1455 ve 1485 yılları arasında yaşanan Güller Savaşı, Lancaster ve York Hanedanı'nın İngiltere'nin başına geçmek için verdiği bir mücadeleydi. Güller Savaşı başlangıçta akıl hastası VI. Henry'yi kontrol altına almak için yapıldı, ancak daha sonra tahtın kendisi için verilen bir mücadeleye dönüştü. Savaş 1485 yılında VII. Henry'nin tahta çıkması ve Tudor Hanedanı'nın başlamasıyla sona erdi. O zaman kullanılmasa da, çatışmanın adı yani Güller Savaşı, iki tarafın kullandığı nişanlardan geliyordu: Lancaster'ın Kırmızı Gülü ve York'un Beyaz Gülü.
Güller Savaşı ismi nereden geldi?
Aynı zamanda İki Gül Savaşı olarak da bilinen Güller Savaşı (MS 1455-1487), monarşi ile İngiliz soyluları arasında yaşanan bir dizi hanedan çatışmasıydı. Savaşlar aralıklı devam ediyor ve küçük çatışmalar halinde yaşanıyordu. İngiltere'nin politik sınıfı, III. Edward'ın (yö. 1327-1377) soyundan gelenlerin etrafında iki ayrı kola bölündükçe (York'lular ve Lancaster'lılar) idamlar, cinayetler ve başarısız suikast girişimleri arttı. Güller Savaşı'nın kırk yıldır devam etmesinin birkaç nedeni olmasına rağmen, ilk ana nedenleri VI. Henry'nin İngiltere'yi başarısızca yönetmesi (yö. 1422-61 & 1470-71) ve York Dükü Richard'ın (d. 1411) ve de ondan sonra gelen oğlu Edward'ın (d. 1442) hırslarıydı. Soylular arasındaki servet rekabeti, Fransa ile ilişkilerde anlaşmazlıklar, fakirleşen ekonomi, Gloucester Dükü Richard'ın işlediği söylenen cinayetler ve son olarak Henry Tudor'ın kral olma isteği Güller Savaşı'na yol açan diğer nedenler arasındaydı.
İngiltere'nin 15. yüzyıl hanedan çatışmaları için seçilen en popüler isim olan Güller Savaşı, ilk olarak romancı Sir Walter Scott (1771-1832) tarafından kullanıldı. Hanedanlık nişanlarına göre York beyaz gül ve Lancaster'lar kırmızı gül ismini aldı. Her bir hanedan İngiltere'nin diğer soylu aileleri arasında müttefikler kazandığı için bölünme aslında bu iki aileden daha karmaşıktı. Sonuç olarak iki geniş grup oluştu: Lancaster'cılar ve York'çular. Her iki grubun üyeleri de kayırma, ölüm ve fırsatlara bağlı olarak savaş boyunca taraf değiştirdi.
Savaşlar da sürekli bir çatışma halinde gerçekleşmedi, daha ziyade kırk yıl boyunca aralıklı olarak devam eden bir dizi çarpışma, birkaç küçük kuşatma ve birkaç hanedan mücadelesi yaşandı. Taraflar birbirine o kadar düşmandı ki, yaşanan olayları daha sonra bir çiçekle tasvir etmek aslında zor olacaktı.
İngiltere tahtını savaş ve öldürmeyle ele geçirmek, geleceğin kralı için kabul edilebilir bir stratejiydi.
Çatışmanın kazananı için ödül açıktı: İngiltere'yi yönetme hakkı. Lancaster kralı VI. Henry ile York'çu krallar IV. Edward ve III. Richard yönetiminde yapılan "savaşlar" nihayet Henry Tudor tarafından kazanıldı ve kendisi VII. Henry oldu (yö. 1485-1509). VII. Henry daha sonra MS 1486'da IV. Edward'ın kızı olan York'lu Elizabeth ile evlenerek iki rakip hanedanı bir araya getirdi ve Tudor Hanedanını kurdu. Ardından gelen oğlu kral VIII. Henry (yö. 1509-1547) ülkeyi herhangi bir karmaşa olmadan idare etti. Sonraki üç hükümdar da Tudor hanedanından çıktı ve Tudor'lar Altın Çağ olarak görülen bir İngiliz tarihi dönemine imza attı.
Güller Savaşı'nın nedenleri
Güller Savaşı'nın başlangıçtaki nedenleri ve savaşın devam etmesine yol açan olaylar kısaca şöyle özetlenebilir:
- Henry Bolingbroke tarafından MS 1399'da başlatılan bir strateji olan kralları ve genç varislerini öldürme görüşü.
- İngiltere'de VI. Henry'nin kabiliyetsiz yönetimi ve daha sonra hastalığa yakalanması.
- VI. Henry'nin yerel yönetimden ve dönemin ekonomik çöküşünden duyduğu hoşnutsuzluk.
- Fransa ile savaşın nasıl yürütüleceğine dair soylular arasındaki anlaşmazlık.
- Zengin toprak sahiplerinin kendi ordularına sahip olması, zenginleşmesi ve kralın gücünü yerel düzeyde azaltması yani 'soysuz feodalizm' olgusu.
- Fransa ile yapılan savaşların yokluğunda, özel orduları olan soyluların rakiplerine karşı İngiltere'de üstünlük kurması.
- York Dükü Richard'ın kral olma arzusu.
- York'lu Edward'ın babasının intikamını alma ve kral olma arzusu.
- Gloucester Dükü Richard'ın hırsı ve yeğenlerinin öldürülmesi.
- Henry Tudor'ın Lancaster soyunu yeniden monarşi yapma tutkusu.
Gücü olan istediğini alır
Güller Savaşı'nın ilk nedenlerinden biri İngiltere tahtını savaş ve öldürmeyle ele geçirmenin gelecekteki kral için kabul edilebilir bir strateji olduğu düşüncesiydi. İlk Lancaster kralı IV. Henry selefi II. Richard'ı (önceleri Henry Bolingbroke olarak bilinirdi) öldürerek ve tahta gasp ederek tam olarak bunu yaptı. Gerçekte kralların bu rolde doğması yani Tanrı tarafından yönetmek üzere seçilmiş olmaları gerekiyordu; taht savaş meydanında alınamazdı. Tarihte birkaç istisna olmuştu ancak I. William'dan bu yana (1066) böyle bir olay yaşanmamıştı. IV. Henry'nin çizgiyi aşmasıyla tüm varisleri aynı kaderi paylaşmamak üzere önlemlerini aldılar. Taht artık en güçlü orduya ve en çok baron desteğine sahip olan kişinin elindeydi.
İktidarın en üstündeki bu entrikalara ek olarak, 15. yüzyılda yaşanan "soysuz feodalizmi" de her şeyi tetikledi. Orta Çağ feodalizminin kısmi bozulması, mülk sahiplerinin bazen yüzlerce sayıda olan hizmetlilerini askeri hizmet dahil uygun gördükleri her işte çalıştırmasına yol açıyordu. Bu tür hizmetliler kendilerinin belirli bir efendinin hizmetkârları olduğunu göstermek için yaban domuzu, kuğu veya çiçek gibi bir nişan takıyorlardı. Sonuç olarak, yerel baronlar çok güçlü hale geldi ve sözleri yasa yerine geçti. Böylece halk gözünde baronlar kral kadar güçlü görüldü. Buna ek olarak, bu baronlar son derece zenginleşirken, kral eş zamanlı olarak fakirleşiyordu. Zira yerel gelirlerin kontrolüne sahiplerdi ve kral, parlamentonun izni olmadan bu gelire vergi koyamıyordu. Bazı baronlar kraliyet hükümetinin birçok işlevini üstleniyor ve kendilerini krallığa aday bile görüyorlardı. Baronlar bu amaçla birlik kuruyor ve damarlarında kral kanı olan uygun birini hedef seçiyorlardı. Kısacası, hırslı ve acımasız olanlar için, 15. yüzyıl İngiltere'sinde fırsat penceresi sonuna kadar açıktı.
VI. Henry kendini soylular arasındaki tartışmaya soktu ve bu durum soylu kutuplaşmasını artırdı.
VI. Henry'nin zayıflığı
Güller Savaşı'nı başlatan nedenlerden biri de V. Henry'nin (yö. 1413-1422) erken ölümüdür. Henry, 1422'de hastalıktan öldüğünde oğlu varisti ancak genç VI. Henry bir yaşında bile değildi. Bu nedenle V. Henry tarafından atanan iki naip başa geldi ve hem İngiltere'yi hem de ülkenin Fransız topraklarını yönetti: Gloucester Dükü Humphrey ve Bedford Dükü John. Her ikisi de bebek Kral Henry'nin amcalarıydı ve bu dönemin üçüncü bir önemli figürü Henry'nin büyük amcası Winchester Piskoposu Henry Beaufort'tu. Böyle bir bölünmüş iktidar durumu, herhangi bir rakip pahasına kendi konumunu yükseltmek isteyen baronların iştahını kabarttı.
Kral yetişkinliğe ulaştığında görevinde istekliydi ancak hemen herkes tarafından kolayca kulağı çekiliyordu. Henry, akıllıca olmayan bir şekilde soylular arasındaki anlaşmazlıklara karıştı ve bu da kutuplaşmayı artırdı. Buna ek olarak, Yüzyıl Savaşı (1337-1453) bitiş aşamalarına yaklaştıkça, İngiliz baronları Fransa'daki politika üzerinde anlaşamadılar. Bazıları geri çekilme bazılarıysa yayılma politikası taraftarıydı. Fransa'daki askeri faaliyetin bir başka sonucu da, İngiliz baronlarının çoğunlukla mülklerindeki milislerden oluşan özel ordularını, kendi çıkarlarını gözetmek için kullanmasıydı.
1445'te Henry'nin Anjou'lu Margaret ile evlenmesi (VII. Charles'in yeğeni) bir başka yegane hoşnutsuzluk nedeni oldu. Bazı savaşa aç baronlar, bunun bir teslimiyet olduğunu düşünürken, diğerleri barış eksikliğinden şikayet etti. Ancak Kraliçe Margaret kral üzerinde yersiz bir kontrole sahipti ve Henry böylece savaşa tamamen ilgisiz kaldı. Kral, saraydaki bazı popüler olmayan kişilere destek vererek, bazı baronların desteğini de kendinden uzaklaştırdı. İrlandalı Jack Cade liderliğindeki 1450 isyanı, Henry'nin yurt içinde ve yurt dışındaki yanlış yönetimine, yüksek vergilere, sarayda yolsuzluk, yerel düzeyde adalet olmaması ve Fransa ile Yüz Yıl Savaşı nedeniyle aksayan ticaret sonucu darbe alan ekonomiye yapılan protestolardı. Halkın hükümet üzerinde doğrudan bir etkisi olmasa da, rejimi devirmeye istekli olan soylulara, kendi çıkarlarını genişletmenin ötesinde bir mazeret daha sundu.
İngiltere'nin VI. Henry'si 1453'te ilk delilik dönemine girdiğinde, etrafındaki bu güçlü baronlar saraydaki kendi konumlarını iyileştirme ve hatta tahtı ele geçirme fırsatı buldu. Henry'nın hastalığı, anne tarafından büyükbabası Fransız VI. Charles'tan gelmeydi ve Henry'yi bu duruma sokansa Yüz Yıl Savaşı'nın kaybedilmesiydi. Zira bu savaşın sonunda İngiliz Kraliyeti, Calais kenti hariç Fransa'daki tüm topraklarını kaybetmişti. Henry o kadar hastalandı ki hareket edemedi, konuşamadı veya kimseyi tanıyamadı. Bu durumda krallığın bir naipliğe ihtiyacı oldu ve 1454'te seçilen adam York Dükü Richard'dı, o dönem belki de İngiliz baronlarının en güçlü ve yeteneklisiydi.
Baron Richard kral oluyor
York Dükü Richard artık Diyar'ın Koruyucusu'ydu ama daha fazlasını istiyordu. Dük, VI. Henry'nin varisi (o zamanlar çocuğu yoktu) olarak aday gösterilmeyi istedi. Richard, III. Edward'ın büyük torunu ve II. Richard'ın meşru mirasçısı olan March Kontu'nun yeğeni olduğu için biraz soyağacı bağlantısına sahipti. Richard, bazıları tarafından VI. Henry'nin yozlaşmış hükümetini düzeltebilecek ve İngiltere'nin azalan ekonomik ve askeri servetlerini geri kazanabilecek bir reform temsilcisi olarak görüldü. Richard, Percy ailesi ile mücadelelerinde müttefikler arayan Middleham Neville'lar gibi güçlü ailelerin desteğini almıştı.
Sorun, Henry'nin karısı Kraliçe Margaret'ın Richard'dan nefret etmesi ve kral olmaya hevesli bir rakip adayın daha olmasıydı. Bu kişi aynı zamanda III. Edward'ın neslinden olan Somerset Kontu'ydu. Ancak kendisi o kralın oğlu Gaunt'lu John'dan gelmekteydi; ilk Lancaster Hanedanı hükümdarı olan IV. Henry'nin babası. Bu iki adam büyük rakipler olacaktı ve 22 Mayıs 1455'te St. Albans'ta Richard'ın kazandığı savaş Güller Savaşı'nın ilkiydi.
York Dükü Richard'ın, 30 Aralık 1460'ta VI. Henry'ye sadık bir orduya karşı Wakefield Muharebesi'nde ölmesiyle Güller Savaşı orada sona ermiş gibi göründü. Ancak York Dükü Edward, son derece güçlü ve zengin Richard Neville'dan (Warwick Kontu) destek buldu ve babasının ve Kral Henry'nin yerine terfi edildi. Edward'ın İngiliz tarihinin en büyük ve en uzun savaşı olan kanlı Towton Savaşı'nı 1461 Mart'ında kazanması bardağı taşıran son damlaydı. VI. Henry tahttan indirildi ve York'lu Edward, ilk York kralı olarak IV. Edward adıyla tahtta çıktı.
IV. Edward: Huzur getiren kral
IV. Edward'ın saltanatı, eski müttefiki Warwick Kontu'nun ona karşı dönmesi ve "kral yapan" adını haklı çıkarmasıyla son buldu. 1470'te VI. Henry tahta geri çıkarıldı. Edward bir yıl sonra yapılan savaşta Henry'yi Londra Kulesi'nde öldürdü ve tahtı geri aldı. Savaşta VI. Henry'nin tek oğlu olan kont öldürüldü ve Kraliçe Margaret hapsedildi. York'lular görünüşte Güller Savaşı'nı kazanmıştı ve Edward kalan güçlü Lancaster'lıları ve sadakatsiz olan diğer herkesi temizleyerek zaferini pekiştirdi. Kral, ihanetten suçlu olduğuna inandığı kendi kardeşi Clarence Dükü George'u (1449-1478) bile öldürdü. Edward'ın saltanatı büyük ölçüde huzurluydu ve Fransa'yla yapılan pahalı savaşlar da olmadığından ekonomi toparlanıyordu.
III. Richard: En korkunç cinayet
Gloucester Dükü Richard (1452), kardeşi IV. Edward'a Lancaster ile yaptığı birçok önemli savaşta yardımda bulunmuştu, ancak adaş babası gibi o da en büyük ödülün peşindeydi. Richard, Fransa ile barışın en iyi politika olduğuna ikna olmamıştı ve Edward'ın Clarence Dükü George'a yaptığı muameleyi eleştiriyordu. York'lular arasındaki bölünmenin bir başka nedeni de George'a karşı plan yapan ve kendi akrabalarını diğerlerinden önde tutan Edward'ın eşi Elizabeth Woodville'dı (1437-1492).
Edward'ın 1483'te beklenmedik bir şekilde ölmesi (geçirdiği felçten şüphenilir) Richard'a fırsat verdi. Kralın yerine oğlu Edward (d. 1470) getirildi ancak sadece 12 yaşındaydı. Baronlar bu çocuk hükümdarın etrafında toplanarak bir kez daha üstünlük kurma arayışına girdi. Genç V. Edward sadece Nisan'dan Haziran'a kadar hüküm sürebildi ve taç giyme vakti bile olmadı. Edward ve küçük kardeşi Richard (1473) Londra Kulesi'ne hapsedildiler ve burada "Kuledeki Prensler" olarak anıldılar. Yine de onları oraya yerleştiren Lancaster'lılar değildi, kendi amcaları Gloucester Dükü idi. Richard, IV. Edward tarafından Diyar'ın Koruyucusu olarak aday gösterilmişti, ancak iki prensin kaybolmasıyla, Richard'ın onları öldürdüğü düşünüldü — hem Tudor tarihçileri hem de William Shakespeare (1564-1616) tarafından kabul edilen genel bir suçlamadır. 1483'te Dük kendini kral III. Richard yaptı, ancak tahtı bu kadar korkunç bir suçla ele geçirmek, York yanlıları için bile fazlasıyla endişe verici bir olaydı. Henry Tudor liderliğindeki Lancaster'lılar ciddi şekilde zayıfladı, ancak hala bir tehditti ve tacı geri alma şansları vardı.
Henry Tudor: Güller birleşiyor
III. Edward'ın (yö. 1327-1377) oğlu Gaunt'lı John'dan gelen gayri meşru Beaufort soyu, Henry Tudor'ın damarlarında biraz kraliyet kanı olmasını sağlıyordu. 1407'de başlayan Beaufort soyu gerçek bir kraliyet bağlantısına sahip olmasa da VI. Henry'nin hayatta kalan hiçbir varisi olmadığından Lancaster'lıların en iyi seçeneğiydi. Henry Tudor, Richard'ın mirasının dağıtımından memnun olmayan Buckingham Dükü gibi güçlü lordların bulunduğu yabancılaşmış Woodville'lar ile ittifak kurdu. Bir diğer önemli müttefik Kanal'ın karşısındaki yeni Fransa kralı VIII. Charles idi.
1484'de III. Richard'ın oğlu ve varisi Edward öldü ve Lancaster'lılar bir kez daha taht fırsatını gördü. Ağustos 1485'te Henry Tudor bir Fransız paralı asker ordusu ile Güney Galler'deki Milford Haven'a indi ve 22 Ağustos 1485'te Lancashire'daki Bosworth Field'da Richard'ın ordusuyla karşı karşıya geldi. Richard'ın bazı önemli müttefikleri orada kendisini terk etti ve kral, Henry Tudor'a yaptığı zayıf bir hücum sonucu öldürüldü. Yeni kral İngiltereli VII. Henry 30 Ekim 1485'te taç giydi ve ülkeyi 1509'a kadar yönetti. Hala birkaç küçük zorluk olsa da, Tudor hanedanı İngiltere'yi 1603'e kadar kesintisiz yönetmeye devam etti.
Güller Savaşı ile siyasi kavgalarını çözen İngiltere belki de bugüne kadar sürecek bir yükselişe imza atmış oldu.
Güller Savaşı Hakkında Sık Sorulanlar
Güller Savaşı adını nasıl aldı?
Güller Savaşı, Lancaster ve York hanedanları arasında İngiliz tahtı için yapılmıştır. Savaşlar, yıllar sonra çekişen tarafların armalarından esinlenerek adlandırılmıştır: York'un beyaz gülü ve Lancaster'ın kırmızı gülü. Her iki aile de III. Edward'ın oğullarının soyundan gelerek tahtta hak iddia ediyordu.
Güller Savaşı'nın nedenleri nedir?
15. yüzyılın ortalarında, özel orduları olan büyük patronlar İngiliz kırsalına hükmediyordu. Kanunsuzluk yaygındı ve vergilendirme külfetliydi. Henry delilik nöbetleri geçiriyor ve kraliçesi Anjou'lu Margaret tarafından baskı altına alınıyordu. Henry'nin delirdiği 1453 yılında, güçlü bir baronluk grubu York dükü Richard'ı krallığın koruyucusu olarak atadı. Henry 1455'te iyileşerek Margaret'in partisinin otoritesini yeniden kurdu. York silahlanarak Güller Savaşı'nı başlattı.
Güller Savaşı nasıl sona erdi?
Henry Tudor (daha sonra VII. Henry) 22 Ağustos 1485'te Bosworth Field'da III. Richard'ı yenip öldürerek Güller Savaşı'nı sona erdirdi. Henry, 1486'da IV. Edward'ın kızı Yorklu Elizabeth ile evlenerek Yorkçu ve Lancastrian hak iddialarını bir araya getirdi. Bazı tarihçilerin savaşların sona erdiği tarih olarak geleneksel 1485 yerine tercih ettiği 16 Haziran 1487'de Henry, Lambert Simnel'i destekleyen Yorkçu bir ayaklanmayı bastırdı.
Güller Savaşı'nın kilit figürlerinden bazıları kimlerdi?
Güller Savaşı'nın kilit isimlerinden bazıları Kral VI. Henry, eşi Anjou'lu Margaret, Richard Plantagenet (York Dükü Richard olarak da bilinir), IV. Edward ve III. Richard'dır.
Lancaster ve York Hanedanları kimlerdi?
Lancaster ve Lancaster ve York Hanedanları, İngiliz kraliyet ailesinin iki rakip koluydu. Lancaster Hanedanı Kral Henry IV'ün soyundan gelirken, York Hanedanı Edward III'ün soyundan geliyordu.
Güller Savaşı'nın İngiltere üstündeki etkisi ne oldu?
Güller Savaşı İngiliz tarihi üzerinde derin bir etki yaratmış ve İngiltere'de Orta Çağ döneminin sonunu getirmiştir. Ayrıca, İngiltere'de ülkenin geleceğini şekillendirmede önemli bir rol oynayacak olan güçlü, merkezi bir monarşi kavramının yerleşmesine de yardımcı olmuştur.