Protestanlar 16. yüzyılda İngiltere'de yayılmayı sürdürdükçe, kızgın Roma Katoliklerinin eliyle bir dini kargaşa ve ayaklanma dönemi başlamıştı. Guy Fawkes, diğer arkadaşlarıyla beraber Barut Komplosu'nu planlamak üzere bir araya geldi. Bu plan dahilinde kanlı bir katliam yaparak, dini hayal kırıklıklarını bir devrime dönüştürmeyi amaçladılar. Barut Komplosu ile İngiliz Parlamentosu patlatılacak ve daha sonra kral infaz edilecekti. Böylece İngiltere yeniden Katoliklerin yönettiği bir ülke olacaktı.
Guy Fawkes öncesi dini karışıklık
Barut Komplosu bir sonuçtur ve ana nedeni, Protestanlar ve Katolikler arasında senelerdir devam eden egemenlik çatışmasıdır. Dolayısıyla Guy Fawkes ve arkadaşlarının İngiltere Kralı I. James'i neden öldürmek ve Parlamento'da neden böyle bir katliam yapmak istediklerini anlamamız için dini savaşların kaynağına dönmeliyiz. Protestan Reformu yaşanmadan önce Avrupa kıtasının büyük bölümü Roma Kilisesi'ne bağlıydı ve tek güç Papa'ydı. Fakat halk Latince okuyamadığı için İncil'i onlara anlatacak olan tek kişiler rahiplerdi.
Henüz bir hukuk öğrencisiyken din alimi olan Martin Luther, Roma Katolik Kilisesi'ndeki yozlaşma ve ahlaksızlıkları halka göstermeye çalışıyordu. Roma Katolik inancına göre cennet ve cehennem arasında Araf denilen bir bölge vardı. Eğer cennete giremeyecek kadar günahkar, bir yandan da cehennem için yeterince günahkar olmayan birisiyseniz, yeriniz tam olarak bu bölge olacaktı. Martin Luther'i rahatsız eden şey, kilisenin fakir insanlara arafta geçirebilecekleri süreyi belirleyen endüljans adı altında yaptığı sahte satışlardı. En önemlisi rahiplik diye bir şey olmadığını, tamamen insanların oluşturduğu bir şey olduğunu savunuyordu.
Luther, İncil'in gerçek ve tek başvuru kaynağı olduğunu ve eğer bir insan kurtuluşu istiyorsa bunu ancak iman ederek elde edebileceğini anlatan Doksan Beş Tez'i hazırladı. Luther daha sonra İncil'i Almanca halk diline çevirmişti. Böylece İncil'i kilise ve zenginlerin oyuncağı olmaktan çıkararak, alt sınıflara da yaydı. İnsanlar okudukça İncil'e kazandırılan anlam değişmeye başladı. En sonunda, farklı akımlar nedeniyle Presbiteryenler, Baptistler, Püritenler ve Anglikanlar gibi mezhepler oluşacaktı. Proteston Reformu yaşanırken, Proteston hükümdarlar Roma Katoliklerini güçlü bir şekilde eleştirmeye başladı. Artık toplumsal ayaklanma çok yakındı.
Kral I. James İngiltere'deki Katolikleri üzdü
Kraliçe I. Elizabeth'in ölümüyle yerine Kral I. James geldi. Böylece Katolikler, Katolik inancının yeniden hüküm süreceğine dair inanışlar sergilemişti. Gerçekten de James'in eşi olan Danimarkalı Anne Katolikliğe geçmişti. Annesi zaten koyu bir katolikti. Fakat Kral I. James Avam Kamarası'nın Katoliklerin baskısı altında olduğunu görünce, Katoliklere yönelik dışlamayı sürdürdü.
Bu nedenle kendisine ilk olarak 1603 senesinde Bye Komplosu ve ardından Büyük (Main) Komplo olmak üzere iki defa tahttan indirmeye yönelik hamle yapılacaktı. Fakat hepsi başarısızlıkla sonuçlandı. Bu iki saldırı da Barut Komplosu'ndan iki yıl önce yaşanmıştı.
Guy Fawkes'ın ilk yılları
Guido Fawkes ya da herkesin bildiği ismiyle Guy Fawkes, 1570 yılında İngiltere'nin York bölgesinde doğdu. Doğduğu yıl Katolik yaşamın değersiz olduğu dönemlerdi. Kraliçe I. Elizabeth, 16. yüzyılın ortalarında Kraliçe Mary tarafından sonlandırılan Katolik karşıtı yasaları tekrar aktifleştirildi. Yeni yasalarla beraber Papa'nın İngiltere üstündeki nüfuzu sonlandırılarak, Roma Katolik rahipleri ülkeden çıkarılmıştı. İngiltere'de yaşayan Katolik vatandaşların yaşamları artık daha zordu.
Yasalara göre Kraliçeye baş kaldırmak vatana ihanet olarak görülüyordu. Dolayısıyla Katolik ayaklanmaları genellikle acı sonla bitiyordu. Guy Fawkes'in babası beklendiği gibi Katolik değil, sadık bir Protestan ve kilise avukatıydı. Fakat oğlu henüz sekiz yaşındayken ölmüştü. Daha sonra annesi bir Katolik ile tekrar evlendiğinde, Fawkes'in düşünce yapısı da şekillenmeye başlayacaktı.
Guy Fawkes, St. Peter Okulu'ndaki eğitimini tamamladıktan sonra Katolik bir İspanyol askeri olarak orduya katıldı. Burada amaçladığı şey Seksen Yıl Savaşı'nda Protestan Hollanda ordusuna karşı savaşmaktı. Henüz 21 yaşındaydı fakat patlayıcılara yönelik teknik kapasitesiyle ön plana çıktı. Fawkes'ın ordudaki hizmeti on yıl boyunca sürdü. İspanya'daki yıllarında, Katolikleri bir araya toplayan Thomas Wintour ile tanıştı. Bu kişi İngiltere'de örgütlenen bir suikast ekibi için sadık kişiler arıyordu. Wintour kendisine I. James'i öldürme planlarını anlattığında Fawkes'ın ikna olması çok sürmedi. İkisi beraber 1604 yılında İngiltere'ye döndüler.
Barut komplosunun arkasındakiler
Guy Fawkes, Barut Komplosu'nun en ünlü ismi. Oysa planın arkasındaki süreç çok başkaydı. Diğer suikastçılar da sürecin içindeydi. Planı hazırlayan isim olan Robert Catesby, Warwickshire kentinde Katolik ailede büyümüştür. Catesby bundan önce Kraliçe I. Elizabeth'e yönelik Essex Ayaklanması'na dahil olduğu için hapis yatmıştı. Dolayısıyla İngiliz hükümeti tarafından izleniyordu ve Kraliçe Elizabeth öldüğü zamanda da tekrar tutuklanmıştı. Catesby 1604 yılında Barut Komplosu planını gerçekleştirmek için birkaç suikastçıyı toplamaya başladı.
Aslında Guy Fawkes'ı ekibe alan Thomas Wintour, Catesby'nin yanına aldığı ilk suikastçılar arasındaydı. Wintour'da Katolik bir aileden geliyordu ve amcası Katolik bir rahipti. Kardeşi Robert Wintour da 1605 yılında Barut Komplosu'nun içine dahil edildi. John ve Christopher Wright kardeşler de Katoliklere uygulanan şiddeti durdurmadığı için Kral I. James'e kızgındılar. Onlar da Thomas Percy ile beraber komploya dahil edildi.
Saldırıya dahil edilen diğer suikastçılar arasında Francis Tresham, Robert Keyes, John Grant, Thomas Bates, Ambrose Rookwood ve Sir Everand Digby vardı. Ekipteki bazı kişiler Essex Ayaklanması'na katılan isimlerdi. Dolayısıyla hükümet tarafından artık göz hapsine alınmışlardı. Catesby ilk kez 1604-1605 arasında tüm bu isimleri tek bir yerde toplayabilmişti. Suikastçıların hedefleri, Katolikleri tam anlamıyla vatandaşı olarak görmeyen Kral'ı ortadan kaldırmaktı.
Guy Fawkes ve Barut Komplosu
Barut Komplosu'nun hedefi, Parlamento'nun Devlet Açılışı gerçekleşirken Parlamento Binası'nı patlatmak ve Kral I. James'i öldürmekti. Planın devamı ise tamamen bir olasılıktan ibaretti. Eğer kral ölürse yerine kızı Elizabeth geçecekti. Kızı Katolik bir prensle evlendiğinde de tüm problemler birden çözülmüş olacaktı. Böylece Protestan Reformu durdurularak her şeyi eskiye götürülebilirdi. Suikastçılar ilk olarak Westminster Sarayı'nın yakınında bir eve yerleşti. Parlamento üyeleri Kasım ayında bu sarayda toplanacaktı. Kaldıkları evin bodrum katındaki mahzen de Parlemento binasının altına kadar gidiyordu.
Guy Fawkes tecrübesinden ötürü patlayıcıların sorumluluğu verildi. Fawkes ve komplocular mahzene 36 varil barut getirdi. Fawkes'in yapması gereken sadece fitili ateşlemekti. Fawkes 5 Kasım 1605'te fünye ve kibritlerle mahzene geldi. Burası tam olarak Lordlar Kamarası'nın altındaki bodrumdu. Fakat isimsiz bir ihbar her şeyi sona erdirdi. İhbarı alan Parlamento üyesi Sir Thomas Knyvett ve arkadaşı Edmund Doubday, Guy Fawkes'ı mahzende yakaladı.
Guy Fawkes'ı yakalatan isimsiz ihbar Monteagle Mektubu denilen kağıt parçasıdır (alttaki fotoğraf). Mektupta kendisine Lord Monteagle ismiyle hitap edilen William Parker'a, 5 Kasım'daki Parlamento açılışına gitmemesi konusunda uyarı yapılıyor. Ayrıca Parlamento'nun kanlı bir darbe alacağı, ancak kimin yaptığını hiçbir zaman göremeyecekleri konusunun da altı çizilmişti. Monteagle Mektubunu Lord Monteagle'ın kayın biraderi fakat aynı zamanda suikastın ortaklarından Francis Tresham'ın gönderdiği düşünülüyordu. Fakat sorgulamalarda kesin bir dille reddetmiştir.
Guy Fawkes'ın yakalanması ve itirafları
Guy Fawkes Westminster Sarayı'nı yok edecek fitili ateşleyemeden kıskıvrak yakalandı. Guy Fawkes'ın yakalanışına dair çizilen resimlerde daima o sırada taşıdığı fener de tasvir ediliyor. Fawkes tutuklandıktan sonra Kral I. James'e gönderildi. Fawkes ifadelerinde İskoç Kralı ve Lordlarını öldürmek istediğini ve bunu gerçekleştiremediği için üzgün olduğunu itiraf ettiği söylenir.
Guy Fawkes daha sonra Terör Kulesi olarak tanınan Londra Kulesi'ne kapatıldı. Burası işkence yeri olarak ün yapmıştır. Fawkes'ın sorgulamasını Londra Kulesi'nin teğmeni Sir William Waad yaptı. Kral I. James, Fawkes'a özellikle işkence uygulanması için kraliyet düzeyinde emir vermiştir. Guy Fawkes iddiaları reddettikçe işkencelerin şiddeti ve uygulanış biçimi değişiyordu. Fawkes büyük olasılıkla Kule'deki işkence askısına geçirildi ve öylece bekletildi.
Fawkes büyük olasılıkla daha fazla işkence görmemek için iki itiraf belgesine imza attı. İlk itiraf 8 Kasım 1605'te imzalanmıştı fakat ekipte diğer suikastçıların adını yazmamıştı. Sonraki gün nasıl olduysa daha detaylı bir itiraf yazarak tüm isimleri yazacaktı. Hatta imzası o kadar zayıf duruyordu ki, tarihçiler bunu işkence yorgunluğuna bağlıyor. Guy Fawkes idama mahkum edildi. Fakat bu normal bir idam değildi. Bedeni parçalara ayrılacak, deşilecek ve asılacaktı. Bu idam şekli 13. yüzyılda Orta Çağ İngiltere'sinde vatana ihanet söz konusu olduğunda uygulanmıştı.
Saldırının sonuçsuz kalmasından sonra diğer suikastçılar Londra'dan kaçtı. Birkaç tanesi ele geçirilmeden önce Holbeach'de saklanıyordu. Wright kardeşler, Thomas Percy ve Robert Catesby kafaları kesilerek infaz edilerek Londra'ya gönderildi. Burada Avam Kamerası'nda sergilendiler. Fawkes'ın yanı sıra Thomas Wintour, Robert Keyes ve Ambrose Rookwood 31 Ocak 1606'da Old Place Yard'da gaddar bir yöntemle idam edildi. John Grant ve Robert Wintour ise onlardan bir gün önce idam edimştir.
5 Kasım Guy Fawkes Günü
Guy Fawkes Barut Komplosu'nun planlayıcısı olmasa da, sonuçsuz kalan büyük planın en ünlü yüzüdür. Kral I. James 1606 yılında Şükran Günü Yasası olarak bilinen 5 Kasım 1605 Yasası'nı kabul etti. Yasa, saldırının başarısızlığını kutlamak için anma amaçlı kilise ayinleri gibi bir takım yönerge içeriyordu. Guy Fawkes'ın yakalanması şenlik ateşleri, havai fişekler ve kilise çanlarının çalınmasını içeren, asırlardır devam eden bir gelenek haline geldi. Bu yasa 19. yüzyılda iptal edilmiş olsa da, Guy Fawkes Günü bugün hala Birleşik Krallık'ta kutlanıyor. Barut Komplosu'yla beraber gelen bir diğer gelenek de Devlet Açılışı öncesinde Muhafız Birliği'nin Parlamento Binası'nı baştan sona aramasıdır.
Guy Fawkes'ın kendine has yüzü, uzun bıyığı ve keçi sakalının göründüğü bir maske haline getirilmiştir. Bu maske devleti yönetenlere karşı bir direniş simgesi olarak kullanılmakta ve protesto yapılırken insanlar tarafından sık sık yüzlerine takılmaktadır. Guy Fawkes ayrıca 2005 yılında gösterime giren V for Vendetta adlı popüler distopik kurgu filmiyle de akıllara gelmektedir. Hikaye fütüristik olmasına ve Barut Komplosu olaylarını tam anlamıyla anlatmamasına rağmen, filmin buradaki olay örgüsüyle ilgili bazı ortak tarafları vardır.