Frank Kralı ve Hristiyan Avrupa'da dönemin en büyük hükümdarı Şarlman (Charlemagne) ya da Büyük Charles, MS 800 yılının son aylarında büyük ve gösterişli bir tören alayıyla Roma'ya gitti. Roma'yı daha önce de ziyaret etmişti; İtalya onun topraklarının bir parçasıydı ve kendisi de bir patrici yani Papa'nın resmi korucusuydu. Dolayısıyla San Pietro'nun kutsal anahtarları ondaydı. Ama bu gidiş farklıydı.
Artık Charles, Papa III. Leo'yu tümüyle avucunda tutuyordu. İtalyan soyluları, zina suçu işlemekte, rüşvet almakla ve papalık tahtını para vererek ele geçirmekle suçladıkları hilekar Leo'yu hiç sevmiyordu. Bir önceki yıl Leo ileri gelen Romalı soyluları tarafından düpedüz tuzağa düşürülmüş ve hapsedilmişti. Charles'in adamları onu kurtardılar ve Frank orduları Leo'yu, olayı çaresizlik içinde seyreden İtalyan din adamları ve soylulara rağmen yeniden papalık tahtına çıkardılar. Charles artık San Pietro Bazilikası'nın merdivenlerinde Leo tarafından karşılanıyordu ve bütün gücüyle bağırarak şarkı söyleyen kalabalığın, gerçek efendisinin kim olduğuna dair en ufak bir kuşkusu yoktu.
Büyük lider Şarlman (Charlemagne)
Charles'ın fetihleri namını diğer kralların önüne geçirmişti. 771'den bu yana, Frankların tek önderi olarak Lombardlara, Avarlara, Gaskonyalılara ve diğer düşmanlara karşı seferler düzenlemiş, Baltık Denizi'nden Akdeniz'e uzanan bir devlet kurmuştu. Papa'nın gözünde kendini Hrıstiyan dininin sağlam bir savunucusu olarak kanıtlamıştı. 800 yılının noel günü Charles, Papa'nın San Pietro Bazilikası'nı altınlarla, gümüşlerle, mücevherle, binlerce şamdanla, duvar halılarıyla, perdelerle ve sayısız değerli eşyayla göz alıcı biçimde süslemişti. Bu arabalar dolusu değerli eşyanın büyük kısmı sırf bu tören için Alpler'den aşırılıp bizzat Charles tarafından buraya getirilmişti.
Sunağın basamaklarında Charles'ın oğulları ve kızları diz çökmüştü, üzerinde değerli taşlarla süslü yepyeni bir altın taç duruyordu. Bu tören için Charles imparatorluk Roması modasına göre giyinmişti; mor bir yelek, altın sırmalı mor bir pelerin, ayağında da değerli taşlarla süslü sandallar. Dua etmek için diz çökmüş olan Charles doğrulurken, Papa III. Leo tacı onu başına yerleştirdi. Sonra önceden özenle yapılan provaya uygun olarak, tüm soylular bir ağızdan "Tanrı'nın taçlandırdığı yüce Charles'a, Romalıların ulu ve barışçı imparatoruna uzun ömürler ve büyük zaferler!" diye üç kez bağırdılar. Topluluğun kutsama haykırışları bazilikanın duvarlarında üç kere gök gürültüsü gibi yankılandı.
Görevimiz, Ulu Tanrı'nın yardımıyla, İsa'nın Kutsal Kilisesi'ni dışarıdan putperestlerin saldırısına ve dinsizlerin yağmalamasına karşı korumak, içeride de Katolik inancını pekiştirmektir.
Şarlman
Şarlman'ın tek hükümdarlık dönemi
İtalya'da, son Batı Roma imparatorlarının hüküm sürmesinden bu yana 300 yılı aşkın zaman geçmişti. Şimdi Roma İmparatorluğu kıta Avrupası'nın tüm hristiyan uluslarını yöneten tek bir hükümdarın egemenliğinde birleşiyordu. Şarlman sıradan bir kralın yükseldiği saygınlığın çok üstüne, bütün hükümdarlardan daha yüksek bir mevkiye çıkmıştı. Yunanca konuşan Doğu'da Roma İmparatorluğu'nun yarısı, hiçbir zaman ihtişamını kaybetmemiş Bizans'ta varlığını sürdürüyordu. Avrupalı krallar daha zengin, daha gösterişli bir yaşam süren ve daha soylu Bizans İmparatorları karşısında ister istemez aşağılık duygusuna kapılıyorlardı.
Şarlman gururla onlarla eşit olduğunu savunurken, çağdaşları gibi, yeni bir dünya idealini ortaya atmıyor, tam tersine Roma'nın önceki altın çağına dönüşünü arzuluyordu. Charles taç giyme töreninde üç kere yinelenen alkıştan sonra herkes Papa III. Leo'nun yeni imparator karşısında diz çöküşünü ilgiyle izledi. Bu, Bizans'ta bir imparatorun taç giyme töreninin bilinçli bir taklidiydi.
Yeni imparator kuzeye dönerken Ravenna'ya, Roma imparatorlarının son başkenti ve MS 410 yılında Roma'nın yağmalanmasının ardından onların yerine geçen Ostrogot krallarının merkezi olan bu şehre uğradı. Şarlman, son Ostrogot kralı Büyük Teoderik'in at üstündeki heykelinden çok etkilendi. Heykelin kuzeye, Aachen'a taşınmasını emretti.
Şarlman Aachen'da kendine Roma imparatorlarının herhangi bir sarayına benzer bir saray yaptırmıştı. Sarayın bugün bile ayakta olan sekizgen şapeli, Ravenna'daki, İustinianus'un kilisesi San Vitale'yi örnek almıştı. Sarayda ayrıca uzun bir kabul salonu, bir kütüphane ve bir de kaplıcalardan sıcak suyla doldurulan mermer yüzme havuzu bulunuyordu. Çok geçmeden halk, Theoderich'in Aachen'a yerleştirilen heykelinin büyük Şarlman'ın olduğuna inanmaya başladı.
Şarlman ve iktidara yükseliş hikayesi
Yazımızın üstteki bölümünde Şarlman (Charlemagne)'in tüm hristiyan Avrupa'nın hükümdarı olduğu zaman diliminden bahsetmiştik. Şimdi Şarlman'ı bu sürece götüren aşamaları ve sonrasını detaylıca ele alacağız. Siyasi birliğin sağlanmasıyla sanatın ve kültürel gelişmelerin önü dikkate değer şekilde açılmış; Şarlman bu yönleriyle gerçekten benzersiz bir hükümdar olmayı başarmıştı.
Franklar, eski Roma İmparatorluğu topraklarında yaşayan birçok barbar Cermen kabilesi arasında en barbar olanlardı. Kral Clovis döneminde, Kuzey Galya'da kısa zamanda güçlü bir devlet kurdular ve bu devlet yavaş yavaş diğer Cermen kabilelerini yendi, eritti veya egemenliği altına aldı. O zamanlar Avrupa'da yaşanan karmaşa içerisinde Franklar, rakiplerinin 6. yüzyıl boyunca Bizanslılarla ve 720'den itibaren Avrupa'da at koşturan Araplarla mücadele etmek zorunda kalmasını fırsat bilmişlerdi.
Frankların başına birbiri ardında sağduyulu ve başarılı liderler geldi. Şarlman'ın büyükbabası Charles Martel 732 yılında Poitiers'de Arap ordularını bozguna uğratıp (bkz: Puvatya Muharebesi) Müslümanların kuzeye doğru ilerlemesini önleyerek Avrupa'da ün kazandı. Charles Martel'in oğlu Kısa Pepin diye bilinen III. Pepin, Frankların ülkesi Fransa'yı tek egemenlik altında birleştirdi. Pepin asıl büyük siyasi başarısını, Papa III. Stephanus'un, İtalya'yı istila eden Lombardlara çağrısına koşarak kazanmış oldu. Bu tarihten itibaren Papa Stephanus ve ondan sonra gelen papalar, Frank krallarını papalık toplulukların koruyucusu olarak kabul ettiler.
Saksonların tükenişi
Frankların geleneği, mirasın oğulları arasında bölünmesini öngörüyordu. Kısa Pepin'in 768'deki ölümü üzerine Büyük Charles (sonradan Charlemagne) krallığı erkek kardeşi Carloman'la bölüşmek zorunda kaldı. Carloman üç yıl sonra ölünce Charles kardeşinin payına el koydu ve babası Pepin'den daha güçlü bir yayılma politikası izledi. Papa I. Hadrianus'un talebi üzerine Charles 773 yılında Alpler'i aşarak Lombard krallığını tümüyle yok ederek kendi ülkesine kattı. Bavyera Dükü Tassilo, Charles'ın hükümdarlığını kabul etmek zorunda kaldı ve daha sonra da ihanet iddiasıyla kuşkulu bir yargılamanın ardından tahtından indirildi.
Charles'ın şansı 778'deki İspanya seferinde döndü; orada, Roncesvalles'de, yüzyıllar boyunca Fransız gezgin şairlerin Roland Efsanesi adıyla ölümsüzleştireceği bir yenilgiye uğradı. Charles, Magriplilerin İspanyası'nı fethedemese de Pirenelerin güneyinde ve Ebro Irmağı'nın kuzeyinde bir sınır bölgesi oluşturdu. Ardından, Charles'ın putperest Saksonlara karşı açtığı savaş tam anlamıyla haçlı seferine dönmüştü. Bu da Sakson topraklarının yağmalanmasına, yıkılıp yakılmasına yol açtı ve sonunda Sakson liderler çaresiz vaftiz edilmeyi kabul ederek Frank Kralı'na boyun eğdiler.
Ataları gibi Charles da ünlü Roma siyasetini uyguladı, yenik düşürdüğü ulusların savaşçılarını kendi ordularına aldı. Böylece çeşitli halklardan bir kuvvet meydana getirdi ve bunlar imparatorun gelecekteki fetihlerinde ganimetten paylarını aldılar.
Şarlman neleri başardı?
MS 800'e gelindiğinde, Şarlman hemen hemen tüm Hristiyan Avrupa'yı avcunun içine almıştı ve hükmediyordu. Geniş topraklarındaki Frank mahkemelerinde Frank yasası uygulanıyordu. Birleşmiş bir Hristiyan imparatorluğunun başı olarak Şarlman kendini Bizans imparatorluğuna denk görüyordu ve zamanla Bizanslılar tarafından da Batı'nın imparatoru olarak tanındı.
Ama Şarlman'ın en dikkate değer başarısı eğitimin ve öğretimin, yani bilimin canlandırılması ve desteklenmesiydi. Kilise adamlarına ve bilginlerine önem veriyordu. Siyasi ve askeri başarıları onun sarayını batı ve orta Avrupa'nın en zengin sarayı yaptığından, yükselmek isteyen sayısız sanatçı ve aydın bu sarayın çekimine kapılıyordu. Şarlman tüm manastırlarda okuma yazma öğretilmesini emretti. 782'de Northumberlandlı bilgin Alcuin'i Aachen'daki başkentine eğitim bakanı olarak getirdi.
Alcuin iyi eğitim veren okullar kurdu ve eğitime standartlar getirdi. Scriptorium'dan Antikçağ dünyasından binlerce kitap büyük titizlikle kopya ediliyordu. Avrupa'da varlığını sürdürebilmiş olan Latin klasiklerinin hemen hemen tamamı, bu kopyalar aracılığıyla bize kadar gelebilmiştir. Böyle başlayan Karolenj Rönesansı, Şarlman'ın torunu Dazlak Kral döneminde büsbütün yeşerip yerleşecekti.
Şarlman nasıl bir insandı?
Şarlman ile ilgili gerçekleri dönemin abartılı öykülerinden ayırt etmek kolay değildir. Şarlman her anlamda büyük bir kraldı. Boyu 1,80'den uzundu ve güçlü biriydi. Sözünü geçiren büyük bir askeri önderdi ve inanılmaz bir enerjisi ve iştahı vardı. Sonu gelmeyen seferler boyunca, en güçlü adamlarının dışında tüm yoldaşlarını yorgunluktan tüketiyordu. Savaşmazken bile, emrindeki görevlilerle birlikte seyahat ediyor, o sağlam yönetim mührünü ülkesinin en uzak köşesine kadar taşıyordu.
Şarlman Hristiyan dinine bağlı sevecen bir kraldı. Hristiyan bir hükümdarın, halkının hem manevi hem de maddi refahını sağlamasının görevi olduğuna inanırdı. Ancak Şarlman aziz değildi. Paskalya'da oruç tutmak ona ağır gelirdi. Cinsel iştahı da dillere destandı. Öfkesi bir yanardağ patlaması kadar korkunç olabiliyordu. 782'de Saksonya'da bir savaştan sonra en az 4500 Sakson esirin kellesini uçurmuştu.
Şarlman'ın ölümü ve imparatorluğun çöküşü
814'teki ölümünden önce Şarlman 36 yaşındaki oğlu Ludwig'e imparatorluk tacını giydirdi. Ama Sofu Ludwig beceriksiz bir hükümdardı ve öz oğulları Lothar, Pepin ve Ludwig ona karşı ayaklandılar. Ludwig öldüğünde Fransa oğulları arasında paylaşılmıştı.
Bundan sonra imparatorluk denetimi sadece bir simge olarak kaldı. Tarihçiler, 843 Verdun Antlaşması'yla oluşturulan Doğu Fransa ile Batı Fransa'yı, çağdaş Almanya ve Fransa'nın başlangıcı olarak görürler. Öte yandan imparatorluğun toprakları, iki yeni istila dalgası tarafından yakılıp yıkılmaktaydı; kuzeyde Vikingler ve doğuda Macarlar.
Viking fırtınası dindi; kimi kuzeyliler sonradan Normandiya olacak bölgeye yerleşti. Macarlar Doğu Fransa'nın güçlü kralı I. Otto tarafından 955'te Lechfeld Çarpışması'nda yenik düşürüldüler. I. Otto ya da Büyük Otto, 962'de Şarlman geleneğini sürdürerek, Roma'da Roma İmparatoru olarak taç giydi. Bundan böyle Almanya, imparatorluğunun kalbi olacaktı. Karolenjlerin başlattığı rönesans devam ediyor, imparatorların papalara karşı üstünlük iddiası da sürüyordu.
Son büyük hanedan Hohenstaufen'ler oldu (1152-1254). Bu hanedanın kurucusu Friedrich Barbarossa (Kızıl Sakal), Roma İmparatorluğu adına bir de "Kutsal" unvanını ekledi.
İlk Habsburglu I. Rudolf (bkz: Habsburg Hanedanı), 1272'de seçildi. 1437'den itibaren, Kutsal Roma-Cermen İmparatorluğu Viyana'dan yönetilen bir Habsburg mülkü olarak kaldı. 1806'ya kadar varlığını sürdürdü. Son imparator II. Franz bu tarihte Napolyon'a yenilmiş ve kendini Fransa'da imparator ilan eden Napolyon Bonapart bu unvanın tekrar kullanılmaması için ortadan kaldırmıştır
Şarlman (Charlemagne) ilgili kısa bilgiler
Babası Kısa Pepin kral olarak doğmadı
Genellikle Kısa Pepin olarak bilinen III. Pepin, Şarlman'ın babası ve Frankların ilk kralıydı. Kral olarak taç giymeden önce sarayın yöneticisi (kraliyet sarayının idaresi) olarak görev yapmıştır. Pepin'in iktidara yükselişi kararlı bir çabanın sonucuydu ve papa üç yıl sonra 753'te onu resmen kral olarak meshetti. Aynı zamanda Papa, Pepin'in oğulları Carloman ve Charles'ı (geleceğin Şarlman'ı) eşsiz konumlarını gösteren kutsal yağ ile meshetti. III. Pepin İmparator olarak 768 yılına kadar hüküm sürdü.
Kardeşi Carloman ortak kral olduktan kısa bir süre sonra öldü
III. Pepin'in ölümünden sonra Şarlman ve küçük kardeşi Carloman ortak kral olarak hüküm sürdüler. Ancak, Carloman'ın 769'da Aquitane'deki bir isyanı bastırmaya yardım etmeyi reddederek Şarlman'ın otoritesine karşı çıktığı olaydan da anlaşılacağı üzere, bu barışçıl bir ortak hükümdarlık değildi. Ve sonra 771'de Carloman beklenmedik bir şekilde vefat etti.
Carloman'ın beklenmedik ölümünün koşulları belirsizliğini korumaktadır. En çok kabul gören teori ölümcül bir burun kanaması geçirdiğidir; yine de bu kanamanın kaynağı tartışmalıdır; bir tarihçi mide ülserini öne sürmüştür. Şarlman, ölümünün ardından Carloman'ın tüm topraklarını ve otoritesini birleştirdi ve Frankların tek Kralı oldu.
Şarlman Avrupa'nın babası olarak kabul edilir
Şarlman, Frankların Kralı olarak, krallığını genişletmek için acımasız ama sonuçta başarılı bir çaba başlattı. 814'te öldüğünde krallığı günümüz Batı ve hatta Orta Avrupa'sının çoğunu kapsıyordu. Böylece kıtanın büyük bir kısmı Roma İmparatorluğu'nun çöküşüne kadar bir daha tek bir güç tarafından yönetilmedi. Şarlman, geçici de olsa bu birlik nedeniyle bazen "Avrupa'nın babası" olarak anılır.
Şarlman ismi çağlar boyunca Avrupa'nın birleşmesiyle eş anlamlı olmuştur; bu birlik ister Avrupa Birliği aracılığıyla barışçıl bir şekilde sağlanmış olsun isterse de kan dökülerek. Örneğin, 1806 yılında, imparatorluk hevesleri besleyen Napolyon Bonapart, "Je suis Charlemagne" (Ben Charlemagne'ım) demiştir.
İmparator olarak taç giymesi sürpriz olmuş olabilir
Papa III. Leo, 800 yılının Noel ayininde Şarlman'ı İmparator olarak meshetti. Saray bilgini Einhard'ınki de dahil olmak üzere çok sayıda hikayeye göre, Şarlman birkaç hafta önce papanın isteği üzerine Roma'ya gitmiş, ancak papa imparatorluk tacını başına koyduğunda yeni görevi karşısında şaşkınlığa uğramıştı.
Her iki tarafın da yararına olduğu için taç giydirmenin arkasında muhtemelen bir işbirliği vardı (Einhard'ın biyografisinde dostu Şarlman'ın daha mütevazı görünmesini istemiş olması da mümkündür). Taç giyme töreninin önemli bir yönü de Şarlman'ı, amacı pagan Roma İmparatorluğu'nu hem askeri güç hem de kültürel gelişmişlik açısından aşmak olan Kutsal Roma İmparatorluğu'nun İmparatoru olarak ilan etmesiydi. Ek bir ayrıntı olarak, Kilise'nin Şarlman'ın Batı Avrupa'daki yönetimini onayladığını Şarlman'ın düşmanlarına bildirmiş oldu.
Kilise müziği onun döneminde gelişti
Şarlman'ın Roma dini müziğine karşı bir zaafı vardı. Papa I. Hadrianus 774 yılında, kilisesine koro eğitimi vermek üzere Aachen sarayına keşişler gönderilmesini istedi. Bu, Gregoryen ilahisinin Frank kilisesinde yayılmasında çok önemli bir andı. Şarlman 789 yılında yayınladığı bir fermanla imparatorluğundaki din adamlarına Cantus Romanus olarak bilinen Roma ilahisini öğrenmelerini ve icra etmelerini emretti. Şarlman'ın yönetimi sırasında müzik okulları kurulmuş ve keşişlerin müziği kaydetme ve koruma çabaları Gregoryen ilahisinin günümüze kadar ulaşmasını sağlamıştır.
Antik Çağ hakkında bildiklerimizin çoğu Şarlman sayesindedir
Şarlman, Hristiyanlığı ısrarla savunmasına rağmen, eski pagan kültürüne büyük saygı duyuyordu. Ayrıca imparatorluğunun Roma dünyasının şanlı geçmişinin doğal bir devamı olduğuna inanıyordu. Bugün antik çağ hakkında bildiklerimizin çoğunu, ellerinden geldiğince çok şeyi gün yüzüne çıkaran ve koruyan Karolenj Rönesansı'nın akademisyenlerine borçluyuz. Diğer ganimetlere ek olarak, antik Latin edebiyatı da Frank fetihlerinden dönen askerler tarafından sık sık geri getiriliyordu. Karolenj rahipleri tarafından yeni ciltlere özenle kopyalanan Cicero, Genç Plinius, Ovid ve Ammianus Marcellinus gibi eserlerin hayatta kalmasını sağladı. Bu Avrupa manastırları, Şarlman'ın zamanından çok sonra da Latin dili ve biliminin korunmasına adanmışlıklarını sürdürdüler.
Şarlman'ın imparatorluğunda para birimi standartlaştırıldı
Şarlman, fethinden sonra Batı Avrupa'yı birleştirdiğinde birleşik bir para birimi oluşturdu. Roma döneminden bu yana kıtadaki ilk birleşik para birimi olarak onun yönetimi, önceki çeşitli altın sikkelerin yerine imparatorluk genelinde değiştirilebilen gümüş sikkeler çıkardı. Saf gümüşten oluşan Karolenj poundu 240 parçaya bölündü ve bu sistem Fransız Devrimi'ne kadar Fransa'da kullanılmaya devam etti.
Şarlman günlük kıyafetler giyerdi
Şarlman çağdaşlarından daha uzun boyluydu, çünkü boyu 1.79 metre ile 1.92 metre arasında gösteriliyordu. Ancak görünüşüyle dikkatleri üzerine çekmek istemiyordu. Einhard onun tuniğinin üzerine mavi bir pelerin, keten gömlek ve o dönemde Franklar için tipik bir giysi olan uzun bir çorap giydiğini iddia eder. Gösterişli tek aksesuarı, her zaman taktığı altın veya gümüş kemerindeki kılıcıydı. Resmi etkinlikler için mücevherli bir kılıç takardı.
Benzer şekilde, etrafında cafcaflı veya başka türlü tuhaf kıyafetler giyen hiç kimseyi takdir etmezdi. Anekdotlara göre, 9. yüzyılda yaşamış olan De Carolo Magno, bir ziyafetten ipek ve kurdelelerle dönmüş olan birkaç saray mensubuna işkence ederek bütün bir gününü geçirmiştir. Onlara kıyafetlerini değiştirmeleri için zaman tanımadan ava çıkarmış ve ardından gece boyunca sürekli hazır bulunmalarını talep etmiştir. Ertesi sabah, paramparça olmuş kıyafetleriyle kendisine rapor vermelerini istemiş ve kendilerine yaşattıkları utançtan dolayı onlarla alay etmiştir.
Birçok karısı ve çocuğu vardı
Hayatının çoğunu yollarda geçirmesine rağmen Şarlman beş eşle evlenmeyi ve çok sayıda cariyeyle ilişki kurmayı başardı. Yaklaşık 18 çocuğun babasıydı. İmparatorun çocuklarına karşı bir zaafı olduğu açıktı, çünkü onların akademik çalışmalarını her yönden teşvik ediyordu. Yaşamı boyunca kızlarından herhangi birinin evlenmesini yasaklamıştır. Muhtemelen onları kendisi gibi pisliklerden korumaya çalıştığı için değil, muhtemelen bu evlilikler kocalarının ailelerinin statüsünü onun rahat edemeyeceği kadar yükselteceği için.
Şarlman'ın yaşadığı tek büyük yenilgi şiirlerde ölümsüzleştirildi
Şarlman ilk önemli askeri yenilgisini İspanya'yı fethetmek için yaptığı ilk girişimde yaşadı. Ordusu 778'de İber Yarımadası'na girdikten sonra, Barselona'daki Süleyman el-Arabi ile Hristiyanlığın Müslüman topraklarına girmesine izin verecek bir ittifak vaadiyle hızla güneye Zaragoza'ya doğru ilerledi. Orada her şey kötüye gitmeye başladı. Vali Hüseyin İbnü'l-Ensari Franklarla savaştı ve sonunda ayrılmaları karşılığında onlara servet vaat etti. Şarlman kabul etti ve yola çıktı, dönüş yolunda Pamplona'nın savunma sistemini yıktı, böylece birliklerine saldırmak için bir sıçrama tahtası olarak kullanılamayacaktı.
Şarlman'ın kuvvetleri Pireneler'deki ormanlık Roncevaux Geçidi'nden geçerken saldırıya uğradı; saldırganların çoğu muhtemelen Pamplona'nın yok edilmesinden ve Frank ordusunun ellerinde gördükleri muameleden dolayı hala acı çeken Basklardı. Sarp araziye hazırlıksız yakalanan Frank artçı birliği kolayca bozguna uğrar ve aralarında Breton valisi Roland'ın da bulunduğu çok sayıda adamını kaybeder. Fransız edebiyatının günümüze ulaşan ilk eserlerinden biri olan ortaçağ epik şiiri Roland'ın Şarkısı, cesur Roland'ı mitleştirmiştir.
Adı artık "Kral" anlamına geliyor
Ailesi tarafından büyükbabası Charles Martel'in onuruna verilen Şarlman'ın soyadı Karl, Almanca'da "özgür adam" anlamına gelmektedir. Almanca kerl kelimesi evrim geçirerek "kişi" anlamına gelirken, karl ismi diğer dillerde "kral" anlamında kullanılmıştır. Çekçe král'dan Lehçe król'a, Litvanca karalius'tan Letonca karalis'e kadar tüm Avrupa dillerinde kral için kullanılan terimler onun etkisinin kanıtlarını taşır. Şarlman'ın yaygınlaşmasına yardımcı olduğu Charles ismi bugün hala Avrupa'nın büyük bölümünde yaygın olarak kullanılmaktadır.
Nazi propagandasına dönüşen bir katliam emri verdi.
Otuz yıl boyunca Şarlman, bugün kuzeybatı Almanya'da bulunan Saksonlarla savaştı. Belki de en kötüsü, 782 yılında yaklaşık 4.500 Sakson'un ölüm emrini verdiği iddia edilmektedir. Pagan Cermen kabilesinde Hristiyanlığa geçmeyen herkes o görevdeyken idam edildi.
Naziler 1935'te Sachsenhain'da katliam kurbanları için taştan bir anıt dikerek olayın 20. yüzyılda büyük bir tarihsel önem kazanmasını sağladı. Şarlman, Katolik Kilisesi'nin kötülüklerinin bir sembolü ve geleneksel Cermen medeniyetinin bir karşıtı olarak yeniden canlandırıldı. Saksonların katledildiği düşünülen yerin yakınına, anıt olarak yaklaşık 4.500 taş dikildi. Ancak Şarlman'a yönelik bu hakaret dönemi kısa sürdü ve 1942'ye gelindiğinde Naziler doğumunun 1200. yıldönümünü onu Alman gücünün bir sembolü olarak yüceltmek için kullanıyordu. Şarlman Alayı, II. Dünya Savaşı sırasında Alman Schutzstaffel (SS)'inde görev yapan Fransız gönüllü alaylarına verilen isimdi.
İmparatorluk onun ardından çöktü
814'te zamansız ölümünün bir sonucu olarak, Şarlman'ın egemenliği çok uzun sürmedi. Şöhreti ve kendisine itaat edilmediği takdirde savaş çıkacağı korkusu yönetim gücünün tek kaynağıydı. Şarlman'ın tek meşru oğlu Dindar Louis 840 yılında vefat etti ve o dönemdeki Frank geleneği iktidarı erkek varisler arasında eşit olarak paylaşmaktı. Louis'nin üç oğlu imparatorluğu hızla bölüşmeye başladı. Bu üç krallıktaki parçalanma 887'de III. Charles'ın devrilmesine kadar sürdü ve bu noktada Karolenj hanedanının sonuncusu da ortadan kalkmış oldu. Şarlman'ın egemenliği ölümünden sonraki bir yüzyıl içinde çöktü.
Kaynaklar:
- Hrothsige Frithowulf (2022). "Charlemagne: King of the Franks and Emperor of the West – Malevus." Malevus, Kasım 20, 2022.
- Collins, Roger (2004). Visigothic Spain, 409–711. History of Spain. Malden, MA; Oxford: Blackwell Pub.
- Davies, Norman (1996). Europe: A History. Oxford University Press. ISBN 978-0-19-820171-7.
- Douglass, William A; Bilbao, Jon (2005). Amerikanuak: Basques in the New World. The Basque series. Reno & Las Vegas: University of Nevada Press. ISBN 978-0874176254.