Büyük İskender ve fetihleri hakkında iki bölümlük bir yazı dizisi hazırladık. Bu yazıyı okumadan önce Makedonyalıların yükselişi öncesindeki en önemli olay olan Salamis Deniz Muharebesi ile ilgili yazıyı okuyabilirsiniz. Makedonyalı Büyük İskender ve ordusu, sekiz yıl süren seferin sonunda, Yunanistan'dan Hindistan'a uzanan bir imparatorluk kurdular.
Büyük İskender ve Fetihleri
MÖ 326'da bir eylül sabahı yorgun bir ordu, arkalarında Himalayalar'ın karlı tepeleri, İndus'un kolu Hyphasis (bugün Beas) Irmağı'nın ötesindeki Pencap ovasını seyrediyordu. Sekiz yıl boyunca komutanları Makedonya Kralı III. İskender'e sadık kalmışlar, bereketli ovalarda ve kurak çöllerde onun peşinden gitmişler, sayısız şehri ele geçirip yağmalamış ve düşman ordularını yenmişler, hep tam da ufkun gerisindeki bir hedefe yönelmişlerdi.
Ancak artık sabırları taşmıştı. Geleneksel düşmanları büyük Pers İmparatorluğu'nu fethetmişlerdi ve artık eve dönmek istiyorlardı. İskender'in gelecekteki zaferler konusundaki hiçbir vaadi onları Hyphasis'i geçmeye razı edemeyecekti. Himalayalar'ın dünyanın sonu olduğuna inanıyorlardı ve komutanlarını buradan öteye izlemektense, isyan etmeyi göze almışlardı.
Bu askerler artık 334 ilkbaharında Avrupa'dan gelip Çanakkale Boğazı'nı geçen ve genç komutanları mızrağını Asya'nın toprağına saplayıp tüm kıta üzerinde hak iddia ettiğinde çoşkuyla karşılık veren o heyecanlı birlikler değildiler. Yola çıktıklarında 60000 -70000 kişiden oluşan ordu artık sayıca iyice azalmış, savaşların yıprattığı bir kitle halinde yürüyordu.
Büyük İskender seferlerinin en önemli anı İssos ve Guagamela savaşlarında Perslerin yenilmesi olmuştu. MÖ 333'teki İssos Muharebesi'nde sayıca çok azınlıkta olan Makedonyalılar, Pers Kralı III. Darius'un korkup kaçtığı söylentisiyle adamlarının arasında panik yaratılmasından yararlanmışlardı. Umutsuzluğa kapılan Pers ordusu gerilemeye başlamış ve sonunda Kral Darius gerçekten kaçıp meydanı Büyük İskender'e bırakmıştı.
Efsanevi Savaş Atı Bucephalus
Guagamela Muharebesi MÖ 331 sonbaharında, Dicle Irmağı yakınlarındaki bir ovada yapıldı. Persler Makedonyalılardan yaklaşık 30000 kişi daha fazlaydı. Büyük İskender askerlerine iyi bir yemek yiyip uyumalarını emretti. Persler ise sürpriz bir saldırıya karşı büyük gece ayakta bekledikleri için ertesi gün daha yorgundular. Darius atlı muhafızlardan, tekerleklerine kamalar takılmış arabalardan ve fillerden oluşan bir koruma duvarının arkasında, orta kanada komuta ediyordu. İskender ise yağız atı Bucephalus'un sırtında, "Yoldaşlar" olarak bilinen seçkin ağır süvari birliğinin başında gidiyordu. Savaş başladığında İskender bir dizi kurnazca manevra sayesinde Persleri yararsız ve sinir bozucu araba ve süvari saldırılarına zorladı. Sonunda Büyük İskender ve Yoldaşlar dört nala Darius'un üstüne hücum ettiler. Dehşete düşen Pers kralı dizginleri ölümcül yara almış arabacısının elinden kaptı ve savaş meydanından kaçtı.
Kralları tarafından terk edildiklerini gören Pers ordusu dağıldı ve İskender Makedonyalıları kaçanların arkasından gönderdi. Makedonyalıların 500 kaybına karşılık, Persler 40000 ölü vermişlerdi. Darius kaçmayı başardı, ancak 200 yıldır Yunan dünyasını tehdit eden Pers gücü artık yoktu.
"Fetheden Kahramana Selam Olsun!"
Guagamela zaferinden sonra Büyük İskender Pers hakimiyeti sırasında çok sıkıntı çekmiş olan Babil halkı tarafından bir kurtarıcı olarak karşılandı. Babiller adını bağırarak, tütsüler yakarak, çiçeklerden çelenkler takarak onun etrafını çevirdi. Genç hükümdarı yönlendirilen yenilmezlik duygusu güçlendi. Pers İmparatorluğu'nun bir başka büyük kenti Susa'da da aynı sevinçle karşılanan İskender, yenilmezliğine iyice inanacaktı.
İskender'in Persleri yok etmekteki kararlılığı karakterinin karanlık yanını ortaya çıkardı. Ordusunun Susa'dan dağların üzerinden Darius'un başkenti Persopolis'e götürdü ve burada yüzlerce insanın katledilmesini emretti. Askerleri yağlama ve tecavüzlere giriştiler. İskender son bir zafer göstergesi olarak Darius'un muhteşem sarayını yaktı. Darius' ertesi yıl Hazar Denizi'nin güneyindeki çölde Pers satrap Bessos tarafından bıçaklanıp ölüme terk edildi.
Büyük İskender Pers ülkesinden sonra Hindistan'ı da fethetmeyi istiyordu ve adamlarını önce kuzeye, sonra doğuya doğru sürdü. Dağların ve çöllerin üzerinden dolambaçlı bir yol izleyerek Hayber Geçidi üzerinden Hindistan'a indiler.
Büyük İskender askerlerinin Hyphasis Irmağı'nı geçmeyi reddetmesine çok kızdı, ancak ordusu olmadan fetihlerini sürdüremeyeceğini bildiğinden tepki göstermeyerek çadırına çekildi. Üç gün tek başına düşündü, sonunda çıkış adamlarına geri dönme taleplerini kabul ettiğini açıkladı. Makedonyalılar vardıkları en uzak yeri işaretlemek için ırmak kıyısına 12 yüksek sunak diktikten sonra yolculuğu başladı. Önce Hindistan'ın geniş akarsular ağından aşağı, İndus Irmağı'nın denize döküldüğü yere doğru yöneldiler.
İmparatorluğumuzun sınırları, tanrıların belirlediği dünyanın sınırları olacaktır.
Büyük İskender'in askerlerine sözleri
Büyük İskender Nasıl Öldü?
Büyük İskender Makedonya'yı bir daha hiç göremeyecekti. Batıya doğru yolculuğu onu İndus Irmağı'nın batısında Gedrosia Çölü'ne (Bugünkü Pakistan'ın Belucistan bölgesi) getirdi. Bir zamanların mağrur ordusu yiyecek ve su kıtlığından çıldırmış bir güruha dönüşmüştü. 60 gün süren kabus gibi yolculuk sırasında yürüyenlerin yarısı susuzluktan öldü. Büyük İskender sonunda 324 ilkbaharında Susa'ya ulaştı ve o Hindistan seferinde olduğu sırada çözülmeye başlayan imparatorluğuna yeniden çeki düzen vermek üzere işe koyuldu.
Ertesi yıl, MÖ 323'te Babil'deyken bir şölen ve içki alemi sonrası hastalandı. Hastalığının onuncu gününde askerleri sırayla hasta yatağının yanından geçtiler. İskender her birinin gözlerinin içine derin derin baktı. Ertesi gün bir subay ona doğru eğilip kurduğu imparatorluğu kime bıraktığını sordu. "En güçlüye" diye fısıldadı. Bunlar son sözleri oldu. Birkaç saat sonra, 33 yaşında, 12 yıl ve sekiz aylık saltanatın ardından gözlerini yumdu.
İskender kendini tanrılar katına çıkarmıştı ve bir tanrı gibi altın tabut içinde gömüldü. Yüzyıllar geçtikçe, Büyük İskender'in anısı, dünyanın sınırlarında savaşan ve bu sınırları fetheden cesur genç kral olarak efsaneleşecekti.
Makedonya Ne Zaman Güç Kazandı?
Makedonya ve büyük savaşçı İskender'in ardında bıraktığı imparatorluğu inceliyoruz. İlk bölümde Hindistan'a kadar ulaşan zorlu fetihleri ele almıştık. Şimdiyse Makedonyalıların yükselişini, Büyük İskender'in gelişim sürecini ve imparatorluğun parçalanma sürecini anlatacağız.
Makedonya her zaman güçlü bir ulus değildi. MÖ 5. yüzyılda, Yunanistan'ın güneyi, insanoğlunun düşünce ve sanat tarihinin temelini oluşturacak kültürünün entelektüel zirvesindeyken, Makedonya kuzeyde komşularının barbar (Yunanca barbaros, yani Yunanlı olmayan) diye nitelendirdiği haşin dağlılarla dolu bir yerdi. Ancak onlar da Yunan asıllıydı ve bir Yunan lehçesiyle konuşuyorlardı. 5. yüzyılın sonuna doğru Kral Arkhelaos Makedonya'nın başkenti Pella'yı bir kültür merkezi haline getirdi ve ulusunun askeri gücünü artırdı.
Makedonya onun MÖ 399'daki ölümünden sonra gerilese de, MÖ 359'da 22 yaşındayken tahta çıkan İskender, babası II. Filip zamanındaki eski görkemini yeniden kazandı. Filip, Thebai'nin büyük lideri Epaminondas devrinde üç yıl orada rehin kalmış ve onun başarılarını takdir etmişti. Onu örnek alarak Makedonya'yı Yunanistan'ın en büyük gücü haline getirdi, düşmanlarını yendi ve Yunanlıları birleştirdi. 1977'de mezarında bulunan zarif altın takı ve eşya koleksiyonunda anlaşıldığı gibi, aynı zamanda sanat konusunda da duyarlıydı.
Filip'in düşü Antik Yunan'ın büyük düşmanı Pers İmparatorluğu'nu fethetmekti. Ancak bunu başaramadan 336 yılında, 46 yaşındayken gizemli bir cinayete kurban gitti. İki yıl sonra oğlu Pella'dan yola çıkacak, Çanakkale Boğazı'nı geçecek ve Filip'in büyük düşünü zaferle gerçekleştirecekti.
Büyük İskender Nasıl Eğitildi?
İskender 356'daki doğumundan itibaren askeri zaferlere hazırlandı. Yakın akrabası Leonidas küçük çocuğa düzen ve disiplin öğretmekle görevlendirilmişti. Günlük işleri kılıç kullanma idmanı, koşma ve avlanmadan oluşuyor, yedikler içtikleri dikkatle kontrol ediliyordu. İskender'in sarayda sunulan zengin yiyeceklerden yemesi yasaktı ve "kahvaltı için iştahı açılsın diye gece yürüyüşü yapması emrediliyor, yemeğe iştahı kalsın diye az kahvaltı ediyor"du.
İskender ergenliğe vardığında babası genç adama mantık ve dünyevi bilgiler öğretmesi için filozof Aristoteles'i tutarak fiziksel gücüne zihinsel güç ekledi. İskender Aristoteles sayesinde doğal dünyayla ilgili keşiflere merak sardı ve tıp teorisi ve uygulamasını öyle iyi öğrendi ki, hastalanan arkadaşlarını tedaviye başladı.
İskender o kadar iyi eğitildi ki, Filip bir sefere çıkarken 16 yaşındaki oğlunu Makedonya'ya kral naibi olarak bıraktı. İskender 338'deki Chaeronea Muharebesi'nde Makedonya ordusunun sol kanadını kumanda etti ve müttefik Yunan devletlerini yendiler. Böylece, 336'da Filip bir suikasta kurban gittiğinde, 20 yaşındaki İskender kendinden iki misli yaşlı hükümdarların deneyimiyle Makedonya tahtına çıktı.
Büyük İskender İmparatorluğu'nun Varisleri
İskender, öldüğünde karısı Roksane'nin hamile olmasına rağmen, doğrudan bir varis bırakmadı. İskender adı verilen oğulları daha küçükken İskender'in komutanı Antipatros'un oğlu Kassandros tarafından öldürüldü. İskender'in diğer komutanlarından I. Antigonos Monophtalmos, Seleukos, I. Ptolemaios Soter ve Lisimahos fethedilmesine yardım ettikleri ülkelerin kralı oldular ve halefler olarak bilindiler. Onlar arasındaki mücadeleler İskender İmparatorluğu'nun kalıntılarından üç krallık doğmasına yol açtı.
İlgili:
Makedonya'ya Antigonos ve varisleri, Mısır'a Ptolemaios ve varisleri, Suriye, İran'ın kısmı ve Mezopotamya'dan oluşan en büyük krallığa da Seleukoslar hükmettiler. Bu parçalanmış krallıklar Antik Yunan ya da Helen dünyasıyla Asya'yı İskender'in umduğu gibi birleştiremeseler de, 300 yıl boyunca varlıklarını sürdürdüler ve "Helenlerin" gelişmiş böylece yayıldı. Ancak MÖ 2. yüzyılda Romalılar Makedonya Krallığı'nı fethettiler ve Partlar da Seleukosları yendiler: Helenizm'in altın çağı artık sona ermişti.
Ptolemaios Krallığı en dayanıklısı oldu. Yunan ve Mısır kültürünü birleştirmeyi başardı; Mısırlıların dini hiyerarşi geleceğini sürdürüp İskenderiye'yi hem Doğu hemde Batı düşüncesinin merkezi haline getirdi. Büyük İskender'in mirası ancak MÖ 30'da Ptolemaiosların sonuncusu olan Kleopatra'nın ölümüyle tükendi.
İskenderiye Neden Kuruldu?
İskender MÖ 332'de, denizaşırı seferlerinin başlamasından kısa bir süre Mısır'ı fethetti ve firavunların geleneksel çifte tacını taktı. Daha sonra Nil'in ağzında bir şehir kurup adını İskenderiye koydu. Bu, fethettiği topraklarda ismini ölümsüzleştirmek için kurduğu pek çok kentin ilki ve büyüğüydü.
İlgili:
İskenderiye'yi Mısır ile imparatorluğunun diğer bölgeleri arasında kültürel ve ekonomik bir bağ olarak düşündü. İskender bu hayalinin gerçekleştiğini görmese de, İskenderiye Akdeniz uygarlığının kültürel merkezi olacaktı.
Kent, deniz ile Maryut Gölü arasında, sıkışık bir geometrik plana göre kuruldu. Dünyanın Yedi Harikası'ndan biri olan deniz fenerine adını veren Pharos Adası tarafından korunuyordu. Kentin büyük binaları arasında dev bir gymnasium ve 30 metre genişliğinde, 5 km'den fazla uzunlukta bir ana cadde vardı. Kent ayrıca, papirüs tomarları üzerine yazılmış binlerce kitabı barındıran büyük bir kütüphaneye de sahipti. Antik Çağ'ın en ünlü kültür merkezlerinden olan İskenderiye Kütüphanesi MS 3. yüzyılda isyancılar tarafından yıkıldı.
Ptolemaiosların sarayının bitişiğindeki, şairlerin, sanatçıların, bilim adamlarının ve zanaatçıların çalıştığı Mouseion vardı. Mouseion'da çalışanlar arasında matematikçi Öklid (Eukleides) ve Nikolas Kopernik (Nicolaus Copernicus)'ten yüzlerce yıl önce evrenin merkezinin Dünya değil, Güneş olduğunu öne süren gökbilimci Aristarkhos da vardı.
Büyük İskender'in Savaş ve Fetih Listesi:
- MÖ 334 Çanakkale Boğazı'ndan Asya'ya geçti; Granikos Muharebesi'ni kazandı. Miletos ile Halikarnassos'u aldı.
- MÖ 333 İssos Muharebesi'nde Persleri yendi.
- MÖ 332 Tyros'u (bugün Sur) ele geçirdi; Mısır'ı fethetti.
- MÖ 331 Gaugamela Muharebesi'nde Persleri yendi, Babil ve Susa'ya girdi.
- MÖ 330 Bir dağ geçidi olan Pers Kapısı'nı aştı ve Persepolis'i yağmaladı; Hazar Denizi'nin güneyine sefer yaptı.
- MÖ 329 Marakanda (daha sonra Semerkand) ve Afganistan'a sefer yaptı.
- MÖ 328 Baktriane ve Sogdiane'ye (Özbekistan) sefer yaptı.
- MÖ 326 Hindistan'ı işgal etti; Hydaspes Muharebesi'ni kazandı; askerleri isyan etti.
- MÖ 325 Dönüş yolculuğu için İndus'tan aşağı indi.
Büyük İskender Hakkında Sık Sorulanlar
Büyük İskender kimdi?
Büyük İskender, MÖ 356 – MÖ 323 yılları arasında yaşamış eski bir Yunan kralı ve askeri komutandı. Olağanüstü askeri seferleri ve tarihteki en büyük imparatorluklardan birini kurmasıyla tanınır.
Büyük İskender'in fetihlerinin kapsamı neydi?
Büyük İskender'in fetihleri Avrupa, Asya ve Afrika'nın bazı bölgeleri de dahil olmak üzere geniş bir alana yayılmıştır. İmparatorluğu batıda Yunanistan ve Mısır'dan doğuda İran ve Hindistan'a kadar uzanıyordu.
Gaugamela Muharebesi'nin önemi neydi?
MÖ 331 yılında yapılan Gaugamela Muharebesi, Büyük İskender ile Kral III. Darius liderliğindeki Pers İmparatorluğu arasındaki büyük bir savaştı. İskender'in bu savaşı kazanması, Pers İmparatorluğu'nun fethinde bir dönüm noktası olmuş ve İskender'in bölge üzerindeki kontrolünü sağlamlaştırmıştır.
Helenistik dönemin Büyük İskender ile bağlantısı nedir?
Helenistik dönem, İskender'in ölümünden sonra Yunan kültürünün ve etkisinin onun fethettiği topraklara yayıldığı dönemi ifade eder. İskender'in fetihleri, Yunan dili, sanatı, mimarisi ve felsefesinin kontrolü altındaki bölgelere yayılmasında önemli bir rol oynamıştır.
Büyük İskender'in kurduğu şehirlerden bazıları hangileriydi?
Büyük İskender fetihleri sırasında başta Mısır'daki İskenderiye olmak üzere çok sayıda şehir kurdu. Bu şehirler Helenistik dünyada önemli yönetim, kültür ve ticaret merkezleri olarak hizmet vermiştir.
Büyük İskender kuşatma savaşını nasıl kullandı?
Kuşatma savaşı Büyük İskender tarafından kullanılan yaygın bir taktikti. Tahkim edilmiş şehirleri ve kaleleri ele geçirmek için kuşatma kuleleri, koçbaşları inşa etmek ve düşman duvarlarının altını oymak gibi çeşitli teknikler kullanmıştır.
Diadochi'ler kimlerdi?
Diadochi, Büyük İskender'in ölümünden sonra imparatorluğunu paylaşan halefleriydi. Bunlar, farklı bölgeler üzerinde güç ve kontrol için yarışan generalleri ve diğer nüfuzlu kişilerdi.
Büyük İskender'in mirası nedir?
Büyük İskender'in mirası çok yönlüdür. Tarihin en büyük askeri komutanlarından biri, hırslı bir fatih ve Yunan kültürünün hamisi olarak hatırlanır. İmparatorluğunun fethettiği bölgeler üzerinde kalıcı bir etkisi olmuş, çeşitli medeniyetlerin ve kültürlerin gelişimini şekillendirmiştir.
Büyük İskender'in fetihleri Helenistik kültüre nasıl katkıda bulundu?
İskender fethettiği bölgelere Yunan geleneklerini, dilini ve sanatını tanıtarak bunları yerel geleneklerle harmanladı ve Helenistik kültür olarak bilinen eşsiz bir kültürel sentez yarattı.
Büyük İskender'in önemli başarıları nelerdir?
Büyük İskender'in başarıları arasında başarılı askeri seferleri, geniş bir imparatorluk yaratması, Yunan kültürünü tanıtması ve askerleri arasında sadakat ve bağlılık uyandırma yeteneği sayılabilir. Ayrıca stratejik dehası ve hocası Aristoteles'in rehberliğinde bilgi arayışıyla da tanınır.