Soğuk Savaş'ın şifreleri yazısında bahsedeceğimiz konular günümüzde de sürüyor. II. Dünya Savaşı yıkıntılarının arasında yükselen ABD ve Sovyetler Birliği süper güçleri arasındaki ilişki bozulunca nükleer silah depolama faaliyetlerinde ve de şüphe ve gizlilikte artış yaşandı. Karşılıklı güven neredeyse gözle görülür bir saldırganlığa dönüştü.
Tüm cephelerdeki gizli servis faaliyetleri pek çok kişinin yaşamına mal olurken, Graham Greene, Ian Fleming, Richard Condon, John le Carre gibi yazarların casusluk öyküleri de halkın büyük ilgisini çekmeye başladı. Bu dönem gerçek ve hayali sayısız kısaltmanın, CIA, FBI, MI6, 007, SMERSH ve SPECTRE'nin dönemiydi ama herkesin kanını donduran asıl şifre MAD idi. İngilizcedeki kısaltması "çılgın" anlamına gelen sözün açılımı "Mutually Assured Destruction"dı; yani Karşılıklı Garantili İmha. Düğmeye basan kim olursa olsun, gerçekleşecek küresel bir nükleer saldırının sonucuydu bu.
Soğuk Savaş'ın Güvenlik Kodları
ABD başkanlarıyla müttefikleri – ve düşmanları – arasında günlük casusluk faaliyetlerinden, askeri güvenlik ve üst düzey iletişimlere dek çeşitli düzeylerde kullanılan kodlar, en gizli bilgileri içermekteydi. Bunların çoğu halen kullanımdadır veya o dönemde bulunan şifrelerin geliştirilmiş halidir.
Ancak dijital teknoloji ve bilgisayarın gelişmeye başlamasıyla birlikte IBM gibi anlaşmalı ticari firmalar da alandaki yerlerini aldılar. Bu firmalar endüstriyel çözümler sağladılar: Örneğin, Boeing'in ürettiği B-52'ler, ticari kaynaklı kodlar kullanılarak IBM'in ürettiği bilgisayarlarla kontrol edilebiliyordu. Kulağa kâbus senaryosu gibi geliyorsa yalnız değilsiniz.
Karşı İstihbarat Programı Venona Projesi
II. Dünya Savaşı'nın ilk aşamalarında Batılı Müttefikler, Sovyet haberleşmelerini izlemeye başladılar. Sovyetler, çözülmesi neredeyse imkansız olan tek kullanımlık bir şifreli anahtar sistemine sahipti. Ne var ki Sovyet muhaberatı ele geçirilmiş ve bilgiler sınırlı sayıda ABD'li şifre analizcisine dağıtılmıştı. Mesajlar 1946'da Rusların tek kullanımlık anahtarları kimi zaman yeniden kullanmaları sonucu deşifre edilmişti.
Bu başarılı deşifrasyonla çok miktarda istihbarat toplanmış, Sovyet ordu ve istihbarat sistemiyle ilgili değerli bilgiler edinilmişti. Buna batıdaki Sovyet işbirlikçileri de dahildi. Konu çok hassas olduğundan CIA ve Beyaz Saray'a FBI tarafından ancak kısmi bilgi veriliyordu.
İstihbarat çalışmasının sonucunda 349 Amerikalının ismi tespit edildi; Sovyetlerin Manhattan Projesi'ne sızdığı ortaya çıktı; buna dayanarak Julius ve Ethel Rosenberg tutuklandı; Cambridge casusları Donald Maclean ile Guy Burgess'in maskeleri, tam kaçmak üzerelerken düşürüldü ve Alger Hiss ile Harry Dexter White davalarına katkı sağladı. Venona projesi 1980'de sonlandırıldı.
Soğuk Savaş: Sinyali Değiştirilen Telefonlar
Telefonla yapılan üst düzey görüşmelerin güvenli tutulması şarttı. Bugün dijital telefon sinyal değiştiricileri kolayca bulunuyor olsa da, teknolojisinin başlangıcı Bell Telefon Laboratuvarı'nca geliştirilen ve II. Dünya Savaşı sırasında kullanılan SIGSALY sistemine dayanıyordu. Sisteme göre sesli mesaj öncelikle bir Vocoder'den (ses kodlayıcı) geçiyordu.
Aygıt sesi ve tonu sentezleyerek dijitalleştiriyordu. Oluşan dosya, tona göre 0-5 ölçeği üzerinden şifrelenen 12 banta ayrılıyor ve gelişigüzel bir düzenle altı bant aralığı bölgesi üzerinden gönderiliyordu. General Douglas MacArthur, II. Dünya Savaşı'ndaki Pasifik Cephesi'nin büyük bölümünde SIGSALY sisteminden yararlandı ve bilindiği kadarıyla yaptığı telefon görüşmelerinin 3.000'den fazlası başarıyla gizlendi.
Nükleer Futbol Topu
Soğuk Savaş'ın şifreleri hakkında yazarken en ilginç bulduğumuz konu buydu. Bir kablo ile ABD başkanının emir subayına bağlı olan ve siyah bir valiz içinde taşınan metalik siyah çanta dünyanın kaderini belirleyebilirdi. Bu çanta aynı zamanda "nükleer futbol" diye de biliniyor. Çantada ABD stratejik savunma sisteminin taşınabilir bir bölümü, bir SATCOM telsiz sistemi, birkaç saldırı senaryosu ("oyun kitabı") ve ulusal bir acil nükleer duruma karşılık geçici planlar yer alıyor.
Çanta ABD başkanına her zaman eşlik ediyor ama nükleer saldırının anahtarı olan (ve her gün değiştirilen) Altın Kod çantada bulundurulmuyor. Başkan kodu daima üstünde taşıyor. Acil bir durum ya da saldırı söz konusu olduğunda, emir subayı ile başkan çantayı açarak planları gözden geçirirler ve gerek görülürse Altın Kod'u kullanarak telsizle nükleer karşılık verilmesini isteyebilirler. Rus başkanında da benzer bir çanta bulunur.
Ajanların Beden Dili Şifreleri
Olası ajanların gözetlenmesi Soğuk Savaş sırasında neredeyse takıntılı bir faaliyete dönüştü. Telefon dinleme ve gizli fotoğraflama gibi yöntemler şüphelilere karşı çok sayıda kanıt sağlasa da, şüpheli faaliyetinin takibi de çoğu zaman yararlı sonuçlar sağlıyordu. Şehir sokaklarında gizlice bir şüpheliyi takip eden ajanlar için beden işaretlerine dayalı bir kod geliştirilmişti. Sistem ilk olarak polis ve FBI tarafından kullanılmış, daha sonra CIA tarafından değiştirilerek uyarlanmıştı:
- Dikkat! Şüpheli yaklaşıyor: Elle veya mendille buruna dokunulur.
- Şüpheli harekete geçti, ilerliyor ya da öne geçiyor: Elle saç düzeltilir ya da şapka hafifçe kaldırılır.
- Şüpheli olduğu yerde duruyor: Tek el arkaya ya da karna konur.
- Gizlilik tehdit altında olduğundan gözetleyen ajan gözetlemeyi sonlandırmak istiyor: Ayakkabıları bağlamak için yere eğilinir.
- Şüpheli geri geliyor – Gözetleme ajanı ekip lideriyle ya da diğer gözetleme ajanlarıyla konuşmak istiyor: Çanta açılarak içine bakılır.