Enflasyon Düşerken Fiyatlar da Düşer mi?

Ekonominin yokuş aşağı gitmesini durdurmak için Roma sikkeleri, o kadar da iyi olmayan bronz sikkelerle değiştirildi.

Haziran 2022'de enflasyonda son 40 yılın en yüksek seviyesine ulaşılmış ve ABD genelinde çalışan insanların mali durumları üzerinde büyük bir baskı yaratmıştır. Elbette Amerikalıların çoğunluğu enflasyonun etkilerini hissetti, ancak azınlık gruplarının üyeleri ve daha düşük gelirli olanlar bunu daha şiddetli yaşadı. CNBC'ye göre, gıda maliyetleri 2022 yılında yüzde 13,5 oranında artarak 1979'dan bu yana en büyük yıllık artış oranına ulaştı. Yiyeceklerden kiraya, elektrik faturalarından tıbbi bakıma kadar her şey fırladı. Benzin fiyatı sadece bir yıl içinde yüzde 50'nin üzerinde artarak insanların soluk soluğa benzin istasyonlarının etrafında toplanmasına neden oldu. Ev satın almaktan vazgeçtiler ve bunun yerine piyasa standardı haline gelen fahiş fiyatlarla daire kiralamak zorunda kaldılar. Buraya kadar anlatılan her şey Türkiye için de geçerli.

Mahalledeki süpermarkette kasanın etrafında büyük bir kuyruk var ve herkes bu ekonomik zorlukların ne zaman biteceğiyle ilgili derin. düşüncelere dalmış durumda. Bu konudaki anahtar kelime "Ne zaman" olsa da, "Bitecek mi?" sorusu daha uygun bir soru olabilir. Gerçekten de, herhangi bir enflasyonist dönemden sonra fiyatların tekrar düşme ihtimali var mı?

Kısaca Enflasyon

Enflasyon "genel fiyat seviyesinde sürekli bir artış" anlamına gelmektedir. Konuyu anlamak kolaydır: fiyatlar yükseldiğinde insanlar daha az satın alır. Bu da tüketici fiyat endeksinin ya da TÜFE'nin yükselmesi anlamına gelir. TÜFE, bir para biriminin ne kadar güçlü olduğunu anlamak için tüketici fiyatlarındaki zaman ve yer değişikliklerini ölçer. Ancak böyle bir durumun lojistiği ilk başta göründüğünden çok daha karmaşıktır.

Her şeyden önce Investopedia, enflasyonu sınıflandırmanın üç farklı yolu olduğunu söylüyor. Üç tür enflasyon vardır: maliyet itişli, yerleşik ve talep çekişli. Maliyet itişli enflasyon, üretim maliyeti toplam arzı düşürecek kadar arttığında ortaya çıkar. Yerleşik enflasyon, şirketler ücretleri artırırken kar marjlarını aynı tutmaya çalıştıklarında, aradaki farkı kapatmak için fiyatları artırmak zorunda kaldıklarında ortaya çıkar. Talep çekişli enflasyon, talebi karşılamak için yeterli arz olmadığında meydana gelir.

Enflasyona neyin sebep olduğuna ve sonrasında ne olduğuna bağlı olarak ekonomi üzerindeki etkileri iyi, kötü ya da her ikisi birden olabilir. Ancak çoğu zaman enflasyon kötü olarak görülür, özellikle de Türkiye'de olduğu gibi hızlı bir şekilde yükseliyorsa.

Antik Çağlardan Bu Yana Enflasyon var

Enflasyon fikrinin yeni olduğunu düşünebilirsiniz, ancak Oxford Classical Dictionary'ye göre, antik dünyaya kadar uzanan uzun ve karmaşık bir geçmişi var. MÖ 2. yüzyılda Antik Mısır, modern çağdan önceki en iyi bilinen enflasyon örneklerinden birine sahipti. Kral IV. Ptolemaios Philopator döneminde para biriminin değeri düştü. O dönemde ülke ekonomisi savaştan zarar görüyordu ve Dördüncü Suriye Savaşı arka planda beliriyordu. Ptolemaios Mısır'ının dördüncü firavunu hızla gümüş drahmiden daha az değerli bakır drahmiye geçti. Bunu yaptı çünkü para birimlerini değiştirerek savaş borçlarını ödemenin kolay olacağını düşündü.

Kral IV. Ptolemaios Philopator dolaşımdaki bronz sikkelerin ağırlığını değiştirdi, değerleri yarı yarıya düştü. Bu durum insanların, özellikle de ücretlerini genellikle bronzla alan kırsal kesim işçilerinin bir şeyler satın alma kabiliyetine zarar verdi. Bu dönemin çoğu gizemle örtülüdür, ancak Oxford Classical Dictionary "çok çeşitli malların fiyatlarının bir anda yaklaşık on kat arttığını ve bu şekilde kaldığını" söylüyor.

Bu durumda, fiyatların geri düşmediğini görebilirsiniz. Sikkeler el değiştirse ve iktidar değişse de, antik Mısır para sistemi her zaman kötü durumdaydı.

Enflasyon Roma'nın Çöküş Nedenlerinden Birisidir

"Ağırlığınızca altın değerinde" deyimini duymuş olabilirsiniz. Bu deyim Romalılardan gelmektedir. Roma'nın para sisteminin ilk günlerinde, çoğunlukla bakır, bronz ve gümüşten (altından değil) yapılan sikkeler ağırlığınca altın değerindeydi. Yüzlerce yıl boyunca ekonomi, düşük vergiler ve çok düşük ya da hiç enflasyon içermeyen bir "altın standardı" sayesinde iyi gitti.

Ancak Roma İmparatorluğu tam da küresel bir ekonomik güç merkezi haline gelirken bir durgunluk baş gösterdi ve MS 200 yılında Romalılar ilk kez yerleşik enflasyona maruz kaldı. Antoninler vebasından sonra, tıpkı imparatorlukta olduğu gibi tüketici fiyat endeksi de yükseldi. Bunun başlıca nedeni çok sayıda işçiyi öldüren ve ortalama ücretin çok yükselmesine neden olan veba salgınıydı. Değerli kar marjlarını korumak isteyen işverenler, aradaki farkı kapatmak için mallarının fiyatlarını artırdı, bu da tüketiciler için büyük bir mali darbe oldu.

Ekonominin yokuş aşağı gitmesini durdurmak için Roma sikkeleri, o kadar da iyi olmayan bronz sikkelerle değiştirildi. Hiperenflasyon o kadar büyük sorunlara yol açtı ki, bazı tarihçiler bunun Roma'nın çok erken çökmesine neden olduğunu düşünüyor. Başka bir deyişle, fiyatlar düşmedi. Bunun yerine tüm imparatorluk düştü.