10.000 ila 3500 yıl öncesinde birçok insan topluluğu göçebe yaşam biçiminden tarımsal üretime geçmiştir. Bazı bölgelerde bu geçiş, iklimsel değişikliklere göre besin kaynaklarının daha zor ulaşılır olmasıyla beraber gelişmiştir. O zamandan beri toplumlar fethettikleri yerlerdeki bitkileri kendi bölgelerine adapte etmişler, bunlardan kesin, ilaç ya da çeşitli araçlar üreterek kendi imparatorluklarını güçlendirmişlerdir.
Savaşlarla keşfedilen bitkiler
Yunan filozof ve bilgin Theophrastos (MÖ 372-287), Büyük İskender'i savaştıkları İran, Mısır, Suriye, Mezopotamya, Baktriya ve Pencap gibi bölgelerden bitki getirilmesi için teşvik edilmiştir. Theophrastos, günümüze kadar ulaşabilen botanikle ilgili ilk bilimsel eser özelliğini taşıyan Bitkilerin Tarihi Üzerine adlı kitabında Akdeniz florasının yanı sıra Büyük İskender'in seferlerine katılan botanikçilerin topladıkları bitkilere yer vermiştir.
Bu bitkilerden biri de Hindistan'da keşfedilen pamuk olmuştur. Şimdi dünyanın her yerinde kullanılan bu bitkinin tohumlarındaki liflerden elde edilen kumaşın diğer tüm kumaşlardan daha beyaz ve kaliteli olduğu gözlemlenmiştir. Pamuk ve ipek ticareti için ülkeler arası yollar yapılmaya başlandıkça bitkilerin de doğudan batıya doğu göçü hızlanmıştır.
Daha sonraları Romalıların ilerlemesiyle beraber fethedilen yerlerde daha çok bitki türü götürülmeye başlanmıştır. 2. yüzyıl boyunca Romalılar, Yunan adalarını ellerine geçirmişler ve yüzyıl sonuna doğru tüm Doğu Akdeniz'e egemen olmuşlardır. MÖ 146'dan itibaren Fas, Cezayir, Tunus ve Libya Romalıların yönetimi altına girmiştir ve bu sayede buralarda, genişleyen imparatorluğun iştahını doyuracak miktarda buğday, zeytin ve arpa yetiştirilmeye başlanmıştır. Bu bölgelerinde dışında da Lombardiya, Toskana, Suriye ve Endülüs'te bağcılık yapmışlardır.
Britanya topraklarının zenginleşmesi
Galya (Fransa ve Belçika) ve Almanya'nın Ren Nehri'nin batısında kalan kısmı MÖ 50 yılında, Britanya ise MS 43 yılında Romalılar tarafından ele geçirilmiştir. Publius Cornelius Tacitus (yaklaşık MS 55-120) Britanya'nın iklimi hakkında şöyle yazmıştır: "İklim genellikle nemli ve yağmurluydu fakat yine de çok soğuk değildi." Bu bölgelerdeki topraklar verimli; bağcılığa, zeytin ve ılıman iklimde yetişmesi mümkün olan diğer tahıllar dışında her türlü bitkinin yetişmesine elverişliydi. Romalılar, Britanya'yı tatlı kestane (Costanea sativa), ceviz (Fuglans regia), incir (Ficus carica), haşhaş (Papaver somniferum) ve pırasayla (Allium ampeloprasum porrum) tanıştırmıştı.
8. ve 15. yüzyıllar arasında Akdeniz'e İslam topraklarından yapılan akınlar, kıtaya Hindistan ve Uzakdoğu'dan yeni ürünlerin getirilmesini ve var olanların çeşitlenmesini sağlamıştır. Bu ürünlerin en önemlileri de o zamana kadar bölgede yetiştirilmeyen ekşi portakal çeşitleri, limon, misket limonu, kayısı, muz ile pirinç ve şeker kamışı olmuştur. Tropikal yerlerde yetiştirilebilen bazı ürünlerin daha kuru olan İspanya ve Portekiz gibi yerlerde de üretilebilmeleri için yeni sulama sistemleri geliştirmek gerekmiştir. Murabıtlar oryantal süs bitkileri yetiştirdikleri -ki bunların arasında lale, sarı ve beyaz yasemin, leylak ve çingülü bulunmaktaydı- bahçeleriyle bitki yetiştirme konusunda ne kadar yetenekli olduklarını göstermişlerdir.
Bu bahçelerin en özenlilerinden biri de, çeşmeleri ve nilüferlerle dolu havuzlarıyla İspanya'daki Elhamra Sarayı'nın teraslı bahçesiydi. Burası 1492'de İspanya Hristiyanlarının Müslümanları güneye çekilmek zorunda bırakmalarına kadar bölgenin en iyi korunun mevkii olmuştur.
Dünyayı dolaşan patates
Her yerde kolaylıkla bulunabilen patatesin bugün dünya üzerinde 150'den fazla ülkede tarımı yapılmaktadır. Latince adı Solanum tuberosum olan patatesin de dahil olduğu Solanum cinsinin anavatanı Güney Amerika'dır. İlk kez Peru ve Bolivya'da MÖ 2000'lerde kültüre alınmış, 1567'de Kanarya Adaları'na kadar gelmiş, 1570'li yıllarda da Kıta Avrupa'sına ayak basmıştır. Avrupa'da 1573 ile 1576 yılları arasında kültüre alındığı bilinen ilk yer Sevilla'dır.
James Cook'un 1770'te çıktığı dünya çevresindeki ilk seferiyle de Avustralya kıtasına taşınmıştır. Patatesin "soğuğa dayanıklı" Şili kökenli kültür çeşitlerinin ithal edilmesi sonucunda 19. yüzyılın başlarında patates hızla tüm Avrupa ve Kuzey Amerika'ya yayılmıştır. Beslenmesini büyük oranda patatese dayandıran İrlanda'da 1845-46'da yaşanan hastalık, ürün üzerinde inanılmaz bir kırıma neden olmuş, 1 milyon kişi ölmüş, 1,5 milyon kişiyse başka ülkelere göç etmek zorunda kalmıştı.kökenleri