İspanyol Armadası hakkında, İngilizlere savaşın kaybedildiği günü ve savaşın nedenlerini anlatan bir yazı hazırladık. İspanyol donanmasını meydana getiren 120 gemi Calais açıklarında demir atmıştı. İngiliz donanması iki milden az bir mesafedeydi. İspanyol istila kuvvetlerinin bir hafta kadar önce 1588 yılının temmuz ayı sonunda İngiltere kıyıları açıklarında görüldüğünden beri yaşanan en sinir bozucu andı bu.
İspanyol Armadası İngilizlere Yeniliyor
İngilizler İspanyolların umutsuzca dinlenmeye, besine, cephaneye ve insana gereksinimi olduğunu biliniyordu. Bulundukları yerde kalırlarsa ihtiyaçlarının Fransızlarca karşılanması ve Hollanda'yı işgal etmiş olan İspanyol ordusunun zayıflamasından yararlanmaları olasılığı vardı. Tazelenmiş ve güçlenmiş bir şekilde kolayca İngiltere kıyılarına ulaşabilirlerdi. İngiliz amirali Effingham Baronu Charles Howard, İspanyolları bulundukları yerden uzaklaştırmak zorunda olduğunu biliyordu.
"Sizi temyiz ederim ki dünya onlarınki gibi gücü hiç görmedi."
Effingham Baronu Charles Howard
Baronun bulduğu çözüm yıkıcıydı: Yağ, katran ve patlayıcılarla dolu, ısınınca ateş alan mermi yüklü topları olan ve alev alev yanan ateş gemiler. Su üzerinde yüzen bu bombalar uygun bir akıntı ve rüzgar yardımıyla gece yarısından hemen sonra ateşler içinde çatırdayarak ve topları rastgele salvolar yaparak yaklaştı. Paniğe kapılan İspanyollar çağa demirlerini kestiler ve gemiler telaşla kaçarken birbirlerine çarparak zarar gördü. Şafak söktüğünde İspanyol filosu göründü; düzensizlik egemendi ve filo bu haliyle saldırıya açıktı. İngilizler harekete geçtiler.
İspanyol Armadası ya da diğer adıyla Yenilmez Armada'nın (El Armada Invencible) yaratıcısı İspanya Kralı II. Felipe Avrupa ve dünyadaki konumunu pekiştirmek istiyordu. Portekiz'le kısa süre önce birleşmiş olan İspanya'nın Hollanda ve İtalya'da mülkleri ve Atlantiğin ötesinde altından yana zengin sömürgeleri vardı. Felipe'nin gelirleri Kraliçe Elizabeth'inkilerden on kat daha fazlaydı. Fakat Hollanda İspanyollara isyan etmişti, İngilizler asileri destekliyordu ve Sir Francis Drake veya İspanyolların verdiği isimle El Draque (Ejderha) gibi hükümet izniyle korsanlık yapan İngilizler, İspanyolların Yeni dünya'daki hazinelerini yağmalıyorlardı.
Felipe, Madrid yakınındaki sarayı El Escorial'de birçok planı elemeden geçirdi. Sonunda karar, ordunun yarısının Manş'a taşınması, Felipe'nin Hollanda'daki komutanı Parma Dükü'nün askerlerinin destek vermesi ve birleşen orduyu gemilerle İngiltere'ye ve zafere taşıyacak ortak bir kara ve deniz harekatının yapılmasıydı.
Francis Drake'in Özgüveni
1588 yılı nisan ayının sonlarında 130 gemi, 3000'den fazla silah, 8000 gemici ve 19000 askerden meydana gelen istilacı donanma Lizbon'dan ayrıldı. Yalnızca Manş'a ulaşmaları üç aylarını aldı. Fırtınalar filoyu Kuzey İspanya'daki Coruna limanına sürüklemişti. Gemiler dağıldı, gıdalar çürüdü ve askerler hastalandı. İngilizler ise olabildiğince hazırlandılar. 29 Temmuz Cuma günü, uzun süredir beklenen teması bildirmek üzere küçük bir keşif gemisi Plymouth'a ulaşırken, hızlı atlar kullanan ulaklar haberleri saatler içerisinde, Londra'ya ulaşıyorlardı.
Anlatılanlara göre, haber geldiğinde Plymouth Hoe'de bir top oyunu oynayan Drake, akıntıları iyi bilen biri olarak, şöyle demişti: "Oyunu bitirmeye de, İspanyolları yenmeye de yetecek kadar zamanımız var." Akıntı döndüğünde, 60 civarında gemi Plymouth'tan açıldı.
Başaramazsan, başaramazsın; fakat amaç Tanrı'nın dileğiyse başarısız olmazsın.
II. Felipe'den Medina Sidonia'ya
İspanyolların komutanı Medina Sidonia İngilizlerin rüzgar yönünde kalmasını ümit ediyordu. Fakat onlar pazar sabahı güneyden gelen bir rüzgarla, tam arkalarında göründüler. Geri kalan 120 İspanyol teknesi sıra dışı bir denizcilik disiplini gösterisiyle yavaşça dönüverdi ve aşılması güç bir yarım ay oluşturdu. Yaklaşık bir hafta boyunca iki güç birbirlerine üstünlük sağlamaya çalıştılar. İspanyol gemisi San Salvador havaya uçtu. Bir diğeri Rosario'nun cıvadrası kırıldı ve fırsatı değerlendiren Drake'in kurbanı oldu. Fakat İspanyol Armadası, Parma Dükü'yle buluşmaya hazır şekilde bir arada kaldı.
Parma'nın Yetersizliği
Bu arada güney kıyısındaki limanlardan yedek güçler Howard'ın filosuna katıldılar. İspanyolların cephanelerinin, gıdalarının ve sularının azalmış olduğu bir zamanda kıyıdan barut ve mermiler gelmeye başladı. Cumartesi geç saatlerde Armada Calais açıklarında demirlerdi; buradan Medina Sidonia 30 mil uzaktaki Dunkirk'te bulunan Parma Dükü'ne yalvaran mektuplar göndermekteydi. Fakat Parma Dükü'nün, adamlarının denize açılmasını sağlayabilecek savaş gemileri yoktu, mavnalar ise kolay hedef olurlardı. Destek malzemesi bile gönderemiyordu.
İspanyol Armadası'nın kaderine damgasını vuran ateş gemileri oldu. Hiçbir İspanyol gemisi yanmadı, fakat pazartesi günü şafak sökerken İspanyol gemilerinin kuzeydoğuya doğru dağılarak uzaklaştıkları görüldü. Serinkanlı kalabilen birkaçı bir araya toplandığında, Drake'in Revenge'i hepsi de borda ateşine başlayan bir dizi gemiyi hizalamıştı. Diğer İspanyol tekneleri de yavaş yavaş toplanarak her birinin cephanesi tükenene kadar son bir yarım ay oluşturdu.
İngilizler ancak ondan sonra İspanyolların kalın gemi payandalarını tahrip edebilecek kadar yaklaşabildiler. Bir gemi 275 kişilik mürettebatıyla birlikte battı. İspanyollar askerlerini güverteye çıkarabilmek için tekrar tekrar İngiliz gemilerini borda kancalarıyla yakalamaya çalıştılar. İngilizler her defasında yön değiştirdi. Üç İspanyol gemisi karaya oturdu, diğerleri ise direkleri kırılmış bir şekilde sürüklendiler. 600 İspanyol ölmüş, 800'ü ise etkisiz kılınmıştı. Buna karşılık İngiliz gemilerinin tümü çalışır durumdaydı ve yalnızca 100 adam kaybedilmişti. Bu arada İspanyol donanmasının geri kalanı kuzeye, bilinmeyen bir kadere doğru sürüklenmekteydi.
Savaşın Sebebi Neydi?
İspanyol Armadası ile ilgili yazımızın ilk kısmında savaşın yaşandığı anları attık. Şimdi yazımızın bu bölümünde Avrupa'yı yeniden dizayn eden savaşın nedenlerini ve İspanyolları başarısızlığa, ardından küçülmeye götüren sebepleri anlatacağız.
İngiltere ile İspanya tarihte çok zaman düşmandan ziyade müttefik olmuşlardı. VIII. Henry'nin Katolik kızı Kraliçe Mary 1554 yılında İspanya Kralı II. Felipe ile evlenerek (çocuksuz bir evlilik) bu ittifakı pekiştirmişti. Mary'nin Protestan kız kardeşi Elizabeth 1558 yılında İngiltere kraliçesi olarak onun yerine geçince eski ittifak bozulmaya başladı. Elizabeth İngiliz gücünü ve bunun yanında Felipe'nin sapkınlık olarak gördüğü Protestanlığı beslemeye başladı.
Hollandalılar 1566 yılında İspanyol egemenliğine karşı isyan çıkardığında Elizabeth onları cesaretlendirdi; asilerin lideri Prens William İspanyol gemilerini taciz etmek amacıyla Protestan korsan gemilerini ("Deniz Dilencileri" olarak bilinir) desteklemeye başladığında İngiliz limanları onlara barınak oldu ve İngiliz vatandaşları da onlara katıldı.
İngiliz korsanlardan John Hawkins 1567 yılında Amerika'da Afrikalı köle satarak İspanyol tekeline meydan okudu. Sonraki yıl kendisi ve genç teğmeni Francis Drake Yeni İspanya'dan (Meksika) kovuldu.
Felipe Portekiz tahtına çıkıp 1580 yılında İspanya ve Portekiz'i birleştirdiğinde, Avrupa'da istila tehdidiyle ilgili söylentiler dolaşmaya başladı. Fakat Felipe'nin kendisini, ölmüş karısının hakkını geri almak ve İngiltere'de Katolik inancını yeniden canlandırmak olarak belirlediği "ilahi misyonuna" adaması zamanı aldı. 1586 yılında İspanyol Armadası'nın hazırlanması emrini verdi; savaşılacaktı.
İspanyol Armadası Neden Başarısız Oldu?
II. Felipe istila planları yapmaya koyulduğunda az sayıda rehberi vardı. O güne kadar yelkenli gemi filoları arasında önemli bir çatışma olmamıştı. Yenidünya'dan gelen hazine yüklü gemileri korumak için birkaç tekne yeterli oluyordu. Portekiz'le birleştiği 1580 yılına kadar İspanya'nın kalıcı bir donanması yoktu. Bu boyutta ve bu denli uzak mesafeden deniz yoluyla yapılacak bir istila planı hiç kimse tarafından ve hiçbir yerde (İspanya hariç) yapılmamıştı.
Ne yazık ki Felipe'nin ordusunu nakletmek için donanmasını kullanma planı hatalı bir fikirdi. Temel İspanyol savaş gemisi olan kalyon aslında yüzen bir kaleydi. Kalyonlar çok ağır ve hantal gemilerdi. Zafer düşman gemilerinin kancalarla yakalanması ve bordalanmasına bağlıydı. İngilizler ise tamamen farklı bir yaklaşım geliştirmişlerdi. Onlar, uzun zamandır var olan bir donanmaya; buna uygun, iyi işleyen bir denizcilik idare sistemine sahiplerdi ve yakın geçmişte daha iyi gemiler üretmişlerdi.
1573 yılında "Denizcilik Hazinedarı'' yapılan, eski korsan John Hawkins denizcilik tasarımlarını baş kasaralarından vazgeçerek ince ve daha hızlı gemiler üretmek suretiyle değiştirmişti. Savaş teknikleri de farklıydı. İngilizlerin zaferi askerlere değil denizcilere, savunma amaçlı kaçışa ve güvenli bir mesafeden açılan borda ateşine bağlıydı.
Armada'nın lojistiği de zordu, 2,5 milyon galon (11 1/4 milyon litre) şarap ve su, 1000 ton tuzlanmış et ve benzer miktarlarda pirinç, nohut ve fasulye gerekli oluyordu. Son tedarikler ulaştığında öncekiler tükenmiş oluyor, mürettebat hastalanıyor ve gemilerin onarılması gerekiyordu.
Felipe'ninki gibi kaynaklara sahip olan bir kral için bile maliyetler son derece yüksekti. Armada'nın masrafları 4 milyon düka tutmakta ve kraliyetin yarım yıllık gelirine karşılık gelmekteydi, bu da Elizabeth'in savunma maliyetinin yüz katından daha fazlaydı. Bu güçlükler ve maliyet son ölümcül bir hataya yol açtı: Filonun ve Hollanda'daki ordunun birleşebileceği varsayımına. Sonuçta bu başarılamadı ve geriye bakıldığında girişim başından itibaren kötü sonuçlanmaya mahkumdu.
Denizciler Nasıl Yaşıyordu?
İspanyol Armadası'nın yalnızca ölçeği bile benzersiz sorunlara yol açıyordu. Tüm Avrupalılar yüzyıllardır var olan bir denizcilik geleneğine sahiptiler, fakat bu limandan limana kısa seyahatlerden öteye gitmiyordu. Felipe'nin emirlerinin yerine getirilebilmesi için binlerce denizci, donanma Manş Denizi'ne bile ulaşmadan önce üç ay süreyle küçücük kamaralara doldurulmuştu. Yaz ortasında gemilerdeki gıdalar birkaç günde bozuluyordu. Tahta fıçılar içinde saklanan sularda da çamurlu bir kir tabakası oluşuyordu. Rutubetli ortamlarda kalabalık halde yaşayan insanlar kolayca hastalanıyordu.
İngilizler önemli bir avantaja sahipti: Kendi limanlarından açılarak savaştıklarından, gemilere son anda biniyorlardı. Böyle olduğu halde, hastalıklarla başa çıkmak zordu. İngilizler Armada'ya karşı giriştikleri saldırı sırasında yaklaşık 100 kişi kaybettiler. Fakat limana ulaşmadan önce de 3000 kişi gıda zehirlenmesi nedeniyle kaybedildi. Savaşta top gülleleri ve tüfek ateşi sonucunda ölenlerin sayısı, parçalanan gemi ahşabından sıçrayan parçalar nedeniyle ölenlerden azdı.
Gravelines savaşında bir İspanyol gemisi yön değiştirirken yan yattığında İngilizler güverte deliklerinden kan aktığını gördüler.
İspanyollar Nasıl Kaçtı?
İngiliz gemileri İngiliz adalarının etrafından dolaşarak eve dönmeyi amaçlayan, kuzeye doğru yönelmiş Armada'yı dört gün süreyle takip ettiler. İskoçya kıyıları açıklarında gıdalarının azalmış olması ve İspanyollarının artık bir tehdit oluşturmaması nedeniyle geri döndüler. İspanyollar ise son yıkıma doğru yola devam etti.
Erzakları giderek azalıyordu. Sudan tasarruf etmek amacıyla atlar ve katırlar denize atılmıştı. Günlük tayın 250 gram ekmek, yarım litre su ve yarım litre şaraba kadar azaltılmıştı. Tifüs kol geziyordu. Gemiler enkaz haline geliş, ahşap kısımları parçalanmış ve donanmaları top ateşi nedeniyle büyük ölçüde zarar görmüştü.
Gemilerin yalnızca yarısı hasta veya ölüm halindeki birlikte limanlarına ulaşabildi. Yola çıkan her dört kişiden üçü savaş sırasında ya da savaşta aldığı yaralardan veya hastalıklardan öldü.
Savaşın başlıca sonuçları
İspanyol Armadası için alınan yenilgi, Avrupa'daki güç dengesinin Katolik güneyden Protestan kuzeye doğru kaymaktan olduğunun göstergesiydi. Aynı zamanda küçük hanedan devletlerinden oluşan Avrupa'nın, uluslardan meydana gelen bir Avrupa'ya dönüşümünü simgeliyordu.
İngiltere'de Protestanlık sonunda güvence altına alınmıştı. Elizabeth'in 1603 yılında ölümünden kısa süre sonra İngiltere ve İskoçya Protestan Kral I. James tarafından birleştirildi. Ayrıca İspanyol Armadası'nın yenilgisi İngiltere için güçlü denizcilik siyaseti ve politikası ile deniz yolculuğu geleneğinin yararlarının ve avantajlarının doğrulandığı bir deneyim oldu. 20 yıl içerisinde Atlantik boyunca yeni ve büyük bir imparatorluk şekillenmeye başladı.
İspanya'nın o güne kadar Avrupa'da kurmuş olduğu üstünlük sonuna yaklaşmaktaydı. İngilizler tarafından desteklenen Hollandalılar 1609 yılında yürürlüğe giren bir ateşkes antlaşmasıyla bir ulus olarak kabul edildi. Daha sonraları bu ulus da, önceden efendisi olanlarla rekabet edecek olan kendi imparatorluğunu Doğu Hint Adaları'nda kuracaktı.
İspanyol Armadası'nın Mirası
Tüm deniz çatışması ve özellikle de Gravelines Muharebesi, deniz savaşının gelişen karakterini göstermiştir. İspanyollarla karşı karşıya geldiklerinde, İngilizler deniz savaşı ve gemi inşasındaki yenilikler nedeniyle avantajlıydı. Daha hızlı ve gelecekte daha fazla top taşıyabilecek gemiler inşa etmişlerdir. İngilizler ayrıca toplarının yeniden doldurulması için gereken süreyi de kısaltmış, bu da savaşın doğasını temelden değiştirmiştir.
Gemiye çarpma ve güverteye çıkma 1588'den önce gemiden gemiye savaşın birincil yöntemleriydi ve toplar destekleyici bir rol oynuyordu. Yeniden yükleme çok uzun sürdüğü için bu kaçınılmaz bir sonuçtu. Kural olarak, gemiler tek bir yaylım ateşi açar ve ardından birbirlerine çarparlardı. Saldırganlar mesafeyi daraltmaya çalıştıkça, daha hızlı gemiler ve topların daha hızlı yeniden doldurulma süreleri, savunmacıların düzenli aralıklarla ateş etmeye devam etmesini sağladı.
Bu düzenlemeler kesinlikle kayda değer olsa da, İngiltere'yi hemen dünyanın önde gelen deniz gücü haline getirmek için yeterli değildi. İngiltere ve daha sonra Birleşik Krallık, diğer yeniliklerin ve bunların yansımalarının yararlılıklarını ortaya koymaları on yıllar aldıktan sonra denizlerin tartışmasız hükümdarı haline gelecekti.
İspanyol Armadası Hakkında Sık Sorulanlar
İspanyol Armadası neydi?
İspanyol Armadası, İspanya Kralı II. Felipe tarafından İngiltere'yi işgal etmek ve Kraliçe I. Elizabeth'i devirmek amacıyla gönderilen bir gemi filosuydu.
İspanyol Armadası'nın arkasındaki ana neden neydi?
İspanyol Armadası'nın arkasındaki ana neden İspanya ve İngiltere arasındaki siyasi ve dini çatışmaydı. Dindar bir Katolik olan Kral II. Felipe, bir Protestan olan Kraliçe I. Elizabeth'i Katolikliğe karşı bir tehdit olarak görüyor ve İngiltere'de Katolikliği yeniden tesis etmeyi amaçlıyordu.
İspanyol Armadası'nda kaç gemi vardı?
İspanyol Armadası savaş gemileri, nakliye gemileri ve destek gemileri de dahil olmak üzere yaklaşık 130 gemiden oluşuyordu.
İspanyol Armadası'nın sonucu ne oldu?
İspanyol Armadası, bir dizi deniz savaşı ve elverişsiz hava koşullarında İngiliz filosu tarafından nihai olarak yenilgiye uğratıldı. Armada'nın yenilgisi İngiltere için önemli bir zafer ve Avrupa tarihinde bir dönüm noktası olmuş, İngiltere'nin deniz gücünü sağlamlaştırmış ve İspanya'nın hakimiyetini azaltmıştır.
İspanyol Armadası'na katılan kilit liderler kimlerdi?
İspanyol Armadası'na katılan kilit liderler İspanya Kralı II. Felipe ve İngiltere Kraliçesi I. Elizabeth idi. İspanyol tarafında Medina Sidonia Dükü filoya komuta ederken, İngiliz tarafında Lord Charles Howard ve Sir Francis Drake önemli roller oynamıştır.
İspanyol Armadası'nın İngiltere üzerinde nasıl bir etkisi oldu?
İspanyol Armadası'nın yenilgisi İngiltere'nin kendine güvenini ve ulusal gururunu artırdı. Protestan İngiltere için güçlü Katolik İspanya İmparatorluğu'na karşı önemli bir zafer anlamına gelen bu savaş, İngiltere'nin baskın bir deniz gücü ve Avrupa meselelerinde önemli bir oyuncu olarak yükselmesine katkıda bulunmuştur.
İspanyol Armadası Avrupa'daki güç dengesini nasıl etkiledi?
İspanyol Armadası'nın yenilgisi İspanya'nın Avrupa'daki baskın deniz gücü konumunu zayıflatmış ve güç dengesini İngiltere ve diğer Protestan uluslar lehine değiştirmiştir. İspanya'nın etkisinin azalmasına ve İngiltere'nin büyük bir Avrupa gücü olarak yükselişine işaret etti.
İspanyol Armadası'nın yenilgisinde hava durumunun rolü nedir?
Fırtınalar ve sert rüzgarlar gibi olumsuz hava koşulları İspanyol Armadası'nın yenilgisinde önemli bir rol oynamıştır. Fırtınalar birçok İspanyol gemisini dağıttı ve hasar verdi, bu da yeniden toplanmalarını ve İngiltere'yi istilaya devam etmelerini zorlaştırdı.