Çay bitkisi olan Camellia sinensis, içmesi Çin'e özgü bir gelenektir. Her dem yeşil bir çalı (ya da büyümesine izin verilirse ağaç) olan çekici çay bitkisi yüksek rakımlı, sıcak, iyi yağış alan asitli toprakları seviyor. Kahve ve diğer belli bitkiler gibi onun da yaprakları iki önemli alkaloit içeriyor: Kafein ve teofilin. İkisi de uyarıcı ve bağımlılık yapıcı olan bu alkaloitler çayın (ve kahvenin) niçin bu kadar yaygın içildiğini açıklamaktadır.
Çay ve Devlet Tekeli
Çin'de çay içmeye nasıl başlanıldığı bilinmiyor ama MÖ 1. yüzyıl ortasında bu bitkinin yaprakları toplanıp belki başka bitkilerle demleniyordu. Bu bitkinin yaprağı, C. sinensis'in ana vatanı olan Çin'in güneybatı bölgelerinde bugün olduğu gibi daha eski tarihlerde de çiğneniyordu. Çayın yetiştirilmesi, hazırlanması ve kullanımı Çin'in eski çağlara uzanan fırtınalı tarihiyle iç içedir. Para birimi ve resmi ödeme yöntemi olarak kullanılan çay bitkisi, sürekli yüksek vergiye tabi tutularak, kar oranını artırmak amacıyla devlet tekeline alındı. Tadı çok sevildi, neredeyse kutsal bir bitki konumuna yükseldi.
Çay Türleri
Yeşil çayla siyah çay arasındaki tek fark toplama ve işlenme süreçleridir. Çay bitkisinin yalnızca tepe yaprakları -üstteki iki yaprağı ve tomurcuğu- elle hasat edilir. Yeşil çay yaprakları biraz daha tazeyken toplanır ve fazla fermente edilmez (oksitlenmesine izin verilmez). Çin'de en çok narin lezzetiyle yeşil çay sevilirdi. Daha fazla işlemden geçen daha dirençli siyah çay ise pek çok ulusun milli içeceğidir. Bu ikisi arasında bir yerde olan oolong çayı da popülerdir.
Çay bitkisi Camellia sinensis'ïn çiçekli dalını görüyorsunuz. Bahçe kamelyalarıyla aynı cins bir bitkidir. Dalın ucu ya da "iki yaprak bir tomurcuk" bölümü yılda iki kez, baharın ilk döneminde ve bahar sonu / yaz başı gibi toplanır. Bu bitki, "tomurcuğu" açılmamış çiçek değil, olgunlaşmamış, açılmamış bir yapraktır. Çayın içime hazırlanışı bilgi ve beceri gerektiren ayrıntılı bir süreçtir. Doğru şekilde hazırlanıp paketlenen bu bitki uzun süre dayanır; sonunda bütün dünyada sevilmesinin nedenlerinden biri de budur.
Çay Seremonileri
Çin toplumunda C. sinensis çay bitkisini içmek öyle önemliydi ki bazen çaylar tören eşliğinde yudumlanırdı. Burada eğitim gören Budist rahipler tarafından 805'te ülkelerine götürülen çay bitkisinin içme törenleri Japonya'da iyiden iyiye ritüelleştirildi. Japon çay seremonisi en yüksek formuna Sen Rikyu adlı Japon çay ustasıyla ulaştı.
Bu amaçla inşa edilmiş özel bir odada, beş kişilik misafir grubuyla gerçekleştirilen tören katı kurallarla yönetilirdi. Odaya giriş ve çıkışlar, kullanılan gereçler, diyalog ve yapılacakların sırası özenle düzenlenmişti. Bir anlamda, törenin simgeselliği yanında çayın kendisi gölgede kalıyordu ama yine de dikkatle hazırlanması, demlenmesi ve kusursuz biçimde sunulması şarttı. Sen'in (bilinmeyen bir nedenden dolayı) idam edilmesinin (1591) ardından seremoninin farklı versiyonları ortaya çıktı ama çayın törensel önemi Japon kültürünün bir parçası olarak kaldı.
Ruslar Çayı Nasıl Keşfetti?
Çayın toplum hayatında da önemli bir yeri vardı. Moğollar çayı süt ve tereyağ ile karıştırarak içmeyi benimsedi. Bitki yavaş yavaş Rusya ve diğer Asya ülkelerine yayıldı. Bu bitkiyi içtiği kayıt altına alınan ilk Ruslar 17. yüzyıl başında Moğol prensiyle müzakerede bulunmak için gönderilen iki elçi olmuştur. Geniş Rusya topraklarında popüler olan çayı semaver takip etti. Rus icadı olan semaverin Moğollarla karşılaştıktan sonra ortaya çıkması ilgi çekicidir.
Zekice düzenlenmiş iç tertibatıyla suyu sıcak, çayı her an içmeye hazır tutan semaver, adeta Rus evcimenliğinin cisimlenmiş halidir. Çay bitkisi Rusya'ya çoğunlukla Kyakhta üzerinden geliyordu. Moğolistan sınırındaki bu kasaba eskiden çok zengindi, tarihi önemi burada kurulan çay pazarlarından geliyordu.
Çayın Avrupa Yolculuğu
Gemilerle Avrupa'ya götürülen çay bitkisi, Ümit Burnu üzerinden Asya'ya uzanan okyanus rotalarının 15. yüzyılda keşfiyle, Portekiz'e ve Avrupa'nın geri kalanına ulaştı. Hollandalılar 17. yüzyıl başında bitkiyi Avrupa'ya ithal etmeye başladı. Günlük yazarı Samuel Pepys, bu "Çin içeceğiyle" ilk deneyimini 25 Eylül 1660'ta kaydetti. İngiltere'de Thomas Garraway'in Londra Exchange Alley'deki ünlü kahvehanesinde satılmaya başlanan bitki, kahveyle birlikte kısa sürede popüler oldu. İthalat vergisi yüksek olduğundan çayın büyük bölümü İngiltere'ye kaçak yollarla sokuluyordu.
Çay bitkisinin ticareti özenle denetim altında tutulduğundan ve ana liman Kanton'un ötesine geçebilen çok az sayıda yabancı olduğundan, Avrupalılar iki yüzyıl boyunca Çin'in hangi bölgesinde çay yetiştirildiğini öğrenemedi. Yetiştirildiği ve işlemden geçirildiği iç bölgelerden limana nakledilmesi önemli organizasyon becerisiyle yoğun emek istiyordu. O zamanlar yeşil çayla siyah çayın farklı bitkilerden elde edildiği sanılıyordu.
Çin ve İngilizler Arasındaki Afyon Savaşları
Çayın faydalarıyla zararları uzun zamandır tartışılıyor. 18. yüzyılda sözlük yazarı ve çay tiryakisi Samuel Johnson alışkanlığını savunmak zorunda kalmıştı ama bitki zaman içinde İngiliz toplumsal hayatının merkezine yerleşti. İngiliz halkının bitkiye olan talebi ve bu bitki için Çinlilerin tercih ettiği biçimde gümüşle ödeme yapmak, giderleri dengeleyecek bir takas ürünü bulma çabalarını beraberinde getirdi. Afyon bu iş için biçilmiş kaftandı. 19. yüzyıldaki Afyon Savaşları'nın nedenlerinden biri İngilizlerin çay saplantısıydı. 19. yüzyıl ortasında geliştirilen hızlı yük gemileri Çin limanlarından İngiltere'ye ulaşmak için yarışıyor, bu rekabet gazetelerde anlatılıyordu. Doğru biçimde hazırlanan bu bitki uzun süre dayandığından, gemilerin hızının içeceğin kalitesiyle ilgisi yoktu.
Çay için olan yoğun pazar talebi bitkiyi yetiştirilebilecek başka bölge arayışına yol açtı ve başlangıçtaki başarısız denemelerden sonra çay İngiliz Hindistanı'nda, önce Assam, sonra Darjeeling ve başka tepeliklerde giderek daha büyük verimle yetiştirilmeye başlandı. Kenya ve Doğu Afrika'nın başka bölgelerinde yeri plantasyonlar kuruldu. Ülkedeki kahve plantasyonlarının bir mantar hastalığı sonucu yok olmasından sonra, Seylan'ın (Sri-Lanka) imdadına yine bu bitki yetişti.
Dünyadaki İlk Sallama Çay Poşetleri
Çay dünyanın en popüler içeceklerinden biri olmayı sürdürüyor, özellikle İngiltere, Avustralya ve ilk üretimi yapılan Çin'le Hindistan'da. Günümüzde ön plana çıkan markalar genellikle ilk girişimcilerin adlarını taşır, örneğin Lipton ve Twinings. Bergamot kabuklarıyla aromalandırılan Earl Grey de öyle. 1908'de piyasaya sürülen sallama çay paketi, çay eksperleri tarafından yerden yere vurulsa da, bir zamanlar yalnızca elitlerin içtiği çayı demokratikleştirmiştir.