Komünizm, bir grubun, tüm üretim faktörlerine sahip olduğu ekonomik sistemdir. Konu ülkeler olduğunda bu "grup" hükümet oluyor. Üretim araçları ise emek, girişimcilik, sermaye malları ve doğal kaynaklardır. Devlet işgücüne yasal olarak sahip olmasa da, insanlara nerede çalışmaları gerektiği merkezi planlama ile söylenir. Komünizm teorisini Alman filozof Karl Marx geliştirdi.
Komünizm nedir?
Marx, komünizmi tanımlarken "becerisine göre her birinden, ihtiyacına göre her birine" dedi. Ona göre, kapitalist insanlar artık tüm karlara sahip olmayacaktı. Aksine, gelir işçilere gidecekti. Marx'a göre bu durum, insanların yalnızca sevdikleri ve iyi yaptıkları şeyler üzerinde çalışmalarını sağlamalıydı. Yaptıkları işe herkesin iyiliği için mutlulukla katkıda bulunacaklardı. Daha çok çalışmak isteyeceklerinden ekonomi, kapitalizmden daha çok gelişecekti.
"Her birine ihtiyacına göre" derken, topluluğun çalışamayanlara bakacağı anlamına gelir. Herkese ihtiyaç duydukları mal ve hizmetler dağıtılır. Başkasının çıkarları için çalışanlar, artık kendi çıkarlarına fayda sağlayarak da motive olacaktır.
Komünizm teorisinin özellikleri
Komünist Manifesto'da, Marx ve ortak yazar Friedrich Engels aşağıdaki noktaları ana hatlarıyla açıklar:
- Arazi mülküyetinin kaldırılması ve tüm arazi kiralarının kamu amaçlarına adanması
- Artan oranlı veya kademeli ağır gelir vergisi
- Tüm miras hakkının kaldırılması
- Tüm göçmenlerin ve isyancıların mülklerine el konulması
- Emekte ve sanayi ordularının kurulmasında herkese eşit sorumluluk düşmesi (özellikle tarım için)
- Kasaba ve taşra ayrımının kademeli olarak kaldırılması
- Devlet okullarındaki tüm çocuklar için ücretsiz eğitim ve çocukların fabrikada çalıştırılmasının kaldırılması
- Kredinin devletin elinde merkezileştirilmesi
- Devletin iletişimi ve ulaşımı kontrol etmesi
- Devlet fabrikalarının ve üretim araçlarının çorak arazileri işlemesi ve toprağı iyileştirmesi.
Manifesto son üç noktasında devlet mülkiyetinden bahsediyor, bu da komünizmin vizyonunun sosyalizme benzediğini gösterir. Marx, devlet mülkiyetinin, komünizme geçişte önemli bir aşama olduğunu savundu.
Gerçek komünist ekonomide, kararları toplum vermeye başlar. Ancak çoğu komünist ülkede, bu kararları hükümet toplum adına verir. Bu sisteme komuta ekonomisi deniyor.
Liderler, kararlarını ana hatlarıyla belirten bir plan oluşturur ve bu kararlar yasalar, yönetmelikler ve direktiflerle yürütülür. Planın amacı, "herkese ihtiyacı olan"ı vermektir. Komünist ülkelerde ücretsiz sağlık, eğitim ve diğer hizmetler var. Plan aynı zamanda ülkenin ekonomik büyümesini artırmayı, ulusal savunmayı güvence altına almayı ve altyapıyı sürdürmeyi de amaçlar.
Devlet, işçiler adına işletmelerin sahibidir ve bu da aslında hükümetin tekel olduğu anlamına gelir. Hükümet, merkezi planda ayrıntıları verilen hedeflere ulaşan şirket yöneticilerini ödüllendirir. Komünizmdeki merkezi plan, piyasa ekonomisindeki rekabet güçlerinin ve arz ve talep yasalarının yerine geçer ve ekonomiye yön veren diğer geleneksel olguları da yönetir.
Komünizm, sosyalizm, kapitalizm ve faşizm arasındaki fark
Komünizm en çok sosyalizme benziyor. Her ikisinde de üretim faktörlerinin sahibi halk. En önemli fark, üretimin komünizmde ihtiyaca ve sosyalizmde beceriye göre dağıtılmasıdır.
Komünizm, özel şahısların üretime sahip olduğu kapitalizmden çok farklı. Ancak her ikisi de merkezi bir plan oluşturması yönüyle faşizme benzer. Faşizm, bireylerin üretim faktörlerini ellerinde tutmalarına izin verir ve birçok ülke komünizmi savuşturmak için faşizme yöneldiler.
Özellik | Komünizm | Sosyalizm | Kapitalizm | Faşizm |
---|---|---|---|---|
Üretim faktörlerinin sahibi: | Herkes | Herkes | Bireyler | Bireyler |
Üretim faktörlerinin değeri: | İnsanlara faydası | İnsanlara faydası | Kar | Ulus kurmak |
Dağıtımın belirlenmesi: | Merkezi plan | Merkezi plan | Arz – talep yasası | Merkezi plan |
Bireyden kesilen: | Becerisine göre | Becerisine göre | Becerisine göre | Ulus için değerine göre |
Bireye verilen: | İhtiyacına göre | Katkısına göre | Gelir, zenginlik, ve borç alabilme | Ulus için değerine göre |
Komünizmin avantajları
Komünizmde ekonomi merkezi olarak planlanıyor; bu durum, ekonomik kaynakların büyük hızla harekete geçirilmesini sağlarken, geniş çaplı projelerin yürütülmesini çabuklaştırır ve endüstriyel güç kurmayı kolaylaştırır. Çünkü bireysel çıkarlar yoktur ve önemli sosyal hedeflere ulaşmak için genel nüfusun refahı aranır.
Komünist komuta ekonomilerinde toplumlar tamamen merkezi planlamanın vizyonuna uyacak şekilde dönüştürebiliyor.
Örnekler içinde Stalinist Rusya, Maoist Çin ve Castro'nun Küba'sı var. Rusya'nın komuta ekonomisi Nazileri yenmek için askeri güç oluşturma yönünde adım attı ve II. Dünya Savaşı'ndan sonra ise ekonomiyi hızla yeniden inşa etmeye karar verdi.
Bazıları komünizmin avantajlarının, herhangi bir gelişmiş kapitalist toplumun izleyeceği sıradaki adımlar olacağına inanıyor. Zira gelir eşitsizliği, kapitalizmin başlıca sorunu ve kapitalizmin taşıdığı kusurların, topluma yararının ötesine geçtiğini düşünenler var. Kapitalizmin bu sorunu tamamen kendi sistemine özgü.
Amerika'nın Kurucu Babaları, bu kusurları dengelemek için anayasada genel refahın teşvik edilmesi gerektiğini belirttiler. Ardından hükümete, herkesin kendi mutluluk fikrini sürdürme haklarını koruma talimatı verdiler. Bunun için eşit şartlara sahip bir ülke oluşturmak yine hükümetin görevi oldu.
Komünizmin dezavantajları
Komünizmin en önemli dezavantajı, serbest piyasayı ortadan kaldırmasıdır. Fiyatlar, arz ve talep yasaları ile belirlenmez, bunu hükümet yapar. Merkezi planlayıcılar, insanların ne tür fiyatlar istediğine dair geri bildirim sahip olmaz. Tüketicilerin ihtiyaçları hakkında güncel bilgi alamaz ve sonuç olarak, genelde bir şeyleri fazla ve bir şeyleri eksik yazarlar.
Komünist toplumda, insanlar bu durumu telafi etmek ister ve planlamacıların sağlamadığı şeylerin ticaretini yapmak için karaborsa kurarlar. Bu durum gerçek komünizme olan güveni kırıyor. İnsanlar bir yerden sonra artık hükümetin "herkese ihtiyacına göre" verdiğini düşünmüyor.
Komünist ülkeler
Geriye kalan son beş Komünist ülke Çin, Küba, Laos, Kuzey Kore ve Vietnam'dır. Saf komünizmi uygulamazlar. Devletin arza sahip olduğu sosyalizme daha yakınlar. Marx'a göre böyle bir orta nokta mümkün ve kapitalizm ile ideal komünist ekonomi arasındaki geçişte kullanılabilir. Modern komünist toplumlar en çok karma ekonomiyi kullanıyor.
Çin
Mao Zedung Ekim 1949'da Çin Komünist partisini kurdu. 1970'lerin sonlarında Çin, karma bir ekonomiye doğru ilerlemeye başladı. Kolektif çiftlikleri aşamalı olarak kaldırdı ve özel işletmelere izin verdi. Tüm bunları beş yıllık ekonomik planı izleyerek yaptı. Çin hükümetinin politikası, hedefler açısından hayati önem taşıyan sektörlerdeki devlet işletmelerini desteklemektedir. 2009'da Çin dünyanın en büyük ihracatçısı oldu. 2014'te ise dünyanın en büyük ekonomisi oldu.
Küba
Ekim 1965'te Partido Communista de Cuba ülkenin resmi iktidar partisi oldu. Sovyetler Birliği, fakir ülkeye ekonomik destek verdi ve bunun karşılığında Küba Soğuk Savaş sırasında komşusu ABD yerine hamisi Rusya'yı destekledi. Ancak SSCB'nin düşüşünden sonra Küba ağır darbe aldı ve Nisan 2011'de ekonomik reformlara izin vermeye başladı. Kübalılar artık alet, cep telefonu, emlak ve araba satın alabiliyor ve 500.000'den fazla Kübalı şimdi serbest meslek sahibi olarak kayıtlı. Örneğin, çiftçiler artık otellere mal satabiliyor.
Laos
Laos, 1949'da Fransa'dan bağımsızlığını kazandı. 1986'da, kontrolü merkezden uzaklaştırmaya ve özel işletmeleri teşvik etmeye başladı. Ekonomisini doğal kaynaklar ihraç etmenin ötesine genişletmek istediğinden doğrudan yabancı yatırımı teşvik etmek için vergi teşvikleri oluşturdu.
Kuzey Kore
Kore Savaşı'nı sona erdirmek isteyen Çin ve Rusya 1953'te Kore'nin bölünmesine ve Kuzey Kore'nin kurulmasına yardımcı oldu. Böylece müttefik haline geldiler. Ülke, ortak çiftçiliği benimsedi ve sıkı bir merkezi planlama başlattı. Ülke 1990'larda ve 2000'lerde kıtlık ve kötü yaşam koşulları ile mücadele etti ve bu nedenle 2002'de bazı sektörlerde yarı özel mallar satılmasına izin verdi.
Vietnam
1945'te komünist lider Ho Chi Minh, ülkesinin Fransa'dan bağımsızlığını ilan etti. ABD destekli Fransızlar güney Vietnam'ı ele geçirdiler. Çin tarafından desteklenen Ho, kuzey kısmı aldı. Fransızlar 1954'te Vietnam'ı 17. paralelden bölmeyi kabul etti. Ancak 1964'te Ho, Viet Cong askerlerinin ülkeyi yeniden birleştirmesini sağladı.
1975'te komünistler başarılı olmuştu ve 1986'da Vietnam daha piyasaya dayalı bir ekonomiye geçiş yapmaya başladı. Ülkenin hala devlete ait işletmelerde reform yapması, bürokrasiyi azaltması ve mali sektör şeffaflığını artırması gerek.
Tarihteki diğer komünist ülkeler
1922'de altı komünist ülke ile Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği kuruldu: Rusya, Beyaz Rusya, Ukrayna ve Transkafkasya Federasyonu. Federasyon 1936'da Gürcistan, Azerbaycan ve Ermenistan ile genişledi.
1991'de dağıldığında SSCB'de toplam 15 ülke vardı. Ek dokuz ülke Estonya, Letonya, Litvanya, Kazakistan, Kırgızistan, Moldova, Tacikistan, Türkmenistan ve Özbekistan oldu.
1955'te SSCB, diğer komünist askeri müttefiklerle Varşova Paktı'nı kurdu. Pakt Arnavutluk, Bulgaristan, Doğu Almanya, Macaristan, Polonya ve Romanya'yı içeriyordu.
SSCB'nin birçok başka komünist müttefiki daha oldu. Birçoğu 1970'lerde komünizme geçti. Ancak SSCB dağıldıktan sonra derhal farklı hükümet sistemini benimsediler. Afganistan, Angola, Benin, Kongo, Etiyopya, Moğolistan, Mozambik, Somali, Güney Yemen ve Yugoslavya bunlar arasındadır. Kamboçya, 1975-1979 arasında komünist bir ülkeydi.
Referanslar:
- Britannica – communism | Definition, History, Varieties, & Facts
- Wikipedia.org – Anarşist Komünizm
- History.com – How Are Socialism and Communism Different?
- Investopedia – The Communist Manifesto