Hinduizm yaklaşık 2000 yıldır Hindistan'ın başlıca dini olmuştur ve günümüzde ülkedeki her beş kişiden biri bu inanca sahip. Hindu dini, siyasi egemenliğin Müslüman Moğollardan İngilizlere geçtiği devirlerde bile, kastlar aracılığıyla toplumun sosyal ve ekonomik yaşamını düzenlemeye devam etti.
Hindular Neye İnanır?
Hindu inancı Hinduizm'e göre insanlar ölümün ve yeniden doğuşun oluşturduğu bir dairede yol alırlar. Samskara denen bu döngüden çıkışın tek yolu ruhun evrilerek, varoluşun ötesindeki sonsuz ideal Brahman'la bir olmasıdır. Bu kurtuluş; öğrenme, dünyevi zevklerden soyutlanma ve inançla mümkündür. Ancak bütün bunlar, kişinin kastına ait kurallar çerçevesinde gerçekleşmelidir.
Kast her insanın doğumundan itibaren ait olduğu sınıftır ve Hindular bu sistemin ilahı düzenin bir parçası olduğuna inanır. Kastlar arasındaki sınır, evliliğe dair kurallarla korunur. Arınmayı ve kirlenmeyi temsil eden yemek pişirmek, çamaşır yıkamak gibi geleneksel işler bile, kişinin kendi kastına ait konumunu muhafaza ettiği ve diğer kasta ait insanlardan farklı olduğunun göstergesidir.
Hinduizm Hindistan'ı Nasıl Etkiledi?
Hindu inancı pek çok Uzak Doğu ülkesinde önemli bir kültürel güç haline geldi. Hindistan'da ve çeşitli dönemlerde Kamboçya'da, Tayland'da, Cava ve Bali'de edebiyat, dans, resim, heykel ve mimariye esin kaynağı oldu. Yakın zamanlarda Hindu değerlerine dönüşü amaçlayan Bharata Canata Partisi Hindistan politikasında iddialı bir güç olarak sahneye çıktı. Yeni teknolojilerin yayılmasına ve Batı'dan gelen güçlü etkilere rağmen, Hinduizm'in anavatanındaki gücünün aynen devam ettiği görülür.
Hint Uygarlığı Nerede Doğdu?
Hindistan'da 1920'lerden bu yana yürütülen arkeolojik kazılarda MÖ 3000 ile 1800 arasında İndus Vadisi'nde gelişmiş ileri bir kent kültürünün kalıntıları otaya çıkarıldı. İncelenen 70 bölge arasında en önemlileri Mohenjo-daro, Harappa ve kıyıdaki Lothal limanıydı.
Bölgelerin en büyüğü olan Mohenjo-daro, yaklaşık 60 hektarlık bir alana yayılmıştı. İyi planlanmış bir drenaj sistemi olan bir konut mahallesi ve ona tepeden bakan bir kale höyüğü vardı. Kamusal binalar arasında tahıl depoları, büyük olasılıkla tapınak olan bir bina ve belki de ayinler için kullanılan derin bir havuz vardı.
Bakır ve bronz yaygın olarak kullanılıyordu ve Orta Doğu'yla ilişkiler olduğuna dair bulgulara da rastlandı. Ancak Mohenjo-daroluların kullandıkları yazı hala çözülemedi. Bilim adamları bu toplumun dini yapısının ya da uygarlığın, nüfus fazlalığından mı, seller gibi çevresel değişikliklerden mi, salgın hastalıktan mı, yoksa fetih saldırıları yüzünden mi çöktüğü konusunda görüş birliğine varabilmiş değil.
Ariler Kimlerdi?
MÖ 1000 civarında yavaş yavaş Hindistan'a yerleşen Arilerin (Aryan) Orta Asya'dan ya da İran yaylalarından geldikleri sanılmaktadır. Doğuya doğru yayılırken oralardaki halkları ya köle yaptılar ya da alt kıtanın en güneyine doğru kaçmaya zorladılar. Günümüzde bile Güney Hindistan'ın koyu tenli yurttaşlarının dillerinden tamamen farkı olan, Dravid dillerini konuşmaktadırlar. Arilerin Veda diye bilinen 1028 ilahilik antolojiye kaydettikleri dinsel inançları, Hinduizm'in ana kitaplarından biri haline gelmiştir. Burada kullanılan dil olan Sanskritçe ya da "Kusursuz Dil" artık kutsal bir yazı olarak saygı görmektedir.
İlgili:
- Hint Mitolojisindeki Tanrılar ve Özellikleri
- Veda dönemi sonrası Hint yaratılış mitleri
- Hint Mitolojisi
Arilerin en büyük kültürel başarısı Ramayana'yı ve ondan da uzun Mahabharata'yı yazmış olmalarıdır. Mahabharata "Bharata Hanedanının Büyük Destanı" yaklaşık 100.000 beyitle gelmiş geçmiş en uzun şiirdir ve İlyada ile Odysseia'nın toplamından yedi misli daha uzundur.
Ari toplumunun rahiplerden (brahaman), savaşçılardan (kshatriya) ve işçilerden (sudra) oluşan katı hiyerarşik sınıf düzeni, bugün Hindu sosyal düzeninin temeli olan karmaşık bir kast sistemi halini aldı. Arilerin bir başka mirası da maddi dünyanın kirleticiliğine karşı arınma ihtiyacını yansıtan, cenazelerin yakılması adeti oldu.
1786'da İngiliz bilim adamı ve hukukçu Sir William Jones Sanskritçe, Yunanca, Latince, Farsça ve diğer diller arasında benzerlikler gözlemleyip bu "Hint-Avrupa" dillerinin hepsinin ortak bir "Ari" atadan gelmiş olabileceğini öne sürdü. Ne yazık ki bu fikir bazı fanatiklerin insanlığın kaydettiği tüm ilerlemenin "Ari ırk" sayesinde olduğunu ve bu ırkın diğer tüm ırklardan üstün olduğunu iddia etmelerine yol açacaktı.
Bu Avrupalılar "Kuzeyli-Cermen" kanını en saf Ari kanla özleştirdiler ve Adolf Hitler'in Slav gibi Untermenschen'i (aşağı halklar) ezip Yahudiler ile Çingeneleri yok etmeyi haklı göstermeye çalışırken kullandığı gerekçe bu tür kuramlar oldu. Kaderin acı bir cilvesi olarak, bir zamanlar mutluluk ve refahı simgeleyen Arilerin gamalı haçı svastika, Nasyonel Sosyalistler tarafından "misyonlarının" tarihsel geçerliliğini desteklemek üzere benimsendi ve yaşanan inanılmaz dehşetin simgesi haline geldi.
Hinduizm'in Gelişimi
Hinduizm terimi ilk kez 1830'larda Hindistan'daki Hindu çoğunluğun dinsel geleneklerini oluşturan karmaşık inanç ve adetleri tanımlamak için Avrupa'da kullanıldı. Hinduizm bir dizi mezhepten oluşur; bu mezheplerin takipçileri eğitimli bilim adamlarından bir yılanı ya da fallusu konu alan basit kültlerin inananlarına kadar geniş bir yelpazededir.
Çoğu Hindu Ari, Veda'larını temel kabul eder. Bu metinler, insanoğlu ile göklerde yaşayan tanrılar arasındaki saygı ve koruma alışverişini simgeler ve evrenin yeniden yaratılmasını güvence altına aldığına inanılan ateşle kurban verme ritüelini yüceltir. Veda ilahilerinin temel öğretileri daha sonraları Upanishad adı verilen felsefi metinlerde açıklanmıştır. Bunlarda bilginin, ahlaki eylemin ve varoluşun yapısı incelenir.
Hristiyanlığın doğduğu dönemde ya kendileri olarak ya da reenkarnasyonlarından birine tapınılan iki tanrı olan Vişnu ve Şiva ön plana çıktılar. Örneğin tanrı Vişnu'nun, muzip aşk düşkünü Krişna ve doğruluğun simgesi Rama gibi pek çok reenkarnasyonu vardı.
Yüzyıllar içinde Veda dininin rahiplerin etkisindeki antik adetleri, daha sıradan pucay ile birleştirildi. Artık ev ortamında bir ilahın görüntüsüne sunular sunuluyor ve toplumsal tapınma ayinleri düzenleniyordu. Hindu inancı böylece, üstün maneviyat içeren "Büyük Gelenek" ile halk inançlarından oluşan "Küçük Geleneği" bütünleştirir oldu. 19. yüzyılda Hristiyan misyonerlerin müdahalesinin de etkisiyle 1828'de Brahmo Samac (Brahma'nın Cemiyeti) ve 1875'te Arya Samac (Soylular Cemiyeti) gibi reform hareketleri başladı. Bu hareketler Hindu inancını canlandırmayı, aşırılıklardan temizlemeyi ve incelikli teolojisini yeniden öne çıkarmayı amaçlıyordu.
Brahmo Samac'ın liderlerinden birinin oğlu olan Bengalli ozan Sir Rabindranath Tagore (1861-1941) Batıda Hindu kültürüne saygınlık kazandıran ilk yazarlar arasındadır ve Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazanan ilk Asyalı olmuştur. Mahatma Gandhi et yemezlik, şiddet karşıtlığı ve bekarlıktan oluşan eski Hindu ideallerini yeni bir ahlak öğretisi haline getirmeye çalıştı. Onun bakış açısı kendi ülkesinden çok uzaklarda yurttaşlık hakları savunuculuğuna ve daha yakın zamanlarda ise çevreci eylemlere esin kaynağı olacaktı.
Hinduizm Hakkında Sık Sorulanlar
Hinduizm nedir?
Hinduizm, zengin ve çeşitli inançları, uygulamaları ve ritüelleri ile dünyanın en eski dinlerinden biridir. Hint alt kıtasında ortaya çıkan çok çeşitli dini, felsefi ve kültürel gelenekleri kapsar.
Hinduizm'de Dharma kavramı nedir?
Hinduizm'de Dharma, bireylerin yaşamlarında uymaları gereken ahlaki ve etik görev ve sorumlulukları ifade eder. Doğruluk, görev ve uygun davranış ve sosyal düzeni yöneten ilkeleri kapsar.
Hinduizm Karma kavramına nasıl bakar?
Karma, her eylemin sonuçları olduğunu savunan Hinduizm'de merkezi bir kavramdır. Bu, kişinin şimdiki yaşamındaki eylemlerinin gelecek yaşamlarındaki sonuçları ve deneyimleri belirleyeceği neden-sonuç yasasıdır.
Hinduizm'de Mokşa'nın amacı nedir?
Mokşa Hinduizm'de nihai hedeftir ve doğum, ölüm ve yeniden doğuş (samsara) döngüsünden kurtuluşu temsil eder. Bireyin maddi dünyanın sınırlamalarını aştığı kurtuluş ve ilahi olanla birleşme halidir.
Hinduizm'de Vedalar nedir?
Vedalar, Hinduizm'de dinin en eski kutsal metinleri olarak kabul edilen eski kutsal metinlerdir. Hindu inanç ve uygulamalarının temelini oluşturan ilahiler, dualar, ritüeller ve felsefi öğretiler içerirler.
Hinduizm'de Brahman kavramı nedir?
Brahman, Hinduizm'de nihai gerçeklik ve temelde yatan ilahi özdür. Tüm varoluşun yüce, sonsuz ve ebedi kaynağıdır. Brahman genellikle kişisel olmayan, şekilsiz ve her şeyi kapsayan kozmik bilinç olarak anlaşılır.
Atman'ın Hinduizm'deki önemi nedir?
Atman Hinduizm'de bireysel ruh veya benlik anlamına gelir. Sonsuz olduğuna ve evrensel bilinç olan Brahman ile bağlantılı olduğuna inanılır. Kendini gerçekleştirme ve Atman'ın gerçek doğasını anlama, Hinduizm'de ruhsal gelişimin kilit yönleridir.
Hinduizm'de Yoga'nın rolü nedir?
Yoga, Hinduizm'de ilahi olanla birliğe ulaşmayı ve kendini gerçekleştirmeyi amaçlayan ruhani ve fiziksel bir disiplindir. Fiziksel duruşlar (asanalar), nefes kontrolü (pranayama), meditasyon ve etik ilkeler gibi uygulamaları içerir.
Hinduizm'de Puja nedir?
Puja, Hinduizm'de adanmışların tanrılara dualar, sunular ve saygılar sunduğu ritüelistik bir ibadet uygulamasıdır. Çeşitli ritüelleri, duaların okunmasını, tütsü yakılmasını, çiçek sunulmasını ve adanmışlık faaliyetlerinde bulunulmasını içerir.
Hinduizm'de reenkarnasyon inancı nedir?
Reenkarnasyon Hinduizm'de doğum, ölüm ve yeniden doğuş döngüsü inancıdır. Ruhun (Atman) ebedi olduğu ve birden fazla yaşam geçirdiği, her yaşamın geçmiş eylemler (karma) tarafından şekillendirildiği ve ruhani ilerlemeye yol açtığı fikrine dayanır.