Bazen yeterli zaman ve parayla modern mühendislerin başaramayacağı hiçbir şey yoktur. Ancak geçmişin mühendislik başarıları da inanılmaz düzeyde etkileyicidir. Malzemelerin insan gücü veya yük hayvanıyla taşındığı, hesaplama yapmanın en iyi yolunun abaküs olduğu veya malzeme teknolojisindeki büyük ilerlemelerin henüz gerçekleşmediği zamanlarda insanlar şaşırtıcı mühendislik harikalarına imza attılar.
Çin Seddi (MÖ 7. yy – MS 17. yy arasında inşa edildi)
Çin'de Chang Cheng olarak adlandırılan Çin Seddi yani 'Uzun Duvar' yüzyıllar boyunca Çin'in kuzey sınırına akın eden Türk-Moğol gruplardan korunmak için inşa edildi. İngiltere ve İskoçya arasındaki antik sınırda bulunan Hadrian Duvarı benzer bir amaçla Romalılar tarafından çok daha küçük bir ölçekte yapılmıştır.
Çin Seddi'nin tamamı 21.000 km uzunluğunda ve ortalama 8 metre yüksekliğinde. Bu da onu dünyanın en büyük antik anıtı yapıyor. Yaşı tartışmalı çünkü bugün kalan duvarın büyük kısmı Orta Çağ'a ait, ancak duvarın bazı bölümleri 2300 yıl öncesine uzanır.
Uzaydan bakıldığında Çin Seddi'nin görüldüğü doğru değil. Ya göremezsiniz ya da zaten diğer nesneleri de görecek kadar alçak yörüngede olmanız gerekir. Bu yapı yalnızca düşman grupları Çin'den uzak tutan ve İpek Yolu'nda taşınan mallardan vergi alınmasını sağlayan bir engel olmadı, aynı zamanda duvarın geniş yolu orduların oldukça zorlu bir arazide kolayca hareket etmesini sağladı.
Atlantik Okyanusu'nu aşan telgraf kablosu
1854'te Amerikalı tüccar Cyrus West Field, Atlantik Okyanusu'nun tabanına boydan boya telgraf kablosu döşeme fikrini ortaya attı. Dört başarısız denemenin ardından Amerikan ve İngiliz donanma gemileri 1858 yazında İrlanda ve Newfoundland'ı birbirine bağlayan yaklaşık 3.200 km'lik kabloyu döşemeyi başardılar.
İngiltere Kraliçesi Victoria'nın, ABD Başkanı James Buchanan'a 98 kelimelik açılış mesajı 16 saatte iletildi. Çabuk değil ancak buharlı gemilerin 10 günlük transatlantik yolculuğundan daha hızlı. Bununla birlikte iletişim bağlantısı yalnızca birkaç hafta sonra çalışmayı durdurdu. West Field üstüne gitti ve 1866'da transatlantik iletişimini büyük ölçüde hızlandıracak kalıcı bir telgraf kablosu döşemek için o zamanın en büyük gemisi olan İngiliz gemisi Great Eastern ile sözleşme imzaladı.
Uluslararası Uzay İstasyonu (1998)
Uzaydan daha yaşanılamaz bir yer yoktur. Burası kör edici güneş patlamaları ve radyasyonun yanı sıra -270 santigrat derece ile son derece soğuk, yerçekimsiz ve oksijensiz bir ortamdır. Uzay herhangi bir bireyin hayatta kalabileceği bir yer değil. Ancak 2000 yılından bu yana insanlar Uluslararası Uzay İstasyonu sayesinde uzayda yaşıyor. Kısmen robotlar tarafından ve kısmen astronotlar tarafından 127 uzay yürüyüşüyle inşa edildi ve yıpranmış parçaları değiştirmek ve istasyonun kapasitesini artırmak için her zaman ek bileşenler ekleniyor. UUİ'nin toplam maliyeti 150 milyar dolardır.
Ayasofya (MS 537)
Ayasofya tarihte çelikten yapılmamış herhangi bir bina için inanılmaz boyuttadır. Ancak Ayasofya'ya dair etkileyici olan tek şey bu değil. Ondan birkaç yüzyıl sonra yapılan Avrupa'nın Gotik katedralleri on yıllarca sürede inşa edilirken Ayasofya yalnızca 6 yılda inşa edilmiştir. 31 metre çapındaki özgün devasa kubbesi çökmeden önce 20 yıl ayakta kaldı ve 562'de 49 metre ile daha yüksek bir kubbe inşa edildi. Alanın güneş ışığıyla dolmasını sağlayan ve iç mekana havada duruyor hissi veren ayrıntılı pencerelere sahip bu kubbe günümüze dek geldi.
Ayasofya, İspanya'daki Sevilla Katedrali'nin inşasına dek bin yıl boyunca dünyanın en büyük katedrali oldu. 6. yüzyılda Doğu Ortodoks Kilisesi'nin merkezi olarak inşa edildi ve Osmanlı'nın 1453'te İstanbul'u fethine dek öyle kaldı. Atatürk'ün onun şaşırtıcı değerini anladığı 1931'de müze haline getirildi.
Chand Baori (MS 800)
Basamaklı kuyular, içine bir kova sarkıttığınız derin bir delik değildir. Su seviyesine ulaşmak için indiğiniz çok sayıda basamağı bulunur. Bir zamanlar Hindistan'da yaygındı ve başka yerlerde çok az bilindiler.
En ünlülerden biri Rajasthan'daki Chand Baori'dir (baori, basamaklı kuyu demek). İnşaat sürecinin inanılmaz bir keskinlikle yapıldığını gösteren ve ziyaretçisine Escher tablosunu hatırlatan geometrik desenleri bulunur.
13 katı ve 3.500 basamağı var ve 20 metre derinliğe ulaşması kuyunun dibindeki hava sıcaklığını üstten 5-6 derece daha soğuk yapıyor. Böylece yoğun sıcaklık zamanlarında suyun buharlaşması azalıyor. Bu özelliği halka özellikle aşırı sıcaklarda serin bir yer sundu ve bu yüzden basamaklı kuyular aynı zamanda bir sosyalleşme yeridir.
Kuyunun bugüne dek ayakta kalması şaşırtır. Britanya Hindistanı yönetiminde hijyenik olmadığı düşünüldüğü için basamaklı kuyuların kullanımı önerilmedi. Artık bir kuyu olarak kullanılmıyor ve dibi suya yeşil renk veren alglerle kaplı.
Golden Gate Köprüsü (1937)
Golden Gate Köprüsü 1933'te inşa edildiğinde dünyanın en uzun asma köprüsüydü ve 1964'e dek bu rekoru elinde tuttu. Temellerinin San Francisco Körfezi'nin tehlikeli sularına batırılmasından, inşa edilmesi için gereken inanılmaz miktarda hesaplamaya dek yapımının her bölümü mühendislik harikasıdır. Köprü, San Andreas fayının depremleriyle başa çıkacak biçimde tasarlandı.
Golden Gate Köprüsü'nün inşa edilmesi bile şaşırtıcıdır. 1930'larda bunun gibi büyük ölçekli inşaat projeleri kaçınılmaz ölümlerle geliyordu. Ancak projenin başkanı Joseph Strauss, o zamanlar düşen işçileri yakalamak için köprünün altına hareketli güvenlik ağı koyma fikrini ortaya attı. Tüm proje boyunca düşmelerden yalnızca 11 birey öldü ve 10 tanesi ağ bağlantısının çalışmadığı tek bir günde gerçekleşti.
Panama Kanalı (1914)
Panama Kanalı, dünya çapında ticaretin sağlanmasında hayati rol oynuyor. İnşasından önce, Avrupa ve Afrika'dan Amerika'nın uzak köşelerine seyahat eden gemiler, hem uzun hem de tehlikeli bir rota olan Güney Amerika'nın güney ucundan dolaşmak zorundaydı. 1534 gibi uzun bir zaman önce, o zamanki Kutsal Roma İmparatoru V. Charles, Amerika kıtasından geçmek için daha kısa bir rota inşa edilip edilemeyeceğini görmek üzere araştırma yapılmasını istedi.
Ancak inşaatın başlaması 1800'lerin sonlarında olacaktı. Proje Fransızlar tarafından başlatıldı ve yaklaşık 22.000 işçinin kazalar ve hastalıklardan ölmesi dahil birçok sorunla karşılaşıldı. Proje daha sonra ABD hükümeti tarafından satın alındı. Bu süreçte ABD ordusu Panama'nın Kolombiya'dan bağımsızlığını destekledi. Bazıları bunu Kolombiya'ya karşı savaş eylemi olarak yorumladı. Amerikalıların bu kadar tehlikeli bir iş için göç etmeye isteksiz olduğu bir zamanda bağımsızlığına kavuşan Batı Hint Adaları büyük miktarda iş gücü sağladı. ABD yönetiminin projeyi devralmasıyla yaklaşık 130.000.000 m3 malzeme kazıldı ve bugünün parasıyla 8,6 milyar avro harcanarak proje yalnızca 10 yılda bitirildi.
Pont du Gard (MS 50)
Güney Fransa'daki Pont du Gard isimli Roma su kemeri, suyu Uzes'teki bir kaynaktan Nimes isimli Roma kasabasına taşıdı. Su kemerinin tam uzunluğu 50 km'dir. Ancak onu daha da şaşırtıcı yapan şey, tüm uzunluğu boyunca yalnızca 17 metre alçalmasıdır. Su kemerinin en önemli özelliği olan bu köprü ise yaklaşık 18.200'de 1 eğimle yalnızca 2,5 cm alçalır. Bu eğim, su kemerinin Nimes Romalılarına günde 200.000 m3 su taşıması ve düzenli bakımı sona erdikten sonra bile yaklaşık 500 yıl çalışır durumda kalması için yeterli oldu.
Su kemerinin nasıl yapıldığı düşünüldüğünde durumu daha da ilgi çekici kılar. İnşaat yer yer 6 tonluk taş bloklar içerir ancak çok az harç vardır. Romalılar tarafından kullanılan aletler düz çizgiler ile dik açılar oluşturmayı sağlayan ilkel bir su terazisi, ölçüm direkleri ve ölçüm cihazı gibi çok basit gereçlerdi. Başka bir deyişle, tüm su kemeri, bugün bir kulübede bulunabilecek aletlerle planlandı ve hala ayakta. 1985 yılında UNESCO tarafından Dünya Mirası ilan edilmiştir.
Kaynakça ve ek bilgiler:
- https://www.pbs.org/wgbh/americanexperience/features/panama-canal-creating-canal/
- https://www.goldengate.org/bridge/history-research/bridge-construction/construction/
- https://new.siemens.com/global/en/company/about/history/stories/transatlantic-cable.html