Kara mayınlarının önemli bir risk oluşturduğunun mutlaka farkındasınızdır. Ayağınızın altında patlayana kadar bir tanesine bastığınızı bile fark etmeyebilirsiniz. 1975-1979 yılları arasında meydana gelen Kızıl Kmer katliamı, ardında kara mayınları bırakan birçok savaştan yalnızca bir örnektir. Umuyoruz ki, Windows'un küçük gri karelere tıkladığınız o modası geçmiş oyununa karşı artık yeni bir saygı besliyorsunuzdur.
Kara mayınları Nazilerin de farkında olduğu bir tehditti. Medicine and War dergisinde yayınlanan "The Coward's War: Landmines and Civilians" başlıklı makalede anlatıldığı üzere, II. Dünya Savaşı sırasında Müttefik birlikleri Mihver kuvvetleriyle mücadele etmek için sadece Kuzey Afrika'da 5 ila 19 milyon arasında kara mayını yerleştirmiştir. Müttefikler, araç ileriye doğru yuvarlandığında kamçılayan paletlerle donatılmış bir tank kullandılar; bu mayın temizleme trolleri ilkel görünebilir, ancak Mihver mayınlarını etkisiz hale getirmede inanılmaz derecede başarılıydı.
Bununla birlikte, Nazi Almanyası sık sık zor askeri sorunlara tuhaf teknolojik yanıtlar bulmuştur.
Muhalifleri yok etmek için "Büyük Gustav" tankı ve yedi tonluk mermileri gibi çok sayıda fantastik "Harika Silah" yarattılar. Bu nedenle, Müttefiklerin mayın gürzünü tekrarlamak yerine kavramını kullanarak, daha da ileri gittiler ve mayınların üzerinden geçebilecek, sadece 1 metrelik dişleri olan tank-traktörler inşa etmeye kalkıştılar.
Tarete Monteli Üç Tekerlekli Bir Bisiklet
Nazi Almanyası kara mayınlarından kurtulmaya çalışmadı. Bunun yerine onları patlatmayı denediler. VsKfz 617 Schwere Minenraumer (NK-101) bu türden ilk tank-traktördü. Bir grup Alman şirketinin birlikte çalışmasıyla 1942 yılında üretildi. Üç tekerlekli bir bisiklet gibi, öndeki sırt dönüyor, ancak arkadaki ikisi hareket etmiyordu. Patlamalara dayanabilmesi için dişlerin tabanları çok kalındı ve değiştirilmesi kolay parçaları vardı. Ayrıca tüm araç yerden bir metre yükseltilmişti ve bir kara mayınının patlamasını saptırmak için V şeklinde zırha sahipti.
Minenräumer iki kişi tarafından kullanılmak üzere tasarlanmıştı: Bir sürücü ve bir nişancı. Nişancı bir Alman Panzer I tankının taretini kullanıyordu. Bu tank ve daha gelişmiş kuzenlerinin her ikisi de II. Dünya Savaşı sırasında kullanılmıştır. Bu durumda topçu aynı zamanda liderdi ve Minenraumer'in sağ tarafında oturuyordu. Sürücü ise sol koltuğa otururdu. Bu insanlar iki kat zırhlı bir gövdenin üzerinde oturuyorlardı. İç katman sadece 20 mm kalınlığındaydı, ancak kara mayınlarından kaynaklanan patlamaları emmesi gereken dış katman 40 mm kalınlığındaydı.
Kağıt üzerinde tüm bunlar mümkün görünüyordu. İlk Minenräumer yapıldıktan sonra hemen testlere başlandı. Ancak bu şimdiye kadar yapılan tek modeldi.
En Baştan Hatalı Bir Tasarım
Minenräumer'in sorunları elbette geçmişe bakıldığında tamamen öngörülebilirdi. 50 tonluk ağırlığı kontrolünü zorlaştırıyordu ve 300 beygir gücündeki motoru saatte sadece neredeyse 4 kilometre hız yapmasına izin veriyordu ki bu gülünç derecede yavaş bir hızdı. Bu da yaya askerlerin ekipmanlarıyla çamurda ilerlerken ona yetişmek için beklemek zorunda kalacakları anlamına geliyordu. Minenräumer'in düşük hızı onu topçular için birincil hedef haline getiriyordu. Çamura saplanmasının yanı sıra, kamyon engebeli arazide ilerlemekte de zorlanıyordu. Her yönüyle tam bir başarısızlıktı. Fikir anında hurdaya çıkarıldı ve tek prototip Moskova'daki Kubinka Tank Museum'da yerini aldı.
Almanlar hatalarından ders aldılar ve bu felaketten sonra Müttefiklere daha çok benzeyen mayın tarayan bir tasarım benimsediler. Çatışma sona erdi ve ancak o zaman yeniden inşa etmeye başladılar. Yukarıda görülen araç, bir Minenräumpanzer Keiler, bugün hala hizmette olanların tipik bir örneğidir. Trawler, YouTube'da yayınlanan videolarda devasa bir motorlu tarım pulluğu gibi görünüyor ve önündeki devasa toprak bulutlarını çalkalıyor. Ara sıra duyulan bir patlama sesi ve beyaz duman bulutu bir kara mayınının patladığını gösteriyor. Günümüz silahlı kuvvetleri tarafından kullanılan araçlar birbirinden farklı görünebilir, ancak hepsi II. Dünya Savaşı sırasında geliştirilen bir tasarıma dayanmaktadır. Hydrema 910'u ele alalım; bu araç esasen ön tarafına gürz (flail) takılmış bir kar küreme aracıdır.
