Biranın Tarihi ile İlgili Az Bilinen Gerçekler

Bira, en eski uygarlıklardan beri var olmuştur. Alkolün insan kültürü üzerindeki etkisi başka hiçbir içkiye benzememektedir.

Yazar Burcu Kara

Bira, kayıtlı tarihin en eski zamanlarından beri insanlar tarafından üretilmekte ve tüketilmektedir. Bu çok sevilen alkollü içecek ilk olarak Neolitik dönemde, tarımın benimsenmesi ve ilk toplulukların kurulması yoluyla moderniteyi başlatan tarım devriminin ortasında ekmekle birlikte ortaya çıkmıştır.

İlk biranın tahıldan elde edilmiş olması şaşırtıcı değildir. Şerbetçiotu, orijinal tarifin oluşturulmasından binlerce yıl sonra, Orta Çağ'a kadar eklenmemiştir. Firavunlar bazen bira kavanozlarıyla gömülürdü ve eski Babilliler ile Mısırlıların bu lezzetli içecek için binlerce tarifi vardı. Bira işçilik karşılığında bir para birimi işlevi görüyordu. Biranın popülaritesi Orta Çağ boyunca artmış ve bira üretimi Avrupa'da büyük bir ekonomik güç haline gelmiştir. Sanayi Devrimi'yle birlikte dünya çapında yaygınlaştı ve yirminci yüzyılda büyük bir güç haline geldi. Günümüzde bira, su ve çayın ardından dünya çapında en popüler üçüncü içecektir.

Biranın tarihi Uygarlığın Beşiği'nde başlar

Biranın tarihi insanlığın tarihiyle iç içedir. Hatta insanlar tarafından tüketilen ilk içeceklerden biridir. Bu popüler fermente içecek icat edilmemiş ama keşfedilmiştir. Tarihsel kayıtlarda zaman dilimi ve kültürel bağlam konusunda bazı belirsizlikler vardır. Son buzul çağının sona ermesi ve bunu izleyen tarım devriminin, biranın yaklaşık MÖ 10.000 yılındaki gelişimiyle aynı zamana denk geldiği düşünülmektedir. En eski insan yerleşimleri ve ardından gelen karmaşık medeniyetler Bereketli Hilal'de ortaya çıkmış, buradaki yerliler yabani mahsulleri evcilleştirmeyi öğrenmiştir.

Üstelik hoş bir ikincil etki de meydana getirmiştir. En sonunda tahılların suda bekletilmesinin mayalanmalarına neden olduğu keşfedildi. Bu fermantasyon yöntemi kullanılarak su, şimdiye kadar üretilen ilk alkollü içecek olan biraya dönüştürüldü. İlk insanlar susuzluklarını fermente bir içecekle gidermeye çalışırken, daha sonra ekmek üretmek için kullanılacak ve tarım devrimini körükleyecek tekniklerle tanışmış olabilirler.

MÖ 4000 Mezopotamya'sından bir piktogram, bira içen insanları gösteriyor. Aynı zamanda antik bira tüketim yöntemlerinin modern olanlardan farklı olduğunu da göstermektedir. Bira iki figür tarafından tüketiliyor, ancak tipik bir bardaktan değil, kamış pipetler kullanılarak büyük bir toprak kavanozdan. Eski birayı içmek için kamış kullanmak zorundaydınız çünkü bulanıktı ve yüzen tahıllar, saman ve diğer döküntülerle doluydu.

Bira dostluğun ilk sembollerinden biriydi

Bir sürahiyi paylaşan ve kamışlarla yudumlayan iki figürü gösteren antik Sümerler sanatında görüldüğü gibi, biranın hayati bir sosyal amacı vardı. Bira üretiminin ilk aşamalarında, pipetler gerekli olmasa da kesinlikle yardımcı olmuştur. Ancak, Sümer dönemi boyunca süreç mükemmelleştirildiğinde ve çömlekçilik daha yaygın olarak kullanılabilir hale geldiğinde, pipetler yavaş yavaş kullanımdan çıkmıştır. Bira içenlerin tipik olarak pipet kullanırken resmedilmiş olması, bu etkinliğin toplumsal niteliğini vurgulamaktadır.

Söz konusu içecekler olduğunda ise paylaşım teşvik edilmektedir. Bu nedenle, bazı dilimlerin diğerlerinden daha iştah açıcı olduğu etin aksine, içeceğin lezzeti baştan sona sabittir. Bira bu özelliğinden dolayı yoldaşlığın ve iyi niyetin simgesi haline gelmiştir. Ev sahibi, aynı kaptan içerek ziyaretçisine içkinin bozuk ya da kalitesiz olmadığını gösterirdi. Teklif edenin içkisini kabul etmekte güven vardı. Yavaş ama emin adımlarla bira bireysel kaplara girmeye başladı, ancak arkadaşlarla ve aileyle aynı kaptan içme uygulaması günümüze kadar devam etti.

Bira hala doğrudan fıçıdan servis edilir, çay ve kahve genellikle ortak kaplarda servis edilir ve şarap ve alkollü içkiler genellikle ortak şişelerden dökülür. Bardakların tokuşturulması binlerce yıl öncesine dayanan sosyal bir ritüeldir ve arkadaşların, ailenin ve iş arkadaşlarının ortak bir içecek için bir araya gelmesini temsil eder.

Bira bir para birimiydi

Kil çivi yazılı tablet (MÖ 3100-3000) bira tayınını belirtiyor.
Kil çivi yazılı tablet (MÖ 3100-3000) bira tayınını belirtiyor. Uruk şehrinde (günümüz güney Irak'ı) bulunmuştur. Kaynak: British Museum.

Bu dönemde, yerleşik yaşam tarzının ve tahıl (arpa ve buğday) bolluğunun bir sonucu olarak rahipler, yöneticiler ve kâtipler gibi son derece uzmanlaşmış meslekler ortaya çıkmıştır. Tahıl ve diğer ürünlerin yanı sıra bunların işlenmiş, katı ve sıvı formları (ekmek ve bira gibi) şeklinde vergi toplamak bu kişilerin başlıca sorumluluklarından biriydi. Bu nedenle bira, basit bir tüketim maddesinden daha fazlası haline geldi. Sümer'den Mısır'a, Bereketli Hilal'in tüm imparatorlukları birayı pratik ve yaygın bir değişim ve ödeme yöntemi olarak kullanmıştır.

Eski bir kanun biranın önemini kabul etmektedir. Efsanevi Hammurabi Kanunları'nda bira, eski Babil sakinleri için günlük tayın olarak zorunlu kılınmıştır. Sosyoekonomik merdivenin en altındakiler günde iki litre alırken, en üsttekiler beş litre alıyordu. Büyük Giza Piramidi'nde çalışan işçiler ve onlar gibi diğerleri, diyetlerinin önemli bir parçası olduğu için günlük 10 pintten fazla biraya gereksinim duyuyorlardı. Popüler varsayımın aksine, dünyanın en tanınmış yapılarından bazıları köleler tarafından değil, kiralık iş gücü tarafından inşa edilmiştir. Bira, tüm bu sıkı çalışmanın yakıtıydı.

Bira ilahiydi

Uzun saplı bira Kavanozu, Mısır, Yeni Krallık, M.Ö. 1550-1070.
Uzun saplı bira Kavanozu, Antik Mısır, Yeni Krallık dönemi, MÖ 1550-1070. Kaynak: MFABoston.

Eski zamanlarda bira sadece toplum ve ekonomi için önemli değildi; tanrıların içeceği olarak kabul edilirdi. Bunda içeceğin birçok insanın diyetinde temel bir madde olarak yer almasının da kuşkusuz rolü vardı. Bira, nehirler ve kanallar gibi yerel su kaynaklarında hayvan dışkısının yaygın olması nedeniyle de suya tercih ediliyordu ki kadim insanlar bunu bir tehdit olarak görüyordu. Diğer içeceklerde görülmeyen besin değeri fermantasyon süreci sırasında korunmuş, bu da potansiyel olarak tehlikeli bakterileri yok etmiştir. Bira geleneksel olarak dini ayinlerde ve kutlamalarda kullanılıyordu, bu nedenle ilahi bir çağrışım kazanması mantıklı görünüyor.

Özellikle, Sümer bira tanrıçasına 3800 yıllık bir övgü olan Ninkasi İlahisi, bilinen en eski belgelenmiş bira tarifine sahiptir. Tanrıçayı öven ve daha da önemlisi bira yapım sürecini günümüz bilim insanlarının eski yöntemi kopyalayabilecekleri kadar ayrıntılı bir şekilde anlatan bir yazının bulunduğu kil tabletler keşfedilmiştir. Belli ki Sümerler bira yapımında ustaydı.

Biranın Antik tarihi: Mısırlılar sevdi ama Yunanlılar ve Romalılar sevmedi

Antik Mısır'da bira fabrikası modeli, Birinci Ara Dönem veya Orta Krallık MÖ 2040-1991.
Antik Mısır'da bira fabrikası modeli, Birinci Ara Dönem veya Orta Krallık MÖ 2040-1991. Kaynak: MFABoston

Antik Mısır'ın içki ve sarhoşluk tanrıçası Hathor da kendi kültüründe benzer bir konuma sahipti. Nil vadisinin insanları, biraya özellikle düşkün olan birkaç eski toplum arasındaydı. Çocuklar da dahil olmak üzere herkes soğuk biranın tadını çıkarabilirdi. Mısır arşivlerinde yer alan bazı bira isimleri liriktir ve modern reklam sloganlarını anımsatır: "Güzel ve iyi", "cennet gibi", "neşe getiren", "bereketli" ve "mayalayan". Dini ritüeller sırasında tüketilen biralarda da benzer bir durum söz konusuydu.

Antik Mısırlılar birayı severken, Antik Yunanlılar ve Romalılar şarabı tercih ediyorlardı. Bira, ölçülülüğe önem veren Yunanlılar tarafından "barbar" bir içecek olarak görülüyordu. Romalılar da Akdenizli komşularıyla aynı fikirdeydi. Ancak Romalılar bira kültürünü, üzüm yetiştirmenin imkansız olmasa da zor olduğu dondurucu bölgeler de dahil olmak üzere imparatorluklarının daha uzak noktalarına kadar genişlettiler.

Bira bir Orta Çağ başarı öyküsüdür

MS 13. yüzyıla ait bir tezhipli el yazması, bir keşişi fıçıdan bir sürahi doldururken resmediyor. Kaynak: Public Domain
MS 13. yüzyıla ait bir tezhipli el yazması, bir keşişi fıçıdan bir sürahi doldururken resmediyor. Kaynak: Public Domain

Orta Çağ'ın gelişi Avrupa'nın biraya olan ilgisini yeniden canlandırdı. Şerbetçi otunu bira yapım sürecine dahil eden keşişler yöntemi güncelleyerek Hristiyanlığı olası bir "suçlu" haline getirdiler. Sonuç olarak, Avrupa'nın ilk bira fabrikaları, çileciliğin ve kendinden feragat etmenin kaleleri olan Orta Çağ manastırlarında kuruldu. Katı manastır kuralları, oruç sırasında hiçbir yiyecek ya da içeceğin tüketilmemesini gerektiriyordu. Önemli bir besin değerine sahip olan bira ise yasalarca yasaklanmamıştı. Ayrıca, birçok kuzey Alp manastırı Bavyera ve Bohemya gibi bira yapımı için ideal bölgelerde bulunuyordu.

Orta Çağ öğreniminin ve uzmanlığının en önemli merkezlerinden biri manastırlarda bulunuyordu. Bu, keşişlerin yeni şeyler denemesine ve bira yapım sürecini mükemmelleştirmesine olanak sağladı. Şerbetçiotu ilk kez dokuzuncu yüzyılda birayı tatlandırmak için kullanıldı. Bu tekniğin bir yan ürünü olarak koruma özelliğine sahip olduğunu keşfettiler.

Dahası, manastırlar ziyaret güzergâhları boyunca sık sık dinlenme durağı olarak kullanılıyordu ve sundukları bira yorgun hacılar tarafından çok beğeniliyordu. Sonuç olarak, keşişler Orta Çağ toplumunda aristokratlardan serflere kadar herkes için bira üretmiştir.

Bavyera biraya altın standart getirdi

Reinheitsgebot'un (Alman Bira Saflık Yasası) geçmişini kutlamak ve aynı zamanda 450. yıldönümü anısına 1983 yılında basılan pul.

Bira geleneksel olarak maltlık arpanın suda kaynatılması ve karışımın mayalanmaya bırakılmasıyla yapılırdı. Doğal maya zaman zaman ağır işi üstlense de, bira üreticileri süreci hızlandırmak için genellikle maya eklerdi. Nihai ürüne lezzet katmak için her türden bitki karıştırılırdı. Şerbetçiotu biranın daha uzun süre taze kalmasına yardımcı olsa da, tariflerin çok çeşitli olması bira üretimini hala zorlaştırıyordu.

Dönemin Bavyera Dükü IV. Wilhelm, bira üretim sürecini düzenlemek ve bira için bir pazar yaratmak amacıyla 1516 yılında Reinheitsgebot'u (bira saflık yasası) yürürlüğe koydu. Reinheitsgebot özünde, bira yapım sürecinde sadece su, şerbetçi otu ve arpa kullanımına izin veriyordu. İlginçtir ki bu kural mayayı da tariften çıkarmıştır; Louis Pasteur mayanın fermantasyondaki rolünü keşfettikten sonra 1857'ye kadar eski haline getirilmemiştir.

Takip eden 471 yıl boyunca Reinheitsgebot, 1987'de nihai olarak yürürlükten kaldırılana kadar yürürlükte kaldı. Öte yandan Fransız bira üreticileri yasağı görmezden gelerek biralarını çok çeşitli otlar, baharatlar ve meyvelerle tatlandırmaya devam ederken Alman, Hollandalı ve Belçikalı meslektaşları doğru olanı yaptı.

Biraya açılan savaş: Modern zamanlarda biranın tarihi

Biranın Orta Çağ ve Erken Modern Dönem boyunca hızla artan popülaritesi, Avrupa'da bira fabrikalarının ve barların çoğalmasına yol açtı, ancak içecek yine de dünyanın geri kalanını fethetme arayışında zorluklarla karşılaştı. Avrupa'daki bazı ülkeler 18. yüzyılın Aydınlanma Çağı'nda alkollü içeceklerin tüketimini sınırlamak için çaba sarf etmiştir.

Ancak biranın artan popülaritesi, 1765 yılında buhar makinesinin keşfedilmesine yol açmış ve bu da bira üretim sürecini imalat sektörünün geri kalanıyla birlikte sanayileştirmiştir. Termometre ve hidrometrenin icadı da bira üretiminde önemli bir adım olmuştur.

Amerika Birleşik Devletleri'nin 1920'lerdeki içki yasağı dönemi bira tarihinin en yıkıcı dönemidir. George Washington'ın bir bira fabrikasının olmasına ve Thomas Jefferson'ın Amerikan Bağımsızlık Bildirgesi'ni bir barda kaleme almasına rağmen "özgürlerin ülkesi" bira ve diğer içeceklere savaş açmıştır. Bu, 1933 yılında sona eren İçki Yasağı'nın öngörülemeyen bir sonucuydu. Özellikle kitlesel olarak pazarlanan markalarda bugüne kadar devam eden daha hafif bir lezzet profili ile karakterize edilen seyreltilmiş birayı popüler hale getirdi.

Neyse ki son yıllarda bir başka gelişme daha yaşandı. Küçük bağımsız bira fabrikalarında (aynı zamanda büyük çok uluslu şirketler tarafından) üretilen el yapımı biralar pazarda önemli bir büyüme göstermiş ve bu da her zamankinden daha fazla bira çeşidinin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bira tarihi, tarihi formülleri bile yeniden yaratan butik bira üreticilerinin çabaları sayesinde tam bir döngü haline geldi. Kısa bir süre önce bira üreticileri Ninkasi şiirindeki tarifi kullanarak bir bira ürettiler.