Platon'un Meno'su: Erdem Nedir ve Öğretilebilir mi?

Platon'un Meno'su etik konusundaki en etkili eserlerinden biridir. Erdem nedir ve Platon'un erdem anlayışı onun daha geniş felsefesiyle nasıl ilişkilidir?

platon

Platon'un Meno'su, hiç eskimeyen bir soruyu araştıran etkili bir platonik diyalogdur: Erdem nedir? Platon'un eserlerinde yaygın olduğu üzere, diyalog Sokrates ve diğer muhataplar arasındaki karşılıklı konuşmalardan oluşur. Bu etik tartışması ile Platon'un daha geniş felsefesi (özellikle metafizik unsurları) arasında birçok ilginç bağlantı vardır. Ayrıca Platon'un öğrenme ve hatırlama hakkındaki görüşlerini ve bir köleye matematik öğretilen ünlü pasajı da inceleyeceğiz.

Platon'a Göre Erdem Nedir?

Meno'yu baştan sona kat eden temel soru basitçe şudur: Erdem nedir? İlk cevap Sokrates'in diyalogdaki ana muhatabı olan Meno tarafından verilir (Anytus tarafından kısa bir süreliğine araya girilir).

Meno'nun ilk cevabı, neyin erdem sayılacağının oldukça açık olduğunu, çünkü neyin erdem sayılacağının belli bir tür insan için (apaçık) doğal amaçlara bağlı olduğunu öne sürer. Meno'nun aslında yaptığı şeyin farklı erdem türlerini listelemek olduğu göz önüne alındığında, bu soruya sadece kısmen cevap veriyor gibi görünmektedir. Bunun anlamı, Sokrates'in sorusuna verilecek doğrudan bir cevabın basitçe şu olacağıdır: Erdemin ne olduğu tamamen kişinin türüne bağlıdır.

Sokrates'in bu erdem anlayışına verdiği ilk yanıt şudur: Eğer gerçekten de çeşitli türlerde erdemler varsa, o zaman "erdem" adına layık olmaları için yine de onları birleştiren bir şey olmalıdır. Başka bir deyişle, "Erdem nedir?" sorusuna basitçe "erdemin pek çok biçimi vardır" yanıtını vermek yeterli değildir.

Aslında, daha genel olarak, "x nedir?" sorusu basitçe "bana bazı x örnekleri ver" anlamına gelmez, daha ziyade "bana x'in doğası hakkında bilgi ver" anlamına gelir. Başka bir deyişle, x'in gerçekte ne olduğunu sormak isteyebiliriz.

Dolayısıyla Meno'nun bu noktada makul olarak benimseyebileceği seçenekler aşağıdaki gibidir. İlk olarak, çeşitli erdem biçimlerinin ortak noktalarının ne olduğunu açıklayabilirdi. Aksi takdirde, 'erdem' teriminin geçerliliğini veya uygulanabilirliğini reddedebilir, ancak insanların erdem hakkında bir soru sorduklarında ne demek istediklerini bildiğini kabul ederek, yine de basitçe bir açıklama yapmaya çalışabilirdi.

Bu yaygın bir stratejidir – bir tanım arayan belirli bir soruya, tanımı aranan şey mevcut olmasa da, terimin uygulanmasının bir yolu olduğunu ve örnekleri sıralamanın yanıt vermenin en iyi yolu olduğunu öne sürerek meşru bir şekilde yanıt verilebilir.

Erdemin (Eşsiz) Doğası

Platon, Giordano Luca, 1660
Platon, Giordano Luca, 1660. Kaynak: WikiArt.

Meno, Sokrates'in teşvik ettiği gibi, "erdemin bütün ve sağlam kalmasına izin vermesi" ve listelediği tüm erdem örneklerini birbirine bağlayan şeyin ne olduğuna dair bir açıklama yapmaya çalışması gerektiğine ikna olur. Bu nedenle Meno, erdemi güzel şeyleri arzulamak ve onları elde etme gücüne sahip olmak olarak nitelendirerek ikinci bir tanım vermeye çalışır.

Sokrates buna, herkesin kötü olduğuna inandığı şeyleri arzulayıp arzulamadığı sorusunu ortaya atarak yanıt verir. Meno sonunda hiç kimsenin gerçekten de bunu arzulamadığına ikna olur. Sokrates'in peşine düştüğü nokta, peşine düştükleri değer fikrine nesnel bir temel kazandırmaktır.

Güç tartışmasına geçerler (Meno güzel şeyler elde etme gücünden bahsettiğinden beri) ve Sokrates, belirli türden insanların -örneğin kölelerin- erdem anlayışlarının güçleri tarafından belirlenmesinin makul olamayacağı fikrini ortaya atar, çünkü bu onların doğası tarafından engellenmiş gibi görünmektedir.

Sokrates, aklında genel bir teori olmadan, yalnızca muhatap olunan insan türlerine dayalı bir erdem anlayışını reddetse de, böyle bir teorinin genel olarak uygulanabilir olması gerektiğini, yani her tür insan için geçerli olması gerektiğini de savunur!

Bu, genel bir teori peşinde koşmanın açık bir sonucu gibi görünebilir, ancak bu noktada yapılabilecek hatalı bir itirazı bertaraf etmek için detaylandırmaya değer: yani, Sokrates başlangıçta erdemi genel olarak tanımlamak isterken, şimdi belirli bir tür insan için erdemin ne olduğuna odaklanıyor gibi görünmektedir. Elbette genel bir erdem teorisi, erdemin her tür insan için aynı şekilde tezahür ettiğini iddia etmek zorunda değildir.

Erdem ve Platon'un Metafiziği Arasındaki Bağlantı

Burada Platon'un metafiziğiyle altta yatan bir bağlantı vardır. Buradaki ilke, şeylerin temel kavramına dair bir farkındalık olmaksızın bir şeyin bir parçasının bilinemeyeceğidir. Platon metafiziği de aynı türden bir varsayıma dayanır: yani, eğer anlamayı umuyorsak, şeylere dair anlayışımızın kavramlara dair bir anlayıştan türetilmesi gerekir.

Bu noktada Meno, kişinin hakkında emin olmadığı bir şeyi araştıramayacağını göstermek için oldukça sonuçsuz bir girişimde bulunur: "[Erdemin] ne olduğunu bilmezken onu nasıl arayacaksın?" Meno'nun önerisi paradoksaldır.

Görünüşe göre, kişi bilmediği bir şeyi araştıramaz (onun da işaret ettiği gibi, kişinin onu ne zaman bulduğunu bilmesinin hiçbir yolu yoktur) ve elbette, kişi zaten bildiği bir şeyi araştıramaz. Dolayısıyla Meno, her türlü araştırmanın anlamsız olduğunu öne sürüyor gibi görünmektedir.

Bu ilk bakışta pek de ikna edici bir argüman gibi görünmüyor. Ne de olsa henüz bilmediğimiz, ancak gerekli bilgi sunulduğunda gördüğümüzde tanıyacağımız pek çok şey vardır.

Yine de bu umut vaat etmeyen argüman çizgisi, Platonik diyalogların en ünlü pasajlarından birini ortaya çıkarır ve Sokrates'e Platon'un en ünlü doktrinlerinden birini ifşa etme şansı verir. Bu, tüm bilginin gerçekten hatırlama olduğunu savunan doktrindir.

Sokrates tüm insan ruhlarının ölümsüz olduğunu ve bu nedenle deneyimlenebilecek her şeyi deneyimlemiş, görülebilecek her şeyi görmüş ve zaten anlayabilecekleri her şeyi anlamış olmaları gerektiğini açıklar. Yeni bulunan herhangi bir bilgi sadece bir hatırlama eylemidir.

Sokrates'in Hatırlama Olarak Bilgi Savunusu

Yaşamlarımız boyunca öğrendiğimiz şeyler bizim için yeni değildir. Aksine, ölümlü yaşamlarımız ölümsüz ruhumuzun bildiği ama bizim doğrudan farkında olmadığımız şeyleri hatırlamak için bir fırsattır. Sokrates, Meno'nun kölelerinden birini kullanarak bu fikrin meşhur bir gösterimini yapar.

Köle matematik konusunda hiçbir resmi eğitim almamıştır ama Sokrates ona bir geometri problemi çözdürür. Daha da önemlisi, Sokrates bu problemi ona doğrudan bir şey söylemeden, sadece sorular sorarak ve kendi başına çözmesi için ipuçları vererek çözdürür.

Geometrinin temel unsurlarının -uzay, nicelik, şekil, yapının karşılıklı etkileşimi- felsefi tartışmanın en temel unsurlarından bazıları olduğu düşünüldüğünde, matematiğin ve özellikle de geometrinin seçimi oldukça önemli görünmektedir. Sokrates'in köle ile yaptığı deneyde genellikle unutulan şey, kölenin kesinlikten belirsizliğe getirilmesine yapılan vurgudur.

Köle sorunun bir kısmını çözmüş olsa da, örnek kölenin bir şeyi anlamadaki başarısızlığıyla sonuçlanır. Ancak artık önündeki sorunun bir sorun olduğunun farkındadır ve bu -hem Sokrates hem de Meno hemfikirdir- bir gelişmedir.

Açıkçası, bu Sokratik yöntemin dolaylı bir temellendirmesi ve Sokrates'in platonik diyaloglar boyunca karşılaştığı ortak bir eleştiriye karşı bir savunmadır; daha önce açık bulduğumuz şeyleri belirsizleştirme eğilimindedir. Cehalet çoğu zaman açıklık görüntüsü verir, ancak en büyük arzumuz şeylerin gerçekte nasıl olduğunu anlamak olmalıdır, nasıl olmalarının rahatlatıcı olduğunu değil.

Antylus'un Meno'da Sokrates'e Uyarısı: Felsefeyi Çok İleri Götürmek

Sokrates'in Ölümü, Jacques Louis David
Sokrates'in Ölümü, Jacques Louis David, 1787. Kaynak: Met Museum.

Felsefeyi, özellikle de çok uzun zaman öncesine ait felsefeyi okurken, amacın ne olduğu her zaman net değildir. Elbette, bu eserlerde ortaya konan pek çok soruna daha iyi yanıtlarımız olduğu düşünülebilir. Yine de Meno'da, Avrupa entelektüel ve felsefi kültürünün önemli bir unsurunun ilk kez açık, klasik bir ifadeye kavuştuğu bir örnek buluyoruz.

Entelektüel bir yaşamın amacı şeylerin nasıl olduğunu anlamaktır ve bu rahatsız edici, kafa karıştırıcı ve kesin olarak ortaya konması zor olabilir. Bunu anlamak, verimli bir bilimsel yöntemin ve Platon'u takip eden birçok gelişmenin temel unsurudur. Bu aynı zamanda tartışmaları körüklemek ve mevcut otoriteleri kızdırmak için tasarlanmış bir yaklaşımdır.

Diyaloğun sonlarına doğru Antylus ortaya çıkar ve karşılıklı mutabakatla büyük olarak kabul edilen pek çok insan olduğu gerçeğinin ışığında erdemi tanımlamanın oldukça kolay olduğunu öne sürer. Sokrates buna cevap verir ve Antylus'a bu tür adamların erdemi öğretip öğretemeyeceklerini ve eğer öyleyse, büyük adamların babalarının neden çoğu zaman kendilerinin büyük olamadıklarını sorar.

Sokrates'in alayını kötü karşılayan Antylus, Sokrates'in başının yetkililerle derde girmesi durumunda çok sert konuşmaması için bir uyarıda bulunarak oradan ayrılır – bu, Sokrates'in kaderi ve Atina devleti tarafından nihai olarak idam edileceğine dair uğursuz bir ön uyarıdır.