Adolf Hitler'in 1945'teki intiharı, 60 milyona yakın insanın ölümüne yol açan en kanlı çatışmaların yaşandığı II. Dünya Savaşı'nın sona ermesinden kısa bir süre önce oldu. Hayata gelmesi insanlık tarihindeki en büyük yangını başlatan ve ölümü bu yangını hızlıca söndüren bu adam hakkında daha fazla bilgi edinmek için okumaya devam edebilirsiniz.
Adolf Hitler 20 Nisan 1889'da doğdu
Babası Alois, Annesi Klara'ydı ve Adolf altı çocuğun dördüncüsüydü. O zamanlar Yukarı Avusturya'nın başkenti olan Linz şehrinde büyümüştü. Yani aslında Almanya'da değil, Avusturya'da büyüdü. Ancak I. Dünya Savaşı başladığında Almanya'ya taşındı.
Hitler'in babası istismarcıydı
Genç Hitler annesini çok severdi ama babası Alois'ten uzaktı. Geleceğin despotunun babası gayri meşru bir çocuk olarak yetişmişti ve kendi çocuklarına karşı sert ve istismarcıydı. 1903'te, Hitler 14 yaşındayken öldü ve ailesine bir emekli maaşı bıraktı.
Küçük kardeşi genç yaşında öldü
1900'de Hitler'in küçük kardeşi Edmund kızamık hastalığı nedeniyle öldü. Aktarıldığına göre, bu ölümün üzerinde ciddi bir etkisi oldu ve kendini geri çekmnesine neden oldu; içine kapanırken, bir zamanlar keyif aldığı ailesinden ve sosyal hayatından koptu.
Tüm ailesiyle iletişimini kaybetti
1907'de annesinin ölümünün ardından Hitler, suluboya çalışmaları yapmak için Viyana'ya taşındı. Ancak oradaki sanat akademileri tarafından reddedildi. Kardeşleriyle tüm iletişimini kaybetti. Az bir yetim maaşıyla geçinerek, ilk yetişkinlik yaşamının çoğunu evsizlerin yaşadığı yerlerde geçirdi.
Hitler I. Dünya Savaşı sırasında Almanya için savaştı
Hitler Avusturya vatandaşı olmasına rağmen, I. Dünya Savaşı savaşında ordusunda hizmet etmesi istenmedi. Askerlik hizmetinin büyük bölümünü ön taraflardan uzakta geçiriyordu. Ancak Somme Muharebesi'nde yara aldı. Bu nedenle Almanya Birinci Sınıf Iron Cross ve Black Wound rozetlerine sahipti.
Hitler savaşı faydalı bir deneyim olarak gördü
Sivil hayatta yaşadığı mutsuzluklardan ve kartpostal çizerek ve suluboya yaparak geçimini sağlamak için mücadele etmenin ardından, ordunun disiplinini adeta yeni bir enerji kaynağı olarak gördü. Savaş, adanmışlık ve ortak düşman gibi değerleri kahramanca ele almaya başlamıştı.
Almanya'nın yenilgisi düşüncelerini canlandırdı
Almanya 1918'de savaşı kaybettiğinde, Marksistlerin Almanya hükümetine girerek yenilgiye neden olduğuna şüphesiz inanıyordu. Savaşın sonunun şartlarını belirleyen Versay Antlaşması ise nihai ihanetti. Avusturya vatandaşlığına rağmen, eksiksiz bir Alman vatanseveri ve milliyetçisi oldu.
Anton Drexler, büyüyen antisemitizmini etkiledi
Savaş bittikten sonra Hitler orduya hizmete devam etti. Bu süreçte Alman İşçi Partisi'ni izledi. Anton Drexler tarafından kurulmuş olan parti, milliyetçi, anti-Marksist, anti-komünist ve anti-Semitikti. Hitler, anti-Semitizminin Viyana'da yıllarca süren bireysel mücadelelerinden doğduğunu iddia etti. Ancak bu daha çok Drexler ile beraber başladı.
Drexler'in partisi adını NSDAP yani Nazi Partisi olarak değiştirdi
Hitler partiye resmi olarak 1919'da katıldı ve gamalı haç ve kırmızı arka plan kullanılan bir pankart tasarladı. Almanya için özellikle Yahudilerin ve komünistlerin en büyük kötülükler olduğuna inanıyordu. Sürekli bu yönde konuşmalar yaptı. 1921'de Nazi partisinin başına geçti.
Hitler 1923'te başarısız bir darbeye öncülük etti
Hitler, Yahudilere ve komünistlere karşı nefret söylemleriyle tanınıyordu. 1923'te, Nazi partisindeki bazı dostlarıyla, bir belediye binası toplantısına baskın düzenledi ve yeni Alman hükümetini ilan etti. Olay "Birahane Darbesi" olarak bilindi ve birkaç kişinin ölümüyle bastırıldı. Hitler tutuklandı, vatana ihanetten yargılandığı halde sadece dokuz ay hapis cezasına çarptırıldı.
Hapishanedeyken Mein Kampf'ı (Kavgam) yazdı
Mein Kampf veya "Kavgam", Hitler'in otobiyografisiydi ve Nazi partisi dahilindeki herkes için okunması zorunluydu. Yahudileri Almanya'nın ekonomik çöküşünün sorumlusu olarak gören kitap, Nazi ölüm kamplarının en acımasız olanı Auschwitz'i yönetmiş Rudolf Hoess'e adadı.
Hitler 1932'de şansölye oldu
Almanya, 1920'lerde – Büyük Buhran dünyayı yıkmadan yıllar önce – başlayan büyük bir ekonomik zayıflama yaşadı ve Almanları aşırılıkçı fikirleri daha rahat kabullenmesini sağladı. 1932'de Hitler, görevdeki şansölye Paul von Hindenburg'a karşı aday oldu ve kazandı. Nazi partisi ülkenin kontrolünü ele geçirmişti.
Hitler hızla Sıkıyönetim Yasasını uygulamaya koydu
Hitler veya yandaşlarından biri tarafından hazırlandığı düşünülen Reichstag yangını, insanların yargılanmadan gözaltına alınmasına olanak sağlayan ve birçok temel haktan mahrum bırakan Reichstag Yangın Kararnamesi'nin çıkarılmasına zemin hazırladı. Kendini bir anda diktatör olarak kabul ettirdi ve gücüne karşı durabilecek herkesi ortadan kaldırmaya başladı.
Almanya Milletler Cemiyeti'nden çekildi
1933'te Almanya tek parti yönetimi altına girmişti. Yani Hitler'e tüm hükümet üzerinde tam kontrol sağlanmıştı. Versailles (Versay) Antlaşması'nı görmezden gelen ve dünyanın her noktasında egemenlik kurmak için bir planı harekete geçiren Hitler, Almanya'yı Milletler Cemiyeti'nden çıkardı. Milletler Cemiyeti, Birleşmiş Milletler'in bir öncülüydü ve uluslararası işbirliğine kolaylıklar sağlamayı amaçlıyordu.
Hitler, Yahudileri günlük yaşamdan dışlayan yasaları kullandı
Hitler, Almanya'nın en büyük düşmanlarının komünistlerden bile daha tehlikeli olan Yahudilere işaret ediyordu. Yahudi iş yerlerinin ülke çapındaki boykotu 1933'te başladı; Yahudi olmayanların Yahudilere ait şirketlerle iş yapmaları artık bitmişti. Sonraki yıl, Yahudilerin hükümet içinde görev almalarını engelleyen bir yasayla birçok Yahudi işini kaybetti. Sonraki birkaç yıl içinde, ölüm kamplarına gönderilene kadar giderek daha fazla günlük yaşamdan uzaklaştırıldılar.
Üstün ırk yaratmak için Öjeni ile ilgilendi
Hitler, kendisi siyah saçlı ve siyah gözlü olmasına rağmen, sarı saçlı, mavi gözlü Aryanlardan oluşan sözde "üstün ırk" fikrine inanıyordu. Ötanazi yoluyla engelli çocukları ve yetişkinleri öldüren programları devreye aldı. Engellilerin toplu olarak öldürülmesi için geliştirilen teknikler daha sonra toplama kamplarındaki gaz odalarına kadar genişledi. Öjeni hakkında daha fazla bilgi edinmek için buraya tıklayın.
Aryan ideolojisi bir efsaneye dayanıyordu
Aslında saf bir Aryan ırk oluşturmanın verdiği heyecan, yani "Aryanizm" fikri on dokuzuncu yüzyıldan itibaren olmayan bir bilime dayanıyordu. "Aryan" kelimenin tam anlamıyla "İran'dan" demekti ve ilk hipotez, Aryanların hem Hint-İran platosuna hem de Kuzey Avrupa'ya yerleşen bir ırk olduğuydu. Bununla birlikte, teorinin uzun zamandır yanlış olduğu da biliniyordu.
1938'de Time Dergisi tarafından Yılın Kişisi seçildi
Sudetenland, Çekya'nın Almanya yakınındaki ve önemli bir Alman nüfusunu barındıran bir bölgesiydi. 1938 Münih Antlaşması, Sudetenland'ı Hitler'e bıraktı ve Time Magazine tarafından Yılın Kişisi seçilmesini sağladı. Birçok düşünceye göre, Sudetenland'ın alınması II. Dünya Savaşı'nın başlangıcının açık bir başlangıcıydı.
Ertesi yıl Polonya'yı işgal etti
Sudetenland'ı anlaşmayla almak, Hitler'in kendini yenilmez hissetmesini sağladı ve savaşa olan ilgisini artırdı. Zaten uzun süredir zevk aldığı bir şeydi. Ertesi yıl, Polonya'nın işgalini başlattı ve II. Dünya Savaşı'nı fiilen başlattı. İki gün sonra İngiltere ve Fransa Almanya'ya savaş ilan etti.
Hitler Avrupa'nın geri kalanını istila etti
1940 yılında Hitler Fransa, Hollanda, Danimarka, Norveç, Lüksemburg ve Belçika ülkelerini işgal etti. Birleşik Krallık ada bölgesi olduğu için kara işgalinden korunuyordu. Ancak Hitler adayı Britanya Muharebesi olarak bilinen ve Blitzkrieg (Yıldırım Harbi) yöntemiyle baskın yaparak bombalamaya başladı.
Hitler Sovyetler Birliği'ni istila etmemek için anlaşma yaptı ama uygulamadı
1939'da Sovyetler Birliği'nin diktatörü Hitler ve Josef Stalin bir saldırmazlık paktı imzaladılar. Bununla beraber, Hitler'in dünya hakimiyeti arzusu ve Avrupa'daki diğer işgallerinin başarıları, 1941'de Sovyetler Birliği'ni işgal etmesini tetikleri. Ancak kendisi ve ordusu, sert Rus kışlarına hazırlanmamışlardı.
Müttefikleri birbirine düşman etmeye çalıştı
Almanya, Mihver Devletleri oluşturmak için Japonya ve İtalya ile ittifak kurdu. Müttefik Güçler, en büyüğü Amerika Birleşik Devletleri ve Birleşik Krallık olmak üzere onlara karşı olan ülkelerdi. Hitler, Müttefikleri birbirine düşürmeye çalışarak dünyanın geri kalanına karşı savaş sahasını büyütmeye devam etti, ancak başarısız oldu.
Almanlar kendisine suikast yapmaya çalıştı
1944'teki oldukça etkili sonuçları olan D-Day (Normandiya Çıkarması) saldırısından sonra, birçok Alman askeri planlarının başarısızlığa mahkum olduğunu görmüştü. Ertesi ay, kendi çevresi 20 Temmuz Komplosu olarak bilinen darbe planıyla ona suikast düzenlemeye çalıştı. Ancak, darbe başarısız oldu ve savaş uzadı. Bu başarısızlık Almanya için giderek daha korkunç sonuçlara yol açtı.
1945'te Hitler yeraltı sığınağına taşındı
Müttefikler anakara Avrupa'ya ilerlerken bir yandan Nazi kontrolü altındaki ülkeleri özgürleştiriyordu. Almanya'nın yakında savaşı kaybedeceği giderek daha görünür hale geldi. Hitler, 1945 yılının Ocak ayında bir yeraltı sığınağına taşınmak zorunda kaldı. Burası savaşı yürüttüğü Nazi karargahı oldu. Daha fazla bilgi için: Wolfsschanze (Kurt İni): Hitler'in gizli karargahı
Eva Braun ile beraber yaşadı
Hitler ve Braun on yıldır ilişki yaşıyordu. Fakat 1932'de intihara teşebbüs etti. Bu hareketi bazı tarihçiler, Hitler'in dikkatini çekme çabası olduğuna inanıyor. Hitler yeraltına taşındığında Braun da arkasından geldi. Hayatının sonuna kadar orada yaşayacaktı.
Braun, Hitler'in sonuna kadar yanında kaldı
Bir gün savaş bittikten sonra Braun'un yakın danışmanlarından biri, insanların kendisini öldürmeye çalışabileceğini ve saklanması gerektiğini önerdi. Fakat Braun hiç şüphesiz, sonuna kadar Hitler'le kalacağını söyledi. Hitler, vasiyetinde ona yüksek bir yıllık emekli maaşı sözü verdi, ancak bunu alacak kadar yaşamadı.
Hitler, Benito Mussolini'nin başına gelenlerden korkuyordu
Benito Mussolini, İtalya'nın diktatörüydü ve savaş sırasında Almanya'nın müttefikiydi. 1943'te Müttefik kuvvetler Sicilya'ya girmişti. Bu İtalya'nın yenilgisinin başlangıcıydı. Kendi halkı Mussolini'yi yakaladı ve eski faşist meslektaşları tarafından hapsedildi. Mussolini Nisan 1945'te İtalyan partizanlar tarafından öldürüldü.
Aynı kaderi paylaşmaktansa intihar etmeye karar verdi
Hitler, yakalanmanın utancıyla yaşamak yerine, yeraltı sığınağında intihar etmeye karar verdi. İntihar planı çok önceden düşünülmüştü ve o ve Eva Braun hazırlık için adımlar attılar.
Braun ve Hitler 29 Nisan 1945'te evlendi
Hitler ve Braun yıllardır birbirlerini seviyorlardı ama asla evlenmek istemediler. Muhtemelen kendi ölümünden sonra emekli maaşı alabilmesi için ya da belki de ikisi bir şekilde diğer dünyada birleşebilsinler diye, ikisi 29 Nisan 1945'te yeraltı sığınağında evlendi.
Hitler'in siyanür haplarından biri köpeğinde test edildi
Hitler'in Blondi adında bir köpeği vardı. Sığınakta yaşarken dışarı bir kez çıkıyordu. O da sadece Blondi'yi bahçede günlük yürüyüşler için dışarı çıkardığı zaman. Siyanür hapı ile intihar etmeden önce Blondi'ye tabletlerden birini verdirdi ve ölüp ölmeyeceğini izledi. Ve öldü.
Hitler siyasi iradesini ve kişisel vasiyetini dikte etti
28 Nisan'a kadar Müttefik Kuvvetler, Hitler'in sığınağından sadece bin metre uzakta, Berlin'deydi. Gertrude Junge adında bir kadın olan kişisel sekreterini yanına çağırdı ve ona isteklerini ve vasiyetini yazmak istediğini söyledi. Harflerle yazmak yerine stenografi kullanmasını söyledi.
İkili ertesi gün intihar etti
Hitler'in Braun ile evlenmesinden bir gün sonra, kendisini öldürecek olan bir siyanür hapı aldı. Braun ise kendisine sıktığı bir kurşunla ölmeyi tercih etti. Muhtemelen Braun'un onunla birlikte ölmeye niyeti yoktu ama intihar etmeyi seçti.
Berlin iki gün sonra düştü
2 Mayıs 1945'te Berlin, Müttefik Güçlerin eline geçti. Beş gün sonra Almanya kayıtsız şartsız teslim oldu. Savaş bitmişti ve Hitler artık hayatta değildi. Çünkü savaş sonrası ne kadar aşağılanacağını tahmin ediyordu. Çok nefret ettiği komünistler, önümüzdeki günlerde ve haftalarda Berlin'i yağmalayacaklardı.
Hitler'in iradesi Almanya'nın Yahudilere karşı savaşmaya devam etmesini istiyordu
Hitler'in iradesini ve vasiyetini dikte ettirdiği zaman, Almanya kaçınılmaz bir yenilgiyle karşı karşıyaydı. Tasarladığı tek büyük ulus planı başarısız olsa da, vasiyetinde Almanya'nın en büyük düşmanları olan Yahudilere karşı savaşmaya devam etmesini istedi.
Mirası on milyonlarca insanın ölümünden ibaret
Hitler'in başlattığı savaş sonucunda altı milyon Yahudi, 20 milyon Sovyet ve en az beş milyon savaşmayan insan öldü. II. Dünya Savaşı'nın ölüm sayısı 60 milyon civarındaydı ve Hitler'i tüm insanlık tarihinin en büyük toplu katliamcısı yaptı.
Hitler hakkında tarihteki herhangi bir kişiden daha fazla araştırma yapıldı
Hitler'den önce hakkında en çok yazılan kişi, Avrupa'nın büyük bölümünü fetheden Fransız imparatoru Napolyon Bonapart olmuştu. Bununla birlikte, ölümünden bu yana geçen yetmiş yılda Hitler hakkında daha fazla şey yazıldı. Napolyon'dan bu yana iki yüz yıl geçmesine rağmen Hitler daha fazla ilgi çekiyordu. Tartışmasız modern tarihi herkesten daha fazla şekillendirdi.
Hitler muhtemelen deli değildi
Ölümünden bu yana geçen on yıllar içinde, birçok kişi, yaşamı eşi görülmemiş düzeyde insan ölümüne neden olan bu adamı analiz etmeye çalışıyor. Neden bu denli bir yıkım istedi? En yaygın sonuç onun deli olduğu yönündeydi. Ancak, muhtemelen eylemlerini tam kontrolle gerçekleştiriyordu ve ne yaptığının tamamen farkındaydı.
Çok keskin bir zekası vardı
Hitler, olayların görünüşte anlamsız olabilecek detaylarına hakimdi. Yeteneklerinden biri, düşmanlarının zihinlerini okumak, zayıflıklarının ne olduğunu anlamak ve yapacakları hareketleri tahmin edebilmekti. Tarihçiler bu keskinliği, onun savaşta suçlu olduğunun bir başka kanıtı olarak gösteriyorlar.
Hitler ve Braun'un cesetleri yakıldı
Hitler ve Braun'un cesetleri bulunduktan sonra belediye bahçesine götürüldü, benzin döküldü ve yakıldı. Bir görgü tanığı olan Rochus Misch, bir kişinin "Acele edin, patronu yakıyorlar!" diye bağırdığını söylemişti. Sığınaktaki çalışanları ona son bir selam vermek için kollarını kaldırmıştı…
Josef Stalin Hitler ve Braun'un cesetlerini buldu
Stalin, gerçekten öldüklerinden emin olmak için ordusuna Hitler ve Braun'un cesetlerini bulmasını emretti. Sovyet gözetiminde cesetler, nihayet 1970 yılında tamamen yakılana kadar tekrar defnedildi. Küller isimsiz bir mezara bırakıldı.