J.Edgar Hoover, 77 yaşında ölümüne kadar yaklaşık 50 yıl boyunca Federal Soruşturma Bürosu'nun (FBI) direktörlüğünü yapmıştır. FBI'ı ülke çapında modern bir suçla mücadele kurumu haline getirerek Amerikan polis teşkilatının dönüşümünde etkili oldu. Kamuoyuna kendisini Amerikan demokrasisinin koruyucusu olarak tanıttı.
Ancak perde arkasında, yasadışı gözetimden telefon dinlemeye ve hırsızlığa kadar önemli yetki suiistimallerinden sorumluydu. Hoover, FBI üzerinde neredeyse diktatörlük yetkisi kullanan ve politikacılar ve hatta başkanlar üzerinde nüfuz sahibi olan titiz bir operatördü.
J. Edgar Hoover'ın Oluşumu
Washington D.C.'de doğup büyüyen J. Edgar Hoover, kariyerine Kongre Kütüphanesi'nde kütüphaneci olarak başladı. Gece okulunda hukuk okurken, günlerini kitap işleme bölümünde kitapları kataloglayarak geçirdi. Kütüphanenin en yetenekli çalışanı olduğu söylenirdi. Yetkinliği onu ABD Soruşturma Bürosu'nun (BI) Genel İstihbarat Bölümü'ne götürdü ve burada hızla müdürlük rütbesine yükseldi.
Hem BI'da hem de 1935'te FBI olarak reenkarnasyonunda, Hoover'ın bilgiyi hızlı ve doğru bir şekilde sınıflandırma konusundaki olağanüstü yeteneği paha biçilmez olduğunu kanıtladı. Bilgisayarların ortaya çıkmasından önce, Büro'yu modernleştirme çabalarının iki temel bileşeni olarak merkezi bir parmak izi dosyası ve FBI Adli Laboratuvarı'nı geliştirdi.
İkinci Dünya Savaşı sırasında Hoover, ABD Adalet Bakanlığı'nın "Radikal Departmanı"na katıldı ve ABD'de yaklaşan bir Bolşevik ayaklanmasını önleme bahanesiyle sınır dışı edilmek üzere "yıkıcıları" — solcuları, birçok Yahudi'yi ve Rus ve Alman Vatandaşlarını — belirlemekle görevlendirildi.
Hoover'ın "Yıkıcılar" takıntısı, FBI Direktörü olmak için geri döndüğünde daha da gelişti. "Amerikan karşıtı" olmakla suçlanan sosyalistlerin, sendika liderlerinin, Sivil Haklar ve savaş karşıtı aktivistlerin, sanatçıların ve entelektüellerin hedef alınması hız kazandı.
FBI'ın Doğuşu
Büyük Buhran sırasında, yüksek profilli banka soygunları dalgası Amerika'nın Orta Batısını vurdu. Bankalar ve bankacılar buhran döneminin kötü adamları olarak görülürken, John Dillinger, Baby Face Nelson ve Pretty Boy Floyd gibi kötü şöhretli gangsterler kamuoyunun dikkatini çekti ve halkın sempatisini kazandı.
Hoover, işinin tehlikede olduğunu fark ederek, bu tür haydutların kamuoyu önünde yakalanmasına yoğun bir şekilde odaklandı ve sonuçta bir dizi başarılı yakalama (ve vurma) için kredinin aslan payını aldı. Özellikle Dillinger, basın tarafından Robin Hood'a benzetildiği için Hoover için bir utanç kaynağıydı. 1934'te FBI tarafından vurularak öldürüldü.
Soygunların eyaletler arası niteliği Hoover için bir sorun teşkil etti ve başarısı FBI'ın yetkilerinin önemli ölçüde genişletilmesi, yeniden yapılandırılması ve 1935'te Federal Soruşturma Bürosu olarak yeniden adlandırılması için bir katalizör görevi gördü.
Çifte Hayat
Edgar Hoover tamamen beyazların okuduğu bir okula ve sadece beyaz öğrencilere açık olan George Washington Üniversitesi'ne gitti. Kendisi, antebellum Güney'in değerlerine ve kültürüne adanmış bir sosyal kardeşlik derneği olan beyaz üstünlükçü Kappa Alpha tarikatının bir üyesiydi. Hoover, kariyeri boyunca Kongre'deki Kappa Alpha'larla ittifaklar kurdu ve onları FBI'da işe aldı ve terfi ettirdi.
Kötü şöhretli homofobisine rağmen — Hoover 1950 yılında Beyaz Saray'a "cinsel usulsüzlükler" nedeniyle tutuklandığı iddia edilen 393 Federal çalışandan oluşan bir dosya verdi — yardımcısı Clyde Tolson ile uzun ve yakın bir ilişki yaşadı. Bu ilişki cinsel bir ilişki olarak kabul edilmese de, birlikte işe gitmişler, her gün birlikte yemek yemişler ve Hoover öldüğünde tüm mal varlığını Tolson'a miras bırakmıştır. Washington'da birbirlerinden sadece birkaç metre uzakta gömülüdürler.
COINTELPRO
Hoover'ın yıkıcılara karşı yürüttüğü gayretli kampanyanın gerçek boyutu 1971 yılında savaş karşıtı aktivistlerin Philadelphia'daki bir saha ofisinden çok gizli FBI belgelerini çalmasıyla ortaya çıktı. Dosyalarda sol gruplara, savaş karşıtı aktivistlere ve sivil haklar savunucularına karşı karalama kampanyaları, muhbirler, sızma ve evlilikleri bozma ve insanları işten attırma çabalarını içeren geniş kapsamlı bir program ayrıntılı olarak anlatılıyordu.
COINTELPRO kod adlı bu sözde "karşı istihbarat programı" o zamandan beri bir "kirli oyunlar" programı olarak tanımlanmaktadır. Dahili bir FBI notu programın amacını özetliyordu: Hoover tarafından "Amerikan karşıtı" olarak görülen tüm faaliyetleri "ifşa etmek, bozmak, yanlış yönlendirmek, itibarsızlaştırmak ya da başka bir şekilde etkisiz hale getirmek".
Komünizm tehdidini kullanarak "Siyah Aşırılıkçılar" veya "Siyah Milliyetçi Nefret Grupları" olarak etiketlenen sivil haklar aktivistleri başta olmak üzere çok çeşitli sivil toplum gruplarını hedef alan Hoover, 1956 ile 1971 yılları arasında yıkıcı olarak gördüğü tüm yerel örgütlere karşı devlet destekli bir terör kampanyası yürüttü.
Birleşik Devletler'in En Güçlü Adamı mı?
Kariyeri boyunca J. Edgar Hoover'ın sahip olduğu muazzam güç hakkında endişeler dile getirildi. Sekiz ABD Başkanı döneminde görev yaptı ve iddialara göre hepsi hakkında gizli dosyalar tuttu.
1950'de Kore Savaşı başladıktan sonra Hoover, sadakatsizlikten şüphelenilen 12.000 Amerikalının gözaltına alınması için bir plan sundu. Başkan Harry Truman bu teklifi reddetti ve Hoover'ın "Dünya Çapında İstihbarat Servisi" planını da Amerikan "Gestapo"sunun kurulmasına benzeterek geri çevirdi. Hoover öfkelendi ve daha sonra Başkan'dan gelecekteki kararlaştırılmış istihbarat görüşmelerini sakladı.
Hem Harry Truman hem de John F. Kennedy, Hoover'ı kovmanın kendilerine siyasi maliyetinin çok büyük olduğunu iddia etti. 1971'de Richard Nixon'ın, Hoover'ın bunu yapması halinde kendisine karşı misilleme yapmasından korktuğunu söylediği kaydedilmiştir. Hover'ın ölümünün ardından Kongre, gelecekteki FBI Direktörlerinin görev süresini on yılla sınırlayan bir yasayı hızla kabul etti.