"Altın! Amerikan Nehri'nden altın!" Samuel Brannan, elinde bir şişe saf altın tozu tutarak San Francisco sokaklarında bir aşağı bir yukarı yürüdü. Bu muzaffer görünen duyuru ve 1848'de yakındaki Sutter Değirmeni'nde altının keşfi, Kaliforniya için yeni bir çağı başlatacaktı—vahşice zengin olmayı isteyen milyonlarca yerleşimcinin az bilinen bir cepheye yarış ederek akın ettiği bir dönemdi.
Kaliforniya Soykırımı
Altın, Kaliforniya'ya 1849 ve sonrasında gelen beyaz yerleşimciler için refah ve güç anlamına geliyordu ancak eyaletteki barışçıl yerli nüfus için tam anlamıyla bir yıkım ve felaket olacaktı. Sadece 20 yıl içinde Kaliforniya'daki Yerli Amerikalıların yüzde 80'i yok edildi. 9.000 ila 16.000 kadar insan soğukkanlılıkla öldürüldü—kalanlarsa topraklarına el konulması ve yeni yerleşimcilerden aldıkları hastalıklar sebebiyle hayatını kaybetti. Kaliforniya eyaleti tarafından destek verilen ve vatandaşların neşeyle ayak uydurduğu bir soykırım politikasının kurbanları oldular.
Bugün Kaliforniya Soykırımı ABD tarihinin en insanlık dışı, çirkin bölümlerinden biridir. Kaliforniya eyaleti ırkçı tarihi ile bilinir ve buna Meksika kökenli insanların zorla kısırlaştırılması ve II. Dünya Savaşı sırasında 120.000 kadar Japon asıllı kişinin gözaltına alınması dahil. Ancak bunlar yaşanmadan çok önce, yeni kurulmuş eyaletin ilk önceliklerinden biri kendisini büyük Amerikan yerli nüfusundan arındırmaktı ve bunu bir tür intikam duygusu yaratarak yaptı.
Kaliforniya'nın yerli halkının uzun ve zengin bir tarihi vardı: 80 kadar farklı dili konuşan yüzbinlerce Kızılderili binlerce yıldır bölgenin sahibiydi. Meksika-Amerika Savaşı'nın bir sonucu olarak Kaliforniya 1848'de Amerika Birleşik Devletleri'nin parçası oldu. Daha sonra 1850'de eyalet yapıldı. Eyalet ve federal hükümetlerin hem yeni yerleşimcilere yer açması hem de kabilelerin topraklarındaki altını talep etmesi zorunluydu. Kızılderililerin bağnaz olduğu korkusuyla motive edilen yerleşimciler kalan yaklaşık 150.000 Yerli Amerikalıyı ortadan kaldırmaya teşvik ediliyordu.
Daily Alta California gazetesinin 1849'a ait bir manşetinde günün önyargıları görülür: "Beyazlar, madenlerde daha uzun süre güvenle çalışmak için önce vahşileri yok etmenin gerekli olacağına kesinlikle inanıyor".
Sözde "Kızılderili Sorunu"
Sözde "Kızılderili Sorunu"nun ülkenin egemenliğine yönelik en büyük tehditlerden biri olduğunu öne süren hükümet, vatandaşlara soykırım süresince yardım etti. Eyalet yasama meclisinin ilk oturumunda beyaz yerleşimcilere Kızılderili çocukların velayetini alma hakkı verildi. Böylece Kaliforniya Kızılderililerini köleleştirmek yasal hale gelmişti.
Yasa aynı zamanda beyazlara Kızılderilileri "aylak aylak dolaşmak" veya "alkol bulundurmak" gibi küçük suçlardan tutuklama hakkı verdi ve bir beyazın Yerli Amerikalı'yı, işlediği suçun para cezasını ödemesi için çalıştırmasını mümkün kıldı. Zaten suistimal dolu yasa daha da suistimal edildi ve nihayetinde on binlerce Kızılderili'nin "korunmaları" için köleleştirilmesine yol açtı.
Bu sadece bir başlangıçtı. Eyaletin ilk valisi Peter Hardenman Burnett, Yerli Kaliforniyalıları tembel, vahşi ve tehlikeli olarak görüyordu (veya göstermeye çalışıyordu). Beyaz yerleşimcilerin onların bölgelerini ele geçirdiğini ve hastalık getirdiğini kabul etmesine rağmen "iki ırkın buluşmasının kaçınılmaz sonucu" diyerek yaşananları küçümsüyordu.
1851'deki ikinci eyalet toplantısında yasa koyuculara, "Kızılderili ırkının nesli tükenene kadar, ırklar arasındaki imha savaşının devam edeceği beklenmelidir," dedi. Peter Hardeman Burnett'in iyi olduğu bir şey varsa o da insan algısına yön vermesiydi: "Bu sonucu acı bir pişmanlıkla öngörüyor olsak da, ırkın kaçınılmaz kaderi, insanın önleme gücünün veya bilgeliğinin ötesindedir."
Zengin olmak için öldürmek
Burnett bırakın böyle bir kıyımı önlemeye çalışmayı, aksine kışkırttı. Yerli Amerikalıları öldürmesi için yerel milisleri silahlandırdı. Bunun için eyalet parasından ayırdı. Eyalet, ABD Ordusu'nun yardımıyla devasa bir cephanelik oluşturdu. Bu silahlar Kaliforniya halkını öldürmekle görevli yerel milislere verildi.
Eyalet milisleri Kızılderili köylerine baskın düzenledi, yerlileri vurdu ve bazen kafa derisini yüzdü. İnsanlar bir süre sonra öldürme işlemini kendileri yapmaya başladı. Yerel Amerikan yönetimleri Kızılderililerin kafalarına ödül koydu ve öldürdükleri insanların atlarını çalıp getiren göçmenlere ödeme yaptı.
Devletin katilleri cezalandırmak yerine ödüllendirmesi 1846 ile 1873 yılları arasında süren milis saldırılarda en az 6.460 Kaliforniyalının soykırıma uğramasına neden oldu. Tarihçiler ABD Ordusu'nun da bizzat cinayete katıldığını ve en az 1.600 yerli Kaliforniyalıyı öldürdüğünü belirtir.
Tüm kabilelerde büyük katliamlar gerçekleşiyordu . Örneğin, 1850'de kadınlar ve çocuklar dahil olmak üzere yaklaşık 400 Pomo insanı, ABD Süvarileri ve yerel gönüllüler tarafından San Francisco'nun kuzeyindeki Clear Göl'de katledildiler. Hayatta kalan az sayıda kişiden biri kanlı gölde saklanıp bir sazdan nefes alarak yaşayan Ni'ka adında 6 yaşındaki bir kız oldu. Bugün Pomo insanları her yıl Clear Göl Soykırımı'nı hatırlamak için gölde toplanır.
Bunlar olurken beyaz yerleşimciler ve Kaliforniya hükümeti yerli halkı köleleştirdi ve en azından 1860'ların ortalarına kadar onları çiftlik sahipleri için çalışmaya zorladı. Yerli Amerikalılar daha sonra hükümetin rezervasyon sistemine alınarak köle olarak çalıştırılmaya devam edildi. Çocukları ise "Kızılderili asimilasyon okullarına" gitmeye zorlandı.
Yalnızca Altına Hücum'un ilk iki yılında tahminen 100.000 Yerli Amerikalı öldürüldü; 1873'e gelindiğinde 150.000 yerli insandan sadece 30.000 kalmıştı. Tarih araştırmalarına göre Kaliforniya eyaleti 16.000 kadar insanı öldürmek için günde 1.7 milyon dolar harcamıştı.
Bugün tüm soykırıma rağmen Kaliforniya hala Amerika Birleşik Devletleri'nin en büyük Kızılderili nüfusuna sahip. Eyalette federal olarak tanınan 109 kabile var. Ancak eyaletin, kuruluş günlerinde yerli halka uyguladığı muamelenin ve Yerli Amerikalıları katletmesinin Kaliforniya'nın refahında oynadığı rol bugün çok az insan tarafından biliniyor. Kaliforniya, bugün adı Kaliforniya Soykırımı olan katliam için henüz 2019'da Kızılderililerden "soykırım için özür" dilemiştir.