Barbar İstilaları olarak da isimlendirilen Kavimler Göçü yaklaşık MS 300 ila 700 arasında Avrupa'da meydana geldi ve Geç Antik Çağ'dan Erken Orta Çağ'a geçişi başlattı. Bu devasa göç dalgasını hem Roma İmparatorluğu'ndaki değişiklikler hem de barbar akınları tetikledi. Bu dönemde göç etmiş toplumlar arasında Cermen ve Slav kabilelerin yanı sıra Moğol-Türk karışımı Hunlar, Gotlar, Vandallar, Bulgarlar, Alanlar, Suevler (Suebler, Süevler), Frizler ve Franklar var. Kavimler Göçü'nün önemli bir tetikleyicisi bir çeşit Türk dilini konuşan Hunların akınları olmuştur. Hunların saldırıları Cermen dahil pek çok ulusu Avrupa'nın içlerine ve ötesine göç ettirdi.
Kavimler Göçü ile şekillenen Avrupa
Kavimler Göçü iki aşamaya ayrılabilir: İlk aşama MS 300 ile 500 arasında yaşandı, Cermen kökenli toplumlar eski Batı Roma İmparatorluğu'nun çoğu bölgesini kontrolüne almaya başladı. Bu anlamda Roma topraklarına resmi olarak ilk ayak basan kavim 376'da Vizigotlardı. Kendileri Hun saldırılarından kaçmış ve Roma'ya mülteci olarak sığınmıştı. Ancak Roma, Tuna sınırını savunmaları koşuluyla onları kabul edeceğini söyleyince zamanla isyan ettiler ve İtalya'yı işgal edip Roma'yı yağmaladılar. Daha sonra MS 410'da İberya'ya (Gürcistan) yerleşerek kurdukları krallık 300 yıl hüküm sürdü.
İtalya'dayken Teoderik liderliğindeki Ostrogotlar tarafından Roma topraklarına sürülmüşlerdi. Bu yüzden İtalya'ya yerleşenler Ostrogotlar oldu. Batı Cermen kabilesinin bir birleşimi olan Franklar ise Roma ile iyi ilişkilere sahipti ve ilk kez 5. yüzyılda Roma topraklarına yavaş ve barışçıl bir şekilde girdiler. Onlar da Galya'ya yerleşti (Günümüzde Batı Avrupa'nın büyük kısmı, Fransa, Kuzey İtalya, Belçika, Batı İsviçre, Almanya ve Hollanda).
Franklar, Roma-Galya karışımı bir nüfusa hükümdar oldu ve yerel halk tarafından genel olarak benimsendiler. Alamanlar, Burgundlar ve Vizigotların saldırılarını savuşturan Frank krallığı gelecekte Fransa ve Almanya devletlerine dönüşecekti. Kavimler Göçü'nde en yavaş Britanya Roması istila edildi. Buraya Angluslar ve Saksonlar yerleştiler.
İkinci dönem Kavimler Göçü
MS 500 ile 700 arasındaki ikinci Kavimler Göçü döneminde Slav kabileleri Orta ve Doğu Avrupa'ya, özellikle Doğu Cermanya'ya yerleşti ve burayı yavaş yavaş Slav hale getirdi. Göktürk'ler 552'de Asya'nın doğusunda kurulurken Türk boyu Avarlar 567'de çoktan Avrupa'ya gelmiş ve Gepid Krallığı ile savaşmıştı. Büyük Macaristan Ovası'na yerleşen Avarlar Avar Kağanlığı'nı kurdular ve 9. yüzyıla kadar ayakta kaldılar.
MS 2. yüzyılda Doğu Avrupa'da yaşadıkları bilinen ve Türk kökenli bir grup olan Bulgarlar MS 7. yüzyılda Bizans İmparatorluğu'nun Balkan bölgesini fethetti. Onlar da sonradan Slavlaştırıldı.
Bir başka Cermen halkı olan Lombardlar şimdi Lombardiya olarak bilinen kuzey İtalya'daki bölgeye yerleşti. Avrupa'yı şekillendiren tek akın Kavimler Göçü olmadı. Tam olarak Kavimler Göçü ile bağlantılı olmasa da MS 1000'den sonra devam eden Viking, Magyar, Mağribi, Türk ve Moğol akınları özellikle Orta ve Doğu Avrupa'nın şekillenmesinde önemli rol oynadı.
Kavimler Göçü neden yaşandı?
Büyük Göç veya Kavimler Göçü 4. yüzyılın ortalarında doğudan Hunların istilası ile başladı ve başta Roma İmparatorluğu olmak üzere 8. yüzyıla kadar Avrupa'da etnik bir değişim başlattı. Romalılar ve Romalılaştırılmış Keltlerin yerini büyük ölçüde Cermen ve daha küçük bir ölçekte Türk yerleşimciler aldı. Bu nedenle Kavimler Göçü Cermen kabileleri ile Romalaşmış nüfus arasında kültürel, dilsel ve ardından dinsel çatışmalar yaşatmıştır. Kavimler Göçü Orta Çağ boyunca Avrupa'da yeni devletlerin kurulması ve gelişmesine ön ayak oldu.
Çoğu araştırmacı daha verimli toprak arayışının ve daha yaşanılası bir iklimde hayat sürmenin büyük göçün ana nedeni olduğuna inanıyor. Hatta bu sebeple bir tür iklim değişikliği yaşanmış olabileceği düşünülür. Özellikle zamanın Roma tarihçilerinin kayıtları iklimde genel olarak bir soğuma olduğuna işaret eder. İnsanlar bu nedenle denizden uzak karasal iklime sahip bölgelerden daha ılıman iklimi olan sulak Avrupa bölgesine göç ettiler. Göçün zirvesi MS 535-536 civarında sert soğukların yaşandığı dönemde meydana geldi. Yoğun mahsul kıtlığı ve artan hastalık çocuk ve yaşlı ölümlerine katkıda bulundu.
Batı Roma İmparatorluğu'nun çöküşü ile demografik bir düşüş yaşandı. Güney Avrupa'nın nüfusu 37 milyondan 10 milyona düştü. 7. yüzyıla gelindiğinde daha önce Batı Roma İmparatorluğu'na ait olan bölgelerin nüfusu büyük ölçüde azalmıştı. Nüfus düşüşünün nedeni savaşların yanı sıra mahsul kıtlığı ve salgın hastalıklardır. Çoğunlukla Alpler'in kuzeyindeki köyler terk edildi.
Büyük Göç'ün ana nedenlerinden biri Roma İmparatorluğu'nun etnik, coğrafi, iklimsel ve ekonomik faktörlerin birleşimiyle zayıflamasıdır. Roma siyasi hayatı despotizm ve önde gelen askeri liderler arasındaki iktidar ve taht mücadelesi ile çevriliydi. Bu olaylar Romalıların hayati değerlerini değiştirdi.
Geç Roma İmparatorluğu zayıf bir orduya sahip olan ve yaşamın dış politika (savaş, ticaret, genişleme) değil festival ve şölenler ile yön bulduğu hayattan zevk almaya odaklanan tipik bir Akdeniz ülkesi olmuştu. İmparatorlukta etki merkezi İtalya ve İspanya yerine ekonomik olarak daha aktif olan Galya'ya kaymaya başladı. Roma sınırının yakınında yaşayan Cermen toplumları imparatorluğun ekonomik ve politik yaşamına giderek daha fazla dahil oldular.
Nüfus tahmini
Antik Çağ'daki Cermen kabilelerinin nüfusunun 3 milyon olduğu tahmin ediliyor: Kavimler Göçü başlarken Frankların sayısı 80 bin, Burgundlar 100 bin, Vandallar 20 bin kişiydi (ve Cebelitarık Boğazı'nı geçtikleri tarihte 80 bin kişi olmuşlardı).
Öte yandan Roma İmparatorluğu'nun ve Roma ordusunun toplam nüfusu barbarların sayısından çok daha fazlaydı. Bir İngiliz tarihçi, üçüncü yüzyılda Roma İmparatorluğu'nu nüfusunu yaklaşık 120 milyon kişi olarak tanımlar: Roma vatandaşı 20 milyon, vilayetlerin sakinleri 40 milyon ve köle sayısı 60 milyon.
Demografik değişim
Akdeniz ve Kuzey Karadeniz kıyısındaki kendi kendine örgütlenme ve ticaret sayesinde refahın artması İskit ve Sarmatya'da yaşayan uluslarda demografik bir patlama başlattı. Soğuk iklimi ve az gelişmiş toprakları ile Kuzey Avrasya artan nüfusu desteklemiyordu. Güneye, Roma İmparatorluğu'nun sınırlarına yani nüfusun az olduğu yakın bölgelere (başta Ren, İsviçre, Panunya ve Balkanlar havzasına) göç kaçınılmaz oldu.
Roma hükümdarları Alanlar, Gotlar ve Hunları paralı askerleri yaparak ve ailelerine imparatorluğun dış mahallelerinde yerler vererek Kavimler Göçü'nü hızlandırdılar. İnsanlar bu topraklarda daha yumuşak bir iklim ve bol miktarda tarımsal ürün buluyordu. Roma'nın kademeli olarak zayıflaması imparatorluğu özgürlük seven Cermenlere ve Türklerden oluşan İskitlere daha fazla bağımlı hale getirdi.
Krizde olan Roma devleti, kuzeyli ve doğulu paralı askerleri kendine çekerek imparatorluğun iç yaşamını canlandırmaya çalıştı. Ancak Romalılar ile onlara göre "barbar" olan kavimler arasındaki ilişki dostane değildi. Roma da aslında farklı ülkelerden ve halklardan gelen göçmenlerin etkisiyle kurulmuştu. Hatta o zamanların Roma'sına asker olarak hizmet eden koloniler İtalya'ya yerleşmişti.
Kavimler Göçü'nün etkileri
Kavimler Göçü Batı Avrupa'daki birçok dilin temelini oluşturan Latin dilinin (sözde "kaba Latince") oluşumuna katkıda bulundu. Kavimler Göçü ile yapılan savaşlar bir yandan birçok toplumu ve kabileyi yok ederken bir yandan modern Avrupa devletlerinin temelinin atılmasını sağladı ve yeni kültürler gelişti. Komşu olan kabileler birbirlerinden birçok bilgi ve beceri ödünç aldılar. Ancak Kavimler Göçü aynı zamanda yeni yeşermeye başlayan kuzey kabilelerinin ve göçebe toplumların kültürüne önemli zarar vermiştir. Kuzey Avrupa'nın yerli halklarının pek çoğu yavaş yavaş yok edildi.