Sovyetler Birliği'nin çöküşünü çok basit bir şekilde anlatmak istedik. Mart 1985'te Mihail Gorbaçov durgunluk içindeki Sovyetler Birliğinin lideri oldu. Sovyet Bloğunun radikal reformlara ihtiyacı olduğunu fark etti ve sosyalizmi modernleştirmeye çalıştı. Sonuç ise Avrupa'nın haritasını değiştiren ve yeni bir dünya düzeni ortaya çıkaran SSCB'nin bütünüyle dağılmasıydı.
Sovyetler Birliği'nin Çöküşünü Anlamak
Mihail Gorbaçov halkın benimsediği bir liderdi. Glasnost ve perestroyka -açıklık ve yeniden yapılanma manalı- iki kavramı uygulamaya soktu ve daha dinamik, liberal bir toplumun savunuculuğunu yaptı. Gorbaçov'un popülaritesi Afganistan'daki askerleri çektiğinde artmasına karşın SSCB'de yaşayan Rus olmayan azınlıklar bağımsızlık çalkantıları içindeydi. Gorbaçov Temmuz 1990'da Varşova Paktı içindeki ülkelerin serbest biçimde yapılan seçimlerle kendi kaderlerini tayin edebileceklerini duyurdu.
Doğu ve Orta Avrupa, Gorbaçov'un özgürlük teklifine daha çok karşılık verdi: Polonya 1989'da komünist idareyi sona erdirmeyi seçti; Macaristan Batı'yla sınırlarını açtı; ve Berlin Duvarı yıkıldı. Gorbaçov'un güç kullanarak karşılık vermemesi üzerine Çekoslovakya (Günümüzde Çekya) ve Romanya Sovyetler'den ayrıldı, ardından 1990 yılında Ukrayna ve Ermenistan, 1991'de Türkmenistan ve Tacikistan bu ayrılmayı takip etti.
Dışarıdan bakanlar için Gorbaçov bir kahramandı. Nobel Barış Ödülü kazandı ve yabancı devlet adamlarınca el üstünde tutuldu. Ancak ülkesinde yaşam standartları düştü ve derin ekonomik sıkıntılarla mücadele etti. Gorbaçov, bakanları kendisini terk ederken ve Baltık devletlerinin bağımsızlık istekleri karşı konulamaz hale gelirken imparatorluğunu bir arada tutmaya çalıştı.
Boris Yeltsin Temmuz 1991'de Rusya devlet başkanı seçildi ve Gorbaçov'u sertlik yanlısı muhaliflerin ağustos ayındaki darbesinden kurtarınca reformların öncüsü haline geldi. Aynı ay Yeltsin Sovyet Komünist Partisi'nin Rusya'daki faaliyetlerini durdurmasını emretti. Soyvetler Birliği Ukrayna, Rusya ve Belarus'un gizlice yeni bir birlik kurmayı planlamasıyla yok oluşla yüz yüze geldi. Durum sürdürülemez hale geldi ve Gorbaçov 1991 Noel'inde Sovyet devlet başkanlığından istifa etti. Kalan 15 Sovyet cumhuriyetinden 12 devlet bağımsızlık kazandı ve SSCB yıkılarak tarihe karıştı.
Komünizmin Yükselişi ve Çöküşü
Komünizm büyük düşünürlere ve aynı zamanda gerilla savaşçılarına ilham veren modern dünyanın en güçlü siyasi hareketlerinden biriydi. Sıradan insanlara yokluktan ve baskıdan kurtuluş sunduğu düşünüldü ve kapitalist sistemlerin Batılı muhaliflere özgü olduğunu anlattı. 1917'de Petrograd'da Kışlık Saray'ın ele geçirilmesiyle başlayan bu büyük deney Berlin Duvarı'nın yıkılması ve SSCB imparatorluğunun parçalanmasıyla 1989-1991'de sona erdi. Bugün Çin, Küba, Vietnam ve Kuzey Kore kendilerini hala komünist olarak tanımlasalar da, ülkeleri bir arada tutan güç olarak SSCB'nin olmayışıyla komünizmin çıkmaz bir yol olduğu görüşü ortak kanıdır.
Komünist rejimler komünist etkisinin en yüksek zamanında tüm dünyada bulunabilirdi. Sovyetler Birliği'nin II. Dünya Savaşı zaferinden sonra komünizm dünya nüfusunun üçte biri tarafından benimsendi. Komünizmin daha da genişleyebileceği korkusu Soğuk Savaş'ın yürütülmesine yol açtı. Günümüz dünyasında sadece beş komünist ülke mevcuttur. Çin en önde devlet durumundayken, Laos, Vietnam, Kuzey Kore ve Küba da komünist rejime sahiptir. Komünist partiler birçok demokratik ülkede var olmaya hala devam etmektedir.