Alaska insanların Amerika kıtasında en uzun süredir yaşadığı yerdir. Asya'dan gelen insanlar ilk kez 15.000 yıl önce Alaska'ya yerleşti. Ancak 1741'e dek dünyanın çoğu için duyulmamış bir yerdi. Avrupa'nın Alaska'yı keşfi Danimarkalı denizci Vitus Bering liderliğindeki bir Rus seferinde 1741'de gerçekleşti. Rus avcılar kısa süre sonra Alaska'ya akınlar yapmaya başladılar ve yerli Aleut nüfusu iskorbüt gibi yabancı hastalıklara maruz kalarak acılar çekti. Rus kürk tüccarları bölgede iş yapmaya başladı ancak çok azı gereğinden fazla kaldı. İlk kalıcı yerleşim 1784'te başlayacaktı.
Alaska'ya yerleşilmesi
1784'te Rus kürk tüccarı Grigory Shelikhov, Alaska'daki ilk kalıcı Rus yerleşimini Kodiak Adası'ndaki Üç Azizler Koyu'na kurdu. Körfezin ve yerleşimin adını gemilerinden birinden seçmişti. Böylece Amerika'da ilk Rus kolonisi kurulmuş oldu. Shelikhov, karısı ve 200 adamı ile iki yıl bölgede yaşadı. Üç Azizler Koyu'ndan yola çıkarak Alaska anakarasını keşfetti ve yeni kürk ticaret merkezleri kurdu.
Ancak Alaska'da hiçbir zaman aynı anda birkaç yüzden fazla Rus bulunmadı. Koloni kendi kendine yeterli olmaktan uzaktı; kaynak için yerel kabileler, İngilizler ve Amerikalılarla ticaret yapmak zorundaydı. İngilizler ve Amerikalılar (İspanyollar ve Fransızlarla birlikte) o zamanlar bölgeyi keşfetmeye başladılar.
Shelikhov 1786'da Rusya'ya döndü ve 1790'da bölgedeki işlerini yönetmesi için Aleksandr Baranov'u Alaska'ya gönderdi. Baranov burada Rus Amerikan Şirketi'ni kurdu ve 1799'da Alaska üzerinde tekele sahip oldu. Baranov, Rus ticaretini Kuzey Amerika'nın batı kıyılarına dek genişletmişti ve önce birkaç başarısız denemeden sonra 1812'de Kuzey Kaliforniya'da Bodega Körfezi yakınında bir Rus yerleşimi kurdu.
İngiliz ve Amerikan ticaret gemileri kısa süre sonra Rusya'nın Amerika'nın kuzeybatı kıyılarındaki yayılımına karşı çıktı ve Ruslar kuzeye Alaska'nın şu anki güney sınırına çekildiler. Rus yetkililer artık ABD'li yerleşimcilerin Teksas'ta olduğu gibi bir gün Alaska'yı ele geçireceklerinden endişe ediyordu. Üstüne üstlük kürk ticareti de gerilediğinden çarın kardeşi bile Alaska'yı Rusya için lüks olarak nitelendiriyordu. Rusya'nın Alaska'ya olan ilgisi yavaş yavaş azaldı. Ancak aynı zamanda Rusya neredeyse savunmasız olan koloniyi ülkeyi Kırım Savaşı'nda mağlup ederek onu borçla perişan eden Büyük Britanya'ya kaptırma niyetinde de değildi.
ABD nasıl Alaska'ya sahip oldu?
1850'lerin sonunda Çarlık hükümeti ilk olarak James Buchanan'ın yönetimi sırasında Alaska topraklarını satma konusunda ABD'ye başvurdu ancak Amerikan İç Savaşı'nın patlak vermesiyle görüşmeler durdu. Savaştan sonra, bölgesel genişlemeyi destekleyen Dışişleri Bakanı William H. Seward, Amerika Birleşik Devletleri'nin beşte biri büyüklüğünde olan muazzam Alaska topraklarını ele geçirmeye hevesliydi. ABD 30 Mart 1867'de Rusya ile bir anlaşma imzalayarak Alaska'yı 7,2 milyon dolarlık altın karşılığında satın aldı (Bugünün parasıyla 135 milyon dolar). Dönüm başına kabaca iki sent gibi sudan ucuz bir fiyata satılan Alaska buna rağmen basında "çılgınlık" olarak nitelendirildi. Gazeteler olayı "Başkan Andrew Johnson'ın kutup ayısı bahçesi" olarak nitelendirerek alay etti. Nisan 1867'de Senato anlaşmayı yalnızca bir oy farkla onayladı. Ancak o oy servet getirecekti.
1867'de ABD Alaska'yı Rusya'dan dönüm başına iki sentten ucuza satın aldı. Yerli halklar binlerce yıldır bu bölgede yaşıyordu: Aleutlar, Kuzey Eskimolar (Inupiat), Güney Eskimolar (Yuit), İç Kızılderililer (Athabaskans) ve Güneydoğu Kıyı Kızılderilileri (Tlingit ve Haida). Yaklaşık 1.520.000 km2 alanıyla Alaska Teksas'ın yaklaşık iki katı büyüklüğünde ve ABD'nin beşte birine yakın.
Amerikalıların anakaradan Alaska'ya yerleşimi önce oldukça yavaş başladı. Ancak 1898'de altının keşfiyle insanlar bölgeye hızla akın ettiler. Doğal kaynaklar açısından zengin Alaska o zamandan beri Amerikan refahına katkıda bulunuyor. 3 Ocak 1959'da Alaska toprakları Birleşik Devletler'e dahil edilerek 49. eyalet yapıldı. Görüşmelerin Mart 1867'de başladığı ve Amerikan halkının çorak ve değersiz olarak nitelendirdiği topraklarda 1899'da Nome bölgesinde altının keşfedilmesiyle halkın Alaska'nın satın alınmasına dair görüşü tamamen değişti ve altına hücum sahneyi devraldı.
Alaska bugün engin doğal kaynaklarıyla biliniyor. Bugün Amerika petrolünün yüzde 25'i ve deniz ürünlerinin yüzde 50'den fazlası Alaska'dan geliyor. Aynı zamanda seyrek nüfuslu olmasına rağmen ülkedeki en büyük eyalettir. Alaska adı, "büyük toprak" anlamına gelen Aleut sözcüğü alyeska'dan türetildi. Bugün Alaska'nın tarihini anmaya yönelik iki resmi tatil bulunuyor.