Çin Şi Huang olmasaydı bugünkü Çin asla var olmamıştı. Qin Shi Huangdi veya Çin Şi Huang birleşik Çin hayalini nasıl gerçekleştirdi? MÖ 259'da Çin diye bir şey yoktu. Kendilerine "Çinli" diyen toplu bir insan grubu da yoktu, imparatorluk yoktu ve Çin imparatoru bulunmuyordu. Çin'in ilk imparatoru Çin Şi Huang MÖ 259'da Ying Zheng adıyla doğduğunda Sarı Irmak çevresinde yalnız birkaç savaşan devlet vardı. Peki görünüşte önemsiz bu adam nasıl insanlık tarihinin en önemli hükümdarlarından biri haline geldi? Birleşik Çin düşünü gerçekleştirmek için savaşan devletleri nasıl birleştirdi?
Çin devletinin kurulması
Savaşan Devletler Çağı 200 yıldan uzun süren acı ve kanlı bir askeri rekabet dönemiydi. Galip Çin (veya Latince Qin) devleti sonunda altı rakip devleti fethedip onları tek bir merkezi güç altında birleştirip bugünkü Çin'in Batı'sında Çin Hanedanlığı'nı kurarak çalkantılı dönemi sona erdirdi. Ying Zheng bu savaşan devletlerin batısından, misafirperver olmayan bir yerden gelmiş bir kimseydi.
"Çin" adlı bu yeni devletin kültürel anlamda diğer krallıklardan aşağı olduğu düşünülüyordu. Coğrafi olarak soyutlanmıştı ve batısında yaşayan (ve sık sık savaştığı) göçebe oymaklar ile yakın bulunuyordu. Peki "uygar" dünyanın ucundaki sözde kaba ve basit topraklardan gelmiş bir prens olarak Ying Zheng nasıl oldu da Çin'in ilk imparatoru oldu?
Ying Zheng, MÖ 246'da Çin tahtına çıktığında, devlet çoktan askeri başarıyı her şeyden üstün tutan acımasız bir otoriterlik sistemine dönmüştü. Bu değerler filozof siyasetçi Shang Yang'ın reformları yoluyla Çin'e empoze edilmişti. Shang, diğer devletlerin benimsediği Konfüçyüsçü doğruluk, iyilikseverlik ve uygunluk ilkelerini reddetmişti. Onun yerine tek bir ilkeyi ve erdemi koymuştu: Devlet gücünün gerekli olan her şekilde merkezi olması.
Shang Yang'ın etkisi altında Çin kendini sertleştirdi. Daha zengin bir devlet, verimli tarım ve daha güçlü bir ordu sağlanması amacıyla Çin bir Sparta'ya dönüştürüldü. Çin rakiplerinden kültürel olarak daha az gelişmiş olsa da bu bariz zayıflık çok önemli bir avantaj sağlıyordu: Sanata, etiğe veya görgü kurallarına odaklanmayan Çin askeri bir güç merkezi olmaya odaklandı.
Sosyal rütbe ve statü yalnızca askeri performansa göreydi. Askerlik zorunluydu. Bütün erkeklerin orduda hizmet etmesi gerekiyordu ve kasabaları veya kentleri saldırıya uğrarsa kadınların da savaşa katılması gerekliydi. Çin'in üstün askeri sistemi ve nüfusunu askerliğe seferber etmesi diğer devletleri ilhak etmedeki ana başarısı oldu.
Çin devletinde cezalar da çok ağırdı. Örneğin, bir suç görüp bildirmeyenler gövdesi ikiye bölünerek idam edildi. Ancak bu acımasız kanun uygulama sistemi işe yaramıştı. MÖ 3. yüzyıla gelindiğinde Çin halkı dikkate değer ölçüde yasalara bağlıydı, tarımsal üretim artmıştı ve doğrudan vergilendirme devlete önemli gelir getiriyordu. Bu sosyal, ekonomik ve tarımsal uyum Çin'e rakiplerinden üstün ordu geliştirme şansı verdi.
Çin Şi Huang: Çin'in birleşmesi
Ying Zheng MÖ 230'da tahta çıktı ve sonraki 10 yılda Çin'in askeri gücünü tüm diğer bağımsız devletlere yöneltti. Savaşan devletler birer birer Çin kontrolüne girdi. Bakanı Li Si ve generali Meng Tian'ın yardımıyla ilk Çin imparatoru rakip krallıklara karşı yıkıcı saldırılar başlattı. Krallıkları ve halklarını tek bir birleşik imparatorluk altında asimile ederek Çin Hanedanlığı'nı kurdu.
MÖ 221'de Ying Zheng doğu Çin kıyılarından batıda Lintao'ya kadar her şeyi, kuzeydeki Yalu Irmağı'ndan güneydeki Lang Dağları'na kadar her şeyi fethetmişti, hatta şimdi Vietnam olana bölgeye dek uzandı. İlk Çin devleti ve ilk Çin imparatoru böylece doğdu. Ying Zheng buna uygun olarak eski adını ve unvanını bıraktı ve kendisine yeni bir unvan verdi: Çin Şi Huang. Çin'in efsanevi geçmişine dair antik efsanevi hükümdarların ilk adı olan "huang" sözcüğünü, Şi olarak bilinen bir bilgenin adıyla birleştirerek "Huangdi" yaptı. "Çin" ön eki eşi benzeri görülmemiş bir büyüklüğe yükselttiği memleketine işaret ediyordu ve "Şi" adı ise "ilk" anlamına gelerek hanedanlığının sonsuzluğunu gösterdi.
Bir ulusun doğuşu
Çin'in ilk imparatoru 100 yılı aşan şiddetli askeri çatışmalara son verdi. Ama öykü burada bitmedi. Birbirinden farklı, çaresiz devletleri birleştirmek ve yönetmek kolay bir iş değildi. Yeni imparatorun işi ve Çin ulusunun kuruluşu daha yeni başladı. Çin Şi Huang eski düşmanlarını tek bir birleşik ulus yapmak adına tek bir para birimi, standartlaştırılmış ölçümler ve ortak bir yazı dili gibi yenilikler, yasal ve hiyerarşik değişiklikler getirdi.
Çin Şi Huang, yeni edindiği geniş topraklarını daha iyi kontrol etmek ve yüksek standartta bir iletişim ve ulaşım sağlamak için imparatorluğu çevreleyen yol ağı kurmak gibi devasa bir projeye girişti. Hız yolu denilen (chidao) ilk bölüm başkent Şianyang'dan doğuya uzandı ve MÖ 220'de inşa edildi. İkinci bölüm Düz Yol (zhidao) batıya odaklandı ve yeni imparatorluğu batı sınırlarına baskınlar yapan göçebe Türk Hun boyundan koruyordu. İmparatorluğun korunmasını, ulaşımını ve iletişimini iyileştirmenin yanı sıra, yol ağları birliklerin imparatorun kuzey ve batıdaki düşmanlarına karşı hızlı şekilde seferber olmasını sağladı.
MÖ 215'te Çin Şi Huang, 300.000 askerine kuzeye, bozkırlara yürümelerini emretti, burada Hun göçebelerine saldırı başlatacak ve onları Sarı Irmak'ın güneyindeki otlaklarından çıkmaya zorlayacaklardı. Bu arada, Çin Şi Huang, imparatorluğunun kuzey sınırını güçlendirme fırsatı buldu ve insanlık tarihinin bilinen en ünlü savunma hattını inşa etti: Çin Seddi. Hem fiziksel hem de zihinsel bir sınırdı. Çin Şi Huang'ın yetkilileri, imparatorluğu birleştirmeyi ve düzeni korumayı amaçlayan katı yasalar uygulamak ve dağıtmak oldu. Bu yasalar, devlet mülkiyetinin güvenliğinden, arabalarda doğru yağlayıcı kullanımına dek her şeyi kapsıyordu. Bu kurallarda en ufak bir sapma, Çin Şi Huang'ın getirdiğ en ağır cezalarla sonuçlanıyordu.
Çin Şi Huang, legalist bir yaklaşıma sahipti. Bakanı Li Si, imparatora edebiyatla ilgili tüm kitapları yakmasını tavsiye etti (tarım ve tıpa değinen bazıları istisna oldu). Bu kitlesel yakım halkı "fazla" bilgiden yoksun bırakmaya ve devlete meydan okuyabilecek felsefeleri bastırmaya yönelikti. Pek çok bilgin bu yeni statükoya sıcak olmadı, merkezi hükümete yönelik eleştirilerde bulundu ve imparatorluğun entelektüel zorbalığa son vermesini istedi. Kısa süre sonra hükümete yönelik herhangi bir eleştiri yasadışı hale getirildi ve aşırı cezaya tabi tutuldu. En az 460 bilgin bu insanlık dışı yeni yasaya karşı çıktı ve muhalefet ettikleri için diri diri gömüldü.
Çin Şi Huang'ın bıraktıkları
Düpedüz bir zalim olan Çin Şi Huang yine de bugünkü Çin'in oluşumunu başlatmıştır. İlk Çin imparatorunun demir yumruğu olmasaydı şimdi bildiğimiz Çin olmayacaktı. Çin Şi Huang'ın acımasızlığı ve kararlılığı dünyadaki en güçlü uluslardan birinin temelini attı. İlk Çin imparatoru bu mutlak güç yaklaşımını kendisinden sonra gelen yönetimlere miras bıraktı. Emperyalist, cumhuriyetçi, Maoist veya post-Maoist olsun asla değişmedi. Eylemleri Çin ulusunu ortaya çıkaran ilkelere yol açtı. Çin Şi Huang, gerçek ve somut bir birlik için Çin halkının tüm topraklarının yönetildiği merkezi otorite sistemini getirdi. Çin Şi Huang'ın hanedanı, ölümünden yalnız 4 yıl sonra bitse de ulusu 2000 yılı aşkın süredir devam ediyor.