Aeneas Kimdi ve Mitin Kaynağı Nedir?
MÖ 8. yüzyılda Homeros, İlyada destanında Aeneas'tan, tanrıça Afrodit'in (Roma'da Venüs) oğlu ve Truva kahramanı Hektor'un kuzeni olarak bahsetmişti. İlyada'da Poseidon, Aeneas'ın kaderinde Truva kralı olmanın var olduğunu söylemişti, Romalılar Roma'yı Yeni Truva olarak görmüşlerdi. Ayrıca, MÖ 7. yüzyılda Aeneas'ın öyküsüne ait bazı kısımların Eski Latium'da popüler olduğunu biliyoruz. Truva Savaşı'ndan dönen kahramanların İtalya ve Sicilya'ya yerleşmeleri ve orada oluşan Yunan kolonilerinin efsanevi kurucuları olmaları öteden beri bir gelenek olmuştu. Roma, yarımadada güçlenince ve Romalılar, Yunanistan'ın kültürel üstünlüğü olarak gördükleri şeyden kendilerini kurtarmaya çalışınca Aeneas, Yunanlılara karşı savaşıp, Truva Savaşı'ndan sağ çıkmış bir kahraman olarak popülerlik kazanmıştı. Destana göre, Aeneas, yanan şehirden kaçmayı başarmış ve Roma'da Yeni Truva'yı kurma görevini kabul etmişti.
En Önemli Romalı Mitograflar
İmparatorluk döneminde mit yaratıcıları olarak göze çarpan iki yazar, Vergilius ve Ovidius'tur.
Vergilius Kimdi?
Publius Vergilius Maro, (MÖ 70-19), Galya'nın Roma'ya ait bölgesinde Mantua yakınında doğmuştur. Roma dahil, çeşitli yerlerde eğitim aldıktan sonra meslek olarak şairlikte karar kılmış ve İmparator Augustus'un çevresine katılmıştır. Marcus Antonius'u yenmesi (bkz: Aktium Muharebesi) ve dolayısıyla bir iç savaşı sonlandırmasıyla ünlenen Augustus, Octavianus olarak da bilinir. Vergilius'un ilk önemli eseri, Sığırtmaç Türküleri (Eclogue) adlı şiirlerdir. Bunların arasında en ünlüsü, sonradan Hristiyan yorumcuların İsa'nın doğumuna ilişkin kehanette bulunduğunu düşündükleri için "Mesiyanik Türküsü" diye adlandırdıkları dördüncü türküdür.
Aslında ortaçağda Vergilius, bu şiiri nedeniyle Hristiyanlar tarafından bir çeşit kâhin olarak görülmüştü. Vergilius'un ikinci önemli eseri Çiftçilik Sanatı (Georgica) çiftçilik ve hayvancılık üzerine şiirler dizisiydi. Vergilius bu eserinde, Hesiodos'un İşler ve Günler'inden bariz bir biçimde etkilenmiştir ve Orfeus'un Yeraltı Dünyası mitini tekrar anlatmaktadır. Fakat Vergilius'un şair olarak itibarı esasen, en önemli eseri olan Aeneis ile gelmiştir. Hastalanıp Brundisium'da öldüğünde hâlâ eser üzerinde çalışmaktaydı.
Aeneis'in Arka Planı
Kahraman Aeneas'ın Roma'yı kurmasına ilişkin destana dayalı epik bir şiir olan Aeneis, bizzat Augustus tarafından ismarlanmıştı. İmparator, Homeros'un eserlerine benzer olmakla birlikte antik Yunan değerleri ve gelenekleri yerine Roma'nınkileri yansıtacak gerçek bir Roma destanı istemişti.
Augustus, kendi saltanatını haklı çıkarma yolu olarak gördüğü Aeneas'ın öyküsüne özel bir ilgi duyuyordu. Jül Sezar'ın Aeneas'ın soyundan olduğuna dair genel bir inanış vardı. Aeneas'ın oğlu Ascanius'a Julius da deniyordu. Jül Sezar'ın yeğeni ve evlat edindiği oğlu olduğu için Augustus, kendisinin de Aeneas'ın soyundan geldiğini kabul ediyor, dolayısıyla Roma'nın meşru lideri olarak görüyordu. Aeneas, kendi ailesinin Roma'yı kurma öyküsü olacaktı.
Aeneis, Homeros'tan Nasıl Etkilenmiş ve Yunan Şairinin Destanlarından Ne Farklılıklar Göstermiştir?
Aeneis, aslında iki bölümden oluşur. İlk bölüm, Aeneas'in yenik düşmüş Truva şehrinden Yeni Truva'yı kuracağı İtalya'ya yaptığı yolculuğu anlatır. Destanın bu bölümü, Homeros'un Odysseia'sından çok şey almıştır. Odysseus gibi Aeneas da cinsel olarak baştan çıkarılma ve Yeraltı Dünyası'na iniş dahil birçok sıra dışı macerayla karşılaşır. Yine Yunan kahraman gibi, Aeneas'da kafasında, belirli bir yere varmak gibi özel bir amacı vardır. Aeneis'in ikinci bölümü İlyada'yı anımsatır. Eski destan gibi o da savaşın ve kahramanca mücadelenin öyküsüdür.
Bununla birlikte Aeneis, Yunan destanlarından belirgin biçimde farklılık br gösterir. Yunan destanları sözlü destanlardır; kolektif bir halk kültürü içerisinde yavaş yavaş gelişmiş ve muhtemelen Homeros dediğimiz kolektif bir hayal gücü tarafından sözlü olarak şekillendirilmişlerdir. Aeneis ise bilinen bir edebiyatçı tarafından tamamen bilinçli bir biçime uygun olarak yaratılan yazınsal bir destandır. Antik bir Roma efsanesini kullanmış olmasına rağmen bir halk destanı değil, özel bir amaçla, Roma'nın belli bir aile tarafından kuruluşunu övmek için yazılmış edebi bir eserdir.
En önemlisi, Aeneis'in bütün olarak havası, Homeros'un destanlarından farklıdır. Bunun sebebi öncelikle, Aeneas'ın, terk ettiği anlatılan Yunanistan ya da Truva'nın kesinlikle dışında bir yerden olan Romalı bir kahraman olmasıdır. Yunanistan'da destanların eğitici oldukları düşünülür. Augustus, Roma tarzında eğitici olacak bir destan istemiştir.
Eğer Akhilleus, Odysseus, Agamemnon ve Homeros'un diğer kahramanları, kişisel kahramanlığı, kıymeti kendinden menkul gururu yani kibri temsil etmişlerse Aeneas, azim, dindarlik, dürüstlük ve yüce bir davaya (Roma'ya) hizmet etmek gibi Roma değerlerini temsil etmiştir. Aeneas'da kibre yer yoktur oysa Akhilleus, Odysseus ve Agamemnon'da bu çok fazladır. Aeneis ilerledikçe Aeneas, giderek Roma'nın kurulmasını zorunlu kılan kaderin bir aracı haline gelir.
Aeneas'ın "Odysseia'yı andıran" Bölümünün Öyküsü
Odysseia'da olduğu gibi tanrılar, Vergilus'un destanında da esas figürün gelişiminin belirlenmesinde büyük bir rol oynarlar. Odysseus'un Ithaca'ya dönüşünü yıllarca engelleyen, Poseidon'un kahramana duyduğu garezdi. Aeneis'de ise, kahramanın amacına ulaşmasını engellemeye kalkışan, Jüpiter'in karısı Juno idi. Aeneas, Anchises ile tanrıça Venüs'ün oğlu, Truva kahramanı Hektor'un kuzeni olan bir Truva askeridir. Truva Yunanlılara yenik düştükten sonra Truva'dan kaçmayı başarmıştır, Juno onun Libya'da karaya çıkmasına neden olan şiddetli fırtınayı gönderdiğinde İtalya yolundadır. Venüs, Juno'nun oğluna gösterdiği muameleye saşırıp, babası Jüpiter'den kahramanın ıstırabına son vermesi için yardım rica eder.
Jüpiter Venüs'e, oğlunun sonunda İtalya'ya ulaşacağına ve onun soyundan gelen Romulus ve Remus'un, imparatorlukların en kudretlisi olan Roma'yı kuracaklarına dair söz verir. Bu itibarla Vergilius, olay örgüsünü kendi ulusunu, dolayısıyla imparatorunu övmek amacıyla kullanır.
Aeneas, Libya'da Kraliçe Dido'nun yönettiği Kartaca'ya varır. Venüs, Aeneas'ın hoş karşılanması ve Juno'nun gelecek müdahalelerinden korunması amacıyla Dido'nun Aeneas'a âşık olmasını sağlamak için Cupid'i gönderir. Dido, Aeneas'ın Truva'dan gelirken yaptığı yolculuğu anlatmasını ister. Odysseus'un Phaiakia sarayında yaptığı gibi, Aeneas da bunu kabul edip Truva'nın düşmesiyle başlayan kendi hikâyesini anlatır.
Truva'nın yenilgisine yol açan tahta atı, Herkül'ün (Herakles) rüyasına girip kendisini felakete karşı uyarışını, Kral Priamos'un öldürülüşüne şahit oluşunu, şehrin yıkımı için Helen'i suçlayışını, Venüs'ün görünüp, bunun Helen'in suçu olmadığını söyleyişini anlatır. Venüs, Aeneas'ı Truva'dan kaçmaya teşvik eder; fakat tanrıların onun için başka planları vardır. Vergilius ile okuyucuları, bu planların içinde Roma'nın kuruluşunun da olduğunu bilirler. Aeneas, karışıklıkta öldürülen karısı Creusa'yı kaybeder fakat Anchises ve oğlu Ascanius ile birlikte kaçmayı başarır.
Truva'dan ayrıldıktan sonra Girit'te yeni bir Truva inşa etmeye kalkışmadan önce çeşitli yerlere gider. Bir felaket çabalarını boşa çıkarır ve tanrılar İtalya'ya gitmesi gerektiğini söylerler. Bundan sonra, Odysseus'un uzun yolculuğu gibi on yıl süren bir yolculuk başlar. Hikâye anlatıcılarının sık sık yaptığı bir numaraya başvuran Vergilius, kahramanını Odysseia ve İlyada destanlarını okuyanların bildiği bazı tanıdık figürlerle karşılaştırır.
Adanın birinde ölen Hektor'un karısı Andromache ile karşılaşır, Andromakhe kendisini canavar Scylla ve Charybdis'e karşı uyarır. Bir başka adada Odysseus'un karaya vurmuş adamlarıyla karşılaşır, onlar liderlerinin Kiklop'u nasıl kör ettiğini anlatırlar. Sonunda Kiklop ile kardeşleri ortaya çıkarlar ve Aeneas, babası Anchises'in öldüğü Drepanum'a kaçmak zorunda kalır.
Aeneas'ın öyküsü Dido'nun ona daha çok âşık olmasını sağladığından ötürü, Juno, Roma'nın kuruluşunu engellemek için bunu bir fırsat olarak görür. Aslında Aeneas ve Dido sevişirler, Jüpiter kaderini hatırlatmak için Merküri'yi yollamamış olsa Aeneas orada daha kalacaktır. Daima görevine bağlı ve metin biri olan Aeneas, Dido'yu terk edip, Odysseus gibi yolculuğuna devam eder, gerçi Odysseus, Kirke ve Kalipso'yu daha gönüllü olarak terk etmiştir. Dido intihar eder.
Sicilya'ya varan Aeneas, babası için cenaze oyunları düzenler ve Anchises rüyasına girerek kendisini Yeraltı Dünyası'nda mutlaka ziyaret etmesi gerektiğini söyler. Kitap VI, Aeneas'ın Yeraltı Dünyası'ndaki deneyimlerini anlatır (bu deneyimler Odysseus'un Odysseia'daki deneyimlerine benzer). Aeneas'ın gemisi Cumae'ye gelir ve Aeneas orada Apollo tapınağının Kâhinesi'ni ziyaret eder.
Kâhine ona, Roma'nın kuruluşundan önce Latium'da savaşmak zorunda kalacağını söyler. Vergilius, Roma "tarihini" desteklemek için bir kez daha mitolojiyi kullanır. Kâhine, Dis'e (Yeraltı Dünyası) gitmeden önce kutsal bir altın dal bulması gerektiğini de anlatır. Kahraman bunu yerine getirir ve Kahine onu Ölüler Diyarı'na götürür. Orada, dokunaklı bir sahnede, Dido onu hor görür. Ölmüş Yunan kahramanların gölgeleri korku içinde ondan kaçarlar.
İlyada'da önemsiz bir Truvalı olan Aeneas, Vergilius için Roma'nın ileriki gücünün somutlaşmış halidir. En önemlisi, Aeneas babasının duasını alır ve Anchises, Ascanius'un torunları idaresindeki Roma'nın zaferlerini tahmin eder.
Aeneis'in "İlyada'yı andıran" Bölümünün Öyküsü Nedir?
Aeneis'in İlyada'nın benzeri olan son altı kitabı, Aeneas'ın ve destekçilerinin İtalya yarımadasında, özellikle Eski Latium'daki gücünü ispatlayacak olan savaşın öyküsünü içerir.
Aeneas ve destekçileri, Tiber'in ağzına varırlar. Önce Latinlerin kralı Latinus tarafından iyi karşılanırlar ve bir kâhinin, kızı Lavinia'nın bir yabancıyla evleneceğine dair kehanetine istinaden Latinus, Latin kahramanı Turnus ile nişanlı olmasına rağmen kızını Aeneas vermeye söz verir. İlyada ile paralel olarak Turnus bu öykünün Hektor'u, Aeneas da Akhilleus'u olur. Juno'nun kışkırttığı savaş başlar. Evander ile Etrüskler, Aeneas'ın yardımına gelirler ve Venüs, kocası Vulcan'ın yaptığı güzel bir silah takımını Aeneas'a getirir. İlyada'da olduğu gibi, çarpışmalar zalimcedir ve çok kişi ölür.
Gökyüzünde toplanan bir tanrılar konseyi esnasında Jüpiter, Aeneas'ın üstün gelmesi gerektiğini ilan eder fakat Juno daha farklı bir çözüm yolu bulunmasını sağlamayı başarır. Buna göre, Truvalılar, Latinlerin kendi dillerini ve adetlerini muhafaza edecekleri İtalyan esaslı bir kültür oluşturacaklar Aeneas ve halkıyla birlikte Truvalı değil, yeni ve güçlü bir uygarlık haline geleceklerdir.
Sonunda ateşkes yapılır ve anlaşmazlığın sadece Turnus ile Aeneas arasında yapılacak tek bir çarpışmayla çözülmesi konusunda anlaşma sağlanır. Bu çarpışmayı Aeneas'ın kazanması Roma'nın kuruluşunun yolunu açar.
Vergilius Hakkında Sık Sorulan Sorular
Vergilius neden ünlüdür?
Vergilius, Romalılar tarafından en büyük şairleri olarak görülmüş ve sonraki nesiller de bu kanaati korumuştur. Ünü esas olarak Roma'nın efsanevi kurucusunun hikâyesini anlatan ve Roma'nın ilahi rehberlik altında dünyayı medenileştirme misyonunu ilan eden Aeneis'e dayanır.
Vergilius nerede büyüdü?
Vergilius kuzey İtalya'da köylü bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiştir ve İtalyan kırsalına ve onu işleyen insanlara duyduğu sevgi tüm şiirlerini renklendirmiştir. Georgics, İtalya'daki geleneksel tarımsal yaşamın yeniden canlandırılması için mükemmel bir savunmadır ve çiftçilik, ağaç yetiştirme, sığırlara bakma ve arı besleme hakkında pratik talimatlar içerir.
Vergilius nasıl bir eğitim aldı?
Vergilius Cremona'da, Milano'da ve son olarak Roma'da eğitim görmüş, Yunan ve Romalı yazarlar, özellikle de şairler hakkında kapsamlı bilgi edinmiş, retorik ve felsefe konusunda ayrıntılı bir eğitim almıştır. Öğretmenlerinden birinin Epikürcü Siro olduğu bilinmektedir.
Vergilius nasıl öldü?
MÖ 19 yılında, Aeneis üzerinde üç yıl daha çalışmayı planlayan Virgil Yunanistan'a doğru yola çıktı. Yolculuk sırasında ateşlendi ve ardından İtalya'ya döndü ancak varışından kısa bir süre sonra öldü. Efsaneye göre, Vergilius'un son arzusu bitmemiş şiirinin yakılmasıydı, ancak bu isteği Augustus tarafından reddedildi.
Vergilius dünyayı nasıl etkiledi?
Virgilius'un eserleri Ovidius'tan, Virgilius'u İlahi Komedya'da Cehennem ve Araf'tan Cennet'in kapılarına ve ötesine kadar şairin rehberi olarak kullanan Dante'ye kadar sayısız şaire ilham vermiştir. İngiliz edebiyatındaki etkisi ise Edmund Spenser'ın The Faerie Queene ve John Milton'ın Paradise Lost adlı eserlerinde görülebilir.