ORTA ASYA'NIN ANLAMI
Orta Asya, genellikle Asya'nın Türkiye, Çin, Afganistan ve Rusya arasında kalan bölgesi için kullanılan biraz muğlak bir terimdir. Orta Asya "ulusu" diye bir şey yoktur. Günümüz yapılanmasına göre bu bölge Moğolistan, Kazakistan, Tacikistan, Türkmenistan, Afganistan'ın bazı bölgeleri, Çin'in Batısı ve Sibirya'yı içerir.
Orta Asya'daki Halklar
Orta Asya nüfusu, çoğu Altay dil ailesine ait farklı dilleri konuşan çok çeşitli halklardan oluşur. Bunlar örneğin Samoyedler, Tunguzlar, Ostiyaklar ve Vogullar gibi Fin-Ugor (Fin-Ural) dil ailesini konuşan bir soydan; Yakut, Tuva, Buryat, Hakas gibi Türk-Moğol soyundan; ve Çukçi, Galyak, Koryak ve Yukaghir gibi Paleo-Sibirya soyundan halklardır.
Orta Asya Mitolojisinden Ne Dereceye Kadar Söz Edilebilir?
Bunu çok büyük bir dikkatle, en azından ortak bir mitolojinin göstergesi olan temalara yoğunlaşarak yapabiliriz. Orta Asya mitolojisi araştırmasını daha da karmaşıklaştıran olgu, bu bölge insanlarının öncesinde Budist ve Zerdüştçü olup, uzun zamandan beri Müslüman olmaları ve bazılarının da bir anlam da Şaman olarak kalmalarıdır.
Günümüzde Orta Asya mitolojisinden söz ettiğimizde genelde, Avrupa ve Ortadoğu kültürleri şöyle dursun, Çin ve Japonya'dan bile daha az ilgi çeken bir bölgenin Budizm-öncesi ve İslam-öncesi mitolojisini kastederiz. Bize yardımcı olacak panteonlar yoktur, İse veya Karnak tapınakları yoktur, Eddalar yoktur. Orta Asya mitolojisi hakkındaki bilgimizin çoğu, halk destanları olarak aktarılan hikâyeler ya da günümüz şamanlarının, yüzyıllar içinde eski mitolojinin yerini almış dinlerin etkisiyle "değişen" anlatıları üzerinden bize ulaşmıştır.
ORTA ASYA TEMALARI VE TANRILARI
Budizm-Öncesi ve İslam-Öncesi Mitolojilerin Ortak Temaları
Çeşitli temalar mevcut; neredeyse hepsi, yaratılış destanları ile ilişkili ve neredeyse hepsi geniş çaplı bir dünya mitolojisinin özelliklerini taşır. Zamanla Sibirya ile Kuzey Amerika arasındaki kara köprüsünden geçerek göç eden ve yeryüzüne dalışı ele alan (önemli bir maddeyi çıkarmak için) Orta Asyalılara özgü yaratılış hikâyeleri vardır. Yeryüzüne dalınarak ilksel sulara ulaşılır ve özellikle yaratıcının işini baltalayan ve iyinin güçleriyle kötününkiler arasında dünyada gerekli olan düaliteye delalet eden bir düzenbaz bulunur. Ayrıca, Yggdrasill benzeri eksen ağacına dair bir mit de vardır.
Orta Asya Tanrıları Kimlerdir?
Daima bir yaratıcı vardır. Gökyüzünün kişileşmiş hali olan yaratıcı, çok uzun zaman önce yeryüzünden ayrıldığı için dünyaya bazen çok az müdahale eder. O, dünyayla sadece şamanlar kanalıyla temas kuran gizlenmiş tanrıdır. O, Tunguzlar için Buga, diğerleri için Num, Es ya da Turum'dur. Eksen ağacının (Yaşam Ağacı) kökünde oturan Moğol Toprak Ana yaratıcı Ötügen idi. Diğer Toprak Analar, Yakutların tanrıçaları, sağlığın koruyucusu İtkita; sürülerin koruyucusu İnaksit; ve çocuklarla doğum yapan kadınların koruyucusu Acitti.
Bazı Türk-Moğollar ve Yakutlar, esasen tek tanrılı inanca sahiplerdi. Türk-Moğol Tengri, Yakut "Beyaz Yaratıcı Efendi (Tanrı)" ve Tatar Ülgen İslam'ın Tanrı kavramına yeterince uygun düşer. Tengri ve onun gibi yaratıcılar, yaratılışı gözetmiş ve insanların toplumsal düzenini kontrol altında tutmuşlardır. Hindistan'da bazılarınca en üstün hakikat Brahman'ın simgeleri olarak görülen Şiva ve Vişnu gibi, yüce tanrının çeşitli halleri de daima mevcuttur.
Odlek Zaman'ın, tanrıça Umay Yeryüzü ve Bereket'in kişileşmiş halleriydi. Yüce Varlığın diğer görünümleri, Güneş ile Ay'ın ve doğanın diğer özelliklerinin tanrılarıyla tanrıçalarıydı. Diğer Orta Asya tanrıları, mitolojinin geneline animist bir nitelik vermiştir. Bunlar, Japonların kami'si gibi hayatın her yönünde var olan aşırı kudretli efendi (tanrısal) ruhlardır. Orta Asya mitolojisinde Yüce Varlık'tan sonra gelen en önemli tanrısal varlıklar yüce ruhlar ile düzenbazlardır.
Orta Asya Mitolojisinde Tutarlı Bir Kozmoloji Var mıdır?
Evrenin oluşumuna ilişkin çeşitli Orta Asya görüşleri vardır. En yaygın inançlardan biri, üç bölümü olan yumurta benzeri bir yapıdır: Bir Alt Dünya (Yeraltı Dünyası); bir Orta Dünya (Yeryüzü, yaşadığımız dünya), ve bir Üst Dünya (Gökyüzü). Üç dünya eksen ağacı (Yaşam Ağacı) boyunca yapılanmıştır ve ağacın kökünde Ana Tanrıça vardır. Güneş ve Ay, ağacın tepesinde oturur ve dallarına da henüz doğmamış ruhlar konar.
YÜCE RUHLAR VE ŞAMANİZM
Yüce Ruhlar'ın Rolü Nedir?
Yüce Ruhlar, Japon, Afrika ve Amerikan Yerlilerinin dünyasını olduğu gibi Orta Asya'nın dünyasını da animist yapan özdür. Orta Asyalılar arasında bir grubun topraklarını (sularını, dağlarını, hayvanlarını, özel yerlerini) gözetenler bu ruhlardır. Birey, belli bir ruha, bazılarının Seveki dediği ruha bağlıdır. Fakat bir kişi öldüğünde ölüm sebebiyle ilişkili ruhla birlikte Yeraltı Dünyası'nda yaşamaya gider. Ruhlar insan ya da hayvan şekline girebilirler. Çoğu Orta Asya kültüründe Ateşin Yüce Ruhu, bir pişirme ateşini yöneten yaşlı bir kadındır. Her evin, beslenmesi gereken ve karşılığında sürüleri koruyan bir Ateş Ana'sı vardır.
Suyun Yüce Ruhu, suda yaşayan yaşlı bir adamdır. Tunguzlarda, ülkelerini gözeten Ana Ruhlar vardır. Diğer grupların Yeraltı Dünyası'yla ilgili Yüce Ruhları bulunur; bunlar, şamanların o dünyaya yolculuk yapabilen doğrudan atalarıdır. Bu tür ruhlar, ölen kişinin ruhunun kabilenin yeni üyesi olarak dünyaya dönmesi görüşüyle ilişkilendirilebilir. Buryatlarda bu ruhlar tengri olarak bilinirler. Bunların yarısı, batıda iyi tanrı Esege Malan ile birlikte yaşar; diğerleri, kötü ruhlar olarak Buryatların Erlik dediği ölüler tanrısı ile birlikte yaşarlar.
Şamanların Rolü Nedir?
Sibirya'da, Orta Asya'nın diğer yerlerinde ve Amerikan Yerlilerinin bulunduğu bazı bölgelerde şamanların hala rolü vardır. Şamanın işi hastalıkları geliştirmek, önemli av, doğum ve diğer ayinleri gerçekleştirmek ve ruhlar alemiyle insanların dünyası arasında araba görevi görmektir. Şamanlar, Yeraltı Dünyasındaki ataları tarafından mesleğe "çağrılırlar". Bazen şamanın ruhunun, insanların dünyasına özel totem hayvanının biçiminde girdiği söylenir. Şamanların, ayin seansları esnasında, örneğin, ruhlar alemine girebilmek için şekil değiştirme güçleri vardır. Şamanlar, varlıklarının bu şekil değiştirme özelliğiyle düzenbazları andırırlar. Bu şamanlar, Amerikan Yerlileri için "Büyücü Doktorlar" haline gelmişlerdir.
ORTA ASYA YARATILIŞ MİTLERİ ve ŞEYTAN DÜZENBAZLAR
Düzenbazlar Mitlerde Ne Rol Oynarlar?
Hemen her toplum için olduğu gibi Orta Asya toplumlarının mitolojik belleklerinde de en önemli yeri işgal eden yaratılış mitlerinde, düzenbazlar yıkıcı, şeytansı bir rol oynarlar. Orta Asyalı düzenbaz, çoğunlukla yaratıcının akrabasıdır ve genellikle şüphe uyandıran bir yardımcı gibi davranır. Bu yönüyle Afrika ve Amerikan Yerlilerinde gördüğümüz ahlak dışı düzenbazların mitolojik açıdan benzerleridir.
Orta Asya Yaratılış Mitlerinin Bazı Örnekleri Nelerdir?
Orta Asya'daki her grubun kendi yaratılış miti var fakat yaratıcı ile şeytani yaratıcı arasındaki mücadele, Orta Asya halklarının çeşitli mitlerinde tutarlılık gösteren bir tema olmuştur. Ayrıca, yeryüzüne dalarak yaratılış da (ilksel sular vb. yerlerden malzeme getirmek) benzer bir temadır. Orta Asya yaratılış mitlerinin arketipik iskeleti, örneğin, Türk, Tunguz, Buryat, Moğol kültürlerinde ve Sibirya ile Kafkas halklarının kültüründe belirgindir.
Türk Yaratılış Miti Örneği
Moğolistan Platosu'nun halkı, İran ve Anadolu'ya göç etmeden önce, Yer Tanrıçası (Toprak Ana) ile birlikte dünyayı yöneten Gök Tanrı Ülgen'e istinaden Tengricilik denen bir dini benimsemiş idi. Büyük beyaz bir kaza benzeyen Tengri, ilk suların üzerinde uçtu ve Büyük Beyaz Ana'nın teşvikiyle yaratma görevini üstlendi. Tengri çalışırken yalnızdı o yüzden kendine yardım etmesi için Erlik'i (Er-kişi'yi) yarattı. Fakat Erlik, kötüydü, Tengri'nin yaratımına müdahale etti. Tengri de gökyüzüne çıkıp yarattığı insanlara yol göstermeleri için aşağıya kutsal hayvanları yolladı.
Bu hayvanları, dünyayı canlandırmak için gönderilen ruhların kişileştirilmeleri olarak kabul edebiliriz. Tengricilikte şamanlar bu ruhlar âlemi ile gökyüzü arasındaki teması korurlar.
Tunguz Yaratılış Miti Örneği
Kökeni Mançurya olup, Kuzey Çin'de ve doğu Sibirya'da yaşayan ve bir çeşit Altay dilini konuşan Tunguzlar'ın, şamanlığa dayanan dinleri vardı. İlk başta Gök Tanrı suların bir kısmını yakıp karaları oluşturan ateşi yollayana kadar sadece ilk suların var olduğunu öğrettiler. Gök Tanrı, yaratmaya başlamak için bu kara parçasına indiğinde şeytani karakter Buninka'yı gördü. Buninka yaratılışa yardım etmek istedi fakat Gök Tanrı bunu kabul etmedi. Şeytan buna kızıp, Gök Tanrı'nın lirini kırdı. Gök Tanrı, ilk sulardan bir ağaç yapmak için şeytana meydan okuyunca Buninka'nın denediği ağaç zayıf oldu. Gök Tanrı'nın yaptığı ağaç kuvvetliydi, bu yüzden Buninka yaratmaktan vazgeçti.
Bu yaratılış öyküsünde Gök Tanrı'nın yarattığı ağaç, dünya ağacının, tüm yaratılışın ekseninin bir versiyonu olarak görünür. Gök Tanrı ile Buninka arasındaki mücadele, Şamanizm ile cadılık arasındaki mücadeledir.
Buryat Yaratılış Miti Örneği
Sibirya'nın Baykal Gölü bölgesinde yaşayan Buryatlar, Moğol soyundandır. Onların yaratılış destanı, Orta Asya'nın klasik yeryüzüne dalınarak başlayan yaratılış öyküsüdür.
İlk başta, bazen Sombov da denen Gök tanrı, ilksel sulara bakıp, su kuşu Anghir'i gördü. Kuşa, anaç yapıdaki suların derinliklerine dalıp, yeryüzünü oluşturmak için malzeme bulmasını emretti. Kuş, emredileni yaptı ve beraberinde bir miktar siyah toprak ve biraz kırmızı kil ile çıktı. Sombov, yeryüzünü siyah topraktan, insanları da kırmızı kilden meydana getirdi. Bu ilk insanlar, yünle kaplıydılar ve Sombov, her birine birer ruh bulana dek onları canlandırmamaya karar verdi.
Ruhları bulmak için gökyüzüne gittiğinde onlara göz kulak olması için bir köpek (bu safhada henüz tüyleri yoktu) bıraktı. O zaman şeytan Şiktur (bazen Erlik), titreyen tüysüz köpeğe yanaşıp, Sombov'un eserini görmesine izin verirse ona bir ceket vereceğini vaat etti. Köpek izin verince Şiktur, yeni yaratımlara tükürerek onlara zarar verdi. Yaratıcı geri döndüğünde olanları görüp öfkelendi. Köpeğin, yeni kürk ceketine rağmen daima titreyeceğini bildirdi. Şeytanın tükürüğü yeni insanların nerelerine isabet ettiyse oralardaki yün sökülecekti. Bu mite göre insanların (özellikle kadınların) vücutlarının sadece belli bölgelerinde kıllar bulunmasının nedeni budur.
Bu mit, "leopar nasıl beneklendi" tipinde bir hikâye değildir, yaratılışın temelindeki kusurların açıklamasıdır. Tüm Orta Asya yaratılış mitlerinde olduğu gibi, şeytan figürü, yaratıcının niyetinin mükemmelliğini baltalamak için kendi yaratıcı güçlerini kullanmaya karşı koyamayan düzenbazdır. O, şeytan ya da yılan gibi, diğer kültürlerde de bulunan arketiplerin Orta Asya versiyonudur.
Bir diğer Buryat mitinde, toprak bulmak için sulara dalmayı öneren şeytandır; burada ona Şılomo denir. Yaratıcı (Burhan) suyun dibinden alınmış birazcık toprağı yeryüzünü oluşturmakta kullandı fakat bir parçasını kendi malzemelerini ekmek için kullanacağı yer olarak Şılomo'ya vermeyi kabul etti. Bu yer, tüm kötülüklerin yeryüzüne çıkması için şeytanın malzemeleriyle açtığı delikti.
Kafkaslar'ın bir Altay mitinde yaratıcı, şeytan-düzenbazı toprak bulması için derinliklere yollar fakat şeytan, dönerken toprağın bir kısmını ağzında saklar. Fakat yaratıcı, çamurun genişlemesine sebep olunca, şeytanın ağzındaki parça da büyür ve onu tükürmeye mecbur kalır. Bu çamur, dünyadaki bataklıkları oluşturur.
Moğol Yaratılış Miti Örneği
Şimdiki Çin ve Rusya'nın bazı bölgelerinde yaşayan Moğolların yaratılış mitinde de yeryüzüne dalış vardır. Mit'teki karakterlerden bazılarının isimleri, Orta Asya mitlerinin farklı karakterlerinin isimleriyle aynıdır.
Başlangıçta Gök Baba, ilk sulara baktı. Ülgen Teger ve Erleg Teger adlı iki oğlu vardı. Onları yaratılışın bölümleri için görevlendirdi. Ülgen, yeryüzünü yapmak üzere çamur bulması için dalgıç kuşunu derinlere gönderdi fakat kuş beceremedi. Sonra ördek gönderildi, o biraz daha başarılıydı. Biraz çamur getirdi, Ülgen hemen onun üzerinde uyuyakaldı. O zaman Ülgen'in kardeşi Erleg yaklaşıp, kardeşinin altından toprağı çekmeye çalıştı, fakat bu toprağın yayılmasına neden oldu. Ülgen uyandığında daha çok şey yarattı. Mit burada Buryat mitine çok benzer bir hal alır. Ülgen gökyüzüne döndüğü sırada eserini gözetmesi için köpeği bırakır fakat kötü ruhlu kardeşi, köpeği yozlaştırır ve bunun sonucu da kokan köpekler ve hayatımızdaki tüm acılardır.
İlksel sulara dalış yapıp da başarısız olan hayvanlar, biri iyi biri kötü iki kardeş gibi temalar Kuzey Amerika Yerlilerinin mitlerinde de mevcut.
Sibirya Yaratılış Mitleri
Bir Sibirya mitinde, ilk suların üzerinde yüzen bir parça çamur ve bu çamurdan sulara yansıyan bir insan yüzü gören tanrı Ülgen vardır. Ülgen yüze yavaş yavaş yaşam aşıladı, bu ilk insan Erlik'ti. Aslında Erlik, dış bölgeye sürgün edildiği halde daima Ülgen'in yaratımını baltalamak için geri dönen şeytandı. Bu mit de, köpeğin ihaneti temasını içerir.
Budizm'den etkilenen bazı Sibirya mitleri daha olumludur. Bir mit, yaratıcı Otsirvani'nin Kagan-Sukuti (Buda'nın isimlerinden biri) isimli iyi bir yardımcısı olduğunu anlatır. Derinlere dalan oydu. Geri döndüğünde yaratıcı, çamuru ilk suların üzerinde uzanmayı kabul eden ters dönmüş kurbağanın karnına püskürtmesini emretti. Çamur saçılmaya başlayınca tanrılar üzerinde uyumaya gittiler. Onlar uyurken şeytan geldi ve toprağı altlarından çekmeye çalıştı. Bu, Moğol mitindeki gibi, toprağın büyümesine neden oldu.
Orta Asya'da Efsanevi Kahramanlar Var Mıdır?
Orta Asya kahramanları, çoğunlukla ilahlaştırılmış tarihsel figürlerdir. Moğol fatih Cengiz Han'ın, Mavi Kurt (Börtecene) ve Beyaz Dişi Geyik (Koa Maral) adlı ruhların birlikte olması sonucu doğduğu söylenir. Türk-Moğol atası Alp Kara Aslan'ın bir kadından doğduğu fakat bir kartal tarafından büyütülüp, sonunda bir aslan tarafından evlat edinildiği söylenir. Uygur lideri Buku Han, iki ağacın birleşmesi sonucu budak deliğinden doğmuştur. Tarihsel güçle birleştirilmiş bütün bu hamilelik ve doğum öyküleri, bu kültürlerin bir monomitik kahraman yaratma ihtiyacını gösterir.
Türk Mitolojisi Hakkında Sık Sorulan Sorular
Türklerde Gri Kurt Efsanesi Nedir?
Kurt onuru simgeler ve aynı zamanda çoğu Türk halkının annesi olarak kabul edilir. Aşina, Türk mitolojisinde efsanevi bir kurt tarafından doğurulan on oğuldan birinin adıdır.
Efsane, köyüne yapılan bir baskından sağ kurtulan genç bir çocuğu anlatır. Dişi bir kurt yaralı çocuğu bulur ve onu sağlığına kavuşturur. Daha sonra kurdu hamile bırakır ve kurt on tane yarı kurt, yarı insan erkek çocuk doğurur. Bunlardan biri olan Aşina, onların lideri olur ve Göktürkleri (T'u-chueh) ve diğer Türk göçebe imparatorluklarını yöneten Aşina klanını kurar. Çocuğun yavrusuna hamile olan kurt, Batı Denizi'ni geçerek Toharların şehirlerinden biri olan Qocho dağları yakınlarındaki bir mağaraya giderek düşmanlarından kaçar. İlk Türkler daha sonra Altay bölgelerine göç etmişler ve burada demir işçiliğinde uzman olarak bilinmişlerdir.
Türklerin Güneş Tanrısı Kimdir?
Kuyaş (Orhun: ?????) Türk mitolojisinde güneş tanrısıdır. Kök Tengri dünyayı güneş ışınları ile yaratmıştır, böylece Koyaş dünyanın yaratılışında yer almıştır. Güneş ışınları aynı zamanda Güneş ile bitki, hayvan ve insan ruhları arasındaki "teller" olarak kabul edilir.
Türk Mitolojisinde Şeytanın İsimleri Nedir?
Türk mitolojisinde Körmözler yeraltı dünyasında yaşayan şeytani varlıklardır. Bir ruh ölümden sonra bir Körmöz'e dönüşebildiğinden, genellikle ataların ruhlarıyla ilişkilendirilirler. Onlar için kullanılan diğer isimler Alban, Çahik, Ozor, Yör ve daha fazlasıdır.
Türk Mitolojisinde Ölüm Tanrısı Kimdir?
Erlik, Erlig, Erlik Han, Erleg veya Yerleg (Macar mitolojisindeki karşılığı Ördög), Türk mitolojisinde bazen Tamag (cehennem) olarak da anılan ölüm ve yeraltı tanrısıdır.
Türklerin Kurucusu Kimdir?
Oğuz Han bazen Türk halklarının çoğunun efsanevi kurucusu ve Oğuz alt kolunun atası olarak kabul edilir. Bugün bile Oğuz'un alt kolları, Oğuz Han'ın efsanevi altı oğlu ve 24 torununun sırasına göre sınıflandırılmaktadır.
Türklerin Ay Tanrısı Kimdir?
Yalçuk, Türk mitolojisinde ay tanrıçasıdır. Antik Türk halk dininde ve mitinde Yalçuk, Ay'ın ilahi vücut bulmuş halidir. Genellikle bir tanrı olarak tasarlanan Güneş'in (Kuyaş) dişi tamamlayıcısı olarak sunulur.
Türklerin Ateş Tanrısı Kimdir?
Alaz Han, elinde meşale olan yaşlı bir adam olarak tasvir edilmiştir. Uluğ Od'da yaşamaktadır (Türkçe; Uluğ Od, "Büyük Ateş" anlamına gelir). Elbisesi alevlerden yapılmıştır ve Alaz Han ateşin gücüne sahiptir.