Yazın yoğun sıcağı sırasında, genellikle kendi kendimize havanın bundan daha sıcak olamayacağını düşünürüz. Ancak ertesi yıl kaçınılmaz olarak daha da sıcak olur. Anlaşılması en güç olgulardan biri de kışların daha soğuk geçmesi gibi görünen çelişkidir. Dünya'nın sıcaklığının arttığı göz önüne alındığında, kışların da geçmişte yaşadığımızdan daha sıcak olması gerektiği sonucunu çıkarabilir miyiz?
İlginç bir şekilde, daha sıcak geçen yazlarımızla birlikte daha sert kışlar da gördük. Hatta hiç kar yağmayan yerler bile düzenli olarak kar yağışı alıyor.
Burada ne tür bir sihir var? Bilim neredeyse her şeye cevap bulma yeteneğine ya da en azından bu cevapları keşfetme araçlarına sahiptir. Bizim durumumuzda cevaplar Kutup Girdabı'nda saklı.
Kutup Girdabı
Son yıllarda, bir bölgede olağandışı soğuk hava tehdidi olduğunda internet "Kutup Girdabı geliyor!" uyarılarıyla çalkalanması yaygın hale geldi. Bu durum, kutup girdabının bir canavar ya da uzaylı istilası gibi algılanmasına neden oluyor.
Peki, girdap tam olarak nedir? Teknik olarak konuşmak gerekirse, Dünya'nın her iki kutbunda da birer tane olmak üzere iki girdap vardır. Girdaplar üst atmosferde bulunan yüksek hızlı rüzgarları ifade eder. Daha net bir ifadeyle, hızları saatte 161 km'yi aşabilir. Adlarının girdap olmasının nedeni, kutupların üzerinde bir girdap oluşturmak için saat yönünün tersine hareket etmeleridir. Böylece kutup bölgelerinin soğuğuna karşı bir bariyer oluştururlar.
Kutup girdapları stratosferde konumlanır ve hava durumunu etkilemeleri beklenmese de, hemen altlarında bulunan yüksek hızlı rüzgarlar üzerinde bir etkiye sahiptirler. Bu rüzgarlar, içinde yaşadığımız hava durumundan sorumludur. Hareketleri dolaylı olarak hava durumunu etkilemektedir. Tipik olarak, etkileri kutup bölgelerindeki hava durumuyla sınırlıdır, ancak zaman zaman etkileri bu alanların ötesine geçebilir.
Kutupların Dışındaki Hava Durumunu Etkileyen Kutup Girdabı
Bizim durumumuzda, son zamanlarda yaşadığımız şiddetli kışlardan sorumlu olan Kuzey Kutup Girdabı (Arktik girdap) ile ilgileniyoruz. Belirtildiği gibi, girdap Kuzey Kutbu'nun soğuğunu o bölge içinde hapseder. Bunu soğuk için bir hapishane olarak düşünebilirsiniz. Eğer güçlüyse, jet akımını etkileyen hava sadece olağan yağmurları getirir. Ancak zayıflarsa bu hapishane dağılır ve tüm soğuk dışarı taşar.
Soğuk hava atmosferdeki nemin donmasına neden olur ve jet akımının hava üzerindeki etkisi nedeniyle kar fırtınalarının oluşmasına yol açar. Kutup girdabı yıllarında sıcaklığın bu kadar düşmesinin nedeni budur. Normalde sadece ara sıra yağmurla birlikte ılıman soğuklar yaşayan bölgelerin aniden kendilerini kar altında bulmalarının nedeni de budur!
Doğal olarak akla gelen soru şudur: Kutup girdabını hangi faktörler etkiler? Cevap küresel ısınmadır.
Küresel Isınma Kutup Girdabını Nasıl Etkiliyor?
Küresel ısınma, dünya çapında sıcaklık artışı olgusunu ifade eder. Bu, atmosferin, özellikle de en iç katmanların, sıcaklıkta bir artış yaşadığı anlamına gelir.
Sorun, kuzey yarımküreden gelen sıcak havanın daha sıcak bölgelerden daha soğuk olan Arktik bölgesine doğru hareket etmesidir. Sıcak hava kutup girdabını etkileyerek önemli sonuçlara yol açan bir dengesizliğe neden olmaktadır. Küçük bir dengesizlik stratosferdeki sıcaklıklarda 60 ila 80 santigrat derece arasında değişen önemli bir artışa neden olabilir. Bu dönemde Kutup Girdabı zayıflar ve belirli bölgelerde açıklıklar oluşmasına neden olur, bu da Kuzey Kutbu'nun soğuğunun normal sınırlarının ötesine yayılmasını sağlar.
Kısaca ifade etmek gerekirse, girdap bir kez bozulduğunda, soğuk artık Kuzey Kutbu ile sınırlı kalmaz. Jet akımı soğuğu çevre bölgelere taşıyarak Kuzey Kutbu'nda sıcaklık düşüşü yaşanmasına neden olur.
Sonuç
Küresel ısınmanın Kutup Girdabı üzerindeki etkisinin kapsamlı bir şekilde araştırıldığı bilinen bir gerçektir. Çok sayıda araştırma bu tür yıkıcı hava olaylarının yaşanabileceği konusunda bizi uyarmıştır. Oysa o zamanlar, sert soğuk kışlar sık rastlanan bir durum bile değildi.
Şu anda, her yıl eşi benzeri görülmemiş yüksek sıcaklıkların yaşandığı bir yaz mevsiminin ardından yine eşi benzeri görülmemiş düşük sıcaklıkların yaşandığı bir kış mevsiminin yaşandığı bir eğilime tanık oluyoruz. Son yıllarda bu tekrar eden bir olgu haline geldi ve yavaşladığına dair hiçbir belirti yok.
Genellikle artan sıcaklıklarla bağlantılı olan bir olgunun aynı zamanda en düşük sıcaklıklardan da sorumlu olması tuhaftır.