Büyük komutan Jül Sezar (Julius Caesar)'ın Galya Savaşları'nda antik dünyanın en önemli muharebeleri yaşanmıştır. Roma bu savaşlar sayesinde geniş ve zengin bir bölgeyi kontrolü altına alırken, Jül Sezar da siyasi ve askeri gücünü katlayarak pekiştirmiştir. Jül Sezar'ın Galya Savaşları antik çağ belgelerinde tüm detaylarıyla yer alıyor. Elimizdeki en önemli belge Jül Sezar'ın kendisi tarafından siyasi ve propaganda etkileri yaratmak adına yazılmıştır. Doğal olarak tarafsızlığından şüphe ederek anlattıklarını biraz daha dikkatli analiz etmeliyiz.
Sezar Galya Savaşları'nda, kendi ifadesine göre Galyalıların çok büyük hasar aldığını ve Romalıların ise tam aksine çok az kayıp yaşadığını anlatır. Böylece eleştirilerin önünü en baştan kesen, savunmacı eylemler sergilediğini düşünebiliriz. Fakat biz Jül Sezar'ın bu savaşları siyasi etki alanını genişletmek için kullandığını biliyoruz. Ek olarak Galyalıların Roma'nınkine eş değer güçte bir ordusu vardı, dolayısıyla anlattıklarının yaşanmamış olma olasılığı yüksek.
Jül Sezar'ın savaş planı
Jül Sezar MÖ 59'da Konsüllük görevinin son senesinde ciddi bir maddi borç altına girmişti. Bu zararlarından kurtulmayı planlayan Sezar, Birinci Triumvirlik yönetimindeki gücünü kullanarak sonraki beş yıllık dönem için Cisalpine Gaul ve IIIyricum bölgelerini yetkisi altına aldı. Aklındaki düşünce, büyük olasılıkla Daçya Krallığı'nı ele geçirmekti. Bu hedefe ulaşmak içinde elinde dört elit lejyon bulunduruyordu. Fakat bir anda işler değişti. Transalpin (Alplerin ötesi) Galya valisinin yaşamını yitirmesiyle, Sezar'ın eline bu bölgenin yetkileri verilmişti.
Jül Sezar Transalpin Galya valisi olduğunda, Helvet kabilesindeki elçilerle görüştü. Tam olarak o anda aklındaki planlar bozulacaktı. Helvetler İsviçre platosuna ait Galyalı bir konfederasyondu. Fakat kuzey ve doğu Cermen kabilelerin saldırılarına dayanamadıkları için Transalpin Galya'ya ve Roma'nın yönetimindeki Aedui kabilesine göç etmeyi istediler. Diğer yandan Helvetlerin büyük göçü Galya'da karmaşaya neden olabilir; en önemlisi Helvetlerin toprakları kolaylıkla Cermenlere geçebilirdi.
Sezar burada farklı bir davranış sergiledi. Helvetlerin Transalpin Galya'nın içinde geçmesine izin vermedi. Bu durumda Helvetler farklı bir rota çizerek kuzeyden göç ettiler. Görünüşe göre olası bir kriz çözülmüştü.
MÖ 58: Sezar'ın Galya ile savaşı başladı
Jül Sezar Helvetler'in göçünü engellemek yerine farklı bir rota çizmelerine neden oldu. Çünkü aklında başka bir plan oluşturmuştu. Bu plana göre Sezar, Helvetleri yok ederek hem siyasi arenadaki gücünü yükselteceğine hem de ele geçirdiği ganimetlerle borçlarını bitirebileceğine inanıyordu. Jül Sezar bu planı uygulamak için Helvet kabilesiyle Roma topraklarından geçmelerine yönelik pazarlığa girdi.
Diğer yandan da ordusunu bir araya getiriyordu. 24.000 – 30.000 aralığında askeri olan Sezar, Roma sınırlarından uzaklaşan Helvetlerin arkasından gitti. Helvetlere yetiştiğinde büyük bölümü Saone nehrini geçmişti. Fakat kalanlarını orada öldürdü. Nehrin karşısına geçmek içinde derhal basit bir köprü yapılmasını emretti.
Sezar kalan Helvetlerle tekrar müzakere etmeyi denedi. Fakat kabile Roma'nın ağır isteklerini kabul etmemişti. Diğer yandan Sezar'ın birlikleri erzakları azaldığı için takip rotalarını değiştirmek zorunda kalmıştı. Bu durumdan yararlanan Helvetler karşı saldırı başlattı. Romalılar ve Helvetler arasındaki çatışmalar çok kanlı geçti; bir noktaya gelindiğinde Roma kendisini kuşatma altında bulacaktı.
Fakat en sonunda Sezar çatışmayı kazandı ve Helvetler'den eski topraklarına dönmeleri istendi. Böylece Helvetlerin varlığı, Roma ile ne yapacakları belirsiz Cermenler arasında bir güvenlik tamponu olacaktı.
Galyalılar, Cermenler ve siyaset
Jül Sezar, Roma'nın uzun zamandır müttefiki olan Aedui'ler dahil bazı Galya kabilelerinden tebrik ve destek mesajları aldı. Diğer yandan Aedui'ler Roma'dan Cermen Suevi (Süevi, Suebi)'lere saldırmasını istiyordu. Bir süre önce Suebi'ler Galya Sequani'sinin bölgesine göç ettiğinde, burada Sequani'ler kendilerine toprak teklifinde bulunmuştu. Karşılığında da Aedui'lere karşı savaş desteği istemişlerdi. Cermenlerin sayısı hızla artıyordu, dolayısıyla Sequani'nin bütün topraklarını alabilir ve zamanla Galya'nın tamamına hakim olabilirlerdi. Diğer yandan Sueviler (Suev) kralı Ariovistus da "Roma halkının dostu" olarak tanınıyordu. Doğal olarak Sezar'ın kendisine saldırması anlamsız görünecekti.
Suebi'ler ile Sequani arasındaki ilişkiyi bir fırsat olarak gören Sezar, Kral Ariovistus'a diğer kabilelere yaptığı gibi sert isteklerin olduğu bir liste gönderdi. Bu istekler şöyleydi:
- Suebi'ler ele geçirdikleri bütün rehineleri serbest bırakacak.
- Aedui'ler dahil Roma'nın tüm dostları korunacak.
- Tüm Cermenler Ren'in doğu bölümüne geri dönecek.
- Cermenler bir daha asla Galya'ya geri dönmeyecek.
Ariovistus Sezar'ın yetki alanında olmadığını düşündüğü bu isteklere yanıt dahi vermedi. Suebyalılar Adeui'lere saldırmayı sürdürmüş ve zamanla daha fazla Cermeni Ren Nehri'ni geçmişti. Artık Jül Sezar'ın elinde yeni bir savaş nedeni ve kendine göre yeni fırsatlar vardı.
Sezar Sueb kabilesine boyun eğdiriyor
Romalılar Kral Ariovistus'un çok zaman geçmeden Sequani bölgesinin en büyük kenti Vesontio'yu işgal etmeye hazırlandığını öğrendi. Romalılar daha hızlı hareket ederek kente daha önce vardılar. Sezar ve Ariovistus sonraki günlerde anlaşma zemini bulmak için görüşmeler yaptı. Fakat iki tarafta şartlara uymamış ve birbirlerini savaşa götürmeye yönelik davranışlar sergiledi. Ariovistus Sezar'ın kamp bölgesinin çevresinden dolaşmış ve ordusunun ikmal yollarına zarar vermişti. Jül Sezar da, Sueb birliklerini savaşa çekmek için kamp bölgesini Ariovistus'un ordusunun yakınına kadar götürdü.
Ariovistus Sezar'ın kamp bölgesine saldırdığında misliyle karşılık aldı. Sonraki sabah yeni bir muharebe için tekrar toplandılar. Bu defa süvari saldırısını tam yerinde devreye sokan Roma, Ariovistus'un ordularını yenmişti. Sueb askerleri Ren Nehri kıyılarını izleyerek geri kaçtı. Bu zaferle beraber M.Ö. 58'deki seferler son buldu. Sezar da daha sonra askeri olmayan diğer konuları yerinde denetlemek için Cisalpine Galya'ya döndü.
MÖ 57: Belgae ile savaş
Sezar henüz bir yıl geçmeden tekrar yardıma çağırıldı. Yıl M.Ö. 57 idi ve yine Galya topraklarında bir iç savaş yaşanıyordu. Dolayısıyla Sezar yeni bir Galya Savaşı'nın içine çekilmişti. Roma'nın müttefiki olan Remi'ler, komşusu olan Belgae konfederasyonu tarafından saldırı altındaydı. Belgae, Remi'lerin en büyük kentini işgal edemeyince kamp kurarak kuşatmayı sürdürmek istedi. Fakat hem Roma ve hem de Belgae ordularının yeterli gıdaları yoktu. Dolayısıyla savaşmaktan bir süre çekindiler.
Sezar, Belgae'nin çaresiz kaldığını hissettiği savunma duvarlarının yapılmasını istedi. Bu durumda saldırı yapmak yerine dağıldılar ve yeniden mühimmat ve gıda takviyesi yapabilecekleri topraklarına döndüler.
Fakat Sezar, Belgae'nin ordularını kademe kademe yok edeceğini düşünüyordu. Bunun için Belgae'nin ordularının önüne geçmesi yeterli olacaktı. Suessiones kentini kuşattılar. Bazı Belgae askerleri kuşatmayı atlatarak kente girmeyi başarmış olsa da, çok geçmeden teslim oldular. Çünkü Roma'nın kuşatma gücü, Belgae dahil bölgedeki hiçbir kabile tarafından tecrübe edilmemişti. Bu hamleden sonra Belgae kabilelerinin büyük bölümü ele geçirildi. Ancak bazıları boyun eğmeyerek, savaşı sürdürecekti.
Jül Sezar pusuya düşürüldü
Belgic (Belçikalı) Nervii, Atrebates ve Viromandui kabileleri, Belgae konfederasyonun geri kalanıyla beraber teslim olmamıştı. Beklenmedik bir güçle, neredeyse 60.000 kişilik bir ordu toplayarak Romalılar için kusursuz bir pusu dizayn ettiler. Romalılar Sambre nehri kıyısına geldiklerinde kamp kurmaya geçti. Çok zaman geçmemişti ki, kendilerine doğru gelen Nervii'ler fark edildi. Jül Sezar, kuvvetlerinin daha güçlü bir konuma geçmesini sağlamak için, Belgae'ye zaman kaybettirmeye yönelik küçük bir birliği nehirden karşıya geçirdi.
Fakat Sezar beklenmedik bir hata yaptı ve birliklerini düzgün bir şekilde konumlandıramadı. Nervii'ler bu hatayı derhal fark ederek nehri geçti. Roma birlikleri o kadar düzensiz görünüyordu ki, iki lejyonları savaşta bile değildi.
Bu noktada Romalılar aldıkları eğitim ve askeri disiplinlerini ortaya koymuş, ayrıca Jül Sezar'ın başlarında olduğunu görmeleriyle de bütün telaşlarına son vermişlerdi. Fakat savaşı bu yazdıklarımız değil, eksik olan iki lejyonun sonradan gelmesi kazandırdı. Sezar bölgedeki seferlerine devam ederek, Manş Denizi hattındaki Galya kabileleriyle savaşmış ve birçok başarı elde etmişti. Fakat İtalya'nın Batı Alpler'indeki Büyük St. Bernard Geçidi'nde karşılaştığı büyük direniş sonrası bölgeyi terk edecekti. Ordusunu kış mevsimini atlatması için müttefik Galya kabilelerinin arasına götürdü. Onların yiyecek sorununu çözdükten sonra yeniden Cisalpine Galya valiliğine geri dönecekti.
MÖ 56: Galya kıyıları temizleniyor
Sezar ordusunu Galyalıların içine yerleştirmişti fakat bu işlere farklı bir yön kazandırarak, yeni düşmanların açığa çıkmasına neden oldu. Romalı subaylar, bugünkü Normandiya ve Bretanya bölgelerinde denizcilikle uğraşan başka bir kabile konfederasyonu olan Venti'den buğday istemek için gitmiş ve rehin alınmıştı. Bunun sonuçlarının ne olduğunu bilen Venti'ler, yaşadıkları bölgenin büyük bölümüne deniz yoluyla ulaşıldığını da biliyordu.
Derhal bu bölgelerin savunmasını güçlendirmeye başladılar. Diğer yandan Roma gemileri Manş Denizi için kesinlikle uygun değildi. Sezar da birliklerinin büyük kısmını Cermenler ve Belgae'lerin başına bırakmıştı. Görünüşe göre Venti'ler üstün durumdaydı.
Bu durumda çıkmaza giren Romalılar ortalığın durulmasını beklemek zorunda kalacaklardı. Çünkü deniz muharebesi yapmadan Venti'leri ele geçirmenin başka yolu yoktu. En sonunda Britanny kıyılarında çarpışma gerçekleşti. Görünür de Venti çok daha kalabalık bir filoyla gelmişti, ancak bu filonun ilerlemesi sadece rüzgarın hızına bağlıydı. Roma gemileri ise insan gücüne dayalıydı, dolayısıyla rüzgar azalsa bile Venti gemilerine saldırabilirlerdi. Diğer yandan Romalıların başka bir taktiği daha vardı.
Düşmana yaklaştıkları an kendilerini karşı gemiye bağlayan bir kanca sistemi kullandılar. Bu durumda adeta karada savaşıyormuş gibi lejyonlar karşı gemideki kişileri yok edebilecekti. Bütün filosu yok olan Venti teslim oldu. Jül Sezar ilk olarak bütün yönetici kademesini infaz ettirdi. Kabilenin geri kalanını ise köle yaptı. Daha sonra zaman kaybetmeden diğer kabilelere yönelecekti.
Sezar'ın komutanları seferde
Jül Sezar enerjisini Venti'yi ele geçirmeye yöneltmişken, komutanlarından birkaçı kendi seferlerini yapmaları için gönderildi. Bu komutanlar, Jül Sezar'ın Galya Savaşları'ndaki operasyonlarına günümüz Normandiya ve Akitanya bölgelerinde sefer yaparak destek sağlayacaktı. Normandiya'da Lexovii, Coriosolites ve Venelli'den oluşan birlik Venti ile ittifak yaparak, Roma'nın tedarik ve iletişim yollarını yıkmaya çalıştı. Romalı komutan Sabinus birliklerini bir tepenin üst noktasına konumlandırmıştı. Galyalılar tepeye hücum etmeyi denerken yoruldular ve Sabinus'un birlikleri tarafından adeta üstünden geçilerek ezildiler.
Fakat Akitanya'daki sefer, Triumvir Marcus Licinius Crassus'un oğlu Romalı komutan Publius Crassus için çok zorlu geçecekti. Çünkü sayıca çok az olması nedeniyle en doğru taktiği bulmasını lazımdı. Crassus bölgede birçok Galya kabilesini ele geçirdikten sonra, Vocates ve Tarusates ile karşılaştı. Bu iki kabilede Roma lejyonlarının nasıl savaştığını biliyordu. Dolayısıyla gerilla taktiğinin en etkili saldırı olduğunun farkındaydılar. Fakat Crassus dikkatlice incelemiş ve bu kampların yalnızca bir tarafında savunma inşa edildiğini anlamıştı. Bu noktada taktikleri açığa çıkan Galyalılar kısa sürede yok edildi.
MÖ 55-53: Cermanya'ya doğru
Jül Sezar'ın askerleri bir ateşkes dönemindeyken, Ren Nehri'nden geçmek üzere olan geniş bir Cermen grubunu öldürmüştü. Bu katliam M.Ö. 55 ilkbaharında gerçekleşti ve hem Roma kentinde hem de Senato içinde ciddi şekilde kınandı. Sezar derhal zarar gören saygınlığını ve karizmasını düzeltmek için yola koyulmalıydı. Bu noktada halkın dikkatini başka yöne çekmek ve Cermenlerin Galya'dan uzak durmalarını sağlamak için yeni bir sefer başlattı. Önce birkaç gün içinde Ren Nehri üzerinde bir köprü inşa edildi. Sonra birliklerini bu köprüden geçirerek, tamamen terk edilmiş olan Cermen köylerini aleve verdi. Sezar bu hamlesiyle Roma'nın ihtişamını göstermek istiyordu. Fakat Cermenler büyük bir ordu oluşturmaya koyulduğunda, Sezar bu terk edilmiş bölgeden Galya'ya döndü.
Jül Sezar M.Ö. 53'te de aynı yöntemi takip etti. Köyleri yakıyor ve kimseyle çarpışmadan geldiği yere geri dönüyordu. Bu vur-kaçların amacı Cermenlere Ren Nehri'nin diğer tarafında Roma'dan kaçamayacaklarını göstermekti. Elbette bir yandan Sezar'ın Roma toplumunun gözündeki yerini de sağlamlaştırıyordu. Çünkü daha önce hiçbir Roma ordusu Ren Nehri'ni geçecek bir köprü inşa edip Cermanya'ya girmemişti. Sezar'ın IIIyricum, Cisalpine Gaul ve Transalpine Gaul valisi olarak beş yıllık yetkilendirmesi bitmek üzereydi ve acil olarak görev süresinin özel bir kararla uzatılmasını istiyordu.
MÖ 55-54: Manş Denizi geçiliyor
M.Ö. 55 yılının sonlarında Jül Sezar da Manş Denizi'ni geçerek Britanya'yı işgal girişimi başlattı. Görünüşe göre Britanyalılar, Roma'nın Galya Savaşları'nda Venti'lere yardım götürmüştü. Fakat Sezar'ın filosu şiddetli rüzgarlar karşısında büyük hasar aldı. Ayrıca İngilizler hiç kolay lokmaya benzemiyordu. Sezar olabilecek en hızlı şekilde filosunu kanal hattına geri çekti. Bu işgal denemesi genel anlamda başarısız olmasına rağmen, Sezar'ın övgü almasına yetmişti.
Sezar M.Ö. 54 yılında daha sistemli bir işgal planı çizdi. Fakat yine çok sert bir havaya yakalanarak kendi askerlerinin yok olmasına neden oluyordu. İngiliz savunması çok güçlüydü ama Romalılar bu defa iç kesimlere daha kolay ilerlemişti. Romalılar görünüşte başarılı olsa da, Britanya ele geçirilmiş değildi. Uzun süre de böyle olacaktı. Galya'da da yayılan bir öfke vardı ve Sezar bir anda önce dönmek istiyordu. Sezar'ın Britanya adasını ele geçirme çabaları çok etkili olmasa da, kendi kariyerine önemli katkılar sağlamıştır.
MÖ 54-53: Kış savaşı
Jül Sezar'ın olmadığı dönemlerde Galya'daki işler hiç iyi gitmiyordu. Çünkü hem topraktan çıkarılan gıdaların kalitesi çok düşük ve azdı hem de Roma işgalleri tüm kabilelerin kabulleneceği bir durum değildi. Bu öfke, Sezar'ın askerlerini Galyalı nüfusun içine entegre etmesiyle daha da çoğaldı. Belçikalı bir kabile olan ve Kuzey Doğu'da yaşayan Eburones, liderleri Ambiorix eşliğinde kendi bölgelerinde yaşayan Romalı askerlere beklenmedik bir saldırı yaptı. Ambiorix, Roma kampını kuşatarak onlara yakınlardaki diğer Roma bölgelerine gitmeleri için güvence verdi. Roma birlikleri teklifi kabul etti. Fakat kampı terk edip bir vadiye yönlendirildiklerinde, Galyalılar tarafından yok edildiler. Bu durum Jül Sezar'ın Galya Savaşları'nda aldığı en büyük yenilgi olmuştur.
Bu pusudan kurtulan Romalılardan birkaçı, diğer Roma birliklerine haber ulaştırdı. Bu saldırı sonrasında diğer Belçikalı kabilelerde Ambiorix'e katılarak, kendi bölgelerindeki Roma kamplarını kuşattılar. Hatta kimi kabileler Cermen kabilelerini de yanlarına çağırıyordu. Ayaklanmadan daha önce haberi olan Romalılar, Galyalıların bu saldırılarını engellemeyi başardı. Jül Sezar ve takviye birliklerin gelişiyle bütün kuşatmalar son buldu.
MÖ 53: Eburonlar yok ediliyor
Sezar ilk olarak Ambiorix ve Eburonlar gibi ayaklanmaların merkezini yok etmek yerine, onlarla müttefik olan kabilelere yöneldi. Tüm tarlaları ve evleri yakarak, hayvanları bölgeden kaçırdılar. Ayrıca birçok Galyalı esir alındı. Böylece bu kişilerin ailelerinin ayaklanmalarının önüne geçeceklerdi. Eş zamanlı olarak Sezar, Cermanya'ya geçti ve Eburonlar'a yardım götürmeyi kesmelerini söyledi. Romalı askerlerin katledildiğini duyan Senato da Sezar'ı tekrar gürültülü olarak eleştirecekti. Bu andan itibaren Jül Sezar'ın tek bir amacı olabilirdi, o da bütün Belgic (Belçika) kabilelerini ortadan kaldırmak.
Ambiorix ve Eburonlar, Sezar'ın 50.000 kişilik elit ordusuna karşı koyamadı. Belgic kabilelerin hepsi yok edildi ve Eburonların haritadaki ve tarihteki varlığını sona erdirildi. Baştan sona herkes kılıçtan geçirilmesine rağmen liderleri Ambiorix ele geçirilemedi. Beraberindeki birkaç kişiyle Ren Nehri'yi geçerek Cermanya'ya sığındılar. Daha sonra kendisini hiç kimse bir daha görmedi. Bu arada Marcus Licinius Crassus'un Partlar la girdiği savaşta ölmesi ve Pompey'in de Jül Sezar'ın en büyük siyasi düşmanın kızıyla evlenmesi Birinci Triumvirlik sürecini sonlandırdı. Tüm bu durumlar Sezar'ın Galya Savaşları'nda alacağı sonuçları kritik bir öneme getirmişti.
MÖ 52: Büyük Galya Ayaklanması
Karnutlar Roma'daki siyasi istikrarsızlığı görerek bunu fırsata dönüştürmek istedi. Bölgelerindeki bütün Romalıları öldürerek, orta Galya'da bir ayaklanma başlatıldı. Bu ayaklanma Galya Savaşları'nın en önemli dönüm noktası oldu. Ayaklanmanın başındaki Vercingetorix, bir süre önce Galya kabilelerini birleştiren isimdi. Fakat o dönemlerde hiçbir güç Romalıları klasik savaş düzeninde yenemezdi. Bu durumda yağmacılık yöntemini uygulamaya başladılar. Bu yöntemle Roma ordusunun bilinen bütün ikmal noktalarını yok ederek, bölgeden geri çekilmeleri amaçlanıyordu.
Sayısız kent yok edilirken, sadece Avaricum kenti kurtulmuştu. Çünkü bölge halkı evlerini terk etmedi. Romalılar burayı kuşatmaya geldiğinde Vercingetorix derhal gerilla taktiğini uygulamaya koydu ama kente girmedi. Roma'nın Avaricum kuşatması dört hafta kadar sürerken, bu süreçte kritik bir gıda kıtlığı tehlikesi baş gösterdi. En sonunda kentte girdiklerinde orada yaşayan 40.000 kişiden birkaç yüz kişi hariç hepsini kılıçtan geçirdiler.
Galya enkaza dönüyor
Jül Sezar büyük bir hırsla Vercingetorix'in Gergovia kentine kadar peşinden gitti. Buradaki Roma saldırısı ağır kayıplarla geri itildi. Bir noktadan sonra kuşatmayı devam ettiremeyen Sezar geri çekilirken, bu defa Vercingetorix tarafından takip edilecekti. Galyalılar bir süvari çarpışmasında yenik düşünce, Sezar'ın Vercingetorix ve ordusunun pusuya düşüreceği Alesia kentine kadar çekildiler. Sezar, Vercingetorix'in kaçmasını ya da takviye birlik getirmesini engellemek için Alesia'nın etrafına iki ayrı tahkimat duvarı (çevreleme ve karşı koyma) inşa etti.
İlgili: Alesia Muharebesi: Jül Sezar'ın Vercingetorix'e Karşı Zaferi
Vercingetorix bu inşaatlar tamamen bitmeden önce 80.000-250.000 kişilik bir ordu toplayabildi. Fakat Vercingetorix Alesia'da kapana kısılmıştı ve gelen birlikleri istediği gibi yönlendiremedi. Bu kuvvetler Romalılar tarafından yok edildi ve elbette Vercingetorix en sonunda teslim olmuştu. M.Ö. 46 yılında ise idam edildi. Alesia tamamen ele geçtikten sonra Galya Savaşları büyük ölçüde azaldı; fakat Jül Sezar geride kalan her şeyin üstünden son bir kez geçmek istedi. O nedenle MÖ 50'ye kadar seferlerini devam ettirdi.
Sezar'ın Galya Savaşlarının mirası
Jül Sezar'ın Galya Savaşları, Galya'nın Roma toprakları olmasına ve buradaki zengin kaynakların Roma'nın kontrolü altına girmesini sağladı. Fakat bu savaş, Sezar'ın politik rakiplerinin kendisinin devasa gücünden tedirgin olmasıyla Roma Cumhuriyeti'nin çöküşünü hızlandırdı. Ordusunu dağıtması ve mahkemeye çıkmak üzere Roma'ya gelmesi emredilen Jül Sezar, bunun yerine şehre ordusuyla girmeyi tercih etti. Başlayan iç savaş Cumhuriyet'in sonunu getirerek, Roma İmparatorluğu'nun kurulmasına yol açtı. Ayrıca: Augustus: İlk Roma imparatoru kimdi?
Ek okuma: Gallic Wars: Julius Caesar's Military Mastery – Malevus